hacı içine kapandığın için değil arkadaşlarına güvenmediğin için olmuş durum. Onlar sana destek verecek kişiler olsa güvenir söylerdin demek ki gerçek sevgi beslemiyorsun takılma onlarla.

@@ayipsinfevkaIadeyim knk haklısın da dostlarimin beni umursamaması iyi koydu bana

Yakınlar uzak olursa

yanıbaşında ve ulaşamıyorsun, ​bu daha vahim. bi çözümü var mıdır yoksa kayıtsızlık mi bırakır?..

değildir, olmamalı.

@@yan_car insan suya atlamayı fazlaca düşünürse atlamadan alacağı hazzı elde edemez, bu fikri yaşama entegre edebildiğimi sanmıştım. yanıldım. hayatı romantize ettiğimi fark ettim gitgide, ve bu düstüru kişisel bağlamda ele almak zorundayım. intiharı düşünüyorum bu aralar düşündükçe daha çok meyilli olan kişilerin hayatına gidiyor hafızam. ama intihara meyilli değilim. yaşamın absürtlüğünün farkındaydım, yaşamı evetlemiştim. bir şeylerin anlamsızlığı tabii ki de boşluğa bıraksa da boşu boşuna yapmayabilir lakin bu durumu kisilestirmeden de duramıyorum. fazlaca uzattım. en iyisi bi' şiir bırakayım. "ey, içine bakan gözlerimin yoksul gölgesinde kendini açıklayan gerçeklik! her kopuşla adını yineleten umut! Bir serin yaşlı-bahar özlemi, acı kar fırtınaları beklentisi kışlarda ve alıcısı olmayan iki mevsime, zamanın kapanabilmesi devrimi!"

suya atlama isteğindedir o haz.mesele ne olursa olsun yaşam bunu artık kafama vura vura öğretti. Yaşam ân'dadır Sevgili Roza, ânın ötesinde ya da berisinde kalan her şey ânın suretlerinden ibarettir.hayat aslında ne geçmişe dem vurmak ister ne geleceğe ayna tutmak. Der ki 'işte buradayım, benimleyken içinden ne geliyorsa yap ama demedi deme, her şeyi hesaplı yap.' ve biz tıpkı küçük prens'in bir türlü anlayamadığı yıldızları sayan adam gibiyiz. gerçekten yapamayacağımız şeylerin peşine düşmekten, sürekli istemekten ve gerçeklerden kaçmaktan azıcık sıyrılalım hemen o düşüşte buluruz kendimizi. Düşüş ise bir müddet güzel gelip boşluğun verdiği hissi nefes almakla yanıltıyor. tüm iplerden kurtulma hissi yerini her katmanda anlamsızlığa bırakıyor. Peki bu noktada düşüşten nasıl kaçmalı..ben buna anlamlandırma ve sembolleştirme ile meydan okumayı seçen biriyim. Herkesin sihirli taşı başkadır, benimki etrafımdaki her şeyin güzelliğini gören bir farkındalığa sahip. Şurada gördüğün benim yıldızım, mantar toplamak bu hayattaki en güzel 5 şeyden biri, her aya özel bir renk atfedilmeli, vivaldi 4 mevsim her yeni döngüde dinlenmesi gereken eşsiz bir eser, tüm çiçekler birbirinden güzel ama papatyalar ve nergisler en güzeli, 8 en güzel sayı, her günbatımı bir göz kırpmaya benziyor, geceler bizim uyuduğumuz ,düşüncelerimizin uyandığı ve aramızdaki gizli sohbetin bizi uyuttuğu vakitlerdir, saçmalıklar yaşamı anlamsızlaştırmasa anlamlı olan şeyleri anlamak mümkün olmazdı, dil insanlık tarafından oluşturulan en mükemmel şey, bir insanın en güzel göründüğü zaman meraklı gözlerle bir cevap beklediği an, siyah beyaz fotoğrafların hepsinin başka bir kokusu var , su insanı yakar ateş boğarmış böyle okumak da keyifli, her şeye Sevgili Roza, her şeye düşünmek için değer verip kurcalamalıyız. O bizi çocukluğumuza yani masumiyetimize götürüp bu boğucu hislerden arındırıcak, anlamın içimizde olduğunu fark ettiricektir..

sihirli taşımı aramalıyım ben de :) bi sorumluluk duygusunu yerleştirmişler çocukluğuma. yetişkin maskelerini yerleştirdikleri yüzler arasında benden kalan şimdi hayal kaynağı dolu bahçe ve biraz da suistimale bırakmış kendisini. madem küçük prense de dokunmuşsa sözler; yıldızları sayacak kadar varsıl hissetsekte, kimi zaman susuzluğu giderici haplar da arıyoruz, zamanın kaybettiklerimize karşın nasıl kazanırız hesabı. bilmediğimiz, tanımadığımız yerlerde birinin gülünün yenmiş olup olmaması önemlidir ve değiştirir öyle mi.. peki .. yaşam az yenidir, azlığın içinde var olun. nahif yorumunuzla esen kalın.

47 yasindayim turku bana hicbir sey vermiyor.

@@denizpamir olabilir güzellik görecelidir sonuçta. Fikrinize saygı duyarım. Dilediğiniz istediğiniz güzellikler sizinle olsun.