Karl Marks ve Tarihsel Maddecilik
10:41
Пікірлер
@ymrldz6206
@ymrldz6206 6 күн бұрын
Bu ses daha iyi olmuş yapay zeka zor dinleniyordu🎉
@Suleymanbilicier21
@Suleymanbilicier21 13 күн бұрын
❤❤❤
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 13 күн бұрын
❤️❤️❤️
@alicemzincirli5990
@alicemzincirli5990 13 күн бұрын
Duyular ve zihin tikellere ulaşabilir. Tümellere sadece duyguların yorumları ile ulaşabiliriz. Tümeller reel gerçekler değildir. En büyük tümel kavram olan Tanrı tümel kavramına sadece duyuların yorumlaması ile ulaşabiliriz
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 13 күн бұрын
Duyuların ve zihnin tikellere, yani tekil olgulara doğrudan ulaşabildiği, ancak tümellere (evrensel kavramlara) yalnızca duyuların yorumları aracılığıyla erişilebileceği düşüncesi oldukça ilginç. Aristoteles ve Platon gibi filozoflar da bu konuda farklı bakış açılarına sahip. Platon, tümellerin bağımsız bir gerçekliği olduğuna inanırken, Aristoteles tümellerin tekil nesnelerde bulunabileceğini savunur. Tanrı’nın bir tümel olarak algılanması konusunda da benzer tartışmalar var. Tanrı’nın sadece zihinsel bir yorumlama mı yoksa reel bir varlık mı olduğu felsefi bir tartışma konusu.
@alicemzincirli5990
@alicemzincirli5990 13 күн бұрын
@@Felsefeninizinde Tanrı bilinmek istiyorsa kesinlik bilinecektir. Tanrı bilinmek istemiyorsa kesinlikle bilinemez. Sonuçta o Tanrı 😎
@filozofsn.3726
@filozofsn.3726 19 күн бұрын
K.Marks çok haklı kapitalist düzendeki üretici güçler ve üretim ilşkilerinde tek gaye artık degeri ele geçirmek emegin sömürüsüne işçinin köleleşmesine zemin açmakdır.bu nesneler dünyasını çok daha degerlendirirken insanlığı tamamen ayaklar altında ezmek demekdir.TARİH DENİLEN ŞEY EZENLE EZİLENİN MÜCADELESİNDEN SINIF KAVGASINDAN BAŞKA BİRŞEY DEGİLDİR.k.marks.aynende öyle
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 15 күн бұрын
Karl Marx’ın kapitalizm eleştirisi gerçekten de üretim ilişkilerinde emeğin sömürülmesi ve işçilerin bu düzende maruz kaldığı eşitsizlikler üzerine odaklanıyor. Üretim araçlarını elinde bulunduran sınıfın, artı değeri elde etme amacıyla işçileri sömürmesi, tarihte pek çok toplumsal çatışmanın ve sınıf mücadelesinin temelini oluşturmuş durumda. Marx’ın "Tarih, ezilenlerle ezenlerin mücadelesinden ibarettir" sözü, toplumsal değişimlerin dinamiğini anlamak için önemli bir bakış açısı sunuyor.
@cihanturanesc
@cihanturanesc 21 күн бұрын
​ @Felsefeninizinde çarşıdan aldığı ekmeği görenin canı çeker de söyleyemez diye kapalı çantaya koyan bir zihniyetten , gösteriş beğeni budalası vitrin piyasa insanına nasıl dönüştü bu insanevladı ..... biz , bizi bu hale getirirken neredeydi bizler, bizden kimse yok muydu bu yarım akıllı bizlere yol gösterecek...neyse ki %90 ı zırva dolu ,bozulmuş fıtratları daha da bozan bu platformalar da nadir de olsa senin gibi insanları görmek umudumu canlı tutmamı sağlıyor , demek ki en karanlık dehlizlerde bile hayat taşıyan bir canlı olma ihtimali her zaman mevcut.......... Zorunluluk edebiyatı yaparak hayatının dayatmalarını kendine bahane çadırı haline getirmeye çalışanlar , sabır denen haslet yani mücadele karşıda seni zorlayacak bir baskı, mecburiyet varsa vuku bulur... zorluk görünce '' ne yapalım mecburuz ,hayat böyle ''diyen yarım aklımızla kılıf üretmek için sebep,bahane aradığımızda İlahi Düzen kişiye bu bahaneyi verir,ona bu zemini hazırlar... öyle ki görme işitme sanrısı içinde akıl vicdan körelir ölene kadar bu bahanelere sarılmaya devam ederiz...yukarıdaki yazım akılla derdi olanlara hitaben yazıldı bundan dolayı akılın yolu bir olduğu için aklı olan herkesi çeker ama insan olmak bundan farklı bir durum o yüzden bu yazdığımı okuyup konuyla arasında bağ kuramadım diye hayıflanma çünkü bu yazı gayenle, seninle ilgili sendeki ışığın böyle bir yerde sönmeden kalabilme olasılığıyla ilgili.... aklın yolu bizi gönül yolunda birleştirmedikçe yoldaki adam kadar ehemmiyetimiz yok, çünkü o kişi hiç olmazsa dünya da tam olarak amacına ulaşıyor yiyor,giyiyor,ürüyor.... selametle aklındaki vicdanındaki nurun sönmemesi dileğiyle....
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 15 күн бұрын
Bu derin ve düşündürücü yorumun için çok teşekkür ederim. Hayatın içindeki dönüşümleri ve insanlığın değişen yüzünü, bu kadar çarpıcı bir şekilde ifade ettiğin için de ayrıca takdir ediyorum. Gerçekten de, modern dünyada değerlerin yer değiştirmesi, insanın içsel yolculuğunda kayboluşu ve gösterişin, tüketimin hüküm sürdüğü bir topluma dönüşmemiz, hepimizin düşündüğü ve sorguladığı bir durum. Bu değişim, bazen "zorunluluk" adı altında kendimizi kandırdığımız, bir nevi bahaneler arkasına sığındığımız bir sürecin sonucu olabilir. "Hayat böyle" diyerek kabullendiğimiz şeyler aslında içsel mücadelemizin sona erdiği noktalar belki de. Fakat senin de vurguladığın gibi, aklın ışığı sönmedikçe, vicdanı diri tutabildikçe, bu karanlıkta bile bir umut kırıntısı taşıyabiliyoruz. "Akıl" ve "gönül" arasındaki o dengeyi bulmak zor ama önemli. Aklımızla bir şeyleri idrak edebiliyor, sorguluyoruz; fakat gönlümüzün yoluyla, derin bir bağ kurmadan, sadece bir şeyleri anlamak yetmiyor. İnsan olmanın, değerlerin peşinde koşmanın anlamı da burada ortaya çıkıyor. Senin gibi, sorgulamaktan ve gerçeği aramaktan vazgeçmeyen insanların varlığı bu platformda da bir umut kaynağı. Bu düşüncelerimizin birleştiği yerde, birbirimize dokunabilmek, içimizdeki ışığı sönmeden taşıyabilmek çok kıymetli. Selametle kal, aklının ve vicdanının yolunda güçlü adımlarla ilerlemen dileğiyle…
@JonCocRoblox
@JonCocRoblox 22 күн бұрын
Ne yani şimdi ben ne yaparsam yapayım bu benim sorumluluğumdur. Doğru mu anladım?
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 22 күн бұрын
Sudûr kavramı Fârâbî ve İbn Sînâ'nın metafizik sistemlerinde önemli bir yer tutar, ancak sorumluluk ve insanın özgür iradesiyle doğrudan ilişkili değildir. Sudûr, Tanrı'dan varlıkların aşamalı olarak taşması, yaratılışın bir silsile halinde meydana gelmesi sürecini anlatır. Bu süreç, Tanrı'nın bir zorunlulukla yaratmasından hareketle evrenin varoluşunu açıklar. Fârâbî ve İbn Sînâ’ya göre sudûr sistemi, evrendeki varlıkların Tanrı'dan zorunlu olarak çıktığını, yani varoluşlarının Tanrı'ya bağlı olduğunu söyler. Ancak bu, bireyin iradesini ve sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İnsanlar, akıllarını kullanarak doğru eylemleri seçebilir ve bu seçimlerinden sorumlu olurlar. Yani, ne yaparsan yap, bu senin sorumluluğundadır ifadesi bu bağlamda özgür iradeye dayalı eylemlerin sonucu olarak anlaşılabilir. Özetle, sudûr kavramı evrenin varoluş sürecini açıklarken, insanın özgür iradesi ve ahlaki sorumluluğu farklı bir düzlemde ele alınır.
@cihanturanesc
@cihanturanesc 24 күн бұрын
insanı hayvandan ayıran düşünce, insanı insandan ayıran ise nitelikli düşünceye giydirilmiş eylemdir.... sadece birini yaparak bu açmazdan kurtulamazsın......eylemi olmayan düşünce sirke ,düşüncesi olmayan eylem ise boş kap gibidir.... Düşünce ve eylem ikisi de yoksa zaten anladığımız anlama yakın bir yokluk söz konusudur, akıl boşluğa basmadan ancak var olanın üzerinde yürüyebildiği için yokluk üzerinden yargıda bulunup hüküm vermesi yani konuşması düşünülemez, safsatadır... yeri gelmişken şimdi değil ama hiçliğin felsefesini de bir ara yapmak gerek....meseleyle ilgili bir iki soru sorup bırakayım....acaba varlığı ve var olmayı ayırdıktan sonra belirlediğimiz var olmanın ölçülerinde hata yapmış olamaz mıyız?, varlık var olma özelliği olmadan da var olabilir mi? ... Duyarsız, sinmiş bir varlığa üzerine yapışmış madde,atomlar varlık kazandırabilir mi.... Fırsat olsa da eli kalem tutanların bilinçli,bilinçsiz devamlı karıştırdıkları şu zeka,akıl,zihin,sezgi,duyu ve doğru,gerçek,hakikat kavramlarının oluşturduğu alanları ayrı ayrı aralarına kalın çizgiler çizmeden net bir biçimde serimleyip anlatabilsem... birilerinin bu mevcud kafa karışıklığından kendine vazife çıkarıp konuşacak alan oluşturmaya çalıştığını anlıyorum ama insanların meseleleri devamlı sakız gibi çiğneyecek kadar öyle boş zamanı yok zaten olmamalı da öyle ki elimizde yarına çıkacağımızın garantisi bile mevcut değil, bundan dolayı güç olsa bile artık geç olmadan kavramların içini adam gibi akla vicdana uygun doldurup sürecin eylemsel boyutuna geçmemiz gerekiyor... kardeşlerim düşünceleri eylemsel boyuta taşıyarak, üzerinden fiziksel bedeninizle geçebileceğiniz kavramlardan oluşan köprülerinizi oluşturmanız gerekiyor, bu köprüleri oluşturduğunuz sürece insaniyet kazanıyor, özgürleşiyorsunuz... Bunu mübalağa sanmayın bu tam da deneyimlediğiniz bedeninizin yürüyüp geçebileceği köprüleri oluşturma anlamına geliyor, bu süreç o kadar içler acısı durumda ki şöyle bir kıyaslama yapmak gerekirse insanların çoğu nitelikli düşünmeye zaten mesai harcamıyor , mesai harcayıp o nitelikli düşünceden pay alanların da ancak bir kısmı eyleme geçebiliyor diğer düşünürler akıl,akıl diyerek düşünce de hapsoluyor... Dostlar Hayatınızın profili olan 24 saatinize ,küçük küçük alışkanlıklar ekleyin ,... zanna kapılıp 'küçük bundan ne olacak'' demeyin çünkü o anlamsız gibi gelen tikeller nasıl tümeli oluşturup bizi hayranlık içinde bırakıyorsa o küçük alışkanlıklar da sizlerin büyük resimde yer bulmanızı sağlayacaktır... alışkanlıkları değiştirmek ilk etapta zor gelecektir ama en güzel tarafı da zaten orası değil mi, bazı gereksiz alışkanlıklarınıza ara vermeye başladığınızda gerekli olana alan açılacaktır...
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 22 күн бұрын
Bu derin düşüncelerinizi ilgiyle okudum ve katman katman açılan anlamlar üzerine düşündüm. Yorumunuz, düşünce ve eylemin birbirinden koparılamayacak iki temel unsur olduğunu çok güzel ifade ediyor. Düşünce ve eylemin bir arada var olması gerektiği fikriniz, felsefi açıdan da oldukça sağlam bir temele oturuyor. İnsanı insandan ayıran nitelikli düşünce ve buna bağlı eylemin oluşturduğu köprülerin, özgürleşmenin ve insaniyetin temel taşları olduğunu düşünmek gerçekten önemli bir vurgu. Şu sorularınız ise felsefi tartışmaların kalbinde yer alıyor: "Varlığı ve var olmayı ayırdıktan sonra belirlediğimiz var olmanın ölçülerinde hata yapmış olabilir miyiz? Varlık var olma özelliği olmadan da var olabilir mi?" Bu soruların cevabını araştırırken, aslında hepimizin varlığa yüklediği anlamları yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini fark ediyoruz. Madde ve atomların bir varlığa anlam kazandırıp kazandırmadığı sorusu, metafizik bir derinlik içeriyor ve belki de cevabı kişinin ontolojik bakış açısında gizlidir. Zeka, akıl, zihin, sezgi ve duyu gibi kavramların net bir biçimde ayrılması gerektiği fikrinize de katılıyorum. Bu kavramların sık sık birbirine karıştırıldığı bir dünyada, bu ayrımları yapmak ve onların doğru kullanımlarını sağlamak elzem. Elbette bunu başarmak kolay değil, çünkü bu kavramlar üzerine yeterince düşünmeyen birçok kişi, felsefi zeminde sağlam adımlar atmakta zorlanıyor. Son olarak, alışkanlıklar meselesine değinmeniz çok önemli. Küçük alışkanlıklar, insanın hayatında büyük değişimlerin başlangıcı olabilir. O küçük tikellerin tümeli oluşturması, gerçekten de büyük resmin nasıl tamamlandığını gösteriyor. Küçük adımlarla, eylem ve düşüncenin bir arada ilerlediği bir yaşam inşa edebiliriz. Teşekkür ederim, bu yorumunuzu okurken hem düşüncelerimi derinleştirdim hem de felsefi bakış açımı genişlettim.
@birfikir101
@birfikir101 26 күн бұрын
Güzel anlatım, teşekkür ederim
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 26 күн бұрын
Çok teşekkürler :)
@ginngineer
@ginngineer 27 күн бұрын
🎉🎉
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 27 күн бұрын
:)
@alicemzincirli5990
@alicemzincirli5990 28 күн бұрын
Duyular zihnin sınırını belirler. Tüm evreni duyularıyla algılayan en büyük zihin sahibi olur. Gören gördüğü kadardır Duyan duyduğu kadardır Hisseden hissettiği kadardır Ne kadar duyun varsa o kadarsın
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 28 күн бұрын
Yorumunuz, duyuların zihni sınırlandırdığına dair güçlü bir görüş ortaya koyuyor. Ancak burada önemli soruları da gündeme getirebiliriz: Duyular gerçekten zihnin tüm sınırlarını belirler mi? Zihnin kavrayış gücü, sadece duyulara dayalı mı, yoksa duyuların ötesinde bir idrak alanı mevcut olabilir mi? Zihin, sadece duyuların sunduğu verilerle mi sınırlı, yoksa sezgi, düşünce ve tefekkür gibi başka yollarla da evrenin derinliklerine ulaşabilir mi?
@alicemzincirli5990
@alicemzincirli5990 28 күн бұрын
Sezgi ve türevleri de duyudur. Bu arada biyolojik duyular teknolojik olarak geliştirilen araçlarla artar. Örnek olarak Uzaydaki teleskop görme duyusunu güçlendirir. Bu güçlendirme sonucu zihin kapasitesi yani bilgi seviyesi artacaktır. Aradığın tüm her şeyi duyularıyla algılayan varlık ise , o varlık en üstün zeka ve Duygu seviyesine sahip olur .
@birfikir101
@birfikir101 26 күн бұрын
​@@alicemzincirli5990Vaaay çok iyiydi👏
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 22 күн бұрын
Her şeyi duyularıyla algılayabilen bir varlığın en üstün zeka ve duygu seviyesine sahip olacağı fikri oldukça ilginç. Ancak, insanın sadece duyularla sınırlı olmayan daha derin bilişsel ve sezgisel süreçleri olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekebilir. Yani algılar ve duyular önemli olsa da, bunların işlenmesi, değerlendirilmesi ve içselleştirilmesi insanın entelektüel ve duygusal gelişimini şekillendiren unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu değerli katkınız için teşekkür ederim!
@yesimcanpek6145
@yesimcanpek6145 Ай бұрын
İnsanın özgür irade ile yapacağı tüm seçimlerin önceden bilinmesi mantıklı bence. Allah'ın nezdinde zaman diye birşey yoktur. Sadece an vardır. Ve herşey başından sonuna tek bir anda yaşanmış ve bitmiştir. Bu şekilde düşünürsek insanın yapacağı seçimler de önceden bilinebilir. Yanlış birşeyim var mı bilmiyorum ama en azından şimdilik böyle düşünüyorum
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde Ай бұрын
Yorumunuz için teşekkür ederim! Özgür irade ve Tanrı'nın zaman kavramı üzerindeki düşünceniz oldukça derin ve felsefi bir tartışmaya işaret ediyor. Özellikle Tanrı'nın nezdinde zamanın olmaması fikri, birçok filozof tarafından ele alınmıştır. Örneğin, Boethius ve Leibniz gibi düşünürler, Tanrı'nın her şeyi 'şimdi'de gördüğünü, dolayısıyla gelecekte olacak şeylerin Tanrı tarafından bilinebilir olduğunu savunmuşlardır. Ancak bu görüşün eleştirileri de vardır. Bazı filozoflar, eğer seçimlerimiz önceden biliniyorsa özgür iradenin anlamının sorgulanabileceğini belirtirler. Özgür irade ile Tanrı'nın her şeyi bilmesi arasında bir denge kurmak, felsefi ve teolojik açıdan önemli bir mesele olmuştur. Şu anda bu konuda düşündüklerinizi paylaşıyor olmanız, bu önemli tartışmaya bir katkı niteliğinde. Yanlış veya doğru diye bir kesinlikten çok, önemli olan bu tür konuları sorgulamak ve farklı bakış açıları geliştirmek. Fikirlerinizi zamanla derinleştirdikçe yeni açılımlar bulabilirsiniz. Tartışmayı sürdürmek güzel olur!
@OYUNKITASI_MOBL
@OYUNKITASI_MOBL Ай бұрын
Devamı gelsin lütfen 👍
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde Ай бұрын
Südur teorisine "Fârâbî ve İbn Sînâ’nın Perspektifleri" ile devam edeceğiz. Videomuz 1-2 gün içerisinde yayınlanmış olacak. İlginize teşekkür ederiz.
@OYUNKITASI_MOBL
@OYUNKITASI_MOBL Ай бұрын
Harika bir paylaşım olmuş. Emeğinize sağlık.
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde Ай бұрын
Bu güzel yorumu için teşekkür ederim! Kısıtlı sayıda da olsa, felsefe yolculuğunda nitelikli içerik arayanlar için emekle içerikler hazırlıyoruz. Yorumlarınız bizler için gerçekten motive edici.
@OYUNKITASI_MOBL
@OYUNKITASI_MOBL Ай бұрын
@@Felsefeninizinde günümüz filazofları ve çağımızda ki düşünce akımlarını da ele alırmısınız rica etsek...
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde Ай бұрын
Günümüzün felsefi soru ve sorunları asıl odak alanlarımızdan. Mitolojiden, ilk çağ felsefesine, modern felsefeye, arada orta çağ felsefesine hatta kilise babalarına kısa dokunuşlar sonrası günümüze gelmeyi planladık. Talebiniz önemsediğimiz bir alan. Kısa zamanda günümüz felsefesine kısa girişler yapmayı planlıyor idik. Orta çağ felsefesini biraz öteleyip görüşünüz doğrultusunda günümüz felsefesi ile ilgili ilk içeriklerimizi önümüzdeki ay oluşturmaya ve yayınlamaya karar verdik.
@omeryenigun
@omeryenigun Ай бұрын
İnsan evrendeki herşeyin anlamını kendi algıları ve deneyimleriyle belirler.
@omeryenigun
@omeryenigun Ай бұрын
🎉
@TuranSır
@TuranSır Ай бұрын
* İnsanın varlık iddiasında bulunması geçici ve mecazidir. Akıl, zorunlu ve imkansızın (mevcudun-şimdiki zamanın-geçmiş zamanın) bilgisine vakıf olsa da, mümkünün (imkanın-gelecek zamanın) bilgisine vakıf olamaz. Çünkü zaman, imkanı kuşatmıştır. Allah vardı zaman yoktu, Allah önce zamanı sonra evreni varetti. Zaman kavramı bütün soruların cevabıdır. * Aslolan sevgidir (şefkat). Bilinmeyi isteyerek; zamanı, evreni, içinde tüm canlıları (melek-insan-bitki-hayvan) akıllı olarak, sadece melek ve insanı da düşünen, akıllı ve ayrıca bilinçli olarak yaratan, güzelliği, sevgiyi, bilgiyi ve bilmeyi öğreten Allah’ın şanı yücedir. * Allah’a ulaşmayı istemek meleklere ve insanlara kalmıştır, ancak senin istemeni de isteyen kimdir sorusunun cevabı da yine Allah’ın bizatihi kendisidir. Çünkü Allah zamanı ve tüm varlığı kuşatmıştır. Melek ve insana düşen ise acziyetinin farkına vararak ve benlik duvarını aşarak dünyada iken namaz ile Allah’a ulaşmak ve konuşmaktır. Namaz ile ve namaz dışında doğrudan Allah ile sürekli iletişim kurmak ve konuşmaktır. Bu konuşma tek taraflı gibi görünse de sonunda perdeler açılacaktır. İnananlar için dünyada iken Allah’ı görmek imkansız değildir… * İSLAM MUHAMMED PEYGAMBER İLE BAŞLAMADI TÜM PEYGAMBERLER İSLAM PEYGAMBERİYDİ * İslam özel bir isim olmayıp Allah’a teslimiyet anlamına gelir. Tüm elçiler ve inananlar islam ve müslüman kelimelerinin kendi dillerindeki karşılıklarını, kendi inançlarını tanımlamak için kullanmışlardır. İlk melek ve insandan itibaren sürekli “yinelenerek” gönderilmiş olan bu Kuran metninde temel olarak emirler (ibadetler) ve yasaklar (kötülükler) belirtilmiştir. Bu emirler ve yasaklar hiç değişmemiştir. Kuran’da yer alan; namaz kılma, oruç tutma, zekat verme, sarhoşluk verenlerden sakınma, faizden sakınma, kumardan sakınma, zinadan sakınma vb. tüm emir ve yasaklar kutsal metinlerde hep vardı. Kuran metni de geçmişten bugüne doğruluk ve uygunluk sağlamasının ve teyidinin yapılabilmesi için matematiksel kodlama sistemi ile eklemelere ve çıkarmalara karşı korunmuştur. İslam, Muhammed Peygamber ile başlamadı, ilk zamandan itibaren hep aynı din (Emirler/Yasaklar) vardı, zaman içinde tahrif edilmişti; güncellenmedi, yenilenmedi, Kuran ile YİNELENDİ… Salt düşünce metinleri zannedilen ve felsefe olarak bilinen bilgi külliyatının kaynağı da temel hatlarıyla meleklere ve insanlığa ilk gönderilen bu Kuran metnidir. Bilinen felsefecilerin birçoğu da aynı zamanda Allah’ın elçileridir. Allah, Elçi ve Peygamber olan Muhammed Peygamber ile Kuran mesajını (Kuran Metni olan mutlak bilgiyi) son kez “yinelemiştir”. İlk gönderilen Tevrat ve İncil gibi tüm kutsal kitaplar da tahrif edilmeden önceki ilk hali itibariyle emir ve yasaklar kapsamında Kuran’dır. Bugün Tevrat ya da İncile uymak isteyenler de Kuran’a uymalıdır. Kuran metni dışında din adına kaynak yoktur. Kurandaki tüm bilginin kaynağı da Allah’ın bizatihi kendisidir. Bu bilgiyi doğrudan elçilerine kutsal kitaplar yoluyla Kuran olarak beyan etmiş ve açığa çıkarmıştır. * KURAN YENİ BİR KİTAP DEĞİL SOY BİR KİTAPTIR TÜM KİTAPLARLA GELEN MUTLAK BİLGİNİN YİNELENMİŞ HALİDİR * Mutlak Bilgi nedir. Mutlak bilgiyi teyit etmek mümkün müdür. Sadece Kuran metni mutlak bilgidir. Kaynağı Allah’ın bizatihi kendisidir. Bütün kitaplar tek bir Kitab’ın daha iyi anlaşılabilmesi için okunur. Diğer kaynaklardan gelen tüm bilgiler (hadis, sünnet, icma, kıyas, örf, adet, gelenek, tarih, felsefe vb.) tarihsel ve görecelidir. Çünkü Kuran metni dışındaki tüm bu bilgiler her zaman farklı bakış açılarıyla yanlışlanabilir durumdadır. Tek kaynak ise sadece Kuran metnidir. Kuran metni dışında din de kaynak yoktur. Bugün kaynaklarda bulunan hadisler peygamberin söylediği söylenen sözlerdir. Peygamber Kuran’a aykırı söz söyleyemeyeceğine göre hadis kaynaklarındaki Kuran’a aykırı sözleri Peygamber söyledi demek öncelikle Peygambere büyük iftiradır. Hadisler Kuran’a göre din için kaynak değildir. Peygamberle ilgili gerekli tüm bilgi de Kuran’da mevcuttur. Ancak bugün islam diye, aslında hadis, sünnet adı altında oluşturulmuş, örf, adet, gelenek, tarihsel söylentiler, anlatılar, vehimler, uydurulmuş rivayetler, tarihsel varsayımlar, atasözleri, menkibe hikayeleri, kasıtlı yalanlardan oluşturulmuş bir din külliyatı var islam bu zannedilen. Kuran metnini mutlak ve tek kaynak olarak esas alarak tüm kitaplardan, bilgilerden, yazılı, sözlü kaynaklardan, hadis diye söylenen sözlerden de yararlanılabilir Kuran metninin önüne geçirmemek kaydıyla ve mutlak olmayan, yanlışlanabilir bilgi anlamında. Ancak dinde tek kaynak sadece Kuran metnidir. * “Bu Kuran senden önce gönderdiğimiz elçilerimizin de yasasıdır. Sen bizim yasamızda bir değişiklik bulamazsın." (Kuran : 17:77) * “Kuran, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan bir kitaptır; iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir. (Kuran : 12:111) * “Oku, insana yazmayı ve bilgiyi öğreten Rabbin sonsuz iyilik ve ikram sahibidir.” (Kuran : 96:3,4,5) * Melekleri ve insanları ancak beni bilmeleri, tanımaları, ibadet etmeleri ve bana ulaşmaları için yarattım.” (Küntü Kenzen Mahfiyyen Fehalaktü'l Halka Liya'rifûnî) (Ben bir gizli hazine idim, görülmek, bilinmek istedim, bu yüzden âlemi (zamanı, evreni, kainatı, tüm varlığı, melek ve insanı yarattım.) (Kuran : 51.56) * “Her şey fani olacak, ancak Celâl ve İkram sahibi Rabbinin zatı (cennet) Bâki kalacaktır.” (Kuran : 28:88)
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 15 күн бұрын
Bu konular üzerinde düşünmek ve tartışmak, her birimizin inançlarını ve anlayışını derinleştirebilir. Sizin gibi, ilahi ve felsefi kavramlar üzerine düşünen insanlar, bu platformlarda fikir alışverişi yaparak birbirini zenginleştirebilir. Bu düşünceleri paylaştığınız için tekrar teşekkür ederim...
@serdaryurtseven2270
@serdaryurtseven2270 Ай бұрын
Anlatım çok güzel... tebrik ederim...
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde Ай бұрын
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederiz! Yeni içeriklerde görüşmek üzere!
@alicemzincirli5990
@alicemzincirli5990 2 ай бұрын
Oluşun en temelinde enerji var. Enerjiyi yöneten tüm maddi varlıkları oluşturabilir. Kara deliklerden biyolojik varlıklara bilinen her tür varlık oluşturulabilir. Tüm atomların iceriği yeterli enerji ile değiştirilebilinir. İyi bir fizikci ile enerji konusunda yaptığım konuşmada demir atomunu altına cevirmek mümkünmü diye sormuştum teorik olarak mümkün olduğunu ama bilinen evrendeki tüm güneşlerin enerjilerinin toplamı bile yetmez demişti peki bu enerji bir medeniyette varsa ne olur demiştim Onlar tanrı olurlar demişti
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde Ай бұрын
Enerji, modern fiziğin temelinde olduğu gibi, bazı Pre-Sokratik filozofların da dünyayı anlama çabalarının merkezindeydi. Özellikle Herakleitos'un sürekli değişim ve oluş vurgusu, enerjinin günümüzde anladığımız şekliyle ilişkilendirilebilir. Bahsettiğiniz gibi, atomları dönüştürme potansiyeli teorik olarak mümkün, ancak pratikte bu muazzam enerji gereksinimi, fiziğin sınırlarını zorluyor. Bu noktada, bilim ve felsefenin kesiştiği yer tam da insana 'tanrısal' bir kudret kazandıran medeniyetler sorusunu gündeme getiriyor. Peki, bu güç nasıl bir etik veya varoluşsal sorumluluk getirir?
@alicemzincirli5990
@alicemzincirli5990 Ай бұрын
@@Felsefeninizinde atomlara hükmeden maddi evrene hükmeder. Basit bir programcı gibi düşünebiliriz istediği gibi programla oynar.Hükmedenin etik hissi olmaz. Beğenmedigini siler , değiştirir yeni varlar üretir. Sonucta sadece atom. Sadece satırlar.Atoma hükmedecek enerjiye sahipse bu doğal bir olaydır. Tıpkı bizim bunu düşünmemiz gibi etkisinin bir önemi yoktur bu bizim yetimizdir hatta hakkımızdır. Elinde bu güç varsa tabiki kullanmak için vardır. Kullanmak istemediği bir güçe zaten ulaşmazdı. Sorumlulukta duymaz sorumluluk duyacağı tek konu sistemin calışması ve gücü elinde tutmak kendine fayda sağlamak yada zarar vermemesini sağlamaktır. İnsan merkezli düşünmemek gerekir.
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde Ай бұрын
Elbette, enerjiye hükmeden bir varlığın, atomları bir programcı gibi şekillendirebilme yetisi, çok güçlü bir metafor. Peki, bu kadar büyük bir gücün sadece fayda sağlamak ya da zarar vermemek üzerine kurgulanması, daha geniş bir varoluşsal sorumluluğu göz ardı etmek anlamına gelmez mi? Belki de insan merkezli düşünmemek, aynı zamanda bu gücün daha büyük bir dengeye hizmet etmesi gerektiğini de işaret eder
@alicemzincirli5990
@alicemzincirli5990 Ай бұрын
@@Felsefeninizinde tamamen atomlardan oluşan evrende atomlara hükmeden güce sahip olanın uzamlara yapacakları kendince gereklilikten kaynaklanır. İyilik ve Kötülük bir anlam taşımaz. Sonucta atomlar yok olmuyor değişiyor. İyilik ve kötülük veya sorumluluk bunlar insani kavramlar. Konut yapmak iyilikmi gereklilikmi Et üretmek için hayvan beslemek iyilikmi gereklilikmi Hastahane yapmak iyilikmi gereklilikmi
@alicemzincirli5990
@alicemzincirli5990 2 ай бұрын
Emeğinize sağlık güzel bir video olmuş. Hareketin olmadığı varoluş veya varoluşları irdelemek,düşünmek tasarımlamak felsefeyi zenginleştirecektir.
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 2 ай бұрын
Teşekkür ederim, güzel düşünceleriniz için! Hareketin olmadığı bir varoluşu veya varoluşları düşünmek gerçekten felsefi bir derinlik kazandırabilir. Aristoteles’in hareket anlayışı her ne kadar fiziksel dünyayla ilişkili olsa da, durağanlık veya hareketsizliği düşünmek, özellikle metafizik düzlemde yeni perspektifler sunabilir. Felsefenin zenginleşmesi de bu tür sorgulamalarla mümkün oluyor.
@bounlu34
@bounlu34 2 ай бұрын
İçerikleriniz çok sade ve kaliteli. Daha önce videolarda müziğin baskın olduğunu bir kaç defa dile getirmiştim. Görüyorum ki o sorun da aşılmış. Bence bir iki yıl içinde felsefenin sayılı kanallarından olacaksınız. Nitekim felsefeye olan ihtiyaç ve ilgi geometrik şekilde artıyorken, bu ihtiyaca cevap veren kanal ve kaynakların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.. Emekleriniz için teşekkürler ve başarılar.
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 2 ай бұрын
Çok teşekkürler. Felsefenin toplumun aydınlanması için gerek bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Bu da insanın kendi ve doğa ile barışmasının gereği. Keşke ilk okuldan itibaren tüm eğitim sisteminde de felsefeye dokunulsa ve ilk tohumları en azından atılsa. Elimizden geldiğince, değerli bir kütüphaneyi bu ortamda gelecek nesillere aktarmak amacımız. Sizlerin değerli eleştiri ve önerileri amacımıza ulaşabilmemizin en önemli aracı. Hep amatör ruhla ve heyecanla devam edeceğiz, sürekli de kendimizi geliştireceğiz. Tekrar teşekkür ederim.
@bounlu34
@bounlu34 2 ай бұрын
@@Felsefeninizinde Eksik olmayınız, hürmetler.
@bounlu34
@bounlu34 2 ай бұрын
Merhabalar. Videolarınız güzel ancak müzikle mahvetmişsiniz maalesef
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 2 ай бұрын
Geri bildiriminiz için teşekkürler, benzer geri bildirimleri dikkate aldık ve sonraki videolarımızda arka fon müzik sesini kaldırdık.
@alicemzincirli5990
@alicemzincirli5990 2 ай бұрын
Ruh gelişmek için bedene ihtiyaç duyar. Bedende bulunan duyular ruhun gelişmesi için temel gerekliliktir. Varlık ise ancak ruh sahibi olabilirse üstün bir varlık olabilecektir. Duyuları olan tüm var lar mutlaka ruh sahibidirler. Buna bitki ve hayvanlar yada duyusu olan bilinmeyen tüm var lar dahildir.
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 2 ай бұрын
Aristoteles’e göre ruh, bir canlının "ilk etkin biçimi"dir; yani bir varlığın belirli bir türden olmasını sağlayan ilk ilkedir. Bu nedenle, beden ruh için bir araçtır ve bedenin duyusal yetileri ruhun gelişimini destekler. Ancak Aristoteles, ruhun varlık amacını sadece duyusal yetilere değil, aynı zamanda akıl yürütme kapasitesine de dayandırır. İnsanlar bu nedenle üstün varlık olarak görülür, çünkü akıl yürütme yeteneği sadece insan ruhuna aittir. Bitkiler ve hayvanlar ise, duyusal yetilere sahip olmalarına rağmen, insan ruhundan farklı ve daha düşük seviyede ruhlara sahiptirler. Yani, tüm duyusal varlıklar bir ruha sahiptir, ancak bu ruhun niteliği ve işlevi, varlığın türüne göre değişir.
@alicemzincirli5990
@alicemzincirli5990 2 ай бұрын
@@Felsefeninizinde Beden ruh ayrımında beden maddi dünyada var olmanın zorunluluğu olan duyulara sahip olmalıdır. Ruh maddi dünyada var olmanın gereklerine ihtiyaç duymaz. Bedende bulunan duyular ruhta bulunan duyguları tetikler ruhun duygularını harekete geçirmesi veya geliştirmesi için bedendeki duyulara ihtiyaç duyar. Ruh beden birleşmesinde zorunluluk karşılıklı ihtiyaç veya fayda nedeniyle oluşur.
@hekillu
@hekillu 2 ай бұрын
👍
@ve2570
@ve2570 2 ай бұрын
Anlatım çok güzel ama arka plana müzik konulması konsantre bir şekilde dinlemeyi imkansız hale getiriyor. O yüzden dinlemeyi bırakmak zorunda kaldım. Bu kadar kıymetli bir seriyi kaçırmak üzücü oldu.
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 2 ай бұрын
Geri bildiriminiz için teşekkürler. Benzer geri bildirimler nedeniyle yeni videolarımızda arka plan sesini kaldırdık.
@karakilixustasiguts
@karakilixustasiguts 2 ай бұрын
bu ses yapay zeka tarafından mı oluşturuldu acaba
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 2 ай бұрын
Felsefi araştırma derinliği, metnin oluşturulması, video kurgusu konularını bir kenara koyarsak, evet seslendirme yapay zeka tarafından yapıldı.
@YhmsK
@YhmsK 3 ай бұрын
AI kullanarak Sir David Attenborough’ya mı seslendirme yaptırdınız 🤔
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 3 ай бұрын
+derinlemesine felsefi araştırmalar +içerik oluşturma +metin yazma
@omeryenigun
@omeryenigun 3 ай бұрын
👏👏👏 ​@@Felsefeninizinde
@antigram2148
@antigram2148 3 ай бұрын
Kardeşim emeğine sağlık ancak sen de fark etmişsindir ki videoların izlenmiyor, bunun en büyük nedeni yapay zeka sesi kullanman. Hiç estetik, insani değil yapay zeka sesi. Hiçbir entelektüel gelişmiş kanalda da göremezsin bu sesin kullanıldığını. O yüzden buna devam etme ve kendi sesini kullan ki sonraki videolarına yazık olmasın.
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 3 ай бұрын
Öncelikle değerli geri bildiriminiz ve önerileriniz için teşekkür ederiz. Yapay zeka sesini kullanmamızın nedeni, zaman ve kaynaklarımızı içerik kalitesine odaklayabilmektir. Ancak, izleyicilerimizin doğal ve insani bir sesi tercih ettiğinin farkındayız. Gelecekte, kendi sesimizle seslendirme yapma fırsatını bulmayı umuyoruz. Kanalımızın amacı, derin ve önemli içeriklerimizi felsefeye ilgi duyan ve meraklı olan izleyicilere ulaştırmaktır. Felsefe konulu bir kanalın en popüler kanallar arasında yer alması doğal olarak zor olabilir, ancak henüz bir ayı doldurmamış bir kanal olarak KZbin istatistiklerimizin oldukça iyi seviyede olduğunu belirtmek isterim. Geri bildiriminiz için tekrar teşekkür ederiz.
@nihattokatl6834
@nihattokatl6834 3 ай бұрын
@@Felsefeninizinde
@RadyoNevaresmi
@RadyoNevaresmi 3 ай бұрын
Abone oldum başarılar ❤
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 3 ай бұрын
Abone olduğunuz ve desteklediğiniz için çok teşekkür ederiz! ❤ Yeni videolarda görüşmek üzere!
@izmirden1069
@izmirden1069 3 ай бұрын
Çok teşekkürler.Anlayana çok önemli bir iş yapıyorsunuz..
@izmirden1069
@izmirden1069 3 ай бұрын
Bugünlerde hep aklımda Kant vardı. Onun felsefesi nedir, neden bu kadar tüm felsefeceilerin bir numarasıdır diye düşünmekteydim ki, karşıma bu video çıktı. Umarım bu video dizisi talebimi karşılar
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 3 ай бұрын
Kant, felsefede çok önemlidir çünkü onun eleştirel felsefesi, insan bilgisinin sınırlarını ve koşullarını analiz ederek modern felsefenin temellerini atmıştır. Kantın görüşlerine katılmak şart değil ama Kant'ı anlamak şart felsefe yolculuğunda. Kolay da iş değil. İlk Kant'ı kendi kitaplarından okuma niyeti ile başladım felsefe yolculuğuma. Ve hiçbir şey anlamadım. Sonra Kant okumaya ara verdim. Mitolojiye bir uğrayıp, Milet okulu ve Thales, Socrates, Platon, Aristotales, derken, Orta Çağ, sonrası Descartes, onlarca felsefi düşünceden sonra 3 yıl geçti Kant’a geri döndüm. Bu uzun yolculuk önemli idi. İlk 6 video ile genel bir giriş yapacağız Kant’a. Sonrasında her bir alt konu için kısa kısa videolarla ilerleyeceğiz. Beni dogmatik uykumdan uyandırdı dediği Hume’a ve Leibniz’e de bir uğramakta yarar var Kant yolculuğunda.
@izmirden1069
@izmirden1069 3 ай бұрын
@@Felsefeninizinde Saf aklın eleştirisi adlı meşhur eserini aldım ama hiçbir kelimesinden hiçbir şey anlamadım, çok ağır geldi ve bırakmak zorunda kaldım. Sonunda da benim aklımın Kant'a erişemeyeceğine kanaat getirdim. .. Bu kitabını da bizlerin anlayacağı biçimde açıklayıp gündeme getirirseniz çok sevinirim..
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 3 ай бұрын
Saf aklın eleştirisini Kant dilinden anlamak kolay iş değil. Bu bir süreç. Saf aklın eleştirisi kitabını bir seferde anlaşılır kılmak da ne kader mümkün videolarlarla da emin değilim. Ama bu süreci birlikte geliştirebiliriz. Bunun da özü saf aklın eleştirisindeki kavramları anlamaya çalışmak. Bunun da başlangıcı olarak transandental ve transandent kavramlarını hazmetmekten geçiyor. Önümüzdeki hafta bu konulara ufak girişler yapacağız.
@izmirden1069
@izmirden1069 3 ай бұрын
@@Felsefeninizinde Transandantal meditasyon yapıyorum. Bununla bir ilgisi olabilir mi ?
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 3 ай бұрын
Transandantal meditasyon ile ilgili bilgim olmadığından evet hayır diye cevap veremem ama şu bilgi ile siz bir değerlendirme yapabilirsiniz. Öncelikle Kant'ın transandental ifadesi çoğunlukla yanlış tercüme edilir ve açıklanır. Aşkın denir. Ama transandental aşkın demek değildir.. Aşkının sınırı. Aşkın kelimesinin tam zıttı aslında. Aklın bilme yetisinin sınırıdır. Akla "bundan ötesine geçme" der Kant. Transendental dışında kalan metafiziği anlamlı ve yararlı bulmaz. Transendent ise aşkın olandır. Düşüncem; sadece isim benzerliği ya da transandantal meditasyon= transendent meditasyon.
@gunes-hw8ou
@gunes-hw8ou 3 ай бұрын
❤❤❤❤❤❤❤
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 3 ай бұрын
:)
@noercaus
@noercaus 3 ай бұрын
Hocam Aİ seslendirmeyi daha iyi seçerseniz sevinirim çok boğuk geliyor.
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 3 ай бұрын
Geri bildirim için teşekkürler, kendi sesimizi kullanarak seslendirme hazırlıklarımız devam ediyor. Bu süreç tamamlanana kadar gerekli iyileştirmeyi yapacağız.
@celik9209
@celik9209 3 ай бұрын
Doğuştan mavi gözlük takmış olsaydık ağaca yine yeşil derdik mavi olarak görsek te. Topluma göre mavi anlayışımız değişik olurdu
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 3 ай бұрын
Gerçekten de, Kant'ın bilgi teorisi bağlamında, dünyayı algılama şeklimiz üzerine ilginç bir noktaya değindiniz. Kant'a göre, bilgimiz duyularımızla algıladığımız şeyler ve aklımızın kategorileri arasındaki etkileşimden doğar. Bu bağlamda, doğuştan mavi gözlük takmış olsaydık, algılarımız değişirdi ve toplum olarak mavi anlayışımız da farklı olabilirdi.
@celik9209
@celik9209 3 ай бұрын
@@Felsefeninizinde 👍
@ginngineer
@ginngineer 3 ай бұрын
Merhaba, emeğinize sağlık. Bu seri kaç bölümden oluşucak ? Tahmini devamı ne zaman gelir?
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 3 ай бұрын
Bir hocamız şunu derdi: Kant'a karşı olabilirsin, Kant'ın düşüncelerine katılabilirsin ama Kantsız olamazsın. Kant'ı ise tek bir videoya sığdırmak hem mümkün değil, hem yararlı olmaz. Kısa videolarla Kant serimiz devam edecek. Kant'a giriş video sayımız şimdilik 6.
@vettv32
@vettv32 3 ай бұрын
Güzel olmuş . Daha bekliyoruz
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 3 ай бұрын
Teşekkürler, devam edecek:)
@saksogan86
@saksogan86 3 ай бұрын
gercekten yararli bir video. oylesine tikladim ve sonuna kadar dinledim. tesekkurler :)
@Felsefeninizinde
@Felsefeninizinde 3 ай бұрын
Merhaba! Geri bildiriminiz için çok teşekkür ederiz! Videomuzu beğenmenize ve sonuna kadar izlemenize çok sevindik. Size faydalı olabildiysek ne mutlu bize! Daha fazla ilginizi çekebilecek konular üzerinde çalışmaya devam edeceğiz. İyi günler dileriz! 🙂