Рет қаралды 474
Tarihi #AspendosKöprüsü #eskiköprü #belkısköprüsü
Köprüçay nehri üzerinde, tarihte kendinden çokça bahsettirmiş olan tarihi köprülerden birisidir. Antalya-Manavgat güzergâhında, Serik İlçesi yakınlarında Aspendos Antik Kenti yol ayrımından çok rahat görülmektedir. Köprü, Belkıs ya da Eski Köprü olarak da anılmaktadır.
Aspendos Köprüsü ilk olarak Roma döneminde inşa edilmiştir. Köprünün Roma dönemindeki hâli depremler sonucu yıkılmış ve daha sonra 13. yüzyılda Selçuklular tarafından eski köprünün kalıntıları üzerine yeni bir köprü yapılmıştır. Köprü, (1219-1236) tarihleri arasında, Antalya'nın Selçuklular için önemli olduğu dönemlerde Alaeddin Keykubat zamanında kıyıda ulaşımı sağlamak için tekrar yapılmıştır. Köprünün yapımında yakında bulunan Aspendos antik şehrinin yapılarına ait taşlar da kullanılmıştır. Tarihi köprü; 225 metre uzunluğunda bulunmakta araç trafiğine kapalı olarak yerli ve yabancı ziyaretçinin gezip gördüğü harika bir eser olarak ayakta durmaktadır.
ESKİ YAPININ REKONSTRÜKSİYONU (Eurymedon Köprüsü)
Roma köprüsünün yapısı ve güzergâhı bilgisayar yardımıyla sanal ortamda simüle edildi. Bilgisayar modeli, hala mevcut olan yapı kalıntılarına dayanılarak yapıldı. Bunlar rampaların bir kısmı, her iki kıyıdaki karşı ayaklar ve bir sütunun temelidir.[1] Bunun dışında, nehir yatağında bulunan birçok diğer kalıntı, yerli yerinde olmadıkları yüzünden modelde dikkate alınmamıştır.[1]
Rekonstrüksiyon yapılan köprünün modeli, 259,50 m uzunluğunda ve 9,44 m genişliğinde, 9 yuvarlak kemerli bir köprüyü gösterir.[2] Eurymedon nehrini (Köprüçay) dik bir açıyla geçen yapının genelde düz olan yol güzergâhında sağ kıyıya yakın bir yerde rampanın biraz öncesinde sola doğru hafif bir sapma görülür.[1] Antik köprünün yüksekliği için, yükseklikleri sol kıyıda 12,3 m, sağ kıyıda ise 12,2 m olarak belirlenen iki rampanın meyilleri esas alındı.[1] Rampanın meyli kıyı bölgesinde bittiğinden dolayı, köprünün nehri düz bir seviyede geçtiği biliniyor.[3] Eski köprünün yüksekliği, kalıntıları üzerine yapılan Selçuklu eserinden yakl. 4,1 m daha yüksekti.[2]
Yatay orta kısmındaki 6 kemerin dışında, köprünün rampa alanında sel tahliyesi için biri solda (5,11 m genişliğinde), ikisi sağda olmak üzere üç tane küçük kemeri vardır.[3] Eurymedon nehri, normal su düzeyinde nehrin ortasındaki üç ana kemerin altından akardı. Bu üç kemerin sağ ve solundaki ayaklarında, suyun temelleri eşmemesi için iki taraflı sivrilmeleri bulunan kıyı duvarları bulunuyordu.[4] Arkeolojik bulgulara göre, bu kıyı duvarlarının uzunlukları, akıntıya karşı yönde 8,15 m olup aktıntı yönünde 4,7 m ile daha kısaydı.[2] İlave koruyucu bir önlem olarak köprünün her iki tarafında sivri dalgakıranlar kurulmuştu, ancak bunların bazı sütunlarda sadece tek taraflı oldukları göründü.[2] Üç ana kemerin açıklıkları köprü kalıntılarından hareketle orta kemer için 23,52 m ve her iki yanındaki tonozlu kemerler için 14,95 m olarak saptanabildi.[2] Orta kemerin sağ ve solundaki iki sütun genişlikleri 9,60 m idi.[2] Sağ taraftaki köprü rampasının açıkta kalan gövdesi, Anadolu'daki bazı Roma dönemi köprülerinde görülen içi oyuk yapıları[2] ifşa etmektedir. Köprüde bulunan ankraş demirleri, antik dönem köprü mimarisinin ne kadar gelişmiş olduğunun bir göstergesidir. Bu ankrajlar, kanca ve halkalarla birbirlerine tutturulan, 1,5 m uzunluğunda demir çubuklarıdır. Bu çubuklar köprü temelinin alt kesme taşları seviyesinde sağlamlaştırılması için kullanıldı.[5] Köprü gövdesi Roma Çimentosundan (Opus Caementitium) yapılmıştı. Bu yapı malzemesi en az bir Selçuklu eseri sütunda da kullanılmıştır.