Рет қаралды 2,408
Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 86'ıncı yıldönümünde; "10 Kasım Atatürk'ü Anma ve Atatürk Haftası"nda; "Tarihin Bilinmeyen Yüzü" öğrencemizin 261'inci bölümünde; ON KASIM / ÖZEL yayınımızla huzurlarınızdayız.
Sekizinci yılına giren "Tarihin Bilinmeyen Yüzü" öğrencemizde, doğrudan ve özellikle Atatürk konulu onlarca izlencemizin yanı sıra, 261 izlencemizin tümü, doğrudan ya da dolaylı olarak Atatürk'le ilgidir. Yaptığımız tüm programlarda, Atatürk'ün düşüncelerinin ve eylemlerinin Türkiye açısından, dünya açısından, Türklük ve insanlık açısından taşıdığı anlam ve önemi somut belgelerle ortaya koyduk. Atatürk'ün ölümünden sonra unutulmuş ya da unutturulmuş Türk Tarih Tezi öğretisini, 40'ı aşkın programda en ince ayrıntısına dek anlattık. Atatürk'ün ölümden hemen sonra rafa kaldırılan Türk Tarih Tezi, 40 hafta boyunca inatla sürdürdüğümüz bu yayınlarımız sayesinde anımsandı, önemsendi, benimsendi; güçlü bir biçimde araştırılmaya, incelenmeye, geliştirilmeye, savunulmaya başlandı. 261 yayınımızın 89 bölümü "Milli Mücadelemize Karaçalanlar" başlıklı dizimizden oluşuyor. Bu dizimizde de yine Atatürk'e, Türklüğe, Kurtuluş Savaşımıza, şehitlerimize, gazilerimize, Cumhuriyetimize, devrimlerimize yöneltilen suçlamaları, iftiraları, yalanları, uydurmaları tek tek belgelerle çürüttük. Biz 261 hafta boyunca yaptığımız bütün Tarihin Bilinmeyen Yüzü yayınlarımızda, Atatürk'ü, onun kişiliğine ve eserlerine yöneltilmiş saldırılara birincil kaynaklardan özgün belgelerle yanıt vererek anıyoruz.
Atatürk'ün kişiliğine ve eserlerine yönelik saldırılar, kimilerine Atatürk'e nefret, kin duyguları aşılamış, buna karşılık yurttaşlarımızın büyük bölümünün Atatürk'e duyduğu saygı ve sevgiyi çoğaltmıştır. Yurttaşlarımız, Atatürk'ün düşüncelerine, anıtlarına, resimlerine, yapıtlarına yönelik saldırılara aşağılamalara, hakaretlerine duyduğu tepkiyi, uygun bulduğu her yere K. Atatürk imzası yapıştırarak gösteriyor. Bu imzayı gövdelerine kollarına göğüslerine dövme yaptıranlar; otomobillerinin camlarına, tişortlarına, eşyalarına yapıştıranlar çoğalınca, Atatürk karşıtları bu imzaya da saldırmaya başladı. Örneğin, bu imzanın Atatürk'ün elyazısı olmadığı, sahte olduğu ileri sürüldü. Birileri bu imzanın telif hakkını satın alma girişimlerinde bulundular. Geçtiğimiz ay, 10 Ekim 2024'te K. Atatürk imzasını kullananların telif ücreti ödemek zorunda olduğuna dair mahkeme kararı bulunduğu haberleri yayınlandı. Atatürk imzasının toplumda yaygın olarak kullanılmasından rahatsız olanlar, bu haberlere sevindi. Bu akşam, Tarihin Bilinmeyen Yüzü'nün 261'inci bölümünde, On Kasım / Özel programımızda, Sn. Özakıncı, yaygın olarak kullanılan K.Atatürk imzasının şu ya da bu güzel yazı sanatçısının, kaligrafın eseri olmadığını, bizzat Atatürk'ün kendi elyazısı olduğunu birincil kaynaklardan özgün belgelerle kanıtlayacak, imza üzerindeki telif hakkı iddialarını çürütecek. Her zaman olduğu gibi, birincil kaynaklardan özgün belgelerle..