Ben bu kanalı küçücük aklı, kısacık yaşam tecrübesi ve sığ dünya görüşü olan bir ergenin kendisinde olduğuna inandığı bir güç ile benle alay etmek için seçtiği belirli bir konuda dahi yeterince iyi olmadığı halde (bkz: bok gibi Türkçen) yine de hadsizce bir şeyler zırvalaması ve kendisini rezilce haklı ve üstün hissetmesi için açmadım. Ama çok kaşınıyorsunuz abicim. Daha önce bir taneniz bana Türkçe dersi vermeyi denerken ağlayarak gitmişti. Yoruyorsunuz Kansaban’ı, bana sizi rencide etmek dışında başka bir yol bırakmıyorsunuz. Ekseriyetle profiline Kvothe koymuş kimlik arayışındaki bir gencin akranlarında görülen özentice İngilizce kelime kullanımı ile koskoca benim doğal İngilizce kullanımım aynı şeyler değiller. Hayır daha önce de yorum yapmışsın bana, o zamandan beri hiç mi fark edemedin özentilikten uzak, olgun bir büyüğün olduğumu? Neyse. Saçma sapan hareketleri olan anormal biri olduğum için beni çok itici vesaire bulmanız en doğal hakkınız. Fakat kimse bana özenti diyemez. Daha piyasada Brooklyn Nine-Nine yokken ben “co co co cool!”diyerek geziyordum. Şimdi derhal köyüne!

@@Kansaban. Eyvah eyvah ön yargılar abidesi olmuş yazdıkların... 38 Yaşındayım, hayatım Türkçe öğretmek ile geçti lakin konumuz Türkçe dil bilgisi değil, İngilizce özentiliği. İkisini ayırt edebilecek kapasitede bir tecrübeye sahip değilsin muhtemelen o yüzden açıklama gereği duyuyorum bir zahmet iyi oku, iyi anla : Yaptığım eleştiri İngilizce özentiliği ile alakalıdır. Türkçe dil bilgisi, dil yapısı, imla hataları, Türkiye resmi Türkçesi, şivesi, ağızı ya da lehçesi ile alakalı değildir. Kullandığın kelimeler ile alakalıdır. O yüzden sana İngilizce özentiliğinden bahseden birisinin yazdığı yoruma bakarak, Türkçesini eleştirmen mantık dışı. Şimdi bu kadarını anladıysan devam edelim. Profil resmimdeki Kvothe karakteri, romanı ya da yazarı benim için son derece önemsiz, hatta sevdiğim bir yazar bile değildir, ayrıca fantastik edebiyatı da fazla sevmem. Sırf resim hoşuma gittiği için bu resmi profil resmi yaptım. Kimlik arayışında bir genç olmadığımın farkına varmışsındır artık o yüzden bu konuyu geçelim. Gelelim en rezil, en cehalet dolu ve de aslında beni en çok üzen cümlene... ''Özentice İngilizce kelime kullanımı ile koskoca benim doğal İngilizcem aynı şeyler değiller.'' Ah bak şu cümleyi okuduktan sonra sırf seni kurtarmak için yazıyorum inan ki. Doğal İngilizceymiş tövbe estafurullah. Doğal olması özenti olmadığı anlamına mı geliyor ? Eğer Türkçe konuşurken gereksiz yere İngilizce kelimeler paralıyorsan bilinç altında İngilizce özentiliği yatar ya da iki dili birbirinden ayırt edemeyecek kadar geçiş yapıyorsun demektir. Bu geçişi en çok yaşayan insanlar acemi tercümanlardır ki tercümanlar dahi böyle senin gibi bir hata yaptıklarında özür dilerler zira bu bilerek yapılmayan hatayı bile ayıp bir şey olarak görürler. Lakin senin yaptığının bu geçiş sorunu ile alakası yok seninki düpedüz özentilik. ''Brooklyn Nine-Nine yokken ben “co co co cool!”diyerek geziyordum.'' cümlen bunu bir nevi ispatlamış oldu. Fakat farz edelim ki ben hatalıyım, sen sadece bir geçiş sorunu yaşıyorsun ya da anlık olarak aklına Türkçe bir tabir gelmediği için İngilizce kelime kullandın. Fakat yine de bu iki durumda bile işin özünde özentilik yatar. Birincisinde aklına Türkçe kelime gelmemesi bilinç altındaki özentilikten, eğilimden dolayıdır. Dik duramamışsın yani anlatabildim mi ? Kelimeyi kendi diline kabul etmişsin ve kendi dilindeki aynı anlamı ya da yakın anlamları taşıyan kelimeleri tercih etmiyorsun. Bunun yani bu eğilimin farkına varamamış olabilirsin. Derince düşünürsen bunu fark edebilirsin. İkinci olarak genelde işe yeni başlayan Tercümanların yaptığı geçiş sorununun da özünde birinci durumdaki kadar olmasa da özentilik vardır. Dil ve kültür olarak bir tarafa daha baskın bir eğilim gösterildiğinde ya da maruz kalındığında, ister istemez kelime hatırlamakta zorlanmaya başlanır. Bunun için sürekli alıştırma yaparlar, tecrübe edinirler ve özellikle de zihinlerinde iki lisanı birbirinden ayrı tutmaya çabalarlar. Buna kültür ve edebiyatta dahildir. Ayırt edici özellikleri diri tutmaya çalışırlar ki hataya yer vermemek için. Anlatabildim mi ? İstersen bu yazdıklarımı gidip bir Türk Dili ve Edebiyatı hocasına okutabilirsin. Herhangi bir yanlışım varsa gelip söylersin bakarız neymiş... Şimdi son olarak, köyüme gitmeden önce şunları söylemek istiyorum ; Kanalında gördüğüm kadarıyla gençlere tavsiye verdiğin içeriklerin var. Lütfen bu tarz özenti kelimeleri kullanmayı bırak çünkü sen böyle yaparsan gençler iki katını yapmaya başlayacak ki yapıyorlar zaten. Bu da yıllar sonra Türkçe'nin yok olması ile sonuçlanır. Siz “co co co cool!” diyerek gezerken bir de bakmışsınız memlekette ana dilinizi konuşan insan kalmamış. Torunlarınıza vasiyetinizi İngilizce yazmak zorunda kalırsınız. Unutmayın ''Türkçe giderse Türkiye gider...''

Kısmen doğru.

İtiraf et beni seviyon. Hişşş tek kelime etme…

Yakın gelecekte pek mümkün görünmüyor.

@Kansaban. İnşaAllah denk gelir

@Kansaban. Abi merak ettiğim hep birşeylerin eksik olma hissi ya da boşluk hissi geçiyor mu yoksa kalıyor mu o his?

@@sa0625 Geçiyor. Fakat nasıl ve ne zaman geçeceği kişinin kendisine bağlı. Herkes kendine has bir yol yürüyor, yürümeli.

Verilerimizin çalınmasına dair gösterdiğimiz kayıtsızlık da bizzat kendimize bir birey olarak duyduğumuz(duymadığımız) saygı ile yakından alakalı. Videoda hiç aklıma gelmedi ha iyi tespit. Seni tebrik ve tevkif ederim genç adam.

Bilmiyorum, ama bir yolu olmalı. Mutlaka bir yolu olmalı evlat.

Can çekişiyordu çünkü.

Tam tersi, çirkin erkeğin işi daha zor. Trust abine.

Çok kitap aldım ordan. Kombi bile aldım hatta. Güvenilir.

Cunku o bin kisi daha degerli olacak, sonra 100binde bir milyonda sadece o bin kisi anilacak digerleri esantiyon