ve aleykümselam ve rahmetüllahi Devam gelecek inşaellahu teala. Velakin bu derslerde dile gelen meselelerin selametle anlaşılması için sahih itikad gerektiği anlaşılınca, medresemizde şuan için sahih akaidin oluşmasına yönelik derslere ağırlık verildi. İtikadda istenilen seviyeye gelündiğinde yarım kalan derslerin devamı ve hatta başka dersler bu bağlamda yapılacak bilütfillah. Güncel devam eden derslerimizden istifade ile bizimle aynı düzlemde devam etmenizi şuan için öneririm. İhya isimli derslerimizden birincisi, şimdiye kadar ne yaptığımızı ve ne yapacağımızı anlatan bir ders olarak icra edilmiştir. Bu dersi dinleyerek kendinize ders takib programı yapabilirsiniz. Ve yine aklınıza takılan her türlü soru, öneri ve görüşü bizimle paylaşabilirsiniz.

Dinlemenizi önerdiğimiz ders linki: kzbin.info/www/bejne/p5iUio1nep58hsk

Allah razı olsun hocam Rabbim istifadeli eylesin

Amiin

Aleme nizam vermeye namzet olmak için mizan kurmak gerek. Bu mizanda herşey ölçülür. Var olan her bir şeyi ölçebilecek mizanı olmayanlar, aleme nizam veremez. Ve her bir şeyin selametle ölçüsü ancak sünnet-i seniyye ölçütü üzre olur. Ölçüt yani mizan, kimin elinde ise nizam sahibi odur. Kadîm usul ve atîk tarîkten seyredebilen için zaten bu türlü kitaplardan istifade edeceği bir faîde yoktur. Selametli yoldan bilütfillah devam etsin. Bu türlü kitapları mütalaa etmekten maksadımız, cedîd ve modern yol üzre gidenlerin kadîm usulle bağlantı kurmasını sağlamaktır.

Merakınız vesilesiyle bir kez daha belirteyim, böylece niceleri için belirteç olsun. Kanalımızdaki dersler evvela kendi muhitimizde, birbirimizi bildiğimiz kişilerle kurduğumuz bir ilim halakası üzerine gerçekleşti. Derslere iştirak edemeyen kardeşlerimizin istifadesi için derslerimizi telefonla ses kaydına alıyorduk; youtube ortamında paylaşılması gibi bir düşünce evvel emirde asla mevcut değildi. Bundan ötürü kanalımızdaki ekran görüntüsüz derslerin hepsi böylecedir. Yine bundandır ki hususen böyle yapılmış dersler direkt halakamıza yönelik olduğu için sizin gibi youtube üzerinden katılım sağlayan kardeşlerimize belki faydasız, belki gereksiz, hatta belki kötü gelecektir. Sizden ricam ilme ve alimlerimize olan merakınızı yitirmemeniz ve kendinize uygun, münasib kişi ve yerlerden istifade etmenizdir. Selametle.

Siz merakınızı yitirmeyin. Zira insanın anlayış zevki, tat zevki gibidir. Burdan bulamadığınız tat ve lezzeti illaki başka bir yerde, başka bir kimseden bulursunuz. İlim ve irfan yolculuğu çölde aç ve susuz arayışa benzer.

Maşaellah la kuvvete illa billah.

Hangi konu?

Şart isimlerinin cümledeki yeri ve irabi konusu

İzharda işlenecek inşaellah

Maşaellah la kuvvete illa billah

İslam Ansiklopedisi oluşum süreci, islamansiklopedisi.org.tr/islam-ansiklopedisi

Âmîn Allahümme Amîn

Âmîn. Allah Teâlâ razı olsun.

Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman: "(Bunlar) Eskilerin uydurma masallarıdır (Kur’ani hükümler, günümüzde gereksiz ve geçersiz olan çağ dışı kurallardır)" diyen (kişilere de yüz verme ve üzülme). Kalem 15 Ona (haddini aşan ve dünya için her günaha bulaşana) ayetlerimiz okunduğu zaman demişti ki: (Bunlar) "Geçmişlerin masalları (asılsız uydurmaları)dır." Mutaffifin 13 Müşrikler aynen şöyle diyordu: “Sen peygamber olduğunu iddia ediyorsun ve senden önce gelen Süleyman peygambere rüzgârın ve dağların; Musa peygambere denizin müsahhar olduğu, İsa peygamberin ölüleri dirilttiğini söylüyorsun. Öyleyse, sen de Allah’a yalvar ki, şu dağları bizden yürütüp götürsün ve yerden de bize ırmaklar akıtsın, ta ki o suyla oralarda (tarlalar haline gelmiş dağların yerinde) ekin ekip biçelim ve yiyelim. Ya da ‘Allah’a dua et ki, ölülerimizi diriltsin de onlarla konuşalım. Yahut şu anda üzerinde oturduğu kayalığı / taşı altın yapsın, biz de onu işleyip (zengin olalım ki) kış ve yaz seferlerinden kurtulalım.” (İbn Kesir, ilgili ayetler)

Tam tersine 1500 yıldır değil de 200 300 yıldır dini kafadan çıkıldığı için ortadoğu bu halde..keşke düşünme nimetini şeytani değil de rahmani olarak anlasak..

Etmek fiiliyle kullanılırken edildi ilk merhale, edinildi ikinci merhale. Ama edinildi turkcemizde pek kullanılmıyor. Onu olundu kelimesi karşılıyor. Doğru mu hocam

"O merhamet olundu" diye söylenen cümlede vurgulanan şey meful olan, yani naibi falin direkt kendisi. Yani "Ona merhamet edildi" diye bir durumdan, kendisine merhamet edildiğinden haber verildikten sonra, o kimsenin hakkında konuşulduğunda, mesela "merhamet olunan kimse felah buldu" böyle bir cümlede, "olundu" kullanımı doğru olmakta. Kitaptaki çeviri bu nazar ile yanlış olmakta.

ve aleykümselam ve rahmetüllahi www.ahiskayayinevi.com/arapca-dilbilgisi-nahiv

Sarf derslerini de bu eserden yaptık. www.ahiskayayinevi.com/arapca-dilbilgisi-sarf-16975

Maşaellah la kuvvete illa billah

🤦‍♂️

Kastettiğiniz bu derste okunan metin ise, bu bir terceme değil. Cemaat kavramı üzerine yazılmış bir makaleden okuma yaptık. Sevadul Azamın İkinci meselesi, yani cemaat meselesine başladığımız ilk dersin açıklamasına linkini koymuştum diye hatırlıyorum.

Sorabilirsiniz. Malumunızdur ki ayetle sabit, ruh ile alakalı soranlara cevap verilmedi. Tabi bu demek değildir ki bu konuda soru sorulup cevap verilmez. Bilakis ehil kişi, ehline ehlince sorar ise layık-ı vech ile cevabını alır. Ruh tektir amma her bir ziruh için ayrı ayrı taayyünat vardır. Sanki güneş ve güneşin şuaları gibi. Güneşin kendisinin mekanı, şualarının ise mahalli ve mazharları vardır. Ruh için mekan yoktur amma taayyünlerinin mahalli ve mazharları vardır ki işte o mazharlar, ruh sahibi olan varlıklardır. Uyarı: ben bu işin (mükaşefe ilminin) ehli değilim.

ve aleyküm selam ve rahmetüllahi Evvela sahih yed sahibi olan bir mürşid-i kâmilin elini-eteğini tutmak icab eder. Saniyen tarik-i meşrebinizi bilmek gerek. Zira her kimesne ancak meşrebinden istifade eder. Hatırlayın; Musa kavmi için (içecek) su aramıştı. O vakit Biz ona: "Asanı taşa vur!" demiştik de ondan on iki pınar fışkırmıştı; böylece (on iki aşiretten) her topluluk içeceği yeri (meşrebini) bilmişti. Bakara 60

Türkçe ağırlıklı. Arapça ibareyi imanî meseleleri sahih bir şekilde öğrenip anlamamız için istişhad mahalli olarak okuyoruz.

Allah Teala muvaffakiyetler nasib etsin.

ve aleyküm selam ve rahmetullahi. Allah Teala derslerden istifadenizi rızası üzere daim eylesin. Dersleri telefon ile dinliyor iseniz ses seviyesi mealesef yetersiz düzeyde kalmakta. Pc ile dinlenildiğinde bu problem aşılmış olmakta. Ayrıca yorum yaptığınız bu dersin yapıldığı tarihlerde kayda aldığımız pc eski olup ve ders kayıtlarında mikrofon kullanılmadığı için ses kalitesi hem kötü hem yeter düzeyde olmadı. Yeni paylaşım yaptığımız dersler için aynı problem mevzubahis olmasa gerektir diye düşünüyorum. O derslerden birine bakarak aynı durumun devam edip etmediği bilgisini yine bizimle paylaşırsanız; mikrofon kullanımı için de bir şeyler yapalım inşaellah. Selamun aleyküm

Allah teala bize ve size ilimde ve amelde rızası üzre muvaffakiyetler, seyr-i vusülde fevkat tecelliler ihsan etsin.

Efendimizin aleyhissalatü vesselam, kendisini diğer peygamberlerden üstün tutmamalarına dair sahabesine buyrukları var. Aynı şekilde kendisinin adem oğullarının seyyidi olduğuna dair kavl-i şerifleri de var. Nasıl olacak şimdi; hadisler mi yanlış?

Kaide-i küllidir; her bir şeyin kıymet ve değeri ya lizatihidir ya liğayrihi, yani ya kendi zatından kıymettardır ya da izafe olduğu başka bir zattan kıymet ve değer alır. Arapların üstünlüğü zati değildir, yani zikrettiğin hadis-i şerif bu manaya nazırdır. Diğer itibarla ise Kuranın kendilerine indirilmiş olması ve Muhammed Mustafa'nın kendilerinden olmasına izafeten diğer ırklardan üstündürler. Bunda niza eden; aylardan Ramazanın, günlerden cumanın, gecelerden Kadirin şerefini ve kıymetini de kabul etmemesi gerekir.

@@AvamiyyeMedresesi tabi ki yanlış değil orada tevazudan öyle bahsettiği söyleniyor

@farukkeskin3257 tevazüden değil. Sahabesine öğretiyor ki peygamber olmakta hepimiz eşitiz. Peygamber olmakta kardeşlerimle aramda fark yoktur. Peygamberlikte ise peygamberler arasında fazilet derecekenmesi olduğu zaten Kuranla sabittir. İşte arabın aceme, acemin araba üstün olmaması insan olma haysiyetiyledir. Yani insan olmakta hepsi eşittir ama insanlıkta farklılık vardır.