Ortadoğu ile ilgili yayınlarımız oluyor sıklıkla. Destekleriniz ve önerileriniz bizler için çok kıymetli, çevrenize tavsiye ettiğiniz için ayrıca teşekkürü bir borç biliriz.

@FatmaYilmaz Çok teşekkür ederim, değerli yorumlarınız inanın çok mutlu etti! 😊 Sizlerden böyle güzel geri dönüşler almak, daha iyisini yapmak için ilham veriyor. Yeni içeriklerle devam edeceğiz, takipte kalın lütfen!

Bilgiye kıymet veren, onu iyi ki öğrenmişim dedirten sizlersiniz aslında. Bazen bir ağaç bütün yağmuru, rüzgarı ve fırtınayı bir meyve için göğüsler. Bir meyvenin icerisine derc olmuş bir tek çekirdek için hatta. Sizin gibi iki dost edinmek bile bu emeklere değer ama bazen de - hakkı olmasa dahi - itibar bekliyor insan, kendine değilse de etüt ettiği tarihin ve onun ilminin kerametine. Olmayınca da unutuyor geleceğin ağacı olabilecek bir çekirdeğin kıymetini. En kısa zamanda görüşmek dileğiyle kıymetli kardeşim. En güzel günlerde görüşmek üzere.

Guveninize ve desteğinize sonsuz teşekkürler. Varolun.

Bazen ölümsüz olmak için iyi ölmek gerekir. Hayatı boyunca huzur ve rahatı değil, ölümsüzlük getiren başkaları için yaşama tutkusunu uyanık tutmuş Che. Özeti bu.

Babası belli, Kronos.

😃

Merhaba Enes. Ben de sizleri tanımaktan bir kez daha ziyadesiyle memnun oldum bu vesileyle. Daha güzel ifade edilemez, daha güzel amacım ifa edilemezdi. Geleceğe dair ümidim, sizin gibi birkaç dost sayesinde yaşamaya devam ediyor. Bu dünyaya ve ülkeye vereceğiniz çok şey var ve iyi ki varsınız.

Merhaba Ömer Faruk. Nasıl buldun yeni videoyu? Görüşün nedir? Biraz ortamı gerecek bir video, görüşleri merak ediyorum açıkçası.

Hicam biraz gec oldu calistigim ve bu konuda hemen fikir beyan (interneten biraz araştırma yaptim)etmedigim icin özür dilerim . Bencede yahudiler bilimde siyasette yazarlıkta vb.(mesleklerde cok iyiler bu bir gercek). Ama sizin videonuzda küçük bi açık gördüm . Ve sorulari (kafamda anlatiginiz konu ile ilgili) yabanci sitelerde sorular yazarak (quora gb) sitelerden(baktim). Okuduklarima gore sizin iddia ettiginiz gibi barisi sevenler gordum ama çoğunluk , su kafadaydi Biz istedigimizle savasabiliriz ama savasmiyoruz diye .hatta bi rabbi bunun tanri tarafindan lanet oldugunu soyluyor tevrat gibi tanrinin diğer uluslara saldirmalarini soyledigini ama tanrinin dedigine karsi geldiklerini .kendilerinin savasmadigini bu yuzden lanetlendiklerini bile okudum ben bu konuda noturum hocam ama sizin soylediginizin kismi oldugunu belirtmek istedim geriye kalan (cektikleri zulum vs ) de size katiliyorum

​​@@omerfarukcelebi6076Ömer Faruk, aslında derin bir şekilde bundan bahsediyorum. Aralarında, tıpkı İslam'da fanatik olup, dinin emirlerini yerine getiriyorum deyip, canlara kıyan nice cahil Müslüman vardır. Haçlı Seferleri sırasında yapılan da cehalet ve insafsızlıktır. Bunlara Müslüman yada Hristiyan denemez. Çoluk çocuk kanının akmasına sebep olan insan dahi olamaz. Bu yüzden o zaviyeden bakıp, biz diğer milletlerle savaşmak için geldik diyen vicdansızların, Din yalnız Allah'ın olana kadar onlarla savaşın ayetini şiar edindiklerini iddia edip, masum, suçlu demeden kendileri gibi düşünmeyen ve inanmayan herkese savaş acanlardan farkı yok. Maalesef insanlar bu insan dışı varlıklara çok teveccüh ediyor.

Yunanlıların kahramanları, Mısırlıların firavunlari var, fark bu. Onların kahramanlarını tanrıların soyuna bağlaması lazım, diğerleri direkt tanrılara bağlı kabul edildiğinden pek de hikayeye ihtiyaçları yok. Bu yüzden Yunan panteonunun hikayesi daha fazladır doğal olarak. Çok laf da yalansız olmaz malumunuz. 🙂

Allah lafzı ile değil de sanki vav harfiyle bağlantı var, onu kastettiniz galiba. Doğru mudur?

έξι Bunu kastediyorum. Yönlerinde küçük bir değişiklik ile Allah lafzı elde ediliyor.

@NubiaPhoneAccount Yani yönlerinde değişiklik yapılırsa başka bir şey de çıkabilir. Eskiden bir Coca Cola meselesi vardı, La Mekke, La Muhammed diye hatırlayacaksınız. Insan inanmakta serbesttir. 666 tarihte daha çok Nero ile bağlantılı görülen bir hadisedir ve o dönem içerisinde Allah tabirinin Arapça metin olarak bulunması pek mümkün görünmüyor. Fakat inanç meselelerinde herkesin kendi dairesinde haklı olabileceği kanaati var bende ve kimseyi inandığı gerçeği üzerinden yargılamamayı, daha ötesi desteklemeyi şiar edindim kendime. Sizin de kendimizce bir haklılık payınız olabilir, her ne kadar ben mesafeli yaklaşsam bile.

Çok teşekkür ederim Enes. Canlı yayınlar için arkadaşlar pek müsait olmuyor. Videolar maalesef beni de canlı yayınlar kadar mutlu etmiyor ama elimden bir şey gelmiyor. En kısa zamanda görüşmek, dertleşmek üzere.

Yani pratikte öyle tabii ama karşılıklı bir alış veriş olduğunu düşünmek daha doğru bir yaklaşım olur. Fakat olay Sumer'den beri böyledir biraz.

🙂

Hikayeye göre yok maalesef.

Bu uzun bir videodan kesittir. Ana yayını izlediğinizde, bu konu ile ilgili hoşunuza gidecek kısımlar bulacağınızı tahmin ediyorum.

😄

Ne güzel Hürrem Sultan'ı sevenlerin olması.

Nerede olduğunu biliyorsanız büyük bir servet edinebilirsiniz. Emin olun.

Aslında hem evet, hem hayır. 2. Dünya Savaşı sırasında Japon subaylar genellikle gunto adı verilen kılıçlar kullanmışlardır. Ancak bu kılıçlar, geleneksel yöntemlerle üretilen gerçek katanalar ve seri üretim yöntemleriyle yapılan modern kılıçlar arasında değişiklik göstermiştir. Bazı subaylar ailelerinden miras kalan, geleneksel yöntemlerle üretilmiş katanaları taşıyorlardı. Bu katanalar, yüksek kaliteli çelikten yapılmış, ustalıkla dövülmüş ve oldukça değerlidir. İmparatorluk Japon Ordusu için 1930'lardan itibaren üretilen modern savaş kılıçları üretmiştir ve bunların adı Shin-Gunto'dur. Bu kılıçlar, geleneksel katanaların estetiğine sahip olsa da, genellikle seri üretim yöntemleriyle yapılmış ve savaş şartlarına uyarlanmıştır. Çoğu, dayanıklı olsa da geleneksel katanalardan daha düşük kalitededir. Savaşın ilerleyen dönemlerinde ise, Japon endüstrisi üzerindeki baskı nedeniyle bazı kılıçlar düşük kaliteli çelikten yapılmış ve daha az ustalıkla üretilmiştir. Bu kılıçlar, subayların statüsünü göstermek ve bazen yakın dövüşte kullanılmak amacıyla taşınmıştır. Ayrıca, savaş sırasında düşman askerlerini esir alma veya infazlarda sembolik bir rol oynamışlardır. Kısacası, bazı Japon subaylar gerçek katanalar kullanmış olsa da, büyük bir kısmı daha modern ve seri üretim kılıçları taşımıştır. Bu noktada haklısınız. Burada bahsettiğimiz gerçek katana taşıyanlar ve bu kültürü yaşatanlar.

Önemseyip cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim.Hürmetler

Rica ederim, ne demek? Sizler bizim için çok değerlisiniz.

Yok, püskürtmedi. Hatta çaresiz kalıp, karakol kurmak zorunda bile kaldı. Fakat II. Yezdegerd ile muhatap olanlar Avrupa Hunları degildir. Kidaritler adı altında İran Hunları olarak bildigimiz Hunlar'ın uzun bir dönem bu topraklarda hüküm sürdüğünü biliyoruz. II. Yezdegerd ile ilgili Bonner'ın kitabına göz atmanızı da öneririm.

Benim bildiğim ak hunlar 1.piruz (firuza) galib gelib iranın doğusunda bir süre kaldılar

Kimilerinin masalı, diğerlerinin inancı. Bu dünyanın kanunlarından birisi bu.