Teşekkürler yükleyip paylaştığınız için

Sil bitsinnn...........

ELİME GECSE OLDURURUM ACİMAM İSTE OYLE NEFRET ETTİM

Siz,oruçken Bniz yemek yiyebilir mi

Doğan

VecdibenveAlkan.

Kendi kanımı kendim durdurmuş değil mi 7 tepe. Sol tarafımdan hiç damar yolum bulunmaz. Beynimde çıkan.

Her dinlememde ağır bir hüzün çöker 20 li yaşlarımdan kalma keder gözyaşlarımın hep boşaldığı kagrolası şiir söylenecek çok şey var ama bırak gitsin…

Yanan resim değil; hayal... Silinen yazı değil; umut... Kırılan bardak değil; kalp... Saçılanlar hatıralar değil; gözyaşı... Kovulan o adam değil; yürek... Vurulan yürek değil; aşk... Demem o ki bu şiiri şuan dinliyorsanız sizden herşeyinizi alıp gitmiş birisi... geçmiş olsun yoldaşlar 😢

Ruhumuza Fatiha'yı sen oku İbrahim Sadri. Ancak bu güzel okuyuş işler ruhumuza

Sil'ince git'ince vur 'unca bit'ince bitiyomu ki

40 yasindayim, Ibrahim babayi 20 yaslarindan beri dinlerim, adamin keskin okunusu var. Super ses tonu var. Cok yasa Ibrahim Sadri

şiirde yediotuzbeş bir silah diyor, şiir kitabında ise orada altıotuzbeş bir silah diye yazıyor :)

Orada ayaklarının dibinde bir adam... Adam tüm adamlığını sermiş önüne, böyle kaçgün kaç gece ayaklarının dibinde, böyle kolay mı gitmek? Öyle kolay ! Orada ayaklarının dibinde bir adam kov bitsin! The End

Bu şiir bana geç kalmış bir adamı hatırlattı 02.12.2021

14 yıl ol önce paylaşmışım bunu sanki dün gibi acaba Bi gün hatırlarda dinlermi

Senin sırtında sarı yağmurluğun Kadıköyde ucuzluktan almışız Bende o siyah kazak hani bir kedi gibi sokulduğun....

Bir gün İstanbul'da bir kız severseniz ve ayrılırsanız bu şiiri çok seversiniz, severek ayrılırsanız bu şiir canınızı çok acıtır, daha çok seversiniz yıllar geçse de tekrar dinlersiniz.

Gerçekten çok fazla güzel..

Vur bitsin ..

Söyleyecek kelime bulamadığında küfür edesi geliyor insanin. Ben küfür dahi edemiyorum.

öneri: siz siz olun, ebru çalisirken I. Sadri listesi açmayin, müthis bir sey çikiyor, ebruya hiç benzemeyen

Mahvettin be abi....

dinlerken içimin acidigini hissediyorum...

annene diyorum annene duydum mu

bak benn 18 yasında değilim akıllı olacaksın

bir şeyin bitmesi için başlaması lazım ne tür bir karakter olduğun artık gün gibi ortada uzaaaaa

şimdi uzaaa yoksa sonun felaket bunu bil

kaç tane kadını bu şekilde yatağa attın bilmiyorum ama gerçekten canın çok yanar

bak senin niyetin belli sen artık uzmanlaşmışsın bu konularda

bu şarkıyı yıllardır dinlerim ve bana hep ilk görev yaptığım yeri hatırlatır... dağ başında bir köy..yalnızlık...soğuk....karanlık....yağmurlu....zihnimde sevdiğim kadın....elimde sigaram....lojmanda yıldızlara bakarken....vay be yıllar öncesi yine aklıma geldi..

Orada masanın üstünde bir resim İkimiz denize karşı durmuşuz Üsküdar' da Saçlarımızın üzerinde martılar Gözlerimizde acemi bir aşk, biraz umut Ve tuhaf ve çocuksu bir mutluluk Senin sırtında sarı yağmurluğun Kadıköy'de ucuzluktan almışız Bende o siyah kazak Hani bir kedi gibi sokulduğun Şubat ve yağmur yağıyormuş meğerse Islatan her tarafımızı Orada masanın üzerinde bir resim Yak, bitsin Orada kapının arkasında bir yazı Seviyoruz yazmışız birlikte Harfler nasıl da titremiş meğer ellerimizde Bir Pazartesi akşamı ben eve dönünce Tutup öyle yazmışız nereden estiyse Hep gülüşün, hep sıcaklığın sinmiş harflere Ne yaptığın çorbanın ne pilavın tadı Sobayı yakmayı unutmuşuz ne gam Senin çiğdemler açmış yüzünde sıcaklığın Orada kapının arkasında bir yazı Sil, bitsin Orada sehpanın üzerinde iki bardak Senin demlediğin çayı içmişiz birlikte Nasıl da dalgamızı geçmişiz dünyanın bütün dertleriyle Umudu sürmüşüz ortaya Kocaman yüreklerimizi bilemiş onca kahıra Bir masalmış, bir yalanmış gibi korkmuşuz Sıkı sıkıya yaslanmışız bahtımızın kara yıldızına Ben tek sen üç şeker atmışım filiz çayımıza Sonra açıp perdeyi gök yüzünden bir dilek tutmuşuz Mehtap gülümsemiş deliyürek çocukluğumuza Orada, sehpanın üstünde iki bardak Kır, bitsin Orada odaya saçılmış küçük hatıralar Ne yana dönsem senden bir parça bir şey Belki minik kızgınlığın, belki bir gülüşün uluorta Böreğin altını yakışın, Düğmemi dikerken iğneyi eline batırışın Ve saçların, kan gülleri taktığın Beni mahpus bıraktığın saçların Ne yana dönsem bir parça bir şey senden Hep o kanepede oturmuşluğun Şu senin yastığın, şu eşarbın İşte şu bir Haziran akşamı gitmek için ayaklanışın Ne yana dönsem bir parça bir şey senden Orada, odaya saçılmış küçük hatıralar Git, bitsin Orada ayaklarının dibinde bir adam Adam bütün adamlığını dökmüş önüne Böyle kaç gün yana kaç gece ayaklarının dibinde Öyle kolay mı öyle kolay gitmek Her şeyi bu İstanbul' u o sevdiğin adaların kokunusu Mısır çarşısını Eminönü'nün balık ekmeğini Beyoğlu' nun sinema salonlarını Birlikte beklediğimiz Yirmisekiz numarayı unutmak öyle kolay mı Öyle kolay Orada ayaklarının dibinde bir adam Kov, gitsin Orada, çekmecede altıotuzbeş bir silah Babadan kalma Hani bir bayramda saydırmışız havaya Sen biraz ürkek sokulmuşun omzuma Kuşlar havalanmış, Bütün güvercinleri İstanbul'un Giderken galiba bir beni bir de bunu unutmuşsun Orada altıotuzbeş bir silah Ve burada zaten öldürdüğün bir yürek Vur, bitsin

orada yikilmisligim, burada caresizligim sen yoksun ya cesedimin üzerinde can cekiserek bekliyorum dönmeni dön ki biraz olsun dinsin sessizliğin acisi

...demekle bitermi...

Orada odaya saçılmış küçük hatıralar... ne yana dönsem bir parça bir şey senden... (babama)

VUR BİTSİN......GİT BİTSİN...ÖYLE KOLAY GİTMEK....ÖYLE KOLAYMI...KOV BİTSİN....SIK BİTSİN....

ya sen ne güzel şiirler yazıyosun okuyosun be adam harikasın:D

yataga giriyorum.. sabaha kadar dinliyorum.. yok abi yok.. bitmiyor acılar bitmiyor bu şiir... :(((

Mükemmel bir siir. Icinde herkezi anlatabilecek her ayriliga dokunabilecek kadar duygusallik var.

Hocam Eline Saglik Super Olmus Bence Dunyanin En Guzel Siiri