Bu şarkı neden instagramda çıkmıyor postuma ekleyemedim

yine kafamızın içine çengeli taktın yani

Ble qulagvz rap esidsin

İstikrarlı bir şekilde Live sessions yapıp salsan şu mecraya kıyak olur

Eyvah

Tolstoy: Tatar dikeni "Ekinler biçilmiş, hasada başlanmıştı. Yazın tam ortasıydı. Tarlaların içinden geçerek eve dönüyordum. Her taraf birbirinden güzel çiçeklerle donanmıştı. Kırmızı, beyaz, pembe çiğdemler; kokulu, tüylü yoncalar; taçlan süt beyaz, ortaları sapsarı kendilerine özgü kokularıyla papatyalar; laleleri andıran sapsarı uzun uzun susamlar; eflatun hatmiler; etrafa tatlı bir badem kokusu yayan, dokununca da çabucak solan huni biçimi sarmaşık çiçekleri ve daha nice birbirinden güzel envai çeşit çiçekler... Her birinden birer tane kopardığım çiçekleri kocaman bir demet yapmış, eve dönüyordum. Yol boyunca uzanan hendeğin dibinde, kan kırmızısı renkte iyice açmış bir devedikeni gördüm. Bizde bunlara "tatar" derler. Ekinler biçilirken orakçılar bunları kesmemek için özel gayret gösterirler. Kazara kesilmişse bile, başak demetinin içinden çekip çıkartılarak atılır. Bu kan kırmızısı devedikenini koparıp çiçek buketinin ortasına koymak geçti içimden. Hendeğe indim, çiçeğin ortasında tembel tembel uyuklayan tüylü at arısını kovaladıktan sonra, çiçeği koparmaya çalıştım. Bu güç bir işti. Elime mendil sardığım halde yine de dikenler batıyordu. Sapı öylesine sert ve sağlamdı ki dakikalarca uğraşıp lif lif ayırmak zorunda kaldım. Nihayet koparmayı başardığımda sapı parça parça olmuştu. Devedikeninin ilk gördüğümdeki güzelliğinden eser kalmamıştı. Üstelik onca emek vererek topladığım zarif kır çiçekleri arasında kaba ve çirkin görünüyordu. Dalında çok güzel görünen, beni kendine hayran bırakan bu çiçeği boşu boşuna kopardığıma üzüldüm. Attım onu. Koparmak için sarf ettiğim çabayı düşünerek, "Ne güçlü bir yasama arzusu bu!" diye düşündüm. "Direnmek için büyük çaba gösterip, kolay lokma olmadığını nasıl da ispat etti. İnsanoğlu milyonlarca bitkiyi ezip geçiyor da Tatar dikenini neden esir alamıyor? Bu nasıl bir yaşama isteğidir,Tanrım!' diye söylendim.İşte bu düşünce bana Kafkasya savaşlarına ait önemli bir olayı anımsattı.""

Sen dokunursan şakaklarıma geçecek gibi sanki bu baş ağrısı

Abi iran,dan selamlar seviliyosun 🇮🇷🇹🇷❤

Daha iyisini yaparlarsa haber edin 😂

Oradayız reis

Abi lütfen yorumu beğenirmisin

Adam hissetmiyor, yaşıyor ✌🏻 İğnenin deliğinden geçer hecelerim bana yinede dar metropolis.

Ah, belki çok fazla söyleyecek sözlerimiz var da öylece susmak bir o kadar cazip... Kulaklarımda hiç eskimeyen ve aynı tadı veren şarkılar.. büyüyoruz ve baya bi farkındayız…

Rap dinlemeyeli bayağı olmuş RESPECT

Ozaman doğal olaylar ile yok olma yıldırım şimşek leri gelsin anlamayan kalmasın soy suz lar yok olur yok burası Türkiye . 🇹🇷✋🇹🇷

Ağır taşları n bir kendilerince ağır lık ları can lar ı mıymış bakalım . İşkence lerde yok olma alanlarında . 🇹🇷✋🇹🇷

Ç.S farklı bir tondan Bakmana Ç.S Bas bariton tabii herkese meselesi kendine sor Sen civcivsin ben dinezor bro sen Beni arka sokaklardaklara sor Tenha parktaki sarhoşa sor. Artık marka takıntına son ver ya da giy sahnede kambinozom Aram iyidir. Kelimelerle ve delilerle ilham savuran perilerle. Atım Altın gol son dakkada ilhan mansız gibi bende Atkım kırmızı yeşil kaf sin kaf çocukluğun karelerle. Tatlım vaktim yok bak şuradan sikir git ve de geri gelme Biz hiptop ruhunu keşfediyoz Sokakları tekrar keşfediyoz İnsanlar sabrımı test ediyor ve dinleyenleri de mets ediyoz... hopppbabb 2001 de dinledim ben onyx 2011 de peşimde polis iğnenin deliğinden geçer hecelerim bana yine dar metropolis ekibim bi sike benzemediğinden sikeme takmadım alınma moruk İkide bir bana sokaktan söz etme senin sokağına biz işiyoruz, Gelişiyoruz, Sürekli ritimle sevişiyiyoruz. Gelişine vur Seninle yolumuz değişik oğlum Benim beach clupta ne işim olur yerinde sayamam tabii ki illa ki eninde sonunda değişiyoruz, Değişim tutarlı çizgide giderse sonunda sağlıklı değişim olur. N.S Pek öyle dinlemem TÜRKÇE RAP oğlum ben kaçıyorum tadım Ç.S 8 ve 8 ben stilin kralı koydu bu adı N.S Pek öyle dinlemem TÜRKÇE RAP oğlum ben kaçıyorum tadım Ç.S 8 ve 8 ben stilin kralı koydu bu adı.

Reyiz seni çok geç keşfetmek benim hayatımdaki sanırım en büyük ayıbımdır

Olm bu ikisi aynı adam Lan!

Dinleyin dinletin abi !!

büyüksün abi

ÇIKSIN ARTIK ÜSTADIM

Başta konuşan kişi emin efendi mi?

Arkadaki bizon Murat mı?

Kalabalık bir iç ege kasabasında tren yolunun altında yugoslavya'dan gelen göçmenlerin yerleştirildiği bir mahallede doğdum. Sigaraya 6 yaşımdayken mahalleden arkadaşlarımla gittiğimiz tren istasyonu peronlarında yolcuların fırlattıkları sigaralarla başladım. Böyle günlerden birinde şekli farklı bir sigaranın beni çok acıktırdığını hatırlıyorum bir de nedense eve dönene kadar gökyüzünden çizgi film izlemiştim. Çok değil 7-8 sene sonra içtiğim şeyin ne olduğunu anladım. Yıllar sonra öğrendim ki babam benimle aynı yaşlardayken aynı tren yolunda at arabasını tren raylarına sıkıştırmış, arabadan atlayamayan 4 yaşındaki akrabamız ve beygirimiz orada hakkın rahmetine kavuşmuş. Mahalledeki derin yoksulluktan kendini kurtarabilmiş nadir kurnaz insanlardan biriydi, babam. İyi eğitim alabilmem için mahalleden ayrıldık, çarşıdakiler gibi olabilmek için tren yolunu geçtik. Beni kasabanın çarşısındaki gözde ilkokula almak istemediler. Ya tehlikeli derecede esmerdim ya da müdüre yeteri kadar para yedirememiştik. Kurnazca bir dalavereyle babam muhtardan olmayan bir binanın olmayan bir 4. katından ikamet aldı ve okula beni kabul etmek zorunda kaldılar. Okumayı sökmeden sınıfın kapısını kırdım, çarpma ve bölmeyi öğrenmeden kantinden dondurma çalmaya başladım. Haylaz bi çocuk olduğum için her ay gözlüğümü kırıyordum ama tahtayı göremediğimi kimseye söylemiyordum. Anadilim Rumca olduğu için Türkçe soyut düşünme yeteneğim çok zayıftı. Çok ağır bir Balkan şivem vardı, üniformalılar ilk önce bu özelliğimi törpülediler. Allah'a şükürler olsun futbol yeteneğim ve erken gelişen fiziğim sayesinde okulun futbol takımına girdim, kaptan oldum. Prestij ve popülerlik sayesinde çarşıdakiler gibi olmaya başladım. Artık mahallemden nefret ediyordum, oradaki pis insanlardan iğreniyordum. Yıllar yılları kovaladı içimdeki kara kedi bir türlü uslu durmuyordu. Disiplin kurulu, futbol sahası, sokak kavgaları, kızlar sonra da rap müzikle tanıştım. O sıralar İzmir çocukları anarşizmi yoktan var ediyordu. Bir gün Türkçe öğretmenim bana Necati Cumalı'nın Tütün Zamanı: 2 kitabını verdi. Okumanın ne kadar sihirli olduğunu fark ettim. Çıkan sivilcelerimin de etkisiyle kızlar yerine toplum, gerçeklik, ütopya, sosyalizm, devrim ve isyan gibi fikirlerle flörtleşmeye başladım. 13 yaşımdayken Gezi Parkı protestolarında Dersimli Alevi bir arkadaşımla polis işkencesine ve cinsel istismarına maruz kaldık. Berkin öldüğünde içimdeki Alexis doğdu. Lise puanım beklentilerin çok üstünde geldi, altyapısında kaptan olduğum kulüp o sene süperlige yükseldi. Her köşesi işkenceye dönen bu kasabadan kaçmak için ailemden habersiz liseyi egenin başka köşesindeki bir şehirde yazdım. Ailem peşimden geldi, şehrin en faşist lisesini yazdığımı ilk matematik dersimde öğrendim. Hoca nereden geldiğimi öğrenince orada şopar çok olur sen şopar mısın diye sordu. Donakaldım, mahallemden kaçsam da tehlikeli derecede esmer olmaktan kaçamayacağımı o gün anladım. Çocukken babama biz çingene miyiz diye sorardım, babam da biz çingene değiliz ama çingenelerin annesiyle benim annem aynı güneşin altında çamaşır kuruttu derdi. Bu sözün peşinden koşuyorum hala, tarih okumaya başlamıştım. Kendine Türk milliyetçisi diyen başka bir çingene çocuğu dövüp okul kapısını kırdığım için okuldan atıldım. Amacım da buydu ya! Örgütlendim, anadilde ücretsiz eğitim için gazete dağıtırken yakalandım. Okulda devrimci liseli sayısı artınca faşist hocalar sözlü ve ödevlerde istiklal marşı, andımız, gençliğe hitabe gibi şeylerle baskı uygulamaya başladı. Seviyem dışındaki sorulara cevap vermeyi reddettiğim için sınıfta kalma tehtidiyle diğer okuldan da sürgün edildim. O senelerde bir gazeteye ilk yazımı yazdım: Berkin ve Alexis'in benzer yaşamları. Üçüncü okulda bir pazartesi istiklal marşını okumayı reddettiğim için üstüm arandı, zuladan alın terimle aldığım Camel Green bulundu. Faşist müzik hocasının sigaramı öğretmenler odasında diğer hocalara dağıttığını öğrenince gözüm döndü hocayı dövdüm. Beni yeraltı edebiyatıyla tanıştıran rehberlik öğretmenimin odasında 3. okulumdan atılmamak için savunma yazarken okulda arama yapıldı. Sınıftaki zulamda iddia kuponları, çakı, devrimci gazete ve okulun kütüphanesinden çaldığım Vladimir Nabakov'un Lolita kitabı pornografik bulunduğu için disiplin dosyam padişah fermanı gibi uzadı gitti. Disiplin kurulunda ceketleri koltuklara asılmış, manşetleri kan bulaşmaması için dirseklerine kadar sıyrılmış hocalar beni dövmek için sabırsızlıkla bekliyordu. Önce kendimi savundum, ailemin sigara içtiğimi bildiğini, sigarayı kendi paramla aldığımı, kuponların ve üstünde adım yazan çakının benim olmadığını, Nabakov'un kitabını okul kütüphanesinden ödünç aldığımı, devrimci gazeteyi okulda dağıtmadığımı sosyoloji dersi için ödev hazırladığımı anlattım. Savunma bitince müdür yardımcısı ve Almanca hocası beni dövmek için üzerime geldi, slogan atmaya başladım, ağzımı kapatan Almancı'nın elini ısırarak kanattım. Sonradan fetöcü olduğunu öğrendiğim felsefe hocam beni korumaya başladı. Şiddet teşebbüsünde bulunan hocaları şikayet edeceğimi, okuldan atılmaktan korkmadığımı, müfettiş gelince sike sike gerçeklerin ortaya çıkacağını, eğitimsenli hocaların arkamda olduğunu söyledim. Almancacı ve müdür yardımcısı disiplin kurulundan çıkarıldı, ertesi gün kurul benimle uzlaşma sağladı. Bir daha olay çıkarmama sözüme karşı sembolik olarak uzaklaştırma verdiler. Felsefe hocası o günden sonra beni hukuk okumaya yönlendirdi. Ona hukuk iktidarın fahişesi benim pezevenk olmaya niyetim yok demiştim. Sonra sosyolojiye yönlendirdi, ergenlik daha sonrasındaki şiddetli kimlik sorunlarıyla böyle devam etti. Ham puanımla ODTÜ sosyoloji kazanıyordum ama faşist hocalar okul notlarım düşük tuttuğu için giremedim. Üniversite mezuniyetimde ''KHK Padişahın Diploma bizimdir'' pankartı açtığım için terör şubeden iddianame oluşturuldu, ifade verdim. Şimdi prestijli bir üniversitede mensup olduğum kripto-azınlık hakkında oto-etnografik yüksek lisans tezi yazıyorum, 3 dil biliyorum. Çağrı Sinci'nin bu albümü ve ''Modern Zamanlar'' benimle, travmalarımla konuştu. İçimdeki siyah kediyi tanımamı sağladı, bana yaşama tutunmak için Sisifos'un taşı kadar ağır bir ilham verdi. Respect. Burayı okuyan disiplinsiz gençler umarım hayat hep karşınıza Çağrı Sinci gibi hocalar çıkarır.

Canim abim cagri sinci sen kravatı cikardin ben takmaya gidiyorum.

En iyi şarkılarından

ben işlerin düzelmesini umut etmek zorundayım

✨en sevdiğim ikinci popçu emircan iğrek birinci kendine rapçi diyo✨💅🏻 Nxkfkdkfkskc

Ilk kez sokaklara hiphop yazdim. ardindan ikinizin ismini abiler sizsiniz bize bu kültürü öğreten

Bazen kedi olmak istersin 😂

haz şelalesi resmn

Yabancıyım o iki gözümün gördüğü her yerde

2003.

zaman sinekleri plak gelsin artık

Kinetik'in dokunuşu filizlendirmiş..🔥

Buralara düşmeyin.

Dayı bu ne amk? 🔥

Ateş etmiş ateş ateş

bu adam bambaşka

Sivil itaatsiz 👏👏👏

Özlemişiz şöyle okumaları amk

bu versiyon daha da güzelmiş

Dinlemeyin arkadaşlar içerisinde karılar, Beşiktaş, Mercedes, ot ve uyuşturucu yok. (!) LİRİKALİTE VAR AMMMKKKK

Türkiyedeki en geçerli MC.

çs farklı bir tondan bak bana çs basbariton tabi herkesin meselesi kendine zor sen civcivsin ben dinozor bro sen beni arka sokaklara sor tenha parktaki sarhoşa sor artık marka takıntına son ver ya da giy sahnede kombinezon aram iyidir kelimelerle ve de delilerle ilham savuran perilerle attım altın gol son dakikada ilhan mansız gibi ben de atkım kırmızı yeşil kaf-sin-kaf çocukluğum Karelerde tatlım vaktim yok bak şurdan siktir git ve de geri gelme biz hiphop ruhunu keşfediyoz sokakları tekrar keşfediyoz insanlar sabrımı test ediyor dinleyenleri de mest ediyoz en sevdiğim ikinci popçu emircan iğrek birinci kendine rapçi diyor! 2001'de ben dinledim Onyx 2021 peşimde polis iğnenin deliğinden geçer hecelerim bana yine de der metropolis ekibin bir sike benzemediğinden sikime takmadım alınma moruk ikide bir bana sokaktan söz etme senin sokağına biz işiyoruz gelişiyoruz sürekli ritimle sevişiyoruz gelişine vur seninle yolumuz değişik oğlum benim beach club'ta ne işim olur yerimde sayamam tabii ki illa ki eninde sonunda değişiyoruz değişim tutarlı çizgide giderse sonunda sağlıklı değişim olur neyse pek öyle dinlemem türkçe rap oğlum ben kaçıyor tadım çs 8' ve 8 ben stilin kralı koydu bu adı

Spotify gelmesi lazim su sarkinin 🫡

Bir halkın müziğini yapanlar, yasalarını yapanlardan daha güçlüdür. İşte Çağrı Sinci ve İndigo bu müzisyenler arasındadır. Popülerlik gelip geçici ama tarih asla bu isimleri unutmayacak. Ayrıca beate, sese, sözlere mest oluyoruz. Başka ne denir ki. Halk için üretmenin verdiği bilinçle bahtiyar olun.

Oldschool tarzında rap yapan bir newschool'um. Kalemime güveniyorum. Yorumlarınız, fikirleriniz ve eleştirileriniz benim için değerlidir🙏🏽

Fenaaaa