Hocam Merhaba Sizi dinleyene dek Türk tarihini bildiğimi sanırdım, büyük bir grurla sizi dinliyor ve eserlerinizi de keşfettim okumaya başladım her gün sizi dinliyorum hocam En sevdiğimiz Tarih Türk tarihi, başarılarınızın artarak devamını diliyorum Saygılarımla hocam 🤘🐺🇹🇷
@mesutyilmaz3645. Жыл бұрын
İslam Öncesi Türk Tarihi alanında duayen hocamız. Sağolsun. Eserleri ve öğrencileri çok olsun. 🧿
@semaergul28202 жыл бұрын
Selam, sayğı, ve hürmetler hocam🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
@mehmetaydn22237 ай бұрын
Biz de Size teşekkür ederiz Hocam. Son haftalarda saatlerce Sizin televizyon sunumlarınızı izliyorum. Yolunuz açık olsun.
@berkancak365 Жыл бұрын
Ahmet hocam gerçekten Türk'ün tarihini , medeniyetini , kültürünü çok açık bir şekilde anlatıyorsunuz... Çok teşekkür ederiyoruz. Sizin bilgeliğinizi ve kişiliğinizi seviyoruz..😊
@G_D_312 жыл бұрын
Sevgili hocam bence bu sosyal ağlarda daha etkili olman lazım kısa videolar da olsa değerli bilgilerinizi yeni nesile aktarmak için daha sık video atmanızı istiyorum Allah uzun ömürler versin sana
@rumeysak.68132 жыл бұрын
Saygıdeğer hocam, engin bilgilerinizden bizlerin de fayda görmesi adına yayımladığınız videolar için sizlere teşekkürlerimi ve saygılarımı iletiyorum. Esenlikler
@ayhankurtoglu9360 Жыл бұрын
Teşekkürler hocam
@gokbore2 жыл бұрын
Sayın Ahmet Hocam kesinlikle KZbin'da etkinliğinizin atması için bu aralar kısa videolar çok izleniyor kısa videolar atarsanız daha görünür olursunuz Türk milliyetçiliğine ve Türk tarih bilincine en çok ihtiyacımız olan şu günlerde sizin bu çalışmalarınız çok kıymetli ve sizin başarınız çok kıymetli
@receptanugur2 жыл бұрын
Hocam teşekkurler.
@uguralptas76272 жыл бұрын
Biz teşekkür ederiz hocam, asıl siz kendinize iyi bakınız,bizim için çok kıymetlisiniz.
@act28222 жыл бұрын
hocam çerkesleri anlattığınız bi yazınız var mı çerkes türk bağlantısını anlatabilir misiniz
@mehmetozdogan841 Жыл бұрын
Hocam orjinaline en yakın en kapsamlı destanı hangi çevirmenden veya nereden okuyabiliriz
@yakupondes36682 жыл бұрын
Teşekkürler Sayın Hocam.
@TTonyukuk2 жыл бұрын
Ooo Ahmet hocam gelmiş
@ahmetakgun84032 жыл бұрын
Teşekkürler hocam, emeğine sağlık.
@serdarbozdayi25752 ай бұрын
SYN HOCAM VIDEOLARINIZI TAKİP VE BEKLİYORUM İLGİ ALAKANIZI LÜTFEDIN.SERDAR BOZDAYI BOZBÖRÜ
@onurakar97392 жыл бұрын
Emeğinize sağlık bilgem
@bulentguvenc2572 жыл бұрын
Tşk ler değerli hocam ağzınıza sağlık
@gullubackv.93.bolumhastane782 жыл бұрын
Teşekürler hocam
@babalik85732 жыл бұрын
Teşekkürler hocam.
@brl62932 жыл бұрын
Hocam sizi bugün sabah Yeditepe rektörlük binasında gördüm şaşkınlıktan selam da veremedim inşallah buradaysaniz birdaha denk geliriz.
@ysfsrc22902 жыл бұрын
Oğuz Kağan destanıyla ilgili kitapları okumayı çok severim sayın hocam. Sizin bilginiz bizim için çok kıymetlidir. Ben okuduğum kitaplardan Oğuz Kağan destanında üç ayrı karakter olduğunu düşünüyorum; birincisi Oğuz Kağan, ikincisi Alp er Tunga, üçüncüsü Mete han. Yazılı kaynak olmadığı için tarihi sıralama içinde kendinden öncekilere benzetilerek sözlü gelenek içinde bugüne aktarılmış bir mirastır… saygılar esenlikler.
@canmeric14342 жыл бұрын
Saygılar hocam
@atabekli2 жыл бұрын
Tarih, ledün ilmi ile de araştırılmalı.
@hasmetoz44677 ай бұрын
Türk ve Oğuz tabirleri kafa karıştırıcı. Göktürkler Oğuz ise niye Oğuzlar yıllarca boyunduruğa girmemek Göktürkler’le savaştı. Bence Türk çok genel bir bir isimlendirme ve Türk ailesi denilen ırkların birbiri ile akrabalığı ırk üstünden yok ve bu Türk tanımlaması sadece sonradan yapılmış çok genel bir tanımlama. Tıpkı Osmanlı gibi. Çok farklı topluluklardan oluşuyordu. Dil birliğini ise Göktürkler’e borçluyuz.
@astrodil91193 ай бұрын
Sanırım 1. Ve 2. Göktürkler ayrı olduğu için. Kafa karışıklığı oluyor
@hasmetoz44673 ай бұрын
@@astrodil9119 Oğuzlar Gokturk devletinde bir topluluk idi. Tıpkı Kırgız Karluk ve Kıpçaklar gibi, ancak aslında ırk olarak bu topluluklar tamamen birbirinden farklı olup Türk ortak dil ve kültür şemsiyesi altında birleşmişler.
@hasmetoz44677 ай бұрын
Benim tahminim Oğuz Boyları belirli bölgelerde askeri birlikler olarak kuruldu. ( Kayı, Kınık, Avşar vs bunlar onceleri sadece birer askeri birlik idi) Aileleri ile bir boy beyi liderliğindeki askeri birlikler zamanla soy birliğine dondu. Başlangıçta Oğuz soyu diye bir şey yoktu. Hatta Oğuz bile bir şahıs degil orduya verilen addı.
@alperenbeceren17512 жыл бұрын
ÇOK SEVGİLİ HOCAMA SAYGILARIMI SUNUYORUM...
@sedatgoncu11652 жыл бұрын
hocam nogay türkleri ile ilgili kısa da olsa bir bilgilendirme yapabilirseniz çok sevinirim. ayrıca tatar ifadesi biz nogaylar içinde kullanılıyor. Fakat rusya ya dağıstana geldiğimiz yerlere gitme fırsatı oldu . tatar ifadesine çok kızdılar biz nogayız dediler bu konu hakkkında bilgi verirseniz çok mutlu oluruz.
@mevlutacar70082 жыл бұрын
Emeğine sağlık hocam
@enesseyis31462 жыл бұрын
Hocam videoda ses bek iyi gelmiyor
@cansanl29982 жыл бұрын
Hocam, soruları belki basit sekilde sıralıyorum detay gibi gozukebilir ama yinede merak ediyoruz, yeni videonuzda ogrenmek isteriz. Türk Kaganları yada Hakanları, savaş esnasında savaşı yönetmek dışında bizzat savaşa dahil olurlar miydi. Tesekkur ederim.
@gayretvezafer3 ай бұрын
Ben Türkoloji öğrencisiyim, kabul ederseniz sorunuzu yanıtlayayım Türk Kağanlarının çoğunlukla bizzat savaşın içinde savaşı yönettiklerini okuyoruz, saraylarından subay göndererek uzaktan yönetim yerine bizzat cephenin bulunduğu yerde otağı kurup savaşı en faal halde yaşadılar, kaynaklar bunu gösteriyor.
@enginozen66682 жыл бұрын
Sayın Hocam Türkçe ve Moğolca nın Cengiz Han döneminde farklılığının ne boyutta olduğunu biliyormuyuz. Cengiz Han ın Sübutay gibi türk komutanlarıyla konuşurken kullandığı dil ikisininde ana dilimiydi birbirlerini o dönemde anlayabiliyorlarmıydı. Yoksa ikinci bir dil olarak türkçe yada moğolca öğrenmelerimi gerekmişti.
@alican66062 жыл бұрын
Ana dilidir çünkü c.han ın anası türk ( uygur türkü )
@osmansevik89562 жыл бұрын
Hocam Allah size hayırlı uzun ömür versin, kadim Türk tarihine hizmetiniz daim olsun...
@sulehakan57982 жыл бұрын
Hocam, emeğinize sağlık. Yeni video bekliyoruz. Sizi özlüyoruz. Arayı çok uzatıyorsunuz 😔 Cüneyt Kanat Hoca'nın KZbin kanalını incelemenizi öneriyorum. Her hafta çok güzel shorts videoları paylaşıyor. 1 Milyon izlenmeye ulaşmak üzere videoları bulunuyor. Sizde shorts videoları hazırlamayı düşünür müsünüz ?
@beratmahiroglu70642 жыл бұрын
0:45 hocam zaten bu tahmin olabilir deniyor cunku tutuyor
@efeguller60222 жыл бұрын
Moğol ordusundaki türklerle ilgili bir video yapabilir misiniz çok teşekkürler
@hasmetoz44677 ай бұрын
Kırgız Karluk Kıpçak. Bildiğim kadarı ile Oğuz yok.
@KapkanKutuz2 жыл бұрын
Ahmet bey, Oğuz Kaan zaman dilimi olarak belli bir de iri kapsar mı, yoksa zaman açısından sınırsız mı?
@alpertunga33002 жыл бұрын
ses çok az geliyor.
@VasiliyZaysov2 ай бұрын
Alp Er Tunga ve Og'uz Han ayni kisimi ?
@omery57302 жыл бұрын
Hocam vidyonun ses kalitesi daha iyi olabilir mi
@aysegulBayram-j2t4 ай бұрын
Oğuz Kağan Alper tunga ile aynı kişi mi?
@cesimparlak2 жыл бұрын
Hocam, Necati Demir , Alp Er Tunga’nın mezarını bulduğunu iddia ediyor bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz
@refikkarsloglu54822 жыл бұрын
Hocamız buna dair bir video yaptı.Hem Alper Tunga'yı anlattı hem de sorunuza cevap verdi.
@hasmetoz44677 ай бұрын
Oğuz Kağan’la Oğuz Boyu dışında diğerleri ile nasıl alaka var?
@yasintota2270 Жыл бұрын
O ğ uz Ka ğ an :Olgunluk ğayrisiolmayanlardan uzakdurmaklaolur, Kafayagöre ğayrisiyokolan anlardadeğildir
@batuhanaydn59372 жыл бұрын
Hocam oğuznamelerde zülkerneyn ile aynı olayları anlatıyor siz direk yok diyorsunuz açıklayın şu nedenlerden dolayı örtüşmüyor diye
@TarihFanKanali2 жыл бұрын
Zü'l-Karneyn Oğuz Han mıdır? Osmanlı Tarihçilerinden biri olan Neşri “Zü'l-Karneyn belki de Oğuz Handır" demiştir. Yine Osmanlı devrinde yazılmış tarih kitaplarından bir diğeri olan Rüstem Paşanın; "Tevârih-i Âl-i Osman" adındaki eserinde şöyle denilmektedir; " Kur'an-ı Kerimde bahsedilen Zülkarneyn meğer bu Oğuz Han’dır. Türk âlimi ve müfessiri Vanî M. Efendi şöyle demiştir; "Türkler Kuranda bahsi geçen Zü'l-Karneyn'den maksat Oğuz Han olduğunu söylerler ki; bu hususta tereddüt edilecek bir şey yoktur. İbn İshak Zü’l-Karneyn’in yafesin Türk adındaki oğlunun soyundan gelindiğini” söylemiştir.Ayrıca, Hızır aleyhi’sselam; Zülkarneyn’in askerlerinin önünde yürüdü, onun öncü komutanı idi. Onun baş müşaviri, sanki hükümdarın veziri makamında bir kimse idi.” Demiştir. “Hızır’ın; Hazreti İbrahim’in teyzesinin oğlu olduğu, Zü’l-Karneyn’in onu, kendisine baş danışman tayin ettiği ve önemli konularda onunla istişarelerde bulunduğu ve bu sayede birçok zaferler kazandığı bildirilmektedir.” Zü’l-Karneyn; gelmiş geçmiş en büyük Dünya Fatihlerinden biridir. Asıl Adı Oğuz Handır. Hazreti İbrahim zamanında yani Milattan önce 18. asırda yaşamıştır. Onun telkin ve irşadı ile, Haniflik dinini kabul etmiş ve onu Tûran Yurdu merkez olmak üzere Büyük Okyanustan Nil Nehri sahillerine kadar yayılan koca bir îmân hâkimiyeti hâline getirmiştir. Zü’l-Karneyn’i Cihan Oğuz Han’ın, milli kaynaklarımızda 116 sene yaşadığı kaydedilmektedir. O, bir asrı geçen bu uzun zaman şeridi içinde, Batı, Doğu”, “Kuzey”, “Güney” istikametinde birçok ilâhi büyük askeri seferlere çıkmış, kendi kurduğu bu devletin sınırlarını; batıda Akdeniz kıyıları ve Mısır , doğuda; Çin denizi, Büyük Okyanus , kuzeyde, Don Volga boyları ve geniş Sibirya ovaları , güneyde ise; Masar Kağanlığı Afganistan ve Hindistan ’ın içlerine kadar genişletmiş ve yeryüzünde ilk defa bir îmân hâkimiyeti ve bir büyük barış imparatorluğu kurmuştur. Bu bakımdan kendisine Zü’l-Karneyn unvanı verilmiş, Kur’ân-ı Kerim ve vahyinin muhatabı olmuş ve “Salih Kullar” zümresine katılmıştır Oğuz Han "Haniflik" ve Hazreti İbrahim: Gerçekte; Oğuz Han'ın, Hazreti İbrahim'le çağdaş olması değil dini, milli kaynaklarımız tarafından bile ifâde edilmektedir. Nitekim Neşri; Oğuz Han ve onun mücâdele hayatını dolduran olaylardan bahsederken aynen şöyle demektedir; "Bütün bu hâdiseler İbrahim Halilullah (s.a.s.) zamanında oldu. Zaten o; ona iman getirmişti. Mamafih, milli kaynaklarımızda Oğuz Han’la Hazreti İbrahim arasındaki bu görüşmelerin Oğuz Han’ın Şam seferi sırasında gerçekleştiği ve daha sonra ikisinin birlikte hacca gittikleri bildirilmektedir. İ.S. Cem; "Hazreti İbrahim'in Mezopotamyada eski "Ur" şehrinde dünyaya geldiğini, oysa buraların çoktan Asyalı bir kavim olan Sümerler tarafından yurt tutulduğunu açıklamıştır. Nahle Kalfat da şöyle demiştir; Oğuz Han; adı geçen bu Hakan İbrahim Halil asrında yaşamıştı. Oğuz Han Devletinin Yıkılışı ve Oğuz Boyları: Oğuz Han'ın vefatından yaklaşık bin sene sonra Oğuz yurtlarında çok büyük kargaşalıklar çıktığı anlaşılmaktadır. Evet bir kısım tarihçilerin indi hesaplarına göre, bu şekilde on asırdan fazla siyâsî iktidarını devam ettiren büyük "Oğuz Kağan Devleti" milâttan önce XVII. asırda yıkılmıştır. YECÜC MECÜC SEDDİNİN YAPILIŞI “İşte Zü’l-Karneyn bu dağların önünde öyle bir kavim buldu ki onlar laf söz dinlemeyen kendilerine güvenen oldukça gururlu ve medeni bir kavim idi.” Onlar; demir ve kömürü sosyal hayatlarında, çok büyük bir medeniyet unsuru olarak kullandıkları gibi, ayrıca Türklere has demircilik sanatını da çok iyi biliyorlardı. Bu takdir de onların katıksız bir Türk kavmi olmaları gerekmektedir. Onlar, Türkç e konuşuyorlardı. Ne var ki, aynı dili konuşmalarına rağmen Zü’l-Karneyn’le konuşurken şive zorluğu çekiyorlardı. Bu da gösteriyor ki, bu âyetin özünde de Oğuz Han ve Türkistan’ın geniş doğu sınırlarındaki Türk kavimleri bulunmaktadır. Harzemli büyük Türk Müfessiri Allâme Zemahşeri,i Yecüc-Mecüc seddini yapanların bir Türk kavmi olduklarını söylemiştir. Hamdi Yazır Hoca da, muhtemelen ez-Zemahşeri’ nin bu görüşünü esas almış ve “ekser müfessirlerin görüşüne dayanarak onların Türk olduklarını” söylemiştir. İbn Kesir, Osmanlı Âlimi Ebu’s-Suud Efendi, Bursalı İsmail Hakkı ve Âlûsi gibi, daha birçok İslâm âlim ve müfessirleri seddi yapanların bir Türk kavmi olduklarını beyan etmiştir. Zîra demircilik, bu Türklerin tarihin derinliklerinden kopup gelen bir ata mesleği idi. Şâyet Zü’l-Karneyn; Ye’cüc ve Me’cüce karşı aşılması güç bir Sed yapacaksa, bu Seddi ancak onların bu husustaki üstün hünerleri, iş âletleri, insan gücü hülasa her türlü yardım ve destekleri ile yapabilirdi. Zü’l-Karneyn’den malzemeleri kendilerinden olmak üzere Ye’cüc ve Me’cüc denilen bir kavmin önüne aşılması çok zor bir Sed inşa etmesi için çok sıkı bir iş birliğine girişmişler ve bunda muvaffakta olmuşlardır. Bütün bunlar, onların Allah’ın rızasına mazhar ve hoşnutluğunu kazanmış bir kavim olduklarını göstermektedir. Yazır, konumuza esas olan bu tespitlerinde aynen şöyle demektedir; “Allahu a’lem, Kur’ân’ın haber verdiği bu redim (sed); Zü’l-Karneyn’den onun yapılmasını talep eden kavmin bu sayede teşkil ettikleri heyet-i içtimaiyeleri olsa gerektir ki, onlar demir kütleleri gibi salebetli olan (milli) unsurlarına akıtılan Feyz-i Rabbâni ile teşekkül etmiş maddi ve manevi bir sed demek olur. Eğer bu kavim (birçok) müfessirlerin naklettikleri vechile Türk (kavmi) idiyse, burada Zü’lKarneyn’e kuvvetle yardım eden Türklerin mazide yeryüzünü fesaddan kurtarmak için ettikleri hizmetin ehemmiyeti işar edilmiş olduğu gibi, Hazreti Muhammed’in bütün insanlığa Peygamber olarak gönderilmesin)den sonra, onların İslâm’a yapacakları hizmete de işaret edilmiş demektir. Şu hâlde, TÜRKLER’in inkırazı, Ye’cüc ve Me’cüc seddinin yıkılması ve nizam-ı arzım fesadı demek olacaktır ki (bu) eşrat-ı saattendir (kıyâmetin kopması şartlarından). Hasılı şark ve garbı dolaşan Zü’l-Karneyn’in (Oğuz Han) en büyük işi, mahza bir rahmet-i rabbaniye olan bu redimin inşasıdır ki, onun yıkılması yeryüzünde beşeriyetin pek büyük bir felaketi olacaktır. Sedde Ne Olmuştur Bizim bu soruya vereceğimiz cevap, onun manevi yönü hariç, maddi bakımdan koca bir “Hiç! ” tir. Zîra bir çağlayan gibi asırlardır akıp giden zaman nehri, bu nehrin yaptığı ağır hasarlar, yağan yağmur ve karlar, esen fırtına ve rüzgârlar her şey için olduğu gibi bu Zü’l-Karneyn Seddine de en büyük darbeyi vurmuş ve onu, un ufağı gibi ufaltmış ve bir toz yığını hâline getirmiş ve ondan artık hiçbir iz, eser kalmamıştır. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’in söz konusu âyetleri de onun, bu feci akıbetini bize bu seddi inşa eden Zü’l-Karneyn’in ağzı ile haber vermiş ve şöyle demiştir: “Rabbim’in va’di geldiğinde onu yerle bir edecektir. Zaten Rabbimin bu husustaki va’di de bir gerçektir. Ne var ki onun manevi varlığı, şer odaklarının karşısındaki ilâhi ve heybetli durumu bir rahmet-i ilâhiye olarak kıyâmete kadar devam edecek ve Cenâb-ı Hak kendi dini ve mümin kullarını bu şer odaklarına karşı yeni, yeni Zü’l-Karneyn ve onları yapacakları surlar, yani hizmet-i îmâniye ile koruyacak ve bu şer odakları ile Müslümanlar arasında her zaman bir Sedd-i Zü’l-Karneyn halk edecektir. Bunda asıl görev Oğuz Han’ın soyundan gelen yeni Zü’l-Karneyn’lere düşecekti. Nitekim öyle de olmuş ve onun soyundan daha bir nice Zü’l-Karneyn-i Cihanlar gelmişler bu küfür dalgaları karşısında bir îmân kalesi ve bir Sedd-i Zü’l-Karneyn olmuşlardır. Bu böyle XX. asrın başlarına kadar devam etmiştir. Ye’cüc ve Me’cüc kimlerdir ve Onları Sonu Ne Olmuştur? Ye’cüc ve Me’cüc bize göre; Çinlileri n geliştirmeye muvaffak oldukları bu akıl almaz ve insanlık için bir felaket olan bu teknoloji ve onun insanlığın ortak medeniyet, din ve kültürünü , kendi haris emelleri pahasına yıkmak için kullanan ve her türlü kötülüğün sembolü olan o şer güçlerinin adıdır. Zaten Hazreti Peygamber, birçok hadislerinde de bunları bütün ayrıntıları ile bu şekilde akıl almaz yaratıklar olarak izah etmişlerdir. Hazreti Peygamber’ in bu muhtevadaki hadislerinden öğrendiğimize göre; bu günkü Çinliler, teknik ve teknolojik yoldaki bu akıl almaz ilerlemelerine devam edecekler, yeni, yeni akıl almaz birçok araç ve gereçler o kadar ki insana benzer akıllı robotlar, verilen emri acımasızca yapan araçlar, icat edecekler ve bunları daha sonra “Star Harplerinde” gördüğümüz gibi, insanlığın başına bela ve koca bir dünyayı istila edeceklerdir. Ancak vakt-i merhunu geldiğinde bunlar, Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerim’in de haber verdiği gibi yine “Doğu cihetinde” yani Asya Kıtasının, Büyük Okyanus’a yakın en uç sahillerinde bir kere daha ortaya çıkacaklar, çok süratli bir şekilde çoğalacaklar ve önlerine çıkan bütün engelleri aşarak bir çağlayan gibi akacaklar, dünyayı bir kere daha fesada verecekler ve her türlü ahlaksızlıkları yeryüzünde bir kere daha hâkim kılmaya çalışacaklardır.
@alpsumavibulut6067 Жыл бұрын
Oğuz Kağan'ın, Mete Han olma ihtimali, 2500 yıllık Pazırık halısından dolayı olması imkansızdır. Çünkü Mete'den 300 sene eskidir ve halının üzerinde 24 Oğuz beylerini simgeleyen alageyikler ve içlerinde kızıl elmalar ve halının çevresinde 24 adet semboller vardır.
@bozkurt29292 жыл бұрын
simdi hocam OĞUZ KAĞAN i anladik...Metehan kimdir?
@metinkucukev4942 Жыл бұрын
Hocam,OĞUZ KAĞAN gerçekte yaşamışmıdır,yoksa sadece bir Destanmıdır
@gokhanyildiz012 жыл бұрын
👋👋👋👍
@gulayyildiz37342 жыл бұрын
💙
@mra2092 жыл бұрын
HOCAM CENGİZHAN TÜRK MÜ ?
@necdetcura58042 жыл бұрын
Mustafa Uyar hocanın Moğollar ve Türkler isimli eserini öneririm.
@kultigin48122 жыл бұрын
hocam aşina soyundan günümüze ulasan kimse var mı
@kartlarkaristi2 жыл бұрын
Güzel bir soru ama sanırım kalmadı.
@mehmetduman76242 жыл бұрын
Hocam saygılar. "Türkçe diye bir dil yok."Türkçe toplama bir dildir."diyenler var. Türkçenin tarihi ile ilgili bir video yapar mısınız?
@necdetcura58042 жыл бұрын
Ahmet Bican Ercilasun hocanın Türk Dili Tarihi isimli eserini öneririm.
@mehmetduman76242 жыл бұрын
@@necdetcura5804 Kitabın dili ağır mı acaba? Liseli bir genç okuyabilir mi?
@necdetcura58042 жыл бұрын
@@mehmetduman7624 Akademik bir eser. Fakat yine de okuyabilir diye düşünüyorum. Bir incelesin muhakkak.
@ayhanbatar34182 жыл бұрын
Nasıl toplama bir dil oluyormuş.Kendine has eklemeli grameri olan başka bir dil yok dünyada.Benzer dil gurupları var ve bunların türkçeyle akraba olduğu, hatta türkçenin aslından doğdu konusunda ciddi bilimsel iddialar var..Toplama dil diyenlerin soyuna bak.İnan amaçları farklıdır..
@mehmetduman76242 жыл бұрын
@@ayhanbatar3418 Amaçları belli zaten Türk düşmanlığı.
@vezirtonyukukomeraslan71422 жыл бұрын
Hocanın kulağinda ne var beyaz bisey var bilen var mi arkadaşlar
@ProfDrAhmetTasagl2 жыл бұрын
Kulaklık
@bestofalltime29338 ай бұрын
Oğuz Kağan diye özel birisi yok..oğuz kağan bir unvandır..şahıs ismi değildir.. Oğuz isminin orjin yazım şekli oq - u- z( okuz ) dur.. sözcüğün kökü olan ''ok'' kelimesi bugünde bildiğimiz yayla gerilip atılan savaş aletine verilen isimdir.. ''u'' sesi herhangi bir anlam ifade etmez..Türkçenin temel kuralını yerine getirmek için iki sessiz harfin arasına giren bir harftir sadece. ''z'' harfi ise aynı ingilizcedeki ''s'' harfi gibi kelimeyi çoğul yapar..ancak ''z'' harfi eski Türkçe de kelimeleri çoğul yapar anlamına gelmesin..kelimeye göre çoğul yapan harf değişir..yani ok-uz ismi oklar anlamına gelir. Bu unvan Türklere ait bir unvandır. Kağan isminin orjin yazım şekli Kakan dır.. Kakan Siyenpilerin icad ettiği ama kullanmadığı bir unvandır. Bu unvanı ilk kullanan Siyenpilerden sonra gelen Rouranlılar olmuştur. Rouranlılardan sonra da Göktürkler kullanmıştır. Tunguzca olan Kakan kelimesi Ka-Kan şekilnde yazılır. '' Ka '' kelimesi büyük demektir. ''Kan'' kelimesi ise hükümdar anlamına gelir. Kan kelimesi çinlilerin Han unvanının karşılığıdır. Yani Kakan büyük hükümdar demektir. Diğer bir ifade ile Büyük Han demektir. Bilgileri toparlarsak ''Oğuz Kağan '' Okların Büyük Hükümdarı anlamına gelir ve bir unvandır. Oğuz Kağan tek bir kişi değildir. Oğuz liderlerinin Göktürk dönemi boyunca siyasi birlik bozulduğunda kendilerini kağan ilan edip kullandırları unvandır. İlk Oğuz Kağan, Göktürk hükümdarı Taşabar Kağan'nın ölümünden sonra çıkan otorite boşluğunda ortaya çıkmıştır. Doğuda oturan Ting-ling kökenli Tölesli olan tokuz şadapıt ( Dokuz Ok alanlar ) bir araya gelmiş ve İzikil ( İzigil ) kabilesinin lideri etrafında birleşerek kabile konfederasyonu oluşturmuşlardır. Dokuz Oğuzlar gurubu oluşmuş ve İzikil kabilesinin lideri kendini Oğuz Kağan ilan etmiştir. ( 581 ) Ancak Dokuz Oğuzlar o dönemde devlet kuramamışlardır. İlk Oğuz Kağan olan İzikil kabilesinin şefinin ismi kayıtlarda geçmez. Ayrıca Bu ilk Oğuz Kağan Türük değildir. İsmi bilinen ilk Oğuz kağan ise Birinci Göktürk Devleti yıkıldıktan sonra otorite boşluğundan yararlanan Tukudaş ( Tukuyaş / Türükeş / Türgiş )ların lideri Huçili'dir. On Okların Tulu Kolunda yer alan Tukadaşların o zamanki lideri Huçili önce dağılan Tulu boylarını bir araya toplamış daha sonra da Nuşibi kolunuda hakimiyet altına alarak kendini On Oğuzların Kağanı ilan edip sonra da Tukudaş Kağanlğını bilenen ismi ile Türgiş kağanlığını kurmuştur. ( 679 ) Bu Kağanlık aynı zamanda ilk Oğuz devletidir. Türklerin kurduğu ikinci devlettir. Bilinen ikinci ve devleti olan ilk Oğuz Kağan olan Huçili Türk ( Türük )tür. Oğuz Kağan destanında geçen Oğuz Kağan'nın Dokuz Oğuz ve On Oğuzlardan çok sonraki dönemde olduğu görülmektedir. (766 ) 766 yılında On Oklar'ın büyük bir kısmı batıya göç edip daha sonradan ''Oğuzeli'' ya da '' Türkmeneli '' denen Mâverâünnehir’e, Aşağı Seyhun boylarına gelmişlerdir. O bölgeye gelip orada yaşayan Peçenekleri sürmüşler ve oranın hakimi olmuşlardır. İşte yine bizim '' Oğuz Kağan '' diye bildiğimiz tarihi şahsiyet bu göçe liderlik yapan ya da Oğuz Yabgu devletini kuran tarihi şahsiyettir. Ancak ismi Oğuz değildir ki zaten Oğuz bir unvandır. Daha önce söylediğimiz gibi Oklar anlamına gelmektedir. Kağan veya Han unvanları yoktur. Asıl unvanı Yabgu'dur. Yani esas unvanı Oğuz Kağan değil Oğuz Yabgu ( Okların Hükümdarı )'dur. Oğuz Kağan destanında geçen Oğuz Yabgu'nun gerçek ismi tam bilinmez. Kayıtlarda Yınal-Yevi Yabgu ya da ondan önceki Oğuz Yabgu olduğu tartışmalı. Destandaki Oğuz Yabgu'yu Yınal-Yevi Yabgu olarak kabul edersek. Gerçek ismi Yevi'dir. Yevi, tüm Türklerin değil Batı Oğuzlarının atasıdır. Bütün bilgileri toparladığımızda Oğuz Kağan diye özel bir şahıs yoktur. Oğuzlar Göktürk döneminde ortaya çıkmıştır bundan hareketle Türklerin atası Oğuz Kağan olamaz. Motun ( Modu / Mete ), Göktürklerderden asırlar önceki bir tarihi şahsiyettir. İlk Oğuz Kağan olan İzikil lideri olmasına imkan yoktur. Tekrar söylüyorum Hocamız çok değerli bir hocadır ki bende çalışmalarımda kendisinden yararlanmışımdır. Hunların Türklerle hiç bir alakası yok. SAYGILAR..
@Siranlika2 жыл бұрын
Maalesef yanılıyorsunuz hocam Zülkarneyn olduğu kanıtlandı
@kartlarkaristi2 жыл бұрын
Oğuz Kağan, Zülkarneyn değildir.
@TarihFanKanali2 жыл бұрын
@@kartlarkaristi Zü'l-Karneyn Oğuz Han mıdır? Osmanlı Tarihçilerinden biri olan Neşri “Zü'l-Karneyn belki de Oğuz Handır" demiştir. Yine Osmanlı devrinde yazılmış tarih kitaplarından bir diğeri olan Rüstem Paşanın; "Tevârih-i Âl-i Osman" adındaki eserinde şöyle denilmektedir; " Kur'an-ı Kerimde bahsedilen Zülkarneyn meğer bu Oğuz Han’dır. Türk âlimi ve müfessiri Vanî M. Efendi şöyle demiştir; "Türkler Kuranda bahsi geçen Zü'l-Karneyn'den maksat Oğuz Han olduğunu söylerler ki; bu hususta tereddüt edilecek bir şey yoktur. İbn İshak Zü’l-Karneyn’in yafesin Türk adındaki oğlunun soyundan gelindiğini” söylemiştir.Ayrıca, Hızır aleyhi’sselam; Zülkarneyn’in askerlerinin önünde yürüdü, onun öncü komutanı idi. Onun baş müşaviri, sanki hükümdarın veziri makamında bir kimse idi.” Demiştir. “Hızır’ın; Hazreti İbrahim’in teyzesinin oğlu olduğu, Zü’l-Karneyn’in onu, kendisine baş danışman tayin ettiği ve önemli konularda onunla istişarelerde bulunduğu ve bu sayede birçok zaferler kazandığı bildirilmektedir.” Zü’l-Karneyn; gelmiş geçmiş en büyük Dünya Fatihlerinden biridir. Asıl Adı Oğuz Handır. Hazreti İbrahim zamanında yani Milattan önce 18. asırda yaşamıştır. Onun telkin ve irşadı ile, Haniflik dinini kabul etmiş ve onu Tûran Yurdu merkez olmak üzere Büyük Okyanustan Nil Nehri sahillerine kadar yayılan koca bir îmân hâkimiyeti hâline getirmiştir. Zü’l-Karneyn’i Cihan Oğuz Han’ın, milli kaynaklarımızda 116 sene yaşadığı kaydedilmektedir. O, bir asrı geçen bu uzun zaman şeridi içinde, Batı, Doğu”, “Kuzey”, “Güney” istikametinde birçok ilâhi büyük askeri seferlere çıkmış, kendi kurduğu bu devletin sınırlarını; batıda Akdeniz kıyıları ve Mısır , doğuda; Çin denizi, Büyük Okyanus , kuzeyde, Don Volga boyları ve geniş Sibirya ovaları , güneyde ise; Masar Kağanlığı Afganistan ve Hindistan ’ın içlerine kadar genişletmiş ve yeryüzünde ilk defa bir îmân hâkimiyeti ve bir büyük barış imparatorluğu kurmuştur. Bu bakımdan kendisine Zü’l-Karneyn unvanı verilmiş, Kur’ân-ı Kerim ve vahyinin muhatabı olmuş ve “Salih Kullar” zümresine katılmıştır Oğuz Han "Haniflik" ve Hazreti İbrahim: Gerçekte; Oğuz Han'ın, Hazreti İbrahim'le çağdaş olması değil dini, milli kaynaklarımız tarafından bile ifâde edilmektedir. Nitekim Neşri; Oğuz Han ve onun mücâdele hayatını dolduran olaylardan bahsederken aynen şöyle demektedir; "Bütün bu hâdiseler İbrahim Halilullah (s.a.s.) zamanında oldu. Zaten o; ona iman getirmişti. Mamafih, milli kaynaklarımızda Oğuz Han’la Hazreti İbrahim arasındaki bu görüşmelerin Oğuz Han’ın Şam seferi sırasında gerçekleştiği ve daha sonra ikisinin birlikte hacca gittikleri bildirilmektedir. İ.S. Cem; "Hazreti İbrahim'in Mezopotamyada eski "Ur" şehrinde dünyaya geldiğini, oysa buraların çoktan Asyalı bir kavim olan Sümerler tarafından yurt tutulduğunu açıklamıştır. Nahle Kalfat da şöyle demiştir; Oğuz Han; adı geçen bu Hakan İbrahim Halil asrında yaşamıştı. Oğuz Han Devletinin Yıkılışı ve Oğuz Boyları: Oğuz Han'ın vefatından yaklaşık bin sene sonra Oğuz yurtlarında çok büyük kargaşalıklar çıktığı anlaşılmaktadır. Evet bir kısım tarihçilerin indi hesaplarına göre, bu şekilde on asırdan fazla siyâsî iktidarını devam ettiren büyük "Oğuz Kağan Devleti" milâttan önce XVII. asırda yıkılmıştır. YECÜC MECÜC SEDDİNİN YAPILIŞI “İşte Zü’l-Karneyn bu dağların önünde öyle bir kavim buldu ki onlar laf söz dinlemeyen kendilerine güvenen oldukça gururlu ve medeni bir kavim idi.” Onlar; demir ve kömürü sosyal hayatlarında, çok büyük bir medeniyet unsuru olarak kullandıkları gibi, ayrıca Türklere has demircilik sanatını da çok iyi biliyorlardı. Bu takdir de onların katıksız bir Türk kavmi olmaları gerekmektedir. Onlar, Türkç e konuşuyorlardı. Ne var ki, aynı dili konuşmalarına rağmen Zü’l-Karneyn’le konuşurken şive zorluğu çekiyorlardı. Bu da gösteriyor ki, bu âyetin özünde de Oğuz Han ve Türkistan’ın geniş doğu sınırlarındaki Türk kavimleri bulunmaktadır. Harzemli büyük Türk Müfessiri Allâme Zemahşeri,i Yecüc-Mecüc seddini yapanların bir Türk kavmi olduklarını söylemiştir. Hamdi Yazır Hoca da, muhtemelen ez-Zemahşeri’ nin bu görüşünü esas almış ve “ekser müfessirlerin görüşüne dayanarak onların Türk olduklarını” söylemiştir. İbn Kesir, Osmanlı Âlimi Ebu’s-Suud Efendi, Bursalı İsmail Hakkı ve Âlûsi gibi, daha birçok İslâm âlim ve müfessirleri seddi yapanların bir Türk kavmi olduklarını beyan etmiştir. Zîra demircilik, bu Türklerin tarihin derinliklerinden kopup gelen bir ata mesleği idi. Şâyet Zü’l-Karneyn; Ye’cüc ve Me’cüce karşı aşılması güç bir Sed yapacaksa, bu Seddi ancak onların bu husustaki üstün hünerleri, iş âletleri, insan gücü hülasa her türlü yardım ve destekleri ile yapabilirdi. Zü’l-Karneyn’den malzemeleri kendilerinden olmak üzere Ye’cüc ve Me’cüc denilen bir kavmin önüne aşılması çok zor bir Sed inşa etmesi için çok sıkı bir iş birliğine girişmişler ve bunda muvaffakta olmuşlardır. Bütün bunlar, onların Allah’ın rızasına mazhar ve hoşnutluğunu kazanmış bir kavim olduklarını göstermektedir. Yazır, konumuza esas olan bu tespitlerinde aynen şöyle demektedir; “Allahu a’lem, Kur’ân’ın haber verdiği bu redim (sed); Zü’l-Karneyn’den onun yapılmasını talep eden kavmin bu sayede teşkil ettikleri heyet-i içtimaiyeleri olsa gerektir ki, onlar demir kütleleri gibi salebetli olan (milli) unsurlarına akıtılan Feyz-i Rabbâni ile teşekkül etmiş maddi ve manevi bir sed demek olur. Eğer bu kavim (birçok) müfessirlerin naklettikleri vechile Türk (kavmi) idiyse, burada Zü’lKarneyn’e kuvvetle yardım eden Türklerin mazide yeryüzünü fesaddan kurtarmak için ettikleri hizmetin ehemmiyeti işar edilmiş olduğu gibi, Hazreti Muhammed’in bütün insanlığa Peygamber olarak gönderilmesin)den sonra, onların İslâm’a yapacakları hizmete de işaret edilmiş demektir. Şu hâlde, TÜRKLER’in inkırazı, Ye’cüc ve Me’cüc seddinin yıkılması ve nizam-ı arzım fesadı demek olacaktır ki (bu) eşrat-ı saattendir (kıyâmetin kopması şartlarından). Hasılı şark ve garbı dolaşan Zü’l-Karneyn’in (Oğuz Han) en büyük işi, mahza bir rahmet-i rabbaniye olan bu redimin inşasıdır ki, onun yıkılması yeryüzünde beşeriyetin pek büyük bir felaketi olacaktır. Sedde Ne Olmuştur Bizim bu soruya vereceğimiz cevap, onun manevi yönü hariç, maddi bakımdan koca bir “Hiç! ” tir. Zîra bir çağlayan gibi asırlardır akıp giden zaman nehri, bu nehrin yaptığı ağır hasarlar, yağan yağmur ve karlar, esen fırtına ve rüzgârlar her şey için olduğu gibi bu Zü’l-Karneyn Seddine de en büyük darbeyi vurmuş ve onu, un ufağı gibi ufaltmış ve bir toz yığını hâline getirmiş ve ondan artık hiçbir iz, eser kalmamıştır. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’in söz konusu âyetleri de onun, bu feci akıbetini bize bu seddi inşa eden Zü’l-Karneyn’in ağzı ile haber vermiş ve şöyle demiştir: “Rabbim’in va’di geldiğinde onu yerle bir edecektir. Zaten Rabbimin bu husustaki va’di de bir gerçektir. Ne var ki onun manevi varlığı, şer odaklarının karşısındaki ilâhi ve heybetli durumu bir rahmet-i ilâhiye olarak kıyâmete kadar devam edecek ve Cenâb-ı Hak kendi dini ve mümin kullarını bu şer odaklarına karşı yeni, yeni Zü’l-Karneyn ve onları yapacakları surlar, yani hizmet-i îmâniye ile koruyacak ve bu şer odakları ile Müslümanlar arasında her zaman bir Sedd-i Zü’l-Karneyn halk edecektir. Bunda asıl görev Oğuz Han’ın soyundan gelen yeni Zü’l-Karneyn’lere düşecekti. Nitekim öyle de olmuş ve onun soyundan daha bir nice Zü’l-Karneyn-i Cihanlar gelmişler bu küfür dalgaları karşısında bir îmân kalesi ve bir Sedd-i Zü’l-Karneyn olmuşlardır. Bu böyle XX. asrın başlarına kadar devam etmiştir. Ye’cüc ve Me’cüc kimlerdir ve Onları Sonu Ne Olmuştur? Ye’cüc ve Me’cüc bize göre; Çinlileri n geliştirmeye muvaffak oldukları bu akıl almaz ve insanlık için bir felaket olan bu teknoloji ve onun insanlığın ortak medeniyet, din ve kültürünü , kendi haris emelleri pahasına yıkmak için kullanan ve her türlü kötülüğün sembolü olan o şer güçlerinin adıdır. Zaten Hazreti Peygamber, birçok hadislerinde de bunları bütün ayrıntıları ile bu şekilde akıl almaz yaratıklar olarak izah etmişlerdir. Hazreti Peygamber’ in bu muhtevadaki hadislerinden öğrendiğimize göre; bu günkü Çinliler, teknik ve teknolojik yoldaki bu akıl almaz ilerlemelerine devam edecekler, yeni, yeni akıl almaz birçok araç ve gereçler o kadar ki insana benzer akıllı robotlar, verilen emri acımasızca yapan araçlar, icat edecekler ve bunları daha sonra “Star Harplerinde” gördüğümüz gibi, insanlığın başına bela ve koca bir dünyayı istila edeceklerdir. Ancak vakt-i merhunu geldiğinde bunlar, Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerim’in de haber verdiği gibi yine “Doğu cihetinde” yani Asya Kıtasının, Büyük Okyanus’a yakın en uç sahillerinde bir kere daha ortaya çıkacaklar, çok süratli bir şekilde çoğalacaklar ve önlerine çıkan bütün engelleri aşarak bir çağlayan gibi akacaklar, dünyayı bir kere daha fesada verecekler ve her türlü ahlaksızlıkları yeryüzünde bir kere daha hâkim kılmaya çalışacaklardır.
@subutai51992 жыл бұрын
.
@babalik857310 ай бұрын
Efsane Kuran-ı Kerim de Zülkarneyn as. ile örtüşmektedir. Çok eski olduğundan artık mitolojik diyoruz farkındaysanız.
@erzincanl3843 Жыл бұрын
Devletimizin adı Oğuz Türk Cumhuriyeti Devleti olmalıydı
@MuhammetFatihAck8 ай бұрын
Milletin hakimiyetinin esas alındığı bir devlette hükümdar ismi kullanılmaz