Hikayedeki duyguyu sesinizle bize hissetiriyorsunuz. Yetenek, başka da izahı yok, ben de sizin sesiniz dışında sesli öykü dinleyemiyorum. Teşekkürler 💯

Harika yorum,mükemmel diksiyon ve ses tonu. Eserleri sizden dinlemek büyük keyif teşekkür ediyorum.

Emeğinize sağlık 👏👏👏

Teşekkürler

Başkalarını da dinlemeye çalışıyorum, ama çoğu kulağımı resmen tırmalıyor. Allahım güzel ses vermiş ve siz de bu sesi çok güzel geliştirmişsiniz. Oyuncu olmanızın rolü büyük. Kaç zamandır dinliyorum ama hep unutuyorum , beğenmeyi ve yorum yazmayı. Televizyondan açıyorum KZbin çoğu zaman , ev işi yaparken. Oradan yorum yazılamıyor. Kısa hikayeleri çok seviyorum.Emek verip ve zaman ayırıp bana bu zevki yaşatıyorsunuz , çok kıymetlisiniz benim için. Anne olmak böyle, çok sevseniz de kitap okuyacak zaman kalmıyor. Benim için de okuyun ve seslendirin. Teşekkür ediyorum.

❤👏

❤👏

❤👏

Çok güzel seslendirmişsiniz bilmesem dostoyevski okuyor sanırdım

Teşekkür ediyorum kardeşim

25:00

👆✌️👍👏

Hocam siz kitapları seslendirmiyor .. bildiğiniz yaşıyor ve yaşatıyorsunuz bizlere... Ben dinlerken resmen zihnimde canlandırıp karakter oluyorum ❤ gece çalışan biriyim ve her videonuzu neredeyse dinledim. Umarım bir gün yüzünüzüde görürüz kitap okurken , şöyle bercel bir koltukta , loş bir ışığın altında 🕯️ vanilya kokulu bir mum eşliğinde ❤❤😊

Emeğinize sağlık 👏👏👏

Daha çok wolfgang borchert eseri seslendlrmeniz dileklerlmle❤

Yazdığı hikayelerden Tolstoy'un çok dindar biri olduğunu anladım. Bütün hikayelerinde Allah, din, günahlardan bahsediyor.

🎉🎉🎉🎉

Hayallerimiz ve hayatın gerçek yüzü

Harikasınız!Yemeğinize sağlık!👏

Ben de bir öğretmenim ve bu kitapta kendimi buldum.

Harika.Emeginize sağlık..❤

Tostoyun eski hikayesi sonra İslamı SAV araştırıyor,büyük ihtimalle SAV iman ediyor ,Cehenem adasısıyla HZ İSA AS değil hiristiyanlığın yanlışlarını hatta dinin değil din adamlarının aldatmacasını şeytana nasıl uyduklarını şeytanın yolundan gittiklerini anlatıyor,YANİ VELHASIL BEN ALLAHI SEVEN HERKESİ SEVIYORUM ,HELE PEYGAMBERLERDEN ,DOĞRU OLARAK İMAN EDENİ SEVİYOR BAŞIMA TAÇ EDİYORUM HELE BİRDE SAV LE birlikte sevenler otacın ortasındaki YAKUTU ZÜMRÜTÜ ELMASI ,Allah rahmet etsin Tostaya.

Nefesinize yüreginize sağlık sesinizi duyunca kendimi pamuk gibi hissediyorum

❤❤❤

❤

Keşke karamazov kardeşlerini seslendirseniz❤

👍

👏🧿🎊🎉❤️‍🩹💐

❤👏

Teşekkür ediyorum

❤👏

Nedense bu sesi duyunca hiç derdim yokmuş gibi hissediyorum,ilginç doğrusu, huzur veriyor demek ki. 🌹

Kelile ve Dimne: Gerdanlı Güvercin Masalı Karakterler: Bihter: Güvercinlerin zarif ve mağrur kraliçesi, gerdanlığın sahibi. Behlül: Hırçın ve yakışıklı bir leylek; Bihter'e gizliden hayran. Adnan Bey: Güvercinler kolonisinin bilge lideri, Bihter’in eşidir. Firdevs Hanım: Bihter’in annesi, her zaman entrikalar peşinde olan bir martı. Matmazel: Güvercinler arasında huzur arayan bilge bir baykuş. --- Bir zamanlar, yemyeşil bir vadide, gümüş kanatlı güvercinlerin yaşadığı bir koloni vardı. Bu koloninin kalbinde, zümrüt taşlarla süslü, pırıl pırıl bir gerdanlık bulunurdu. Gerdanlık, kraliçeleri Bihter’in boynunda taşınır, koloninin birliğini ve asaletini simgeliyordu. Ancak bu huzur dolu vadiye gökyüzünde süzülen bir leylek, Behlül, geldiğinde tüm düzen altüst oldu. Behlül, Bihter'in güzelliğine ve gururuna hayran kalmış, onun kalbini çalmak için planlar yapmaya başlamıştı. --- 1. Bölüm: Gerdanlığın Parıltısı Bihter, sabahın erken saatlerinde vadinin merkezindeki kayalıkta duruyordu. Boynundaki gerdanlık, doğan güneşin ışıklarıyla parıldıyordu. Behlül, uzaktan ona bakarken içinden, "Bu kadar güzelliği gökyüzü bile kıskanır," diye düşündü. Tam bu sırada, yaşlı lider Adnan Bey, kanatlarını açarak güvercinleri topladı. “Dikkatli olun,” dedi sakin bir sesle. “Gerdanlığımıza göz dikenlerin sayısı giderek artıyor. Hepimiz tetikte olmalıyız.” Ancak Bihter, Adnan’ın uyarılarına kulak asmıyordu. O, Behlül’ün bakışlarını fark etmiş, kalbinde hafif bir kıpırtı hissetmişti. Matmazel, sessizce yanına gelip uyardı: “Kraliçem, bu hisler vadimizi tehlikeye atabilir. Dikkatli olun.” --- 2. Bölüm: Martının Entrikası Bir gün, Firdevs Hanım, vadinin yukarısındaki kayalıklarda bir toplantı düzenledi. Martıların lideri olarak, Bihter’in güvercinlere hükmetmesini hiç sevmiyordu. “Gerdanlığı çalmalıyız,” diye bağırdı Firdevs Hanım. “Bu zümrüt taşlar benim kanatlarıma daha çok yakışır.” Behlül, Firdevs Hanım'ın konuşmalarını uzaktan dinlerken bir plan yaptı. Gerdanlığı çalarak Bihter’i kendi vadisine götürmeye karar verdi. Bu şekilde hem Bihter’in kalbini kazanacak hem de güvercinlerin liderliğini sonlandıracaktı. --- 3. Bölüm: Gerdanlık Kayboluyor Bir gece, herkes uyurken Behlül, Bihter'in yanına sessizce yaklaştı. Gerdanlığı boynundan usulca çıkardı ve vadinin karanlıklarına doğru uçtu. Bihter uyandığında, gerdanlığının kaybolduğunu fark etti ve büyük bir feryat kopardı. Adnan Bey, güvercinleri toplayarak suçluyu bulmaya çalıştı. Matmazel ise Bihter’in gözyaşları arasında gerçekleri sezmişti. “Behlül’ün bakışlarında bir sır vardı,” dedi bilge baykuş. “Onun izini takip etmeliyiz.” --- 4. Bölüm: Aşk ve İhanet Behlül, gerdanlığı Firdevs Hanım’a götürdü. Ancak martı, gerdanlığı alır almaz sözünden döndü. “Bihter’i sana bırakacağımı mı sandın?” dedi alaycı bir şekilde. Bu sırada Bihter, Matmazel’in yardımıyla Behlül’ü ve Firdevs Hanım’ı buldu. Gözleri yaşlarla dolu olan Bihter, Behlül’e dönerek, “Bu ihaneti nasıl yaptın?” dedi. “Vadimizdeki huzur, gerdanlıktan daha değerliydi.” Behlül, yaptığı hatayı anladı. Gerdanlığı geri vermek istedi, ancak artık çok geçti. Firdevs Hanım, gerdanlığı alarak uzaklara uçmuştu. --- 5. Bölüm: Zümrütlerin Parıltısı Yeniden Vadinin lideri Adnan Bey, güvercinlerin birliğini yeniden kurmak için bir plan yaptı. Hep birlikte Firdevs Hanım’ın yuvasını buldular ve gerdanlığı geri almayı başardılar. Bihter, gerdanlığı boynuna takarken gözlerini Behlül’e çevirdi: “Sana bir daha güvenmem mümkün değil,” dedi kararlı bir sesle. Behlül, vadiden ayrılarak uzak diyarlara doğru uçtu. Adnan Bey ve güvercinler ise yeniden barışı sağladılar. Gerdanlık, artık bir sadakat sembolü olarak parıldıyordu. --- Son

👍🤲👌👏

Prens ve Fakir: Bir Hint Masalı Bir zamanlar güzel bir sahil şehrinde, geniş bahçeli bir sarayın içinde yaşayan yakışıklı bir prens varmış. Adı Asaf’mış. Asaf, zarif ipek giysiler giyen, her sabah en taze meyvelerle kahvaltı yapan, altın işlemeli odasında uyuyan bir gençmiş. Ama içinde bir boşluk varmış. Hayatında hiçbir şeyin heyecan verici olmadığını düşünüyormuş. Her şey önceden planlanmış, herkes ona fazla saygılı davranıyormuş. Oysa Asaf, gerçek hayatın ne olduğunu, sıradan bir insanın nasıl yaşadığını görmek istiyormuş. Bir gün sarayın yüksek duvarlarının ardında bir ses duymuş. Çocuklar şarkılar söyleyip kahkahalar atıyormuş. Sarayın bahçıvanına sormuş: “Bu sesler nereden geliyor?” Bahçıvan cevap vermiş: “Efendim, o sesler, Cennet Mahallesi denen fakir bir mahalleden geliyor. Oradaki insanlar fakir ama çok neşelidir. Hele ki o mahallenin çocukları! Onlar için bir dilim ekmek bile bayramdır.” Asaf, bu mahalleyi görmek istemiş. Ertesi gece saraydan kaçarak Cennet Mahallesi’ne gitmiş. --- Cennet Mahallesi'nde Yaşam Cennet Mahallesi, daracık sokakları ve boyası dökülmüş evleriyle tanınırmış. Ama insanlar arasında müthiş bir dayanışma varmış. Mahallede herkes birbirini tanır ve her sorun birlikte çözülürmüş. Asaf, orada zenginliğin ve paranın öneminin olmadığını, gerçek neşenin arkadaşlık ve aileden geldiğini fark etmiş. Sokak arasında yürürken bir grup insanın tartıştığını görmüş. Yanlarına gidip kulak kabartmış. Tartışan kişiler Mahallenin iki renkli ismi Pembe ve Yunus'muş. Pembe, mahalledeki en bilge ama en çenesi düşük kişiymiş. Ne olursa olsun her şeye karışır, ama karıştığı her işten de mucizevi şekilde başarılı çıkarmış. Yunus ise tam bir komik adam; herkesin sevgilisi. Pembe, ellerini beline koyup bağırıyormuş: “Yunus, o fasulyeleri neden yanlış yere diktin? Bu kadar beceriksiz insan görmedim ben!” Yunus ise kafasını kaşıyarak gülümsemiş: “Pembe abla, sen de bir şeyi eleştirmeden duramazsın!” Asaf gülümseyerek yanlarına yaklaşıp konuşmaya başlamış. --- Asaf ve Zeyno’nun Tanışması Mahalledeki genç kızlardan biri de Zeyno’ymuş. Zeyno, parlak gözleri ve cesur kalbiyle mahalledeki herkesin sevgilisiymiş. Onun hayalleri çok büyükmüş, ama ailesi fakir olduğu için hayallerine ulaşması çok zormuş. Asaf, Zeyno’yu ilk gördüğünde, kalbinde bir şeylerin değiştiğini hissetmiş. Zeyno ise onun prens olduğunu bilmiyormuş. Asaf’ın elbisesi normal bir köylünün kıyafetlerine benziyormuş, ama tavırları ve konuşması onun farklı bir yerden geldiğini belli ediyormuş. “Sen kimsin?” diye sormuş Zeyno. “Adım… Emir,” demiş Asaf. Prens olduğunu saklamak için başka bir isim uydurmuş. --- Gerçekler Ortaya Çıkıyor Zeyno ile Asaf günlerce birlikte vakit geçirmişler. Zeyno, Asaf’a fakirliğin içinde bile nasıl mutlu olunabileceğini göstermiş. Ama Asaf’ın sakladığı bir sırrı olduğunu anlamış. “Sen kim olduğunu saklıyorsun,” demiş Zeyno bir gün. Asaf itiraf etmek zorunda kalmış: “Ben, aslında bir prensim. Saraydan kaçıp buraya geldim. Gerçek yaşamın nasıl olduğunu merak ediyordum.” Bu gerçeği öğrenen Zeyno çok şaşırmış. Ama onun için önemli olan Asaf’ın prens olması değil, kalbinin temiz olmasıymış. --- Son ve Mesaj Asaf, bir gün saraya dönmek zorunda kalmış ama Cennet Mahallesi’ni ve oradaki arkadaşlarını asla unutmamış. Saraya döndüğünde Zeyno’yu da saraya davet etmiş. Pembe ve Yunus ise, bu aşk hikayesine tatlı-sert yorumlarıyla eşlik etmiş.

👍

👍

❤🎉

Çok severek dinliyorum yüreyinize sağlık teşekkürler🎉

.

.

Ağzınıza sağlık,ses tonu TLC 'de izlediğim dizileri seslendirenlerle aynı.

Gegeshidze'yi yine sizden dinlemiştik .Bize okuduğunuz kitabın adı İskele,Rıhtım gibi bir şeydi .Aradım pek fazla bilgi yok . Siz yazmışsınız zaten.Bana kalırsa düşler var oldukça bir insan yaşar.Zaten kararlarımı aldım.Çok düşündürücüydü. Çok Teşekkür Ederim Sn.ALTAN👏🙏❣❣❣Beray Çelebi💻📚

Kolay gelsin

_Akın Hocam Sağlıkla nice(7)_ _Senelere inşallah_

Tesekkurler

Emeğinize sağlık 👏👏👏

Teşekkürler.