Рет қаралды 285,720
Yorgunum. Bu hayat yoruyor beni.
Ve buraya bir umut kırıntısı bırakmak istiyorum. Zamanın tüm yorgunluklarına tüm acımasızlığına inat bir umut kırıntısı bırakmak istiyorum. Herkesin birbirini kandırdığı, aldattığı, çıkarı için birbirini yediği bu dünyada seni bulmak istiyorum. Bu dünyanın tüm meşguliyetlerinden kaçarak sadece gözlerinin içine bakıp bu dünyanın bize ait olmadığını haykırmak istiyorum. Şu an nerdesin, ne yapıyorsun bilmiyorum. Ama eminim sen de kaçmak istiyorsun bu yozlaşmış dünyadan, sen de bırakıp gitmek istiyorsun her şeyi. Kalabalıklardan uzaklaşmak, sadece bir gönle gönlünü yaslayıp huzur bulmak istiyorsun biliyorum.
Artık sıkılıyorum ben her cümle de geçen aşk kelimesinden. Sıkılıyorum anlamı bilmeyen insanların kapıldığı her duyguya aşk demesinden. Aşk kelimesinin kirletilmesinden ağızda çiğnenmesinden sıkılıyorum. Bir insan aşıkken neden başka şeyler düşünür hiç anlam veremiyorum oysa ben. Bir insan aşıkken neden gelecek kaygısı taşır neden vazgeçemez bu dünyanın meşguliyetlerinden. Biliyorum, aşk bu değil sen de biliyorsun aşk bu değil. Bu dünya aşkı kirletti. Bu dünyanın insanları bu dünyanın meşguliyetlerine kapılıp sevmeyi unuttu, aşkı unuttu. Şu an nerdesin ne yapıyorsun bilmiyorum ama tüm bunlara rağmen bir gün karşılaşırsak seninle, bir gün gönül gönüle verirsek, gözlerin içine bakıp tek bir şey söylemek istiyorum.
‘’Çocuksun Sen ve bu dünya bize göre değil.’’
.
Ahmet Culum
.
-------------------------
📝Şiir: Ahmet Telli
🎙 Yorum:Ahmet Culum
📸Foto: / merokur
-------------------------
Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte
Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum
Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun
Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum
Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup
Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için
Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar
Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa
Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun
Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların
Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar
Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa
Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan
Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit
Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık
Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık
Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada
Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak
Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin
Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen
Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun
Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada
Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.
Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil
--------------------------