Ayşen Hoca'nın, mimarlığın toplumsal ve ekolojik üst ölçeklerle kurduğu ilişkilerin mimarlık eğitiminde oldukça sorunlu ele alındığı yorumuna çok katılıyorum. Bu sorun bana kalırsa temel olarak bu tarz konuların çok ciddi bir olgunlaşma süreci gerektirmesinden kaynaklı. ben 40 yaşına yaklaşırken, yoğun ilgime rağmen ,ancak çeşitli tartışmaların temel altlıklarını zihnimde oturtabildim diyebilirim:) bir öğrenciyle bu tarz tartışmaların tohumlarını teorik derslerle atmak kesinlikle gerekli, ancak stüdyo bir üretim alanı olduğu için bu derinlikli tartışmaların ürünlerde karşılık bulmaları çok zaman gerektiriyor, dolayısıyla ortaya çıkan işler en fazla bu bahsedilen yaşamsallık katmanlarına naif 'göndermelerde' bulunabiliyor. Belki öğrencilerin bu sosyolojik ve psikolojik ölçeklere ilişkin bilgilere önden daha donanımlı geldiği bir toplum yapısında farklı sonuçlar çıkabilir. Ancak Türkiye'de öğrenciler mimarlığı dikdörtgenler, üçgenler, daireler ve bunların kompozisyonları, onların sanatsal sözleri üzerinden okumaya çok meyilli, gerçekten toplumun ve bireyin yaşamsallığı bazında bu formlar ne demek bunu tespit ettirmeye çalışan çok araç da gelişmiyor gibi. ve elimizdeki eğitim araçları da toplum üzerinden bireye yönerge çıkarmaya çalışan, formalist, dışarıdan kimliklenen üslupların aktarımını devam ettiriyor, bireyin yaşantısının anlamlılaşması ve ortaklaşması üzerinden organik bir kimlik edinmeyi hedefleyen bir eğitim metodolojisi de çok bulamıyorum. bir şekilde buralara yönlendirilebilirsem çok sevinirim:)
@moderncitypipe Жыл бұрын
hocalarım ne güzel konuşmuşsunuz nasıl 0 yorum:)
@indirakatamadze24592 жыл бұрын
99
3 жыл бұрын
"Cumhuriyet, fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibari ile büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur." M.Kemal Atatürk