Ömür hanım biz geldik sevinç uğramayalı kaç mevsim geçti bilmiyorum gelecek mi onu da bilmiyorum Tanrı hangi mısralarında biçti bize bu mutluluğu bilmiyoruz ömür hanım
@esmabeytekin522 сағат бұрын
Bu şiirin fon müziğini nasıl bulabilirim acaba??
@yadrehtonaeid5 күн бұрын
-
@gulpapatya240517 күн бұрын
Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde
@kiziroglu_volkan23 күн бұрын
Bıraktıkları eseri neden kontrol etmeye gelirler gidenler?
@nursencan445226 күн бұрын
Yağmur yağıyor gökten değil, gönlümün boşluğundan...
@mdn0181Ай бұрын
Ne olurdu seninle birlikte dinleseydim bu şiirleri .Bu kadar yormasaydın beni bekletmeseydin Sana seni beklediğimi söyleyebilseydim Seni bekliyorum bekleyeceğim ömür ne kadar gecerse geçsin .😢
@tugcesozen1783Ай бұрын
Beni duy ve anla beni gör artık 🙏☀️🍀
@ÇiçekYerliАй бұрын
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım? Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi gör- meden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz dü- şünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tut- mak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de? Yağmur yağıyor Ömür hanım...gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gi- diyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar ka- tından? Dönelim...Dönmek yenilmektir biraz da, yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır...Olsun dönelim biz yine de. Bi- lincinde olmadan üstlendiğimiz sorumluluklarımız var. Evlere dönelim, sırtımızın kamburu evlere, cılızlığımızın görkemli korunaklarına, yalnızlığımızın kalelerine dö- nelim. Ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür hanım. Büyürken geniş ufuklarımız olmadı bizim. Küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. Hangi birini yenebilirdik bunca olanaksızlık içinde. Umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece.
@CumaliYapcaАй бұрын
Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada sözler yasaklanmalı . .
@CumaliYapcaАй бұрын
Beni konuşmaya zorlama ömür hanım. .
@CumaliYapcaАй бұрын
Yükümü yanlış bedestenlere çözdüm.
@HavaButan2 ай бұрын
Susmak yalnızlığın ana dilidir, ahh Ömür hanım yaşamak bir can sıkıntısı mıdır?💙
@melekacar34782 ай бұрын
Bu müziğin adi nedir
@ZeynepCevik-dc4ydКүн бұрын
Bulabildiniz mi
@BirselAyhan2 ай бұрын
Bundan 100 yıl önce de aynı şeyi düşledik Ömür Hanım. Kendi yüzümüzden akıttığımız kan belki sınır olurdu Ömür Hanım.
@BirselAyhan2 ай бұрын
Ne tuhaf değil mi savaşın muhatapları ellerini bsğlamış göbekleri üzerine ve biz kendimizi parçalıyoruz geçmişin hayaletleri karşısında. Hayaletler ölmez ömür hanım.
@cerendemirtas92292 ай бұрын
2506💔
@rumeysanur58342 ай бұрын
Ve güz geldi Ömür Hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde.Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı, yüzüm ömrümün atlası, düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür Hanım? Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz düşünün ki Ömür Hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış. Böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de? Yağmur yağıyor ömür hanım... Gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına... Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından? Dönelim... Dönmek yenilmektir biraz da, yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır... Olsun dönelim biz yine de. Bilincinde olmadan üstlendiğimiz sorumluluklarımız var. Evlere dönelim, sırtımızın kamburu evlere, cılızlığımızın görkemli korunaklarına, yalnızlığımızın kalelerine dönelim. Ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür Hanım. Büyürken geniş ufuklarımız olmadı bizim. Küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. Hangi birini yenebilirdik bunca olanaksızlık içinde. Umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece.Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür Hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir gözbebeklerimden. Sahi nedir yaşamın anlamı? Geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. Bakıyorum
@Aslı.öz2 ай бұрын
"Ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür Hanım."
@KŞ341272 ай бұрын
Çok doğru
@seheryildirim99022 ай бұрын
Biz güz günüydü Ömür hanım, ilkbaharın adını tebdil eyledim; ilkyaz ile.. Yagmur yağıyordu seslendim ve kimse duymadı sesimi yalnızlıklar katından. Her satırını yaşadığım şiirle bir güz günü...
@ferhatakan1852 ай бұрын
Bir gün seninle bu şiirin altında denk gelmek dileğiyle 😢
@beyzapolat14082 ай бұрын
O beni tanımaz ben onu unutmam
@vaveyla92113 ай бұрын
Seni anlayan beni de anlardı ömür hanım kimse görmedi kimse bilmedi ruhumuzun derinliğini ücra köşelerini olsun, olsun ömür hanım. 🍃
@siesta89663 ай бұрын
Şiir duygunun yoklamasıdır ömür hanım...
@serkan1133 ай бұрын
Bir gün yan yana oturup ellerimiz ellerimizle bir olunca belki gökyüzüne belki bir deniz’e bakarken dinleyeceğiz. Gerek yok bir manzaraya aslında senin gibisi bulunmaz zaten güzel gözlüm 🤍
@anlparlak75063 ай бұрын
Vay be
@nuralakcam41663 ай бұрын
Bu dünyadan ben geçtim
@damlavurar53623 ай бұрын
Kimseler görmedi Ömür Hanım bu dünyadan ben geçtim
@içibezgindışıgezgin3 ай бұрын
Sahi nedir yaşamın anlamı?
@mehmetoba78633 ай бұрын
Fon müziğinin ismi ne bilen çıkar mı ?
@Sensedim333 ай бұрын
Kendi dünyamda iyiydim neden olan mutlulugumu alıp cekip gittin ki 🖤🥀
@Azizİşik-p1t4 ай бұрын
Zalimin biri bağımlısı yaptı sonra da çekip gitti .
@Sensedim333 ай бұрын
O zalimlerin iki yakası bir olmasın çekip gittikleri yerde paramparça olması dileğiyle. :(
@muhammedarikanoglu62604 ай бұрын
Duymak istediğin herşey burda saklı sevgili...
@ozgurkarakurt51264 ай бұрын
Her kelimesi ayrı dokunan nadide eser.🌸
@ayselvardar.4 ай бұрын
beğenin de yeniden yeniden dinleyeyim
@usernameolcay5 ай бұрын
Ah ömür hanım ahh…
@ilknurrracar5 ай бұрын
anlayamadıkların dediği her şeyi bu şiirde gördüm.. onu gördüm.. ayaklarımı karnıma kadar çekerek.. umutla kalktım, bir umut da var bu şiirde.. dönelim... dönmek yenilmektir biraz da, yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır...olsun dönelim biz yine de. Bilincinde olmadan üstlendiğimiz sorumluluklarımız var. evlere dönelim, sırtımızın kamburu evlere, cılızlığımızın görkemli korunaklarına, yalnızlığımızın kalelerine dönelim. ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür hanım. ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde..
@alisahincobanoglu5 ай бұрын
ölçüsüzlükle boğuldum.. "ölümü bilerek nasıl yaşar insan.." anlayacaksın.. zamanla.. ezilmiş gözler var içimde.. ezilmiş bir ömür..
@Senem91895 ай бұрын
Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük,bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum...seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?kimseler görmedi Ömür hanım,bu dünyadan ben geçtimm....
@senaozbek95825 ай бұрын
Aylin hocama sevgilerimle.. ❤
@tugrulaksoyy5 ай бұрын
..Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım? Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi gör- meden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz dü- şünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tut- mak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de? Yağmur yağıyor Ömür hanım...gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gi- diyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar ka- tından? Dönelim...Dönmek yenilmektir biraz da, yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır...Olsun dönelim biz yine de. Bi- lincinde olmadan üstlendiğimiz sorumluluklarımız var. Evlere dönelim, sırtımızın kamburu evlere, cılızlığımızın görkemli korunaklarına, yalnızlığımızın kalelerine dö- nelim. Ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür hanım. Büyürken geniş ufuklarımız olmadı bizim. Küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. Hangi birini yenebilirdik bunca olanaksızlık içinde. Umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece. Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir gözbebeklerimden. Sahi nedir yaşamın anlamı? Geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. Bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki? Yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama... Değil mi yoksa? Öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, va- rolmaya, 'dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya... Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. Öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir "ben"e ulaştırırdı beni, kederli dal- gınlığımdan her döndüğümde...Bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay ya- kınlıklarına insanların. Kim kimi ne kadar anlayabilir Ömür hanım? Susmak yalnızlığın ana dilidir, Ömür hanım, şiiridir, beni konuşmaya zorlama ne olur. Sözün sularını tükettim ben, kaynağını kuruttum. Geriye bir büyük sessizlik kaldı yü- reğimde, kalabalıklar, kalabalıklar kadar büyük...Yalnızım Ömür hanım, geceler boyu akıp giden ırmaklar gibi ka- ranlıklar içre, öyle yitik, öyle üzgün, yalnızım...Sularım toprağa sızıyor bak. Yüzümü geceler örtüyor. Binlerce taş saklanıyor içimde. Kim kimin derinliğini görebilir, hem hangi gözle? Kendilerinin olan tek sözcük yok dillerinde, öyle çok ko- nuşuyorlar ki...Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz? Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi? Ve kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda? Yerini bulur mu gerçekten? Sözü yasaklamalı Ömür hanım yasaklamalı...Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri ko- nuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. Aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. Yanılıyor muyum? Olsun. Yanıldığımı biliyorum ya... Yeni bir şeyler söyle bana ne olur, yeni bir şeyler. Kurşun aktı kulaklarıma hep aynı sözleri, aynı sesleri duymaktan. Belirsizlik güzeldir, de örneğin, kesinlik çirkin. Sessizlik sesten -hele de güncel ve kof- her zaman iyidir; düş gücü, iç zenginliği verir insana. Dünyanın usul usul ağaran o puslu sabahları ve günün turuncu tülleriyle örtünen dingin akşamları bu yüzden etkiler bizi, duygulandırır, de. Anlık izlenimler sürekli görünümlerden her zaman daha güçlü, kalıcı ömürlüdür...Alışkanlıklar öldürür güzelliğimizi, bizi değişmek çirkinleştirir de. Kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile; bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur, insanın küçücük ömrünün karşısında. İstemenin kuralı yoktur, de, açıklaması sınırı suçu yoktur; istemek ya- şamın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız, ne yerinde ne yersiz... Biz hepimiz dikenli tellerle sarılıyız, her ilişkide bir par- çamız kalır ve bölüne bölüne biteriz de. En büyük hü- nerimiz kendimize karşı olmak, aykırı yaşamaktır, acı kaynaklarımızı ellerimizle yaratarak...Kıyılarımız duy- gularımızın boyunda, derinliğimiz aklımızın ölçüsündedir; ufuklarımızsa sisler içinde...O kıyısız gökyüzü nasıl sığar küçücük gözlerimize, bir bardak suya, demirli bir pen- cereye...Nasıl gizleriz ağız dil vermez bir geceye? Ve nedir ki gizi, daraldığımız her yerde bir genişlik duygusu verir içimize. Çözemeyiz, de, bu güdük bilinç, bu sığ yürek, bu ezbere yaşamla. Dünya bir testidir, de, Ömür hanım, ömür bir su...Sızar iğneucu gözeneklerinden zamanın, bir içim serinlik bir yudum mutluluk için. Ve bir gün ölümün balkonundan... dökülür toprağa el içi kadar bir su. Yerde birkaç damla nem, bir avuç ıslaklık...Ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün acıların anasıdır, de... Sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. Değişik şeyler söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. Yıldım ömrümün ka- lıplarından. Beni duy ve anla. Yağmur dindi Ömür hanım. Gökyüzü masmavi gülümsedi yine. Doğa aynı oyununu oynuyor bizimle. Umudun ucunu gösteriyor usulca, iyimserliğin ışığını süzüyor mavi atlasından. Ne aldanış! Bulutların rengi mavi-beyaz mıdır, kurşuni-külrengi mi yoksa? Gökyüzünü öpmek isterdim Ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşı- maktan. Delilik mi dedin? Kim bilir...Belki de yerde sü- rünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. Gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? Kim ne diyebilir ki? Kimseler görmedi Ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim...Yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. Beni cam kı- rıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile... Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm. Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. Saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. Ürperiyorum. Bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın so- kaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür hanım?
@dilandemir76585 ай бұрын
07.07.2024❤♾️
@ŞühedaBeşer5 ай бұрын
Herkes gibi yaşasaydım eğer çarşılar yeterdi bana nice eşyalar yeterdi yalnızlığı örtmeye
@sedashn06 ай бұрын
Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?..
@mehmetkaydas6 ай бұрын
İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde 🖤
@Nigarsultan-pd7nl6 ай бұрын
Bu şiiri benim hayatıma kendisinden armağan olarak bırakan Fatıma nur hocama teşekkür ederim.. Bana beni anlatan yaralarımı saran bir şiir oldu..
@sevdaerener76016 ай бұрын
Yıllar geçsede bıkmadan dinlemeye devam edeceğim bu şiiri
@ozlembucak29817 ай бұрын
Fon müziğin adını bilen var mı
@pixel_notes7 ай бұрын
4 yıl önce keşfettim şiiri. Hâla dinliyorum. Bir şiir nasıl her şeye cevap olabilir..
@Mehdiye_637 ай бұрын
Kim kimin derinliğini anlayabilirdi, hem hangi gözle..🍂
@Mehdiye_637 ай бұрын
Hepimiz hayatımızda bir kere de olsa bir yerde de olsa Ömür hanim olduk..