örnekleri, heyecanlandırması, merak duygusu uyandırması ve empati kurdurtması mükemmel hocanın.

Sözelciler Fizik anlayabiir mi?

EZBERCİ EVRİMCİ BİR PROF. ERGİ DENİZ ÖZSOY UN KOMİK YANLIŞLARI - Laktoz intoleransi- kzbin.info/www/bejne/bZrOiYeiaq2sd9Usi=D3sBaeMdVsaChJQ4

Bu kadar zor bir konu ancak bu kadar basit anlatılabilir. Çok teşekkür ederim. Zevkle izliyorum.

Ertan Sinan Şahin hocamın gençliği 😂😂

Çok teşekkür ediyorum

Levonten boş fikirleri var .ateist evrimciler bişey bulduk sanıyor..Evrim de amaclilik açıklanmıyor Bebek dişsiz döguyor..bişey yiyemez olur..aynı anda anneden süt geliyor..bunu levontende Ergi de açıklayamaz..tesadüf der geçer.

Evrim ilahi bir yaratma süreci bir tekamuldür

Acilen Bayram Hoca youtube da ders anlatması lazım. Çok iyi anlatımdı hayran kaldım

.

19. dakika da sorduğunuz soruyu gördüğümde Popper'ı okumadığınızı anladım. "Ona göre bu yüzden doğa bilimleri bilimselken, sosyal bilimleri bilim değildir." sözünün kaynağını lütfen verin. 2 kitabını defalarca okudum, böyle bir cümle ile karşılaşmadım, Popper, sosyal bilimlerden çıkan büyük kuramların sürekli kendilerini doğrulanma eğiliminde olduğunu gözlemlemiş ve buna göre sosyal bilimlerin içindeki bazı kuramların yanlışlanabilirlik ilkesi sebebiyle bilim dışı olduğunu söylemiştir. Eğer buradan hareketle Popper, sosyal bilimlere bilim değildir demiştir diyorsanız, yanlış ve saçma bir genelleme yapıyorsunuz.

👏👏👏

Kültürümüzle kaynaklı doğdumuzdan beri maruz kaldığımız için düşüncemize kimliğimize yansıyor. İnsanların neyin Doğru neyin yanlış olduğunu anlayabilmesi lazım bunun içinde sürekli çalışmak lazım

Bu güzel videoya keşke müzik eklenmeseydi... Emeği geçen herkese teşekkürler 👋👋

44:32 "Işık hızından hızlı bir hareket mi oldu?" Hocanın cevabı "giden gelen bir şey yok"! Tam da Einstein'ın özel göreliliğin ihlali söz konusu dediği ve gizli değişkenler fikrini ortaya attığı noktada hoca kendinden çok emin ve en kritik noktayı açmadan geçiştiriyor. Konuyu ışık hızından hızlı haberleşme mümkün müdür sorusuna taşıyıp dikkat dağıtıyor. Fizikçilerin "spooky action at a distance" fenomenine cevapları çeşitli. Kuantum bilgisinin (yani ölçüm sonucunun) ışık hızından hızlı iletildiğini düşünen de var, dalga fonksiyonunun çok büyük olması nedeniyle parçacıklar arası sinyal iletimine gerek olmadığını düşünen de. QFT ve GR çalışan bir akademisyenden daha fazlasını beklerdim.

1:10 hocam burada bir teori-yasa yanılgısı yok mu? Kuramların yasa olma gibi bir zorunluluğu yoktur. Evrim kuramı ve evrim yasası birbirinden farklıdır evrim yasası bize ne olduğunu söyler evrim kuramı bize nasıl olduğunu anlatır tıpkı yerçekimi yasası ve kütleçekim kuramı gibi..

Bir tarafım çok bilinesi diyor, diğer tarafım milyonlarca yıl milyarlarca insan bilmeden ve hiç bir eksiklik hissetmeden.. yani çok küçük, çok az etkili, dolayısıyla why bother? Büyük saçmalıyor olabilirim, bilemiyorum

Yeni bilimsel veriler Darwinism i Yanlışlıyor kzbin.info/www/bejne/j57NnaWta6yggbc

Teşekkürler

Vakti dar olanlar ilk 18 dakikayı hiç dinlemeden ileri alabilirler.

Ergi Deniz Özsoy'un youtube'taki bütün videolarını izledim. Kendisine hayran değilim, evrime inanmıyorum.

Hocam kusuruma bakmazsanız bir eleştiride bulunmak istiyorum. Son soruda çok fena konuyu saptırıyorsunuz. Sorunun sorulma amacının ne olduğundan öte neticede bu sorunun sorulmasına sebep olan gözlemlerimiz var. Gözlemden de öte insanın nasıl bir doğaya sahip olduğunu bizzat her birimiz yaşayarak icra ediyoruz. İnsanın şu yönü de var bu yönü de var demek sorunun yakıcı ve iç karartıcılığından kaçmamıza yardımcı olabilir ama çözüm ve/veya çare değil. İnsan hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yapan bir canlı. Ne iyi, ne kötü (iyinin ve kötünün ötesinde) bir canlı. İnsan bir şeyleri ne iyi olmak için yapıyor ne de kötü olmak için. İnsan her ne yapıyorsa hayatta kalmak için yapıyor. Dolayısı ile bazen yaptığı şeyler iyi olarak sonuçlanıyor bazen ise kötü olarak. Genelde kötü oluyor. Neden? İnsanın eylemleri neden çoğunlukla diğer insanlar için kötü sonuçlara yol açıyor. Çünkü insan kendi hayatı için gerektiğinde başkalarının hayatını yok sayabiliyor. Kendi çocuğunun hayatta kalması için başkasının çoğunun yok olmasına sebep olabiliyor. Biz ne dersek diyelim yaşanan gerçeklikleri görmezden gelemeyiz. Marks şöyle diyor, Malthus, böyle diyor, Simit şunu söylüyor, Engels bunu söylüyor. Hiç bir sosyal bilimcinin yada düşünürün ne dediğinin önemi yok. Her birimiz bir hayatı icra ediyoruz. Sosyal teorilerin ne söylediğinin hiç bir önemi yok. Bazılarımız "yahu akıllı olalım, fazlaya göz dikip de birbirimizi yok etmeyelim, hep birlikte belki biraz eksik ama mutlu bir şekilde yaşayalım" diyebilir. Ne kadar rasyonel değil mi? İnsanın rasyonel olmadığı gerçeğini görmezden gelirsek çok akıllıca bir niyet. Rasyonel olmayan bir canlıya rasyonel ol demekten başka bir kusuru yok. İnsanın bencil bir canlı olduğu gerçeğini kim ne dersin değiştiremeyeceğimize göre asıl gerçeği bakış bu gerçeği bilerek yaşamak değil midir? Belki de umutlu olabileceğimiz tek şey insanın eğitilebilir bir canlı olduğu. Her ne kadar ortalama zekamız düşük olsa da aramızda bazılarımız iyi bir eğitimle bir noktaya gelebilecek potansiyele sahip. Eğitilebilir olmamız eğitilebileceğimiz anlamına da gelmiyor tabi ki. Eğitim ile iligili Onlarca parametre olduğunu da unutmamak gerek. Son söz. Kendimizi kandırabilen de bir canlıyız. En azından saflığımızın da farkında olalım ve hayatımızı neyin peşinde koşarak harcayacağımıza iyi karar verelim. Rasyonel olmayan bir dünyada rasyonelmiş gibi yaşamaya çalışınca hayal kırıklığı da kaçınılmaz. Birilerinden dayak yiyip de birilerini suçlamak yerine dayak atılan bir dünyada olduğumuzu görüp ona göre gardımızı almalıyız. Uzun sözün kısası, illa bir doğadan bahsedeceksek insanın kötü , bencil vs olduğu öncülü ile hareket edelim ki arada bir karşımıza çıkan iyi insanları elimizden kaçırmamak için elimizden geleni yapalım. Bütün bunları insanları sevmeyen, insanlardan umudunu kesmiş bir insan olarak yazıyorum.

Tiktok toplumuna anlasan ne olur anlatmasan ne olur

arkadaşlar kuantumu secret kitabındaki şey sananlar var. kuantum matematik ve işlemlerdir. fizik okumadığın sürece sadece genel kültür olarak bilgisini ve gelişimini öğrenebilirsin. gerçek kuantum problemlerine bakarsan anlamazsın bir şey zaten

Canım Hocam, ne çok özlemişim sizi :) Doktoradaki derslerimizde size hayran kalmıştım. En çok bilgilendiğim derslerdi sizin dersleriniz.

Çok gürültü var

Ateistlerin topluluğu gibi. Salt bilim üretmrl yerine Tanrıyla sorunu olan çocuklar gibisiniz. Belki biseyler ögrenirim diye abone olmuştum. Faydasız bulduğum için bu yorumdan sonra ayrılacağim.

Evrim ne zaman kuram olmaktan çıkmıs. Büyük patlamayla evrimin alakasıni nasıl kurdu? Evrim doğru olsa bile bu evrim sürecini yöneten bir tanrının olmadıgını göstermediği gibi hala Kanıt falan yok. Evrimin en önemli açığı milyonlarca yıllık timsah fosiliyle bugünkü timsahların birebir aynisı olmasinı açıklayamaması ile milyarlarca sayıda olması beklenen ara türlere ait henüz hiçbir fosilin (bana göre halen yaşayan ara türlerde olmalıydı) bulunamaması.

Bizim ülkemizde çok dilli bölgelerde yerel dilleri anlayan ama konuşamayan ya da konuşmakta zorlanan pek çok insan göreceksiniz.

Ezberci nakilci masalcı.. 1 tanede bende şu böcegin evrimini inceledim de..yok koca bir sifir.

E Abone olmak istiyorum, EFT bilgileri içim mail attım. Bilginize, İlhan Özdemir

20.22 de ki grafikte dalga boyu ve ısık siddetinin yeri ters olmamıs mi ? max dalga boyu burda diyor ama eksendeki değer yana doğru daha da buyuyor

Bu söyleşiler yahut dersler nerede yapılıyor acaba ?

Gariban Evinde Anlatılıyor gibi zengin Kunular

Hocam ses çok cızırtılı

Amerikada salgın süreci nasıl yönetildi, özet video. kzbin.info/www/bejne/enuQkqmif5WAprs

Almanya salgın sürcni nasıl yönetti, özet bir video. kzbin.info/www/bejne/epLCiYCYqq55ea8

Cem hocam candır ☺️

Kırmızı kalem kullanın hocam net göremiyoz. Bide telefonu sessize alsınlar

İnşallah penguen kitabevinde vardır. Nisan sayısı mefistoya gelmedi. Bu hafta mayıs sayısı için mefistoya gideceğiz. Penguende varsa 50 soruda yı alırım. D&r da da varsa alırım. Mefistodan kitapları uyanık alarm satıcısının lüzumsuz alarmı ile mahvettiği için oradan kitap almıyoruz. Basılı dergiyi nereden bulurum bilemiyorum.

Agziniza saglik hocam.

Marx'ın ve Marksizm'in aslına en sadık bizzat kendine ait eserlerden kaynak gösterilerek verilen en güvenilir yanıtlar. Bilim ahlakı adına tebrikler Sn.Sibel Ozbudun. Gerçek bir bilim insanı tavrını sergilediginiz için.

Bilgilendirici, hatta zihin açıcı bir söyleşi. Teşekkürler.

Bir de, hocamız söze her seferinde "Yaa..." diye başlamasa...

Fondaki müzik biraz kısılsa daha iyi olur...

Çok başarılı ve hoş bir sohbet...Teşekkürler

kuşakları doğurup onu yönlendiren kadınlar olmasına karşın;soyun babadan yürüdüğü resmiyeti gerçek olandan ne kadar uzak.. Çok hoş bir sohbet olmuş teşekkürler

00:12 1- Bütünsel olarak bakıldığında ve farklı coğrafyalar göz önünde tutulduğunda; kadının toplumdaki konumuyla ilgili uygarlık öncesi ve uygar toplumlar arasında taban tabana bir zıtlık var mı? Geçmişten günümüze nasıl bir yol izlenmiş? 05:21 2- Feminist hareketler hakkında ne düşünüyorsunuz? Tarihsel sürece baktığımız zaman feminist hareketlerin toplumsal mücadeledeki rolü nedir? 10:04 3- Toplumsal muhalefet ekseninde, dünyada kadın sorunu ele alındığında neler söylenebilir? Sizce bugüne kadar ne gibi kazanımlar elde edildi? Eksiklikleri nelerdir? 16:19 4-Şu ana kadar sınıflı toplumlarda kadın olmak ve kısmen uygarlık öncesi toplumlarda kadın konuşuldu. Peki, belirgin bir biçimde mülkiyet eşitliğinin ve gelir eşitliğinin olduğu ve seküler yasalara bağlı olarak yönetilen sosyalist toplumlarda, sosyalist ülkelerde dünden bugüne kadının yeri neydi? Kadın olmak nasıldı? Ve bugün nasıl? Örneğin SSCB’de Vietnam’da Küba’da vd. Tabi ki hepsinin oluşturduğu özgün şartlar vardır ancak sosyalist ekonominin genel olarak kadına kazandırdığı, kadınların sınıflı toplumda yaşadığı sorunları aşabildiği noktalar var mıydı ya da başaramadıkları nelerdi? 28:09 5- Türkiye’de kadın mücadelesinin geldiği noktadaki durum sizce nasıl? Türkiye’de kadın mücadelesi ya da feminist hareket dünden bugüne nasıl bir yol aldı? Çözebildikleri ya da çözmesi gerekenler nelerdir? Önündeki engeller nelerdir? 33:13 6- Türkiye'de kadının toplumsal konumu açısından medyanın belirgin bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz? 39:53 7- Son günlerde gündem olan konulardan birisi de İstanbul Sözleşmesi'ydi. Kadın sorunlarının çözümü üzerinde İstanbul Sözleşmesinin herhangi bir yaptırım gücü var mı? Türkiye'de sözleşmenin uygulanabilirliği konusunda neler söyleyebilirsiniz? Olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? 43:14 8- Size her zaman saygıyla bakan takipçileriniz var. Onlar için hayatı nasıl yaşamamız gerektiğine dair önerileriniz var mı?

00:12 1-21.yy ve 20.yy karşılaştırıldığında dünyada bilimsel çalışmalar hangi düzeyde? Bir ilerleme çizgisi mi izlemekte yoksa geçmişe göre bir yavaşlama ya da gerileme mi söz konusu? 03:07 2-Özellikle son 10 yıldır bilim, evrim, uygarlık tarihi konularına yönelik kamuoyunun ve gençlerin ilgisinin, güveninin arttığını görüyoruz. Bu durumun ortaya çıkmasında elbette gittikçe artan bilimsel gelişmeler, buluşlar, yayınların ve bunların hayatımıza olan etkilerinin gözlemlenmesinin payı var. Fakat bir taraftan da birçok konuda, bilim insanı sıfatıyla birbirinden çok farklı görüşler de çıkıp savunulabiliyor. Deyim yerindeyse 'Hangisine inanacağımızı şaşırdık?' durumu ortaya çıkıyor. Örnek vermek gerekirse beslenme konusunda: Ketojenik beslenme, yağlar aslında vücuda yararlıdır veya hayvansal gıdalar faydalıdır vb. Bu ikilemi nasıl değerlendiriyorsunuz? 11:31 3-Yapay zekânın ve tekniğin durdurulamaz bir şekilde yayılacağını ve bununla beraber emeğin karşı konulamaz bir şekilde özgürleşeceğini söylemek doğru olur mu? Özne olmadan sınıfsız bir dünyaya geçişin mümkünatı var mıdır? 14:55 4-Celal Şengör Hegel’e “salak” demişti. İlber Ortaylı da “şarlatan” diye eklemişti. Ayrıca Şengör’ün Marx’a “altın kalpli” Deniz Gezmiş’e “eşkıya” tanımlaması yaptığı söylemleri de mevcut... Şengör’ün ve Ortaylı’nın bu üslupları hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir kişinin isminin önünde Prof. Dr. ünvanı olması istediği kişiye hakarete varan yakıştırmayı yapma hakkını doğal olarak ona verir mi? Toplumun belli bir kesiminin ne olursa olsun bu üslubu alkışlaması, sizce kabul edilir bir durum mudur? 19:28 5-Özellikle Celal Şengör’ün tartışmayı başlatmasıyla ülkemizde gündeme getirilen Popper’in fikirleri referans alınarak, sosyal bilimler ve Marksizm aleyhinde savlar yöneltilmekte. İsterseniz biraz da bu konu üzerine konuşalım. Örneğin Karl Popper’in bilim felsefesi alanında “yanlışlanabilirlik ilkesi” üzerinden bilimsel olanla bilimsel olmayan arasında bir ayrımlandırma yapmış. Ona göre bu yüzden doğa bilimleri bilimselken, sosyal bilimler, bilim değildir. Popper’in savunduğu “yanlışlanabilirlik” ilkesi bilimsel olanı bulmada belirleyici olabilir mi? Bu ilkenin artıları ve eksileri nelerdir? Sosyal bilimlerin bilim olabilmesi için sizce hangi ölçütler olmalıdır? Buradan yola çıkarsak, doğa bilimleriyle karşılaştırarak; Sosyal bilimlerin pozitif bilimler gibi salt deney sonuçlarına dayanmaması, sosyal bilimlerin bilim olmasına gölge düşürür mü? Özelde antropolojinin genelde sosyal bilimlerin sadece hipotezler sunabilen bir alan olduğu, bilimsel teori ya da yasa seviyesinde (toplum yasaları) yaklaşımlara sahip olamadığı öne sürülebilir mi? Öte yandan Marx’ın kuramlarının bilimdışı olduğuna yönelik çeşitli eleştiriler var. Bunu biraz açarsak şu gibi savlarla karşılaşmaktayız: Mesela Şengör, Popper’den alıntılayarak:“Marx kesinlikle her şeyi açıklayabiliyoruz demiştir. Popper bununla Marx hiçbir şeyi açıklayamıyor demektedir” diye aktarmış. İşin aslı Marx gerçekten bunu söylemiş midir? Eğer öyleyse sizce neyi kastetmiştir? Popper’in cevabı hakkındaki görüşlerinizi de öğrenmek isteriz. Bu gibi isimlerin iddia ettiği gibi Marx’ve Engels’in görüşleri tümüyle bilim dışı mıdır? 29:09 6-Marksizm din midir? Bir inanç, inanma meselesi midir? Tarihsel olarak hangi dinamikler üzerine kurulmaktadır? 33:24 7- Ayin ya da törenlere Sosyalist toplumlarda resmi olarak yer olmalı mıdır? Törene her zaman olumsuz anlamlar mı yüklemeli? Sosyalist ülkelerde durum nasıldı ve şimdi nasıl? 35:14 8- “Sosyalist model geçersiz bir modeldir. Bu yüzden işleyemez hâle gelmiş ve yıkılmıştır. SSCB ve Çin buna en iyi örnek” denilmekte. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir? 39:01 9- İnsanın doğası var mıdır? Yoksa insan bilinen diğer canlılara göre sınırlandırılamayacak ölçüde farklı, esnek davranış biçimlerine mi sahiptir? Varsa bu ne olabilir? Örneğin kimilerince iddia edildiği gibi insan doğası gereği bencil ve paylaşımdan uzak bir canlı mıdır? Eşitlikçi ve ortakçı toplum modelleri insanın doğasına ters midir? Buna bağlı olarak da ilkel komünal toplum modellerinin zorunlu olarak ve geri dönüşsüz bir şekilde yerini sınıflı topluma bıraktıkları yönünde iddialar var.

0:11 Antropolojiyi tanımlamak gerekseydi en iyi nasıl tanımlanabilirdi? Bu hâliyle sosyal bilimlerin diğer disiplinlerle ortak yanları ve farklılıkları nelerdir? Örneğin sosyolojiyle etnografya ve antropolojinin iç içe geçmesi, tek bir potada birleştirilmesini mümkün kılar mı? 7:40 Antropoloji bilim dalı ele alındığında çok sayıda farklı kurama sahip olduğu görülmekte. Bunca farklı kurama ayrılmasındaki esas neden nedir? Sizce en doğru yaklaşım ya da yaklaşımlar hangisi olabilir? 12:04 Kültürel Antropoloji denince akla gelen konulardan biri de uygarlık öncesi topluluklar; özellikle de avcı-toplayıcı kabileler, klanlar. Amerika’nın, Afrika’nın, Avustralya’nın ya da Asya’nın bazı bölümlerinde yaşayan ve bir zamanlar dünyanın büyük bölümüne hâkim olmuş bu yerli topluluklara olumlu anlamlar yüklenmekte. Belki de J. J. Rousseau’dan itibaren Engels’te ve sonrasında birçok düşünürde aynı pozitif yaklaşımların da bunda etkisi var. Eldeki güncel verileri göz önünde bulundurarak ve de geçmişe dönük revizyonlar ışığında ele alarak, günümüzdeki uygarlık öncesi komünal toplulukları siz nasıl değerlendirirsiniz? 17:53 Araştırma konularınızdan biri olan toplumsal ritüeller/ ayin ve törenle ilgili bir kitabınız yayınlandı. Öncelikle bu bağlamda şunu sormak istiyoruz: İnanışlar, inanç sistemleri ve dinler arasında ne gibi temel ayrılıklar var? Ayin ve tören arasındaki farklılıklar nelerdir? Bir de buna paralel olarak özellikle aydınlanmayla beraber ama öncesi için de; çeşitli ideolojik kuramların ya da düşünce sistemlerinin de din olduğuna ya da olabileceğine yönelik yaklaşımlar var. Siz bu konular hakkında ne düşünüyorsunuz? Dini ya da değil, törenler ve törensel davranışların tek bir potada eritilmesi, bunlara aynı anlamın atfedilmesi mümkün mü? 24:48 Tarım devrimi ile birlikte toplumsal zenginliği üreten emekçi kesimlerin ya da genelleştirirsek insanlığın çalışma süresinde artış oldu. Avcı toplayıcı döneminde ortalama 6 saat avlanma yetebiliyordu. Tarım toplumunda veya sanayi toplumunda bu süre aşılmış durumda. Sadece bu veri ışığında toplumsal evrim ve devrimlerin bizi geriye götürdüğü savı, Harrari gibi tarihçiler tarafından metinlerinin bütününe hâkim olmasa da dile getirilebiliyor. Yorumunuz nedir?