Harika bir üçleme. Doppler-Volvo Kamyonlar-Bildiğimiz Dünyanın Sonu sırasıyla okudum. Bence yazarlık olarak en başarılısı Doppler. Ama gönlümün 1.si Volvo Kamyonlar. 🌻

Abi lütfen diğer video için 1 sene daha bekleme

“Kelime anlamı olarak yönetimin olmaması gibi, .. Anarşi şudur bir yönetim sistemi. “ Olmayan sistemin yönetimi mi? Olmayan yönetimin sistemi mi? Bir sistem olacaksa yönetimsiz olur mu? Yönetimi olmayan bir sistem olur mu? Son iki cümle galiba aynı oldu neyse hepsi aynı kapıya çıkıyor, kapıdan çıkınca da karşılaştığın 8:26 oluyor 🫡 👋🏻

Tam da anarşizm ile ilgili daha fazla düşündüğüm bir dönem. Henüz teknik bir kitap okumadım sadece düşünüyorum ve anarşizmle ilgili okuduğum ilk kitap Pessoa'nın uzun öyküsü Anarşist Banker. Çok keyifli, güzel bir kitap. Emma Goldman ve Mihail Bakunin okumaya karar verdim, bir de ilk anarşist manifesto adında bir kitap duydum. Sen bu yazarları, kitapları okudun mu?

Güzel video olmuş abi, sikine takmayıp bir şeyleri sadece 10 saat konuşsan dinlerim (Dehbliyim)

❤❤

Sonunda!

Devamı gelmesi gereken bir seri. Çoğu şarkı gibi rastgele sözleri olduğunu düşünüp üzerinde kafa yormamıştım bile bu şarkının. Yeni bir pencere açtı bende, teşekkürler.

mü-kem-mel, teşekkürler 🤩

Nerelerdeydiniz ya

dünya dönüyor biz içinde dönüyoruz. arada merkezkaç kuvvetinden dolayı savruluyor sonra toparlıyoruz. içimizdeki dünya ile senkronize dönüşü bulma arayışındayız. ve biz kapıyı içerden mi çalıyoruz? çok güzeldi şarkıyı bir de böyle dinlemek, zihninize sağlık.

Veee 1 yıl sonra yeni bir video 🎉 Bu kısacık 8 dakika bile o kadar iyi geldi ki anlatamam bazı şeyleri tekrar düşünmeme ve ufkumu genişletmeme sebep oluyorsunuz.İyi ki varsınız. İki hafta sonrayı sabırsızlıkla bekliyorum 🩷

İnstagram hesabınızdaki komik, ironik tıbbi videolarınıza aşina olan birisi olarak KZbin'da ilk kez dinledim. Tefekkür eden, sorgulayan, tasavvufa atıf yapan yönünüz de çok kuvvetli. Dönüp duran Mevlana'ya atıf olabilir. En nihayetinde dönmek:inna lillahi ve inna ileyhi raciun. Allah'tan gelip Allah'a dönme fiilini vurguluyor. Dünyada her varlık dönüş halinde, güneş, dünya, ay, gezegenler, insanlar, bitkiler... Dönmek ve dönüşmek... Hayatın özü.

Vay be! Resmen aradığım psikanalize ulaşmışım gibi bir his… Sağol Enes!!!

Yaktı geçti :)

Çok güzel bir analiz olmuş

Çok etkilendiğim, kafamın açıldığı; normalde şarkıları duyarım, melodileri, bana hissettirdikleri ilgimi çeker ve saatlerce dinlerim. Sizin yorumunuz farklı bir pencere açtı bende. Çok da hoşuma gitti, ayrıca psikolojiyle ve tasavvuf gibi birçok konuyla kendi içinizde harmanlayıp bize sunmanız da çok kıymetli. Bu konuda bilgili olduğunuzu biliyorum ve daha çok bu tarz fikirlerinizi duyduğumuz videoları istedim. "Ben Öyle Düşünmüyorum" Podcastte de fikirlerinizi dinledim, buradan ve instagramdan da dinliyorum, olayları yorumlama biçiminiz hoşuma gidiyor. Reelslarınız çok güzel sarkastik, alt anlamı var onları da izlemek çok keyifli tabii ki Menesözel diyince direkt akla onlar geliyor. Ben bu tarz uzun uzun yorumlayıp, fikirlerinizi belirttiğiniz videoları da çok seviyorum. Ayrıca bu yılki Ankara'daki Depreme Hazırız sempozyumunda sizinle tanışıp sohbet etme imkanı da bulduğum için çok mutluyum, o sempozyumda anlattıklarınız da çok kıymetliydi, tadı damağımda kaldı. Ankara'da olacak diğer etkinliklerinizi dört gözle bekliyorum. Tabii ki sosyal medyalardan da takipteyiz Hocam, her şey için çok teşekkür ederim emeklerinize sağlık 🥰💙

Şarkıyla bu video aracılığı ile tanışmam 💯

Çok kaliteki bir video olmuş sayın hocam🧐

Yunusla freudun,spinozayla Mevlana’nın beraberce mısralarda gezindiğini siz anlatana dek fark etmemiştim,var ol💪🏻

İnternete ödediğimiz paranın hakkını veren 8 dk lık analiz gibi analiz 🎉 teşekkürler menesozel 🌷

utanmadan bir de öncelik videoya atıf yapıyorsunuz, 1 yıl olmuş kardeşimmmm BİRRRR YIL :) :) ben de diyom bu adam video atıyormuş şimdiye kadar neden görmedim :)

Filminide izledim kitabı da okudum bu kitap tam bir başyapıt ve alın kitaplığınıza koymadan okuyun öyle koyun

Bu çok doğru peşinden koştuğumuz şeyler anlamsız olduğundan anlama ulaşamıyoruz dönüp duruyoruz dolap beygiri gibi

Adamlar’ bile şuan anladı , öyle bir analiz 🌟 çok seviyordum ama hiç bu kadar anlamlı olmamıştı tşk 🧡

Absürt espriler beklerken ciddili analiz ters köşe yaptı Beğendim bence ben ( öldürüyor beni ben’ de ki gibi ;)

Yani diyorsunuz ki kısaca, bu da geçer 😊 boşluk bırakmazsak videoya minik minik buda heykelleri resmi geçidi de ekleyebiliriz 😁 şaka bir yana, güzel konsept, biz de video izliyorum ayağına müzik dinleyip keyifli keyifli düşünebiliriz.

avizeye bakmaktan ne dediğinizi dinleyemedim özür dlrm

Güzel konsept olmuş, Tozlu Notalar.

"Abi kafanda 'âvîze' var"

ağzınıza sağlık.

Dediklerinize katılıyorum fakat ikinci kitabı olmalıydı

gösteri peygamberi kitabı çok uzun zmandır bende, onu okuyayım sonra da bunu alayım.

hepimiz hissetmişizdir hayatımızda, bizim için değerli bir cism, başka birinin saygısızlık yapması kırması vs. sonra da parasını veririz falan demesi. o anda hep hissettiğimiz şey, peki bunun hatırası? peki bunun hikayesi nolacak? işte tam bu duyguyu tek bir cümlede özetleyebilmek büyük marifet, ne eksik ne fazla tam o hissiyatı uyandıran o cümle. mükemmel ve ufuk açan anlatımınız için teşekkürler Enes hocam.

hocam ingilizcemiz var elhamduliliah, orijinal dilini mi önernsinizi türkçesini mi? hiç bir şey önermezseniz ingilizcesini okuyacağım. çünkü yeterince iyi çevirilemediği kaygısı gütmektense orijinali okurum. çeviri çok iyiyse de hızlı okumak babında türkçesini tercih ederim, konu bütünlüğünün bozulmaması açısından. sizin değerli tavsiyelerinizi bekliyorum. teşekkürler.

hocammm hocammm, böyle videolar vardı da ben nasıl ulaşamadım şimdiye kadar, kendimi SFle kınıyorum.

Ben ona KafasıYanıkcığım diyorum ya yeter az düşün deyip 😂😂 kitapları bırak bir de onu okuyanları sürekli önüme getiriyorum.

Çürümenin kitabının yanında bayağı ergen kalmış bu kitabı, çok ilginçtir bu kitap 1973 Çürümenin kitabı 1949 adam yaşlandıkça ergenleşmiş

Az önce tweetinize denk geldim rezil bir insansiniz cidden ortadoğu zihniyetli biri olmak sizi zorluyor mu?

Savaş vatanı savunmak için değil;karşı taraftaki piçin vatanını savunmasını engellemektir. Kitabın en aklımda kalan sözü olmuştu😇

Sevdigim bir sözünü sunumun son slaytına ekleyip milletin kafasını yaktığım, sunumu unutturduğum canım Cioran'ım. Çürüme kitap yorumunu da bekleriz.

Çok güzel videoymuş <3 Elinize sağlık

“Eşeklerin Bilgeliği “kitabını bitirince, yazar ve kitap hakkında kimler ne söylemiş diye araştırayım dedim. Bu vesile ile sizin videonuzla ve sizinle tanışmış oldum. Doppler “ okuduğum ve çok etkilendiğim bir kitaptı onu da dinlemiş hatırlamış oldum Umarım okuduğum kitaplar sizin aracılığınızla tekrar karşıma çıkar. Farklı bir yaklaşımınız ve anlatımınız var genç adam. Başarılar …

Merhabalar Enes bey, öncelikle elinize sağlık demek isterim, kafamdaki terapistime soracağım soruların cevaplarını sizden dinlemek iyi geldi diyebilirim. Podcast için, ses kayıtlarının editinin video editinden daha kolay olduğunu araştırmıştım, o yüzden o da mantıklı olabilir ama podcast yayınlarına konuk olduğunuz bir kanaldan da sizi dinlediğim için burası daha makul gibi hissettim şimdilik ben. Ayrıca hayallerimi teker teker gerçekleştiren bir meslektaşınız olarak, muhtemelen bunu duymaya da ihtiyacınız yoktur ama; iyi ki varsınız demek istedim. Sağlıkla kalın 🌺

1 yıl gecikmeliyim, ama yorumunuza hayran kaldım. Teşekkür ederim

Beypazarı maden suyunun ve amatörlüğün kesiştiği pek tatlı bi konu var :) belki sizin de ilginizi çeker. Beypazarı maden suyu fabrikasının olduğu yer (neyse ki dev bir fabrika değil ve ülkemizdeki öbür nice fabrikaya kıyasla kirleticilik oranı epey düşük diye biliyorum), İnözü vadisi, Türkiye'de de yaşayan ve üreyen Akbaba türleri için çok önemli bir alan. Örneğin, nesli küresel ölçekte tükenmekte olan Küçük Akbaba'nın ülkemizde ürediği birkaç yerden biri. Vadi ve civarı hâlâ küçük baş hayvancılığın devam ettiği bir yer ve bu kuşlar çobanlarla, neredeyse onların sayesinde korunuyor (çünkü "dışardan" gelip korumaya çalışmak pek sürdürülebilir ve gerçekçi bir şey değil). Leş yiyici olan bu kuşlar sayesinde ekosistemin sağlığı doğal olarak korunuyor. Yani hem tüm flora ve fauna için hem de otlaklar, meralar için bu kuşlar hayati önemde. Hemen ikinci çemberde insan sağlığı için de aynı şeyi demek mümkün. Çobanların kadim bilgisi ve bilimsel bilgi elele, elbette büyük uğraşlarla ama güzel bir süreç gidiyor. Sevindirici haberler geliyor :) Kuş gözlemciliğini bundan 6-7 yıl önce duymuştum ve "yav nelerle uğraşıyor insanlar, kuş gözlemek ne hohoo" diyip bi tarafımla gülmüştüm. Bu gülüşten kısa bir süre sonra elimde dürbün bi kuşla, bi alakarga'yla göz göze geldim ve hayatım 180 derece değişti. O gülüşü de çiğ çiğ yedim :)) net. Gerek mesleği/uzmanlığı dolayısıyla gerekse yaşadığı, gittiği yerin seslerine hep kulak kabarttığı ve gözlemlediği için kuşlar hakkında on yılların bilgisine sahip insanlarla tanıştım ama hepsi "amatör" :) (elbette herşeyi ve hepsini bildiğini iddia edenler de var. Her yerde ve konuda olduğu gibi. Onları demiyorum :) ) "ben bilmiyorum", "ben bilmiyorum ama şu bilir, bi soralım", "tam emin değilim, bi teyit edelim" cümlelerini olanca samimiyet ve hevesle kuran bi camia daha henüz görmedim :) 35'imden sonra kuşların ve sayelerinde yeryüzünün öğrencisi oldum :) onlardan öğrendiğim ve sayelerinde alt üst ettiğim tüm bilgilere bayılıyorum! Ankara'da doğup büyümüş biri olarak, daha geçtiğimiz kış İnözü Vadisi'ne bu gözle gittim. 30 küsur yıl burnumun dibinde olan, sayısız geziyle gittiğimiz Beypazarı... Şimdi aramızda 8-10 saatlik yol var, şaka gibi... Muğla'nın tüm kuşlarına, habitatlarına sevgiyle ve Anadolu'nun orta yerindeki bozkır habitatlarını tam da içindeyken ıskalamış olmanın hayıflanmasıyla diyeyim :) Neyse :) Öyle keyfe keder yaptığımız bi arazide Beypazarı maden sularının fabrikasını da gördüğümde, yıllarca evimizden eksik olmayan ve hâlâ da bulunca sevindiğim o yeşil şişenin anlamı değişti :) O gün dönüşümlü, yuvalarını bekleyen bir (1) çift Küçük Akbaba, umarım birden çok olan yavrusuna uçmayı, avlanmayı/beslenmeyi, korunmayı öğretti ve yakında Afrika'ya doğru binlerce km'lik zorlu göç var önlerinde. Sağlıkla geri gelmelerini dört gözle bekleyen, geri geldiklerinde yuvalanacakları yerleri aynen bulabilmeleri için gece gündüz müthiş emek veren insanlar var. Bu Küçük Akbaba ailesi dışında, "uçan halı" dendiğini duyduğum, kanat açıklığı 4 metreyi bulabilen Kara Akbaba'yı görmek, Kızıl Akbaba'ların süzülüşlerini izlemek, aynen karada ve denizde olduğu gibi havada da predatör türler varsa ekosistem sağlıklı ve insanlarıyla dengede, ortak bir yaşam sürüyor duygu, düşünce ve bilgisine biraz misafir olmak çok acayip bir şeydi, çok. Bozkır ekosistemlerini de yeni yeni öğrenen biri olarak okuduğum, dinlediğim, insanın dimağını zorlayan (biyo)çeşitliliğe biraz şahit olmak hücrelere, nefese işler cinsten bir şey. Beypazarı maden suları böyle çok nadir bir yerden geliyor :) Nicelik olarak bakılsa, bir avuç denecek ama gönüle, bilgiye, çalışmaya, koruma inanç, bilinç, azim ve cömertliğine bakınca yüzlerce avuca sığmayacak insanın korumaya uğraştığı bir yer... Hepsi de "amatör" :) tıpkı kuşlar ve yeryüzünün geri kalanı gibi, üstelik hiç de romantize etmeden :)) Sevgiler 🦋

"Piramitler" videosu öyle iyi geldi ki, birkaç videoyu daha dinledim :) Bu akşam bu kanala denk gelmiş olmanın kendi yaşantım içinde hiç beklenmedik, çok dinlendirici bi yanı var(dı), dolayısıyla oh keyfini çıkardım diyebilirim :) Bu video açısından, söylev bağlamında biraz emin olamadığım bir iki şey var. Ursula başımın tacıdır, canım ciğerimdir, bunu da bi diyeyim :)) Öldüğünde, tam da "bi daha yazamayacak" diye çok üzüldüğüm kadınlardan biridir. Evet, kadın vurgusu ;) Videodaki kimi "anlamsızlık" ve "boşluk" (tanım değil, farkındayım) ifadelerinin, onları içeren kimi cümlelerin, yaygın (toplumsal) kavrayış açısından (aslında böyle bir kavrayış da bizzat varsaymıyorum, şimdilik bi böyle dursun) "başarısızlığa" da denk gelebileceğini düşündüm. Hani tam da "Doppler" videosunun aksine gibi... Nihilistlerden ve varoluşçulardan ziyade, mesela "aylak adam" örneğinden çok, aklıma dilin kendi sınırları geliyor. Derrida, "anlam sürekli ertelenir" der. Çünkü o da bir kelimedir ve sözlüğe baktığımızda başka sözcüklerle tanımlanır ve bu böyle birbirine bakan aynalar gibi sonsuza gider, gidebilir. Dil de bir sistemdir, bir yapıdır :) Onun araçlarıyla ve onun aracılığıyla, tam da onun dışına çıkabilmek, işte biliyorsunuz, bin yılların literatürü. Batı'da bu konu biraz Xeno'nun paradoksu gibi. Hedefli, lineer. Aklıma Hindistan geliyor. Mezopotamya'dan çok çok önce "sıfır"a kavram olarak ihtiyaç duyup, üretmiş bir coğrafya. "Yok" ve "hiç" kavramları (özünde bir "merkez" tarifi). Şu an dünya üzerindeki pek çok dilde ve kısmen de karşılıklı bağlı olarak toplumsal ve ekonomik sistemlerde "anlamsız" ('değersiz' ama epey maliyetli) olan şey... "0" hiç bir baltaya sap değil ;) lakin onsuz hiç bir sistem de mümkün değil (artık). 'Anlamsız' "0" hayatlar, tam da tüm sistemlerin merkezi, ister hiç bir şey yapmamak gibi olsun, ister sabah iş akşam ev, aile ev araba vs gibi olsun. Yutulan ve görünmeyen gibi olanlar... Aslında hiç de öyle olmayıp, biri dursa, yer yerinden oynayacak parçalar... Capcanlı yaşamlar, akıntıya karşı kürek çeken kimilerimize göre sistemsel olarak çok aşırı, en anlamlı olanlar... "Objet petit a" gibi ortaya çıkan "anlam" ve anlam yolunda bir "jouissance" öforisi içinde bu hiç berrak, katlanılabilir, karşılanabilir bir şey değil gibi, durmak. (Oysa mesela Delueze ve Guattari katlanmak ve karşılamak için yollara da cilt cilt işaret etmişler, mis gibi :) ) Bir youtube olanakları içinde ve aslında akıp gidecek bilgisiyle, kişisel tatminim tartışmasıyla, bunları yazmak da ayrı bi "arıza" durumu. Bunun da farkındayım :)) Ursula'nın da, bu seri özelinde de, anlam (ve yer yer fonksiyon) tartışmalarını/ortaya koyuşlarını/sorgulamalarını/okuyanın kucağına bıraktığı durumları, dilin olanaklarını da epey zorlayarak yazdığı fikriyle ve aynen de videoda dendiği gibi, meraktan hiç vazgeçmemek ve bir de kabul ettiklerimiz ve etmediklerimiz, kabullendiklerimiz ve kabullenmediklerimiz, ve bunlar varsa, bunlarla ne yaptığımız sorusuyla yazmak istedim. Sevgiler 🌿

Ah ya! Bu video sayesinde Terry Pratchett'ı da (hatta, bile) orjinalindeki lezzetle Türkçe'ye katmış bir çevirmeni, Niran Elçi'yi öğrendim, çok teşekkür ederim. Çevirinin nasıl olduğu sizin kitap hakkındaki yorumlarınızdan da biraz belli olur diye tüm videoyu da dinledim :)) (böyle de bi özgüven ve kibir :))) Discworld'ün okuduğum kitaplarında, dünyayı/zamanı çizgisel/doğrusal algılamama üzerine de bi kurgu olduğunu düşünmüşümdür. Bi de içten, ezmeyen tevazu halleri... Hem karakterlerin kendi yolculuklarında, hem de işte kimilerinin "dünyayı" alımlama biçimlerinde... Ne iyi gelen incelikler :) Metinlerle yazarları eşitlemek çok doğru değildir, biliyorum, Pratchett'ın hastalığından ötürü (bi ara) arzu ettiği ölüm biçiminde de tevazuya dair bi yan olduğunu düşünmüştüm. Neyse :) Hızımı alamayıp bir de, eğer henüz okumadıysanız, birkaç öneri vermek isterim :) Samuel Beckett'in üçlemesi. Murphy, Malone Ölüyor ve Adlandırılamayan. Uğur Ün'ün çevirilerinin çok iyi olduğunu duyuyorum. Bir de, Cortázar'ın Sek Sek'i. Bunda çevirmen adı veremiyorum şu an ama piyasada epey iyi çevirileri var. "Mektubuma son verirken" desem yeridir değil mi şimdi :)) Velhasıl, bu kanalı bulduğuma çok memnun oldum, sevgiler :)

Sonunda tekrar tekrar izleyeceğim ve her izlediğim zaman yeni anlamlar bulacağım ve detaylar yakalayacağım yeni bir video 🎉 Kesinlikle podcast olmalı hiç sıkılmadan dinlerim ilaç gibi geliyorsunuz bana 💖

KZbin uygulamasına girdiğim zamanlarda gözümün yeni videosunu aradığım sayfalardan bu sayfa 🙂 Yeni video umudunun kırıntıları içimin karanlık köşelerinde saklanırken sanırım vazgeçiş duygusuna kapılmış olmalıyım ki bu videoyu 2 hafta sonra fark ettim.🙃 Kitaplara yaptığınız yorumları, yorum yapma şeklinizi, düşüncelerinizi aktarma şeklinizi izlediğim videolarınızca hep sevmişimdir. Emeğinize sağlık, yeni videolarınızı yine beklemekteyim. Podcast olarak değil de youtube videosu olarak devam edersiniz umarım 🙂😇