Dinler insana cehalet ve gözyaşından başka bir şey getirmez
@CARTCURT91514 күн бұрын
bektaşilik Türklüktür
@bariscetinkaya945615 күн бұрын
⚔️🇹🇷⚔️🇹🇷⚔️🇹🇷⚔️🇹🇷⚔️
@kth5693Ай бұрын
bu hangi bölümden ya
@JsjsjJsjsj-k2sАй бұрын
Muhteşem yüzyıl filmi
@JsjsjJsjsj-k2sАй бұрын
Muhteşem yüzyıl filminden
@ErenÇakmak-v3i29 күн бұрын
Muhteşem yüzyıl bölümünden Aleviler bölümü
@kth569318 күн бұрын
@@ErenÇakmak-v3i çok açıklayıcı olmuş kardeş sağ ol (30. bölümün 1 saat 41. dakikasındanmış bu sahne)
@ErenÇakmak-v3i17 күн бұрын
@@kth5693 hayır yanlış
@nurborekci4439Ай бұрын
Alevi değilim bilmiyorum bu tarz şeyler mi yapıyorlar gercekten çok hoşuma gitti cem evlerini falan ziyaret etmemizde bir sakınca var mıdır acaba o kadar hoşuma gitti ki bizzat görmeyi çok isterim 🥹
@ErenÇakmak-l9vАй бұрын
Gidebilirsin sorun yoktur.
@ErenÇakmak-l9vАй бұрын
Gidebilirsin kardeşim. Cemevlerine git ama abdestini alda git.
@ErenÇakmak-l9vАй бұрын
Cemevine gidebilirsin. Orda insanlık öğrenirsin. Ama abdest almadan gitme.
@JsjsjJsjsj-k2sАй бұрын
Cemevine gidebilirsin , cemevine gitmende sakınca yok. Ama orda saçma sapan hareketler yapma yeter
@KayraHann029 күн бұрын
Hiçbir sakınca yok istersen cem ibadetine git katıl kimse bir şey demez hoş karşılarlar ayrım yapmazlar
@ErenCakmak-gt8pdАй бұрын
ALEVİLİK NEREDEN ORTAYA ÇIKTI? "Muaviye döneminde insanlar üç fıkraya ayrıldı; Hz. Ali tarafı, Muavyie tarafı ve ortada kalanlara Harici denildi. Alawiyyun'lar(Ehlibeyt Evlatları) Orta Asya'da Türkler'in içine sığınmışlardır. Hz.Hüseyin'in aile efradından bazıları da, Kerbela olayından sonra zaten yaşanmaz hale gelen yurtlarından ayrılıp doğuya gittikleri zaman oradaki Türklerle kaynaştılar. Zaten Türkler'in özünde Şamanizm, tek Tanrı inancı vardı. Yine onlarda Sazlı Sözlü sohbet vardı. Bu ibadet şeklinin aslı orada oluşur. Ve orada bu inanç Alevilik olarak adlandırılmıştır. " Alevi sözünü ilk Orta Asya Türklüğü kullanmıştır. Ehlibeyt soyuna mensup pek çok kimse Orta Asya'ya göç ederek Türkler'e sığınmış. Türkler onlara büyük saygı göstermişlerdir. Uygur Devleti döneminde Alevilik devletçe tanınan ve korunan bir inançtır. Alevilik, Samaniler döneminde Orta Asya'da hızla yayılır. Bu dönemde Alevi Sufiler, İslam'ı Türk kültürü ile sentezleyerek Türkler arasında evlilikler yapılır. Böylece Seyittlik olgusu Türkler'e de geçer. Tüm veriler göstermektedir ki Aleviliğin kaynağı Orta Asya'dır.
@ErenCakmak-gt8pdАй бұрын
KALENDER ŞAHIN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz.
@ErenCakmak-gt8pdАй бұрын
KALENDER ŞAHIN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz.
@ErenCakmak-gt8pdАй бұрын
KALENDER ŞAHIN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz.
@ErenCakmak-gt8pdАй бұрын
KALENDER ŞAHIN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz.
@ErenCakmak-gt8pdАй бұрын
KALENDER ŞAHIN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz.
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz..
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz..
@mavieylul8817Ай бұрын
Osmanli Turklugu mahvetmistir.
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@mavieylul8817Ай бұрын
@@ErenCakmak-nw3yb eee? Osmanli onlari bicerken ne yapacaklardi? o yavuz, Turklere karsi iran'san kurtleri getirdi. Sirf mezhepleri ayni, onlar kendine bagli olur diye. Basimiza sardi. Osmanli Turktu ama bir aileydi ve aslolan ailesinin bekasi ve hukumdarligiydi. Zaten Turk kadin bile sokmadilar bir sure soblnra hareme. Padisahlarin hepsi melez. Pasalarin hepsi devsirme. Hala bunlarin acisini cekiyoruz.
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
@@mavieylul8817 Mektubu sonuna kadar okudun mu
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
@@mavieylul8817mektubu okudun mu
@soncagr29032 ай бұрын
Lisedeyken Yavuz'u haklı bulurdum İsmail i bozgunculuk ile suçlardim şimdi anlıyorum ki Yavuz da az değilmiş
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz..
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
“Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
“Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
“Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@2bebekliKpssannesi2 ай бұрын
Kalbimiz hep dürüstlükten yana yaşasın alevilik
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu.. “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@kaganalp63132 ай бұрын
Bu mallar osmanliya isyan mi etmişler sonrada aglarlar Osmanlı bizi idam etti diye şimdikinin vatan millet devlet düşmanı kürtler ve onlarin oy verdiği hdpkk avanesi gibi
@2.MAHMUDHAZRETLERI2 ай бұрын
Sahnenin kürtlerle hdpyle ne alakası var awk kafayı yemişsiniz siz
@polkengm2 ай бұрын
Nerede eski alevilik. Artık ne namaz ne zekat ne oruç ne kur-an...
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz..
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz...
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz..
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz.
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz..
@ErenCakmak-nw3yb2 ай бұрын
Ne mutlu Aleviyim diyene
@demorganee2 ай бұрын
Araplaşmayan gerçek Türklere selam olsun.
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz..
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
KALENDER ÇELEBİ'NİN MEKTUBU “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz..
@Kerpetenali1882 ай бұрын
VAR OLSUN
@dinyunfu3 ай бұрын
Osmanlı zamanındaki malûm kalender Çelebi yi canlandırmışlar.. kaçıncı bölüm bu bakmam lazım
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu.. “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu... “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz...
@ErenCakmak-nw3ybАй бұрын
Kalender şahın mektubu... “Çok muhterem müsahib biraderim, Evvela selam ve muhabbetlerimi sunar gözlerinden ellerinden öperim kardaşım. Belki haberini almışsındır; namem eline ulaştığında herhalde beşinci gün olacak ki, Cincifle denilen mahalde Osmanlının inkâr kuvvetlerinin belini kırdık Şah-i Merdan Ali’nin himmetiyle. Beli Sultan’ım, Kazova’da ellerini ayaklarını budamıştık Osmanlı’nın, bu kez gerçekten belini tam orta yerinden kırdığımıza inanıyorum. Dulkadiroğulları’ndan üç oymak, savaşın sonlarına doğru yetişip bize katıldılar. Belki de, onların yardımıyla bu zaferi kazandığımızı içinden geçirmişsindir, ama öyle değil. Gazilerim bendini yıkan sel gibi düşmanın üstüne saldırmış aman vermiyordu. Düşünsene bir; Karaman beylerbeyi Mahmut paşa, Alaiye beyi Sinan, Amasya beyi Koçi haini ve yoksul halkın iliklerini emen Anadolu Timar defterdarı Ruhi ve Karaman defterdarı kethudası Şeyh Mehmet beyin birliklerinden oluşan kocaman Osmanlı ordusunu darmadağın ettiler. Paşalar, beyler ve defterdarlar baskınlarda ya da kaçarlarken öldürüldüler. İyi ki esir düşmediler; yoksa benim yufka yüreğim dayanamaz ve salıverirdim. Benim kardaşım diyeceğim o ki, bu Dülkadirli oymaklarına güven duymuyorum ben. …Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali beyi hatırla; …Osmanlıyla işbirliği yapıp, kıymetli ve rahmetli taliplerim Şah Veli, Süklün Koca Dede, Zünnun Baba ayaklanmalarını bastırmada yardımcı oldu. Yol kardaşlarını katletmekten geri durmadı, Padişah’ın bağışladığı yeni arazilerle timarını genişletmesi uğruna. Bunun içindir ki, baştan beri yanıbaşımda bulunan Veli Dündar can dışında, Dülkadirli beylerin hiçbirine güvenemiyorum.Savaş sonunda üç gün boyunca derlenip toparlanmaya çalıştık. Şehitlerimizin cesetlerini toplayıp gömdük. Kaybımız fazla olmadı; düşmana verdirdiğimiz kayıbın onda biri bile değildi. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun. Muhammed’in şefaatından, Şah-i Merdan’ın himmetinden mahrum kalmasınlar. Üçüncü gün Cuma akşamı şehitlerimiz için dârdan indirme ve birlik cemleri yaptık; bu dünyadaki tüm kusur ve kabahatlarından arınıp, yaşayan canlardan razılık alıp ak-pak Hakka yürüdüler; onun muhabbetinde buluştu, bütünleştiler. Gazilerimle yaptığımız bu büyük Cem’de sabaha kadar dağ-taş gülbenk, saz ve deyişlerle inledi………..40 bini aştı silahlı asker gücümüz. Düşman birliklerinin bir çoğu da tüm ağırlıklarını savaş meydanında koyup kaçtılar. Bu savaş ganimeti, silahlar dahil her türlü ihtiyaç malzemesinin tükenmeye yüztuttuğu anda imdadımıza yetişti. Bütün askerlerimizi tam anlamıyla donattık, maneviyatları çok yüksek. Yüzbin Osmanlı askeri de gelse önünde duramaz artık; Osmanlı’nın bu baskı düzeni yıkılmalıdır! güneydoğuya Safevi sınır boyuna, Maraş ve Malatya topraklarına doğru yürüyüşümüzü sürdürüp gücümüzü daha da artırdık. Osmanlı ordusunu peşimizden içerilere doğru çekerken, bir yandan da gece baskınlarıyla iyice yıpratıp, Adana çevresindeki ve İçel-Tarsus hattındaki isyancılardan Tonuzoğlu ve Atmaca’nın kuvvetleriyle de birleşince Maraş, Malatya arasında Nurhak çevresinde tümüyle yok etmeyi düşünüyoruz. Sonra yönümüzü batıya döndürüp, Pir Sultan zakirimin dediği gibi ‘Padişah’ın tacı ile tahtını’ almaya ve halkı ‘mülkün iyesi’ yapmaya gideriz
@ΙωάννηςΚήτος3 ай бұрын
Yunanıstan'dan merhaba demek istiyorum, cok guzel bir sarki bu
@BH-zv9dr3 ай бұрын
Türkçe herşey anlaşılıyor Ya Hak !
@beratustundag3 ай бұрын
amına koyayım yorumlara bak moruk lafta ayrım yapmayan herkes ayrım yapmış
@@dilanaydn2488Neden insanlara küfr ediyorsun?Ben alevi değilim ama,siz sünniler küfr ehlisiz
@ErenCakmak-jv1vk2 ай бұрын
@@dilanaydn2488 senin gibi dinsiz mi olalım. Fahıse
@ErenCakmak-jv1vk2 ай бұрын
@@dilanaydn2488 yezitin kızı. Senin gibi dinsiz mi olalım.
@ErenCakmak-nw3yb2 ай бұрын
@@dilanaydn2488 senin gibi dinsiz mi olalım. Fahıse kızı
@MrZaza18604 ай бұрын
Kurban olurum alevi kardeşlerime
@ErenCakmak-nw3yb2 ай бұрын
Eyvallah gardaş sağolasın
@cashflowYM4 ай бұрын
Anadolu Türklüğünün son kalesi ... Seviyorum sizleri..
@mistkeaferr4 ай бұрын
Aleviler hristiyanlik oncesi anadoluda yogun olan pagan gecen inanclardan hristiyanligin dogusunu arastirirsaniz karsilaşırsinız agirlikli ezidi rituelleri vardir hatta ezidi pir ali var ondan sonra ayrilan ezidi mezhebimidir degilmidir emin degilim ama rituelleri cokkkk benziyor ezidilik zerduslukten sonra cikan tek tanrili kadim inanctir islamiyet 7000 yil pir Ali m.ö. 3500 yıl sonra bu arada turkiyedeki hanifi anlayisi basit anlatayim arnavutlukta yogun bektasi ( alevi ) az biraz şafi (%25)var hanifiyi bilmiyor haberi yok yani hanifilik cumhuriyet doneminde yaratilmis turkcu musluman islamiyetle alakasi olmiyan donmelerdir
@hakanharmanc20964 ай бұрын
Aleviler candır
@MrZaza18604 ай бұрын
Sunniyim. Ama Alevilere karışan olursa karşısında bizi bulur
@AdemBirel4 ай бұрын
Selam olsun tüm alevi canlara. Bir Sünni Çepni olarak
@ErenCakmak-nw3yb4 ай бұрын
Önceden çepniler Aleviydi. Aleviliğe geri dön
@ErenCakmak-nw3yb4 ай бұрын
Alevi ol. Önceden aleviydiniz
@ErenCakmak-nw3yb2 ай бұрын
Önceden çepniler aleviydi .
@ErenCakmak-nw3yb2 ай бұрын
Önceden çepniler aleviydi. Aleviliğe geri dönün
@ErenCakmak-nw3yb2 ай бұрын
Alevi ol
@BH-jt3nc4 ай бұрын
Mukemmel
@mehmetYildirim-fw9oy5 ай бұрын
Mezhep de nedir islam konu kapandı
@mehmetadikalan91425 ай бұрын
Allah bir muhammed ali.bundan daha güzel üç kelime var mı???
@subutaynoyan53725 ай бұрын
Meme
@seydiz15 ай бұрын
Kalenderin elindeki askeri gucun zayif oldugunu bilmemesi ,teoraksiden uzak olmasi,yerel guclerle dini bag disinda , siyasi bag kurmamasi , mehtilege varan cikislari ,alevi toplumuna inanilmaz zarar vermistir
@subutaynoyan53725 ай бұрын
Alevi o zamanların toplumu değildi, aslında sonradan Kalenderi dervişlerinden kalan bu ekolün temsilcileri ki kalenderiden kasıt bu Kalender Çelebi de değil Adam Türklerin Osmanoğullarına periyodik isyanlarının bir önderi sadece
@user-ws3dg5co4q6 ай бұрын
Alevi turktur
@Yağmuşrİlerin6 ай бұрын
alevi ilahisi olabilir ama yolumuz bir peygamber muhammed diyor
@inanertunc7856 ай бұрын
Sedat Peker bile diyor yola cikacaksan aleviler ile cik diyor