Deneme ve incelemelerinden bir bölümü Felsefe ve Ulusal Kültür (1975), Roman Kavramı ve Türk Romanı (1977), Kültür Üzerine (1987), Yazın Üzerine (1987), Denemeler Karşı-Denemeler (1988), Dilin Dili (1991), İstanbul Yazıları (1991), Okuma Notları (1992), İstanbul’u Dinliyorum (1992), Geçmiş Yaz Defterleri (1998), İnsanlar, Mekânlar, Yolculuklar (1999), Özel Hayattan Küreselleşmeye (2000), Budalalığın Keşfi (2002), Kara Güneş (2003), Sözün Gücü (2003), Bulanık Defterler (2005), Edebiyat ve Sanat Üzerine Yazılar (2005), Biz Bu Dünyadan Değil miydik? (2006) ve Yüzler ve İzler (2006) adlı yapıtlarındadır. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde (ve daha sonra Mimar Sinan Üniversitesinde) 25 yıl boyunca verdiği ‘Uygarlık Tarihi’ derslerini (Burcu Pelvanoğlu ile birlikte) ‘Batı Uygarlığı Tarihine Teorik Bir Giriş’te (2008) topladı. Son kitapları Timaş yayınlarındadır: İslam’ın Zihin Tarihi (2009), Türkiye’nin Zihin Tarihi (2009), Alafrangalığın Tarihi (2010), Okuma Biçimleri (2010), Belleğin Kuytularından (2010), Felsefe Yazıları (2010), Edebiyat Okumaları (2015), Lirik Defterler (2019), Behçet Hoca (Behçet Necatigil üzerine monografi) (2019), Edebiyatla Felsefe Arasında (2023) Dört de anlatı yazdı: Taormina (1990), Fehmi K.’nın Acayip Serüvenleri (1991), Kuyu (1994), Saatine Bakan Adam (2023). Ceviz Sandıktaki Anılar’da (2001), ilk gençlik yıllarına ilişkin anılarını derledi. Doğu şiirleri ile 1978 Yeditepe Şiir Armağanı’nı, zaman şiirleri ile de 1987 Sedat Simavi Büyük Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Nobel Edebiyat Ödüllü Şilili şair Pablo Neruda’nın 100. doğum yıldönümü dolayısıyla, Neruda’nın şiirlerini Türkçe ’ye çevirdiği için 2004 yılında Şili Cumhurbaşkanlığının özel Şeref Madalyası; 2008 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, 2011 yılında da Çanakkale 18 Mart Üniversitesi tarafından Fahrî Doktor (Doctor Honoris Causa) unvanı verildi. 2009 yılında Mardin Artuklu Üniversitesi ve Ardahan Üniversitesinin ortaklaşa düzenledikleri ve 2010 yılında da Erzurum Atatürk Üniversitesinin düzenlediği Hilmi Yavuz Akademik Sempozyumu yapıldı.
@LamiaGokhan8 ай бұрын
Konuşması ne kadar akıcı ve bilgili bir hocamız. Teşekkür ederiz Turing😊
@unstanbul8 ай бұрын
Değerli hocamın yaşına rağmen zihninin ve ifade gücünün berraklığına hayranım.
@mehmeteminkaya20848 ай бұрын
Çok güzel
@cezayirkokten33977 ай бұрын
Hocam ağzınıza sağlık Kelimelerinize bereket.
@user-lg4xn7je7n8 ай бұрын
'Benzerlikler üzerinden değil, farklılıklar üzerinden okuma yapılmalı.' 'Islam medeniyetinin dili,Arapça ve Farsça. Medeniyet dili,kültür dili iki farklı kavram.' 'Şiir bizim medeniyetimizin,kültürümüzün söylemidir.' 'Mensubiyet ve aidiyet' 🙏
@fatmazehrakeskin48298 ай бұрын
Turing farkı FARKLILIĞI....
@Kurtlarrr4 күн бұрын
Hilmi Yavuz mu ilber hocamı daha bilgili ya da yaratıcı?
@alaustyol93898 ай бұрын
Hocanin derinlige epeyce link atmasi vesilesi ile.. Bilmek acı çekmeyi göze almaktır dedikten sonra verin mutluluklarınızı vereyim bildiklerimi diyordu şair bir keresinde... Suri mutluluklarını 'acınası' hüznü ile kimsenin değiştirmeyeceğini, böyle bir çılgınlığı kimsenin yapmayacağını bilmenin rahatlığı ile yapmıştır bu teklifi diye düşündüm hep.. Yoksa O yakıcı bilgi onda olduğu sürece zerresini verirmi ebedi mutluluğa gebe hüznünün müsebbebi bilgilerini kimseciklere. "Kâinat kapıları zahiren açık görünürken, hakikaten kapalıdır " Çok kolay gibi görünen demir leblebi sorularla karşılaşmayanımız yoktur öğrenim hayatında. 3 tip öğrenci hatırlıyorum reaksiyonları değişen. 1) Kolay zor ayrımını dahi yapamayacak düzeyde hiçbir şekilde konu ile okulla alakası olmayan 4 işlem bilmeyen ama lisede olan bir kısım öğrenci ( hayat! onlara güzeldi ) 2) Konudan şöyle böyle haberdar ama konun detayına vakıf olmak gerçekten çok çalışmayı gerektirdiği için çalışmamış, soruyu görünce bir iki kalem oynatma ile buldukları cevap şıklar arasında olunca hemen işaretleyen ve içlerine şüpheli bir sevinç doğan veya hıç tereddütsüz sevinen bir kesim. 3) Hocadan ek A4 isteyen ve yazdıkça yazan ne yaptığını bilen ender bir kesim. Bazen tereddütlú bazen tereddütsüz sevinen kesim gibi hissediyorum.. Kapılar ne ara bu kadar kolay açıldiki.. Dönüp bir kere daha yüzleşmeliyim kurşuni ağırlığı ile şu sorunun. Ben ne için varlık sahnesindeyim? Kendinden önceki hiçkimseye benzemediği gibi sonradan gelecek hiçkimseninde kendisine benzemeyeceği biri olarak varlığım ne ifade ediyor olabilir?