Рет қаралды 55,778
Abdullah Ibn Mesud'un Kıssası ᴴᴰ| Kısa Kesit | Halis Hoca (Ebu Hanzala) | Al Anfal | Tevhid Dergisi
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Mekke'de iyice daralmıştı. Her geçen gün işkencelerin dozajı artıyordu. Büyük destekçisi olan amcası ve eşini kaybetmişti. Çevre illere müracaat etmiş, davetini sunmuş, kovulmuş ve dışlanmış olarak Mekke'ye dönmüştü. Kendi yurduna giremiyordu, şayet birinin emanı olmasa öldürülecekti. Hüzün, keder ve sıkıntı... İşte böyle bir ortamda Allah subhanehu ve teâlâ, Medineliler'in kalbini İslam'a açmıştı.
Onlar Rasûlullah'ı sallallahu aleyhi ve sellem dinlemiş, onun davetine icabet etmiş, Medine'de bulunan kavimlerine İslam'ı arz etmişlerdi. Bizler için pek anlam ifade etmese de, sahabe ve Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem için bu çok önemli bir gelişmeydi. İslam'ın ensara ihtiyacı vardı.
Allah subhanehu ve teâlâ, onlara yardımcı olacak bir zümrenin gönlünü İslam'a açmıştı.Cabir radıyallahu anh şöyle diyordu:
'Medine'de şöyle demeye başladık: 'Ne zamana kadar Rasûlullah'ı bu hal üzere bırakacağız? O Mekke dağlarından kovulup, korku içinde mi yaşayacak?' Bizden yetmiş insan hac mevsiminde ona gittik ve: 'Ey Allah Rasûlü sana biat etmek istiyoruz' dedik.' (Ahmed, Hakim, İbni Hibban)
Bu taife, Rasûlullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem içinde bulunduğu sıkıntılardan rahatsız olmuşlardı. Lisanı halleri şöyle diyordu adeta: 'Biz Medine'de rahat içerisindeyiz. Dilediğimiz gibi davet yapıyor, Rabbimiz'e kulluk ediyoruz.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ve kardeşlerimiz ise bu emniyet ve rahatlıktan mahrumdur.' İşte bu düşünce ikinci akabe beyatının gerçekleşmesine sebep oldu. Allah Rasûlü, amcası Abbas'ı yanına alarak Ensar'la sözleştiği mekana gitti.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem onların biat talebine şöyle cevap vermişti:
" 'Bana canlılık ve tembellik halinde işitmek ve itaat etmek, darlık ve bollukta infak etmek, iyiliği emredip, kötülükten nehyetmek, Allah hakkında hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan konuşmak, bana yardımcı olmak, şayet beldenize gelirsem nefislerinizi, eşlerinizi ve çocuklarınızı koruduğunuz şeylerden beni de korumak üzere biat ediniz.' Bizler biat etmek için ayağa kalktık. Esad b. Zurare Rasûlullah'ın elinden tuttu -o yaş olarak onların en küçüğüydü-:
Yavaş olun ey Yesribliler! Siz biliyorsunuz ki, Allah Rasûlü'nü Mekke'den çıkarmak tüm Arapları düşman edinmek, seçkinlerinizin öldürülmesi, kılıçların size musallat olmasıdır. Eğer buna sabrederseniz ecriniz Allah'adır, korkarsanız bunu beyan edin, sizin için özür olur...
Bizler;
Çekil önümüzden ey Esad! Biz bu beyatı bırakmayız, dedik ve Allah Rasûlü'ne biat ettik.
Abbas bir köşede oturmuş olanları izliyordu. Allah Rasûlü'ne şöyle diyordu,
Ben ehli Yesrib'i tanırım ama bunları tanımıyorum. Bunlar kavminden yeni -genç- olanlardır." (Ahmed, İbni Hibban, Hakim)
Konuşmaları okunduğunda, 'bu sözleri ancak kabile yönetmiş, hayat tecrübesi olan insanlar söyler' diye düşünülebilir. Ancak konuşan da, biat eden ve Medine'de rahatsızlık duyup Allah Rasûlü'nü sallallahu aleyhi ve sellem davet eden de gençlerdi.
Devamı'nı buradan okuyabilirsiniz : tevhiddergisi....
◉ Kardeşlerim her bir izlemede, yorumda, beğenide islam davetinin yayılması için emek verilip oluşturulan videoların ve kesitlerin KZbin’da ön plana çıkıp daha fazla kitleye ulaşmasına vesile olacaksınız. Takipte Kalın
Allah Bize Yeter…
#EbuHanzala #AlAnfal #HalisHoca #TevhidDergisi #AlAnfalMedya #EbuHanzalaHoca #HalisBayancuk #TevhidDersleri