Рет қаралды 87
Teller Üzerinde Bir Özgürlük Alegorisi
Bir gün, şehrin gri gökyüzü altında uzanan paslı tellerin üzerinde bir karga gördüm. Tek başına, tüm sürüden ayrılmış, sessiz ama vakur bir şekilde duruyordu. O an, onunla göz göze geldim ve aramızda görünmez bir bağ oluştu.
Bürokratik oligarşik düzenin dayattığı kalıplara boyun eğmeyen, uyumsuz bir doktor olarak kendimi bu kargaya çok benzettim. Karga, özgürlüğün bedelini yalnızlıkla ödeyen bir isyancıydı; tıpkı benim gibi. Sistem, özgür düşünen bireyleri susturur, hizaya sokar ya da dışlar. Ama bu karga, tıpkı benim gibi, sürüye karışmak yerine tellerin üzerinde yalnız olmayı seçmişti.
Karga bana doğru başını eğip sanki şu soruyu sordu:
"Bir seçim yap: ya sürüyle uçup benliğini kaybet ya da tellerin üzerinde tek başına durup özgürlüğünü koru."
Ben de ona cevap verdim:
"Sürüyle uçmayı asla istemedim. Çünkü sürünün kanat çırpışı, hürriyetin sesini boğar. Bana dayatılan rolleri kabul etseydim, belki rahat bir hayatım olurdu, ama bu, benim hayatım olmazdı."
Karga, sessizce başını çevirdi ve uzaklara baktı. Belki de bu cevap, onun zaten bildiği bir gerçeği teyit etmişti. Çünkü o da, kendine ait bir gökyüzünde uçmayı seçmişti; ne kadar yalnız olursa olsun.
Anarko-liberal bir bakış açısıyla bu karga, kolektif zorbalığa karşı bireysel direnişi simgeliyordu. O, sistemin boyun eğmeyen ruhuydu. Bense, karga misali bu düzenin telleri üzerinde denge bulmaya çalışıyordum. Bir yanım, özgürlüğün tadını çıkarırken diğer yanım, yalnızlığın ağırlığını hissediyordu.
O gün, tellerde duran karga bana şunu öğretti: Birey olmanın, özgür olmanın bedeli yalnızlık olabilir, ama o yalnızlık, sürünün içinde kaybolmaktan bin kat daha anlamlıdır.
Sistem, özgür düşünen bireyleri susturur, hizaya sokar ya da dışlar. Ama bu karga, tıpkı benim gibi, sürüye karışmak yerine tellerin üzerinde yalnız olmayı seçmişti.
Karga bana doğru başını eğip sanki şu soruyu sordu:
"Bir seçim yap: ya sürüyle uçup benliğini kaybet ya da tellerin üzerinde tek başına durup özgürlüğünü koru."
Ben de ona cevap verdim:
"Sürüyle uçmayı asla istemedim. Çünkü sürünün kanat çırpışı, hürriyetin sesini boğar. Bana dayatılan rolleri kabul etseydim, belki rahat bir hayatım olurdu, ama bu, benim hayatım olmazdı."
Karga, sessizce başını çevirdi ve uzaklara baktı. Belki de bu cevap, onun zaten bildiği bir gerçeği teyit etmişti. Çünkü o da, kendine ait bir gökyüzünde uçmayı seçmişti; ne kadar yalnız olursa olsun.
O Faşist düzende aklettiğim bakış açısıyla bu karga, kolektif zorbalığa karşı bireysel direnişi simgeliyordu. O, sistemin boyun eğmeyen ruhuydu. Bense, karga misali bu düzenin telleri üzerinde denge bulmaya çalışıyordum. Bir yanım, özgürlüğün tadını çıkarırken diğer yanım, yalnızlığın ağırlığını hissediyordu.
O gün, tellerde duran karga bana şunu öğretti: Birey olmanın, özgür olmanın bedeli yalnızlık olabilir, ama o yalnızlık, sürünün içinde kaybolmaktan bin kat daha anlamlıdır. Instagram ROSİNANTE549