Рет қаралды 9,112
Günahlardan Nasıl Tövbe Edilir?
Günahlardan Nasıl Uzak Durabiliriz?
Günahlardan Nasıl Kurtulurum? gibi sorulara cevap verdiğimiz videoyu sonuna kadar izleyip yorum yapmayı unutmayalım. İyi seyirler...
Facebook▶️ / hisarkapisi
Instagram▶️ hisarkapisi?igs...
Twitter ▶️ / hisarkapisi
Bize Ulaşın;
0536 566 40 90
0507 076 69 56
Davası İçin Kendini Unutan Adam | Ünal Amca Belgeseli
➡️ • Davası İçin Kendini Un...
Müebbetlik Seri Katilden Ağlatan İtiraf | Said Şaşmaz
➡️ • Müebbetlik Seri Katild...
SENİ GÜNAHLARA ÇAĞIRANLARA DE Kİ !
➡️ • Seni Günahlara Çağıran...
Uyuşturucu Bağımlısından Ağlatan İtiraf | Fatih Budak
➡️ • Uyuşturucu Bağımlısınd...
BU VİDEOYU İZLEYEN NAMAZI BIRAKAMIYOR!
➡️ • Bu Videoyu İzleyen Nam... myıpmaım
----------------------------------------------------------
00:00 Fragman
00:42 Giriş
02:04 Eskisi gibi inkarcılığı dava edinen insan yok
06:25 Günahları nasıl normalleştiriyorlar?
08:54 Bu kadar da olur mu çok abartıyorsunuz
15:40 Halid B. Velid (ra)
19:09 Bediüzzaman Hz'lerinin Aydın'da efelerle hatırası
24:24 Günahlardan sonra neden inkar düşüncesi oluyor?
27:08 Ezanlar okunmasın diye neden imza topluyorlar?
29:24 Nefis Allahsız bir hayata alışmış
------------------------------------
Okunan Bölüm: Lem'alar - İkinci Lem'a
Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor.
Meselâ, utandıracak bir günahı gizli işleyen bir adam, başkasının ıttılaından çok hicap ettiği zaman, melâike ve ruhaniyâtın vücudu ona çok ağır geliyor. Küçük bir emâre ile onları inkâr etmek arzu ediyor.
Hem meselâ, Cehennem azabını intaç eden büyük bir günahı işleyen bir adam, Cehennemin tehdidâtını işittikçe istiğfarla ona karşı siper almazsa, bütün ruhuyla Cehennemin ademini arzu ettiğinden, küçük bir emâre ve bir şüphe, Cehennemin inkârına cesaret veriyor.
Hem meselâ, farz namazını kılmayan ve vazife-i ubudiyeti yerine getirmeyen bir adamın, küçük bir âmirinden küçük bir vazifesizlik yüzünden aldığı tekdirden müteessir olan o adam, Sultan-ı Ezel ve Ebedin mükerrer emirlerine karşı farzında yaptığı bir tembellik, büyük bir sıkıntı veriyor. Ve o sıkıntıdan arzu ediyor ve mânen diyor ki, keşke o vazife-i ubudiyeti bulunmasaydı! Ve bu arzudan,bir mânevî adâvet-i İlâhiyeyi işmam eden bir inkâr arzusu uyanır. Bir şüphe, vücud-u İlâhiyeye dair kalbe gelse, kat'î bir delil gibi ona yapışmaya meyleder; büyük bir helâket kapısı ona açılır. O bedbaht bilmiyor ki, inkâr vasıtasıyla, gayet cüz'î bir sıkıntı vazife-i ubudiyetten gelmeye mukabil, inkârda milyonlarla o sıkıntıdan daha müthiş mânevî sıkıntılara kendini hedef eder.1 Sineğin ısırmasından kaçıp yılanın ısırmasını kabul eder.
Ve hâkezâ, bu üç misale kıyas edilsin ki, بَلْ رَانَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ sırrı anlaşılsın.