Kitap emek'te geçiyor diye düşünüyorum. Sanırım orda bi hata mı olmuş?
@bayraktarltdstiАй бұрын
Döndüğünüz zaman sizleri burada bekliyor olacağım hocam.Kararınıza elbette saygı duyuyorum.Umarım yine yeniden buluşuruz.
@idilgulnihalyazc3154Ай бұрын
Mine Hanım mutsuz olduğunu söylemez Hatta aksini iddia eder. Toplumun sorunları sebebi ile huzursuz olması mutsuz olduğu anlamına gelmez. Çok sevdiğinizi söylediğiniz bir yazarı hiç tanımadan ve çok zıt anlatan bir yorumlama.
@sezaiekinci7321Ай бұрын
düzeltme, woolf un üvey abisi tarafından tacize uğradığı ne yazık ki iddia değil gerçektir, yazarın varolma anları isimli deneme-günlük tarzında kitabında, bunu kendisi ifade etmiştir
@mehmetgungor4560Ай бұрын
Çok teşekkürler, emeklerinize sağlık.
@ertugrulkolemen632Ай бұрын
emeğinize sağlık hocam.
@Lutfiye7772 ай бұрын
Film isimlerini yazar mısınız anlaşılmıyor.çok güzel yayın teşekkürler
@beyzos012 ай бұрын
Filistin meselesi hakkında bu tarz videolar yaparsanız çok seviniriz. Verimli bir video olmuş, teşekkürler.
@seriyeismayilova982 ай бұрын
Òlùmùnùn 74cù ilidir dediler,😊sen adam deyilsen ki,sen ruh adamsan...
@mehmetefe18523 ай бұрын
Senin hocan boş boş konuşup laf kalabalığı yapacağına önce hakkında konuşacağı kitabın yazarı ile ilgili biraz araştırma yapsın.
@highdere3 ай бұрын
gürültü çok kötü etkilememiş, bence doğallaştırmış bile..elinize sağlık
@mantyogurt21914 ай бұрын
çok samimi olması içeriğe çok büyük katkı sağlamış hakettiğiniz yerde olmanız duasıyla
@Lulu-jl9hg4 ай бұрын
Teşekkürler ❤
@pisikedi78834 ай бұрын
Kanalın sorunu işlediği kitabın adını video kapağına yazmaması. Kanalda bir dolaştım, maalesef videoların adının yarısı görünüyor. Bu durum cep telefonu kullanıcıları icin bir dezavantaj. Yoksa bu kadar iyi iceriklerin, böyle az izlenmesinin başka bir acıklaması olamaz. ❤
@pisikedi78834 ай бұрын
Sevgili kanal admini elinize telefonunuzu alıp kanalın videolar sekmesine basıp hangi kitaptan hangi videoda bahsedildigini anlaşılamadığını siz de göreceksiniz. Niyetim taşlamak değil, bilakis acizane size faydası olacak bir öneride bulunmak.
4 ай бұрын
Estağfurullah, niyetiniz için çok teşekkür ederiz. Lakin artık bir manası kalmadı. Çünkü video çekmeyi bıraktık son attığımız videolar ile. Lakin bu dediğinizin bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Sorun (!) olan ne bu videolarda ben size söyleyim: 1. Kitabın içeriğinin, hikayesinin, hatta çoğu zaman kahramanlarının anlatılmaması. 2. Haliyle bu videoları izleyenlerin "ben kitabı okudum diye bir yerde şov yapamaması", 3. Bu videoların insanları daha yapıcı ve faydalı olacak şekilde bilgilendirmesi. Türk milletinin istediği şeyler, popüler olan şeyler belli efenim: "Hap bilgi, kısa bilgi, araştırmadan öğrenme isteği" O yüzden sizin dediğiniz sorun belki de en basit olanı olarak kalıyor. Bilmem esas sorun nerede gösterebildik mi ? Haa kanalın az izlenmesi asla sorun olmadı bu arada sadece videolar da geyik, eğlence olsun diye konuştuk. Biz faydaya odaklı idik, izleyen alır izlemeyen almaz zorla kimseye fayda sağlanamaz sonuçta değil mi efenim. Neyse tekrar tekrar teşekkür ederiz, Baki hürmetlerimizle. 🙂
@batibrahim5 ай бұрын
ağzınıza sağlık
@Lulu-jl9hg5 ай бұрын
Harika bir analiz, yeni keşfettim sizi abone oldum
@BatSwerm5 ай бұрын
Ben 28 yaşındayım bugüne kadar 400 kitap okudum sizce çok mu kötü
@UtkuERİŞEN14Ай бұрын
Az kötü.
@BatSwermАй бұрын
@@UtkuERİŞEN14 o ne demek
@UtkuERİŞEN14Ай бұрын
@@BatSwerm yani idare eder:)
@BatSwermАй бұрын
@@UtkuERİŞEN14 Peki
@ipekyagan8225 ай бұрын
Emeğinize sağlık 🌿 Yayınevleri ve çevirilerden de bahsetmeniz çok güzel oluyor.
@dzeynep6 ай бұрын
Arkadaki seslerden çok rahatsız oldum keşke gürültüsüz ve ışığın düzgün olduğu bir yerde çekim yapsaymışsınız, sohbet çok güzel ancak çok rahatsız edici dış sesler
@Dostoyevski3967 ай бұрын
Böyle kaliteli bir kanala denk gelmek güzel bir duygu, kitabı saatler önce bitirdim çok beğendim..Kitap hakkında konuşulması gereken çok şeylerin olduğunu düşünüyorum sizden dinlemek ayrı bir zevk olacak.
İyi yayınlar, iyi çalışmalar. Dan Diner'in Mühürlenmiş Zaman isimli eserinin altıncı bölümünün özellikle ilk kısmında Vico ve İbn Haldun'un tarihe bakışlarındaki benzerlikler üzerinde duruluyor, istifadenize sunmak istedim.
@sunrind7 ай бұрын
Çok çok çok güzel bir bölümdü. Umarım en kısa zamanda dönersiniz. Her şey vaktine esir. Yorgunluklarınız şifa bulsun inşallah. Sevgiler selamlar.
@abdullahar49767 ай бұрын
Hakkınızda hayırlısı olsun hocam. Dinlenmek de güzeldir. Biz döndüğünüzde burada olacağız
@ozgetatarr7 ай бұрын
Çabalarınıza emeğinize sağlık, bu videoda ses daha iyiydi evet. İçerikler oldukça kaliteli bence, devamının gelmesi dileğiyle ☺️🌸
@tugayakntelli80367 ай бұрын
Tekrar izlenmesi bir video olmuş. Teşekkürler… (Gözlerimiz yollarda)
@SedatKurtulus7 ай бұрын
Hakkınızda hayırlısı olsun. Bu güne kadar göstermiş olduğunuz çaba ve özveriden dolayı çok teşekkür ederim. Dilerim her şey gönlünüzce olur...
@thetrapper547 ай бұрын
Molalar da yolculuğa dahildir. Zamanı geldiğinde her zamanki gibi keyifli ve bilgilendirici içeriklerinizle döneceğinizden şüphemiz yok. Beklemedeyiz.
@zugzwang31027 ай бұрын
Sevgili hocam sizi 3 senedir takip ediyorum. Olabildiğince de videolarınızı izledim. Bu kanala emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Hayatına bir şeyler kattığınız insanların var olduğunu bilmenizi istedim. Geriye daha güçlü ve arzulu dönmeniz temennisiyle. Sağlıcakla kalın efendim.
@ylmazkorkmaz62707 ай бұрын
Tüm videolarin altına niye bu kanal büyümüyor yazmak istiyorum. Sonra cevabı kendim aramaya başlıyorum. Tanınmıyor Video kaliteleri özellikle dış ses filtrelenemiyor olması. Teknoloji çok gelişti muhakkak vardır bir yolu
@Rousseau-YalnizGezgin7 ай бұрын
Ne yazık ki savaş, soykırım ve kitlesel öldürmeler “normal insan davranışı”dır; çünkü hepsi de düzenli bir şekilde meydana gelir. Tarihe ister savaş, çekişme ve şiddet ile ara verilen barış dönemleri ya da barışla ara verilen savaş, çekişme, şiddet dönemleri olarak bakabilirsiniz. Bir tarihçi olarak, insan agresyonunu, kabalığını, şiddeti ve çekişmelerini insan tarihinin tam da merkezinde olduğunu düşünüyorum. Çoğumuzun kabul etmek isteyebileceğinden daha fazla “normal”lik söz konusu; çünkü biz insanlar kendimizle alakalı bazı ilüzyonlardan vazgeçmekte zorlanıyoruz. Kim olduğumuz ve ne yaptığımız gerçeğini doğrudan görmekten çekiniyoruz; çünkü gerçeğin bizi üzmesinden korkuyoruz.[1] Tarihin bize verdiği kanıt, insanların zalim ve canavarca eylemleri yapabilme kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor, hem bireysel olarak hem de bir gruba dahil olarak. Soykırımı “bir grup güçlü bireyin akıldışı bir davranışı” olarak göremememin sebebi bu. Tam tersine soykırım, bizim neleri yapabileceğimizin çok net bir ispatıdır. Soykırımsal boyutlardaki mega suçlar, insan tarihinin görünen yüzünün hemen arkasında meydana gelmeyi bekliyor; çünkü kurbanlaştırdığımız hayvanların başına daima bu olay geliyor. Yahudi yazar Isaac Bashevis Singer söz konusu hayvanlar olunca bütün insanların birer Nazi olduğunu söylemiştir. Hayvanların yaşadığı şey, “Sonsuz Treblinka”’dır. Masum canlıların kitlesel olarak öldürülmesine 1945’te son verilmedi ki; sadece hayvanların “sonsuza dek” sömürülmesi ve katledilmesine doğru bir rota değişikliği yaşandı; bu da insan baskısı ve şiddetinin bir modeli ve itici gücü olmaya yaradı. Mezbahalar olduğu sürece Treblinka ve Auschwitz daima var olacak. Yahudi Alman düşünür Theodor Adorno’nun söylediği gibi, “ Auschwitz, birisi bir mezbahaya bakıp, “ama onlar hayvan” diye düşündüğünde başlar”.[1] Hayvanların katledilmesini güçlünün güçsüzleri sömürmeye hakkı olduğu şeklinde onayladığımız sürece birbirimize karşı şiddet uygulamaya ve yıkıcı davranışlarda bulunmaya devam edeceğiz. Adolf Hitler, “gücü olmayan, hayatta kalmış şansını hakkını kaybeder” diyor. Savaşı kaybettiyse de onun faşist görüşü başarılı oldu, ne kadar ironik. İnsan uygarlığı da bu faşist görüşle yapıyor yapacağını; inekler, domuzlar, koyunlar, tavuklar ve diğer hayvanlar kendilerini savunamadığı için, hayatta kalma haklarını kaybediyorlar. Bundan dolayı onlara ne istersek yapmakta özgürüz sanıyoruz. Elbette hayvanlara yardım etmenin en önemli yolu, onları yememektir. Herkes en azından bunu yapabilir: Mezbahaları ağzınızdan uzak tutun.[1] Yirminci yüzyılın kanıtlayacağı gibi Amerika’daki mezbahaların endüstriyel itlafı ile Nazi Almanyası’nın montaj hattı seri itlafı arasında sadece bir adım vardı. Her şeye hükmeden tür olma yolunda yükselişimizin tarihi boyunca hayvanları kurban etmemiz birbirimizi kurban haline getirmemizin hem temelini atmış hem de bir modelini oluşturmuştur. İnsan tarihinin incelenmesi buradaki örüntüyü açıkça ortaya koyar: öncelikle insanlar hayvanları sömürür ve katleder; ardından insanlar diğer insanlara hayvan gibi davranır ve onlara da aynısını yaparlar.[2] İnsanların kendi kontrolü altına giren hayvanlara davranış biçimini nitelendiren baskı, kontrol ve manipülasyon, aynı zamanda insanların birbirine davranma biçimi anlamında bir model oluşturdu. Hayvanların köleleştirilmesi/evcilleştirilmesi insan köleliğine giden yolu araladı. Karl Jacoby’nin söylediği gibi, kölelik “evcilleştirme sürecinin insanlara doğru genişletilmesi” idi.[3] Avustralya’daki Hartheim ötenazi merkezinde 2 sene geçirmeden önce Bruno Bruckner, Linz mezbahasında kapı görevlisi olarak çalışmıştı. Treblinka’daki sadist gardiyan Willi Mentz iki T4 imha merkezi olan Grafeneck ve Hadamar’daki ineklerden ve domuzlardan sorumluydu. Treblinka’nın son kumandanı Kurt Franz, SS’e katılmadan önce kasap olarak eğitim almıştı. Sobibor ölüm kampında görevlendirilmeden önce Hadamar’da imha fırınında çalışan Karl Frenzel de aslında kasaptı. Polanya’ya Yahudileri imha etmek için gönderilen Alman personel için hayvan sömürüsü ve hayvan öldürmede tecrübe sahibi olmanın mükemmel bir eğitim anlamına geldiği ortaya çıkıyordu. Hayvan sömürüsü ve hayvanların öldürülmesi insanların kitlesel olarak öldürülmesi için bir emsâl oluşturuyor, ve bunu daha mümkün kılıyor; çünkü bizi bizden farklı olan ötekilere empati, şefkat ve hürmetle yaklaşmamaya şartlandırıyor.[3] Yemek seçimleri ne olursa olsun Hitler, Almanya'daki vejetaryen akımına karşı az bir sempati duymuştu. 1933'te iktidara geldiğinde Almanya'daki tüm vejetaryen derneklerini yasaklamış, önde gelen isimlerini tutuklamış ve Frankfurt'ta basımı yapılan ana vejetaryen dergisini kapatmıştı. Nazi zulmü, karnivor bir ulus içerisinde sadece küçük bir azınlık olan Alman vejetaryenlerini ya ülkeden kaçmaya ya da kendilerini saklamaya zorlamıştı. Almanyalı barış yanlısı ve vejetaryen Edgar Kupfer-Koberwitz önce Paris'e, sonra da Gestapo'nun kendisi yakalayıp oradan da Dachau Nazi kampına geri gönderdiği İtalya'ya kaçmıştı. Vejetaryen beslenmenin savaş zamanında yaşanan gıda kıtlığı sorununu hafifletmede yardımcı olacak olmasına rağmen Nazi Almanyası savaş süresince işgal ettiği tüm bölgelerdeki vejetaryen derneklerini yasaklamıştı. Charles Patterson
@Rousseau-YalnizGezgin7 ай бұрын
Sadık hidayeti vegan olduktan sonra tanıdım dunya böyle kaliteli insanları yalayıp yutmuş, 💔 Allahtan, işledikleri toplu kıyım cinayetleri gözden uzak olsun diye mezbahaları şehir dışında kuruyorlar. Mezbaha, iki ayaklı hayvanın icadıdır. Hiçbir yırtıcı ve kan dökücü canlı, yemini bu denli rezilce yemez! İnsan, kurtların ve yeryüzündeki kan dökücü canlıların yüzünü ağartmıştır.[4] İnsanların yediği et, kendilerini savunamayan günahsız ve zararsız varlıkların çektiği acı ve işkencedir. Dökülmüş kanları intikam çığlığı atar, insana ve üstünde yaşadığımız gezegene lanet okur Sadık Hidâyet 💔
@pelinsuthan82907 ай бұрын
Hocam yorumlarınız çok değerli. Uzun zamandan beri ilgiyle takip ediyorum sizi. Bilgilerinizi, birikiminizi bizlere ulaştırdığınız için size ve emeği geçen arkadaşımıza teşekkür ederim.
@ismailemre267 ай бұрын
kavalalının beslemesi manisayı işgal eden kavalalıya yardım eden adamın torunu olması yakup kadriyi taraf yapmaz mı
@SedatKurtulus7 ай бұрын
Çocuklara önerilebilecek kitapları bir araya getirmek üstünde durulması gereken önemli bir konu. Eksik veya yanlış bir şeyleri sadece dillendirmek manasız olurdu. Bu doğrultuda bir çözüm getirme çabanızı takdir ettim... Bu arada Galip hocam ve Anıl hocam eksik olmayın. İyi ki varsınız. Selamlar saygılar...
@Oyle-Miymis21347 ай бұрын
Teşekkürler
@abdullahar49768 ай бұрын
Üniversite 1. sınıfta tarih hocamız okutmuştu, o zaman da öğrenmiştim, eminim şimdi okusam daha farklı pencerelerden yeni şeyler öğrenirim, teşekkür ederim bu güzel kitabı hatırlattığınız için
@cruella.63868 ай бұрын
hocam önünüzdeki dosya kendi derlemeniz mi? yoksa bir makale mi rica etsek kaynak belirtebilir misiniz?
@cruella.63868 ай бұрын
değerli hocam, kendi notlarınız mı okuduğunuz? bir makale çıktısı mı kaynak vermek istiyoruz izninizle kaynak belirtebilir misiniz?
8 ай бұрын
Hocamızın kendi okumalarindan oluşan kendi notlarıdır ilk 20 bölümde çektiğimiz Tarih Felsefesi bölümleri. İnşallah yıl bitmeden bir sürpriz eser bu konuda gelecek. 🙂
@Lena.dAyAnAy8 ай бұрын
Teşekkür ederiz 😊
@zehraakarsu72808 ай бұрын
Çok faydalı bir bölüm olmuş. Emeklerinize sağlık. Momo için hassas davranıp Küçük Prens'i birçok çocuğa okuttuğum için öz eleştiri yapmama vesile oldunuz. Var olun hocam.
@SedatKurtulus8 ай бұрын
Çok teşekkür ediyorum. Ağzınıza ve yüreğinize sağlık. İkinci bölümü heyecanla bekliyorum…
@tugayakntelli80368 ай бұрын
Faydalı sohbetiniz için teşekkürler hocam.
@songulertassssssssssssss8 ай бұрын
Dönüp durup izlediğim bölüm, bilginize sağlık hocalarım. Rica: Kayıtları spotify'a da yükleseniz şahane olacak. İyilikle...
@puryanifidannaz6358 ай бұрын
Marcus Avrelius izlenmeyi, takip ettirilmeyi, kontrol ve gözlem altında tutulmayı reddederdi. Üstelik belli başlı grupların çıkar sağlamak için örgüt kurmalarının topluma zarar verdiği fikrini savunurdu. Hele insanların üzerine kadın ajanlar gönderilmesini hiç tasvip etmezdi. Umarım yeterli olmuştur. Bırakın Marcus Avrelius kendi fakir ve dürüst hayatına devam etsin. Elinizde datanın ve organizasyon gücünün olması sizi haklı çıkarmaz. Bi bakarsınız bilinmedik bulut arşivlerinden yeni kayıtlar çıkıverir.
@betul76178 ай бұрын
👏👏👏
@bayraktarltdsti9 ай бұрын
Böyle bir fantastik edebiyat efsanesi metine bu değeri verip doya doya izleyeceğimiz ve yıllar sonra yine dönüp tekrardan başvurabileceğimiz böyle değerli bir içerik oluşturduğunuz için çok teşekkürler.Tolkien gerçekten çok çok büyük bir yazar ve onun yarattığı dünya belkide birçoklarımızın tam olarak düşlememiş olsakta içinde kesinlikle koşulsuz şartsız yaşamak isteyeceğimiz cinsten etkileyici bir dünya.Bu manada fantastik edebiyatın gerçek fikir ve akıl babası olan Tolkien’i saygıyla anıyoruz.Oğlu için söylediklerinizede katılıyorum.Miras yedi asla değil hatta ve hatta günümüzde saklı kalmış ve şuanda bölüm bölümde olsa çıkan kitapların bizlere ulaşmasındaki yegane kişidir Christopher Tolkien.Miras yedi değil tam aksine mirasın koruyucusu gibiydi.Eğer o olmasaydı J.R.R Tolkien’in külliyatından çok saçma işler yapmaya kalkışan tonla büyük firma olurdu.Oğlu bu projelerin birçoğuna onay vermeyip babasının mirasını gerçek manada korumuş ve onun basit bir sektör malzemesi haline gelmesine asla müsade etmemiştir.Bu vesileyle oğlunuda saygı ve minnetle anmak gerekir.Emeğinize sağlık tekrardan
@ylmazkorkmaz62709 ай бұрын
Çok kıymetli bilgiler Bu kanalı uzun.suredir takip ediyorum. İzlenme sayılarına takilmamanizi takdir ediyorum. Çekimleri neden sessiz bir ortamda yapmadığınızi muhtemelen aciklamissinizdir ancak çözüm yok mu?
@bayraktarltdsti9 ай бұрын
Ağzınıza sağlık hocam ilk günkü heyecanınızla bu programınıza devam ettiğinizi görmek çok mutlu ediyor.🤗