Рет қаралды 38,537
Güney Amerika'nın batı kıyısı boyunca uzanan And Dağları, Dünyanın en uzun sıradağı olarak bilinir. Yaklaşık 7.000 kilometre boyunca devam eden bu dağ silsilesi, 6.000 metreyi aşan yüksek noktaları ve derin vadileriyle ünlüdür. And dağları güney yarımkürede olduğu için buranın kışları Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında. Bu dönemde dağlar aşırı soğuk ve kar fırtınalarıyla bilinir. Kimi yerleri devasa buzullarla ve karlı zirvelerle kaplıdır. Kimi bölgeleri de çorak araziler ve sert kayalıklarla çevrilidir. Ama genel olarak dağların üst kısımları oksijenin seyrekleştiği, sıcaklıkların da sıfırın altına düştüğü ekstrem ortamlara sahiptir. Eğer bir İnsan bu gibi yüksek rakımlarda uzun süre kalırsa, oksijen yetersizliği nedeniyle baş dönmesi, baş ağrısı ve bilinç kaybı gibi belirtiler yaşayabilir. Bu yüzden özellikle de kış aylarında, bu bölgede profesyonel ekipmanlar olmadan hayatta kalmak imkânsız hale gelir. Kar fırtınaları ve ani hava değişimleriyse, And dağlarını geçmeyi planlayan her uçak için büyük bir tehlike oluşturur. Bunlara ek olarak bu bölge aynı zamanda sık sık meydana gelen depremler ve volkanik aktiviteleriyle de bilinir. İşte bu zorlu ortam, pek çok insanın uzak durmak isteyeceği bir yerdir. Ancak 1972 yılında bir grup insan, yaşadıkları kaza sonrasında istemeden de olsa bir süre boyunca And dağlarında yaşamak zoruna kaldılar. Ve ne yazık ki burada geçirdikleri süre tarihe yalnızca bir kaza olarak geçmedi. Aynı zamanda İnsan doğasının sınırlarını zorlayan bir hayatta kalma mücadelesi olarak geçti. Ve sonuç olarak yamyamlığa başvurmak zorunda kaldılar. Peki, o yıl tam olarak ne olmuştu ve bu insanların başına neler gelmişti? İşte bu hafta Uçuş 571’in karanlık hikâyesini inceliyoruz.
İnstagram: faruk.yilmaaz
----------------------------------------------------
Tüm müzikler CO.AG Music'e aittir.
Aşağıdan bulabilirsiniz: / @co.agmusic
----------------------------------------------------
Bana destek olmak için Yaşanabilir Bölge'ye katılın:
/ @farukyilmazvideolari