Atilla İlhan - Kaptan

  Рет қаралды 41,829

Romantik Komünist

Romantik Komünist

11 жыл бұрын

Kendi sesinden, Kaptan isimli şiirin tüm bölümleri(1,2,3,4,5)
eflatun gözlerin olduğunu bilmiyordum
geceyarısını yaşamaktan yorgunum
ayazın avucunda unutmuştun ellerini
önünden geçtiğim halde beni tanımadın
ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım
şiirlerim külrengi kumrular gibi uçuyorlar
bakır çalığı göklere katiyyen tahammülüm yok
hele paris'in gökleri aklımı başımdan alıyor
bana seni senden evvelki poitiers'li kızı hatırlatıyor
ayazın avucunda unutmuştun ellerini
karanlığın arkasında kıvılcım gözlü orospular
gölgelerine yaslanmış evliya gibi bekliyorlar
ışıklar kırmızı yandığı zaman duracaksın
ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım
soğuk gözlerinde buğulanmıştı ölsen tanıyamazdın
hâttâ ricardo bile hani vatansız ricardo
burnumun dibinden geçti geçen gün beni tanıyamadı
oysa au vieux châtelet'de akşam sabah beraberdik
üçümüz viyana kahvesi ve sıcak rom içerdik
üstelik o krapfen severdi güzel olurmuş rivayet
neden ve nasıl sevdiğini anlayamadım gitti
yalnızlıktan da kurtulup yalnız kalmak isterim
montmartre metrosu civarında seni gözden kaybettim
o zenci yine arkanda mıydı hiç dikkat etmedim
ağzında yoksul bir ıslık ıslak bir cıgara gibi
sidney bichet'nin caz havalarını çiğneyip tüküren
o saklasın varsın seni sevdiğini biliyorum ben
yüzünün renginden geliyor bütün üzüntüsü
bir gazete aldım ama evde okuyacağım
kahvelerden birine girip bir grog ısmarlasam
seni öldürmek için çareler tasarlasam
sükût bembeyaz buz tutsa bıyıklarımda
mağrur bir totem gibi sussam konuşmasam
ve türküm kaybolsa sessizliğin hırçın türküsü
ve ben unutulsam yazdığım şiirler
senin için yazdıklarım herkes için yazdıklarım
eski padişahlar gibi unutulsa birer birer
ve ben seni unutsam hiç hatırlamasam hiç mi hiç
ihanetini hatırlamasam şehvetini hatırlamasam
ellerim oldum olasıya seni unutsalar
yarı gecenin içinden bir zenci süt beyaz bakıyor
rue lafayette'de dünden bugüne geçiyorum
eflâtun gözlerini bir grog kadehinde unuttum..

Пікірлер: 44
@canerylmaz6045
@canerylmaz6045 4 жыл бұрын
17 dakikalık şiiri ezberlettiren adam .. iyiki vardın.
@mehmetalial4351
@mehmetalial4351 3 жыл бұрын
Türk edebiyatı nin en iyi şairi bana göre Atilla ilhandir
@nebula3292
@nebula3292 7 жыл бұрын
bir gün bu şiirleri okudum. o gün bugündür huzursuzum...
@seferbor6294
@seferbor6294 10 ай бұрын
Güzel alıntı ama sahibi daha iyi diyordu sanki 😊😊
@fetishistfethy552
@fetishistfethy552 5 жыл бұрын
"yanımda olduğun zaman, her zamankinden yalnızım..."
Жыл бұрын
Sen kendine yetmiyorsun, hiç kimse sana yetmiyor...
@ismailyusufsarbas2194
@ismailyusufsarbas2194 6 жыл бұрын
Eşsiz bir huzurdur bu şiiri dinlemek
@orhn6289
@orhn6289 4 жыл бұрын
Müziğin sesinden şiiri duyamıyoruz, bravo
@nebula3292
@nebula3292 7 жыл бұрын
hep aynı manzarayı kullanmaktan bıktım, usandım bir yumruk vurdum, dünden kalma bir şarkıyı dağıttım van gogh, bana bakıyordu, deli gözleriyle bakıyordu ellerim titriyordu, bir dakar yolculuğu kuruyordum güya bir şilebin kıç güvertesinde durmuştum nabızlarım bir deniz fenerinin gözlerinde atıyordu asor adalarında on sekiz mısramı unutmuşum onlar, beni terk etmişlerdi, yalnız kalmıştım, mahvolmuştum sen, beni terk etmiştin, bunu yalnız serdümen biliyordu geceleyin ışıkları söndürüp, senden bahsediyorduk seine kitapçılarında villon'un şiirlerini buldum nehir, yürek gibi kabarmıştı, rüzgâr esiyordu bir hafta, her gece villon'dan bir şeyler okudum sen, benim şiirlerimi okudukça ağlayacaksın seni hiç görmeseydim, seni keşke hiç görmeseydim şu benim iki gözüm aksalardı, kıpkızıl kör olsaydım sacre coeur'de armonik çalsaydım, dinleseydim seni hiç görmeseydim, ismini hiç duymasaydım belki kendime göre rezilce saadetlerim olurdu kaldırımlara renkli tebeşirle, katedral resimleri çizerdim kaldırımlara senin resimini çizerdim, herkes seni çiğnerdi bistroya yıkılır, çırılçıplak bir quandro içerdim lucie anne yine gelir, yine bana senden bahsederdi lucie anne neden gelir, neden bana senden bahsederdi benim bu çektiklerimi, bir çocuk var ki anlıyor kendimi yerden yere vuruşumu, içimdeki zehiri bir çocuk var ki anlıyor, benim gibi kahroluyor odasında şiirlerim, fukara mumlar gibi yanıyorlar sen, o çocuk değilsin, sen artık çocuk değilsin dudakların eskisi gibi beyaz değiller, biliyorsun sen, gözlerini kaybettin, gözlerini, bunu biliyorsun ben ki yaşadıklarını büyük dinler gibi yaşıyorum sen artık bir din değilsin, bunu biliyorsun eifel'in dibinde durduk, ben bir cigara yaktım saint dominique sokağı'nda şehir, ışıklarını yaktı içim büyük, karanlıktı, ellerimi göğe uzattım soluk bir sisin arkasından yüzün gözüküyordu gece inmişti, takım takım yıldızlar gözüküyordu şimdi sen başka bir şehirdeydin, saçlarını kesmiştin dudaklarını boyamıştın, bu seni tamamen değiştirmişti rüyana erkekler giriyordu, hem çıplak giriyordu aklına ben geldiğim zaman utanıyordun onların arasında değildim, çünkü ben yoktum ben, paris'te kalmıştım, adresim ezberindeydi her cumartesi istesen bir kart gönderebilirdin ne var ki bunu hiçbir zaman yapmayacaksın kendimden kurtulmak için gölgemi, koridorda astım pazar günü sözleşmiştik, beni mutlaka bekleyecekti şimdi kalkıp gitsem mırç'ı bulacağım, malum sonra vini prix'ten üç litre şarap alacağımız, şarabın yanına bir şişe rom negrita alacağımız sarhoş olacağımız malum, şarkı söyleyeceğimiz sonra mırç zehra'dan bahsedecek, ben susacağım camlardan bakınca paris'in damlarını göreceğiz bana ancak sabahları telefon edebilirsiniz...
@nebula3292
@nebula3292 7 жыл бұрын
hâlâ huzursuzum...
@iremduzgun8517
@iremduzgun8517 3 жыл бұрын
"Seni kollarımın arasında tutuyor ağzından öpüyorum" sevgilim. Seni özlüyorum
@raymondreddington4612
@raymondreddington4612 7 ай бұрын
Bir barmen olarak en sevdiğim sözü.. Bistroya yıkılır çırılçıplak bir cointreau içerdim..
@guness6.
@guness6. 2 ай бұрын
Yine Hisar'da yürürken mi dinliyorsun
@gkhn1677
@gkhn1677 3 жыл бұрын
eflatun gözlerin olduğunu bilmiyordum geceyarısını yaşamaktan yorgunum ayazın avucunda unutmuştun ellerini önünden geçtiğim halde beni tanımadın ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım şiirlerim külrengi kumrular gibi uçuyorlar bakır çalığı göklere katiyyen tahammülüm yok hele paris’in gökleri aklımı başımdan alıyor bana seni senden evvelki poitiers’li kızı hatırlatıyor ayazın avucunda unutmuştun ellerini karanlığın arkasında kıvılcım gözlü orospular gölgelerine yaslanmış evliya gibi bekliyorlar ışıklar kırmızı yandığı zaman duracaksın ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım soğuk gözlerinde buğulanmıştı ölsen tanıyamazdın hâttâ ricardo bile hani vatansız ricardo burnumun dibinden geçti geçen gün beni tanıyamadı oysa au vieux châtelet’de akşam sabah beraberdik üçümüz viyana kahvesi ve sıcak rom içerdik üstelik o krapfen severdi güzel olurmuş rivayet neden ve nasıl sevdiğini anlayamadım gitti yalnızlıktan da kurtulup yalnız kalmak isterim montmartre metrosu civarında seni gözden kaybettim o zenci yine arkanda mıydı hiç dikkat etmedim ağzında yoksul bir ıslık ıslak bir cıgara gibi sidney bichet’nin caz havalarını çiğneyip tüküren o saklasın varsın seni sevdiğini biliyorum ben yüzünün renginden geliyor bütün üzüntüsü bir gazete aldım ama evde okuyacağım kahvelerden birine girip bir grog ısmarlasam seni öldürmek için çareler tasarlasam sükût bembeyaz buz tutsa bıyıklarımda mağrur bir totem gibi sussam konuşmasam ve türküm kaybolsa sessizliğin hırçın türküsü ve ben unutulsam ve yazdığım şiirler senin için yazdıklarım herkes için yazdıklarım eski padişahlar gibi unutulsa birer birer ve ben seni unutsam hiç hatırlamasam hiç mi hiç ihanetini hatırlamasam şehvetini hatırlamasam ellerim oldum olasıya seni unutsalar yarı gecenin içinden bir zenci süt beyaz bakıyor rue lafayette’de dünden bugüne geçiyorum eflâtun gözlerini bir grog kadehinde unuttum 2. bu geminin yelkenlerine herifin biri paris yazmış luxembourg garı’nın dirseğindeki çiçekçiyi bileceksin yeşil muşamba ceketli sarışın küskün kızcağız en dokunulmaz kızı en temiz fikrimce paris’in pablo’ya sorarsanız bir taksi şöförüyle yatıyor pablo!.. ah pablo!.. onunla bir tanışsanız önüne gelene salamanca’dan bir şeyler anlatıyor babasını orada bir duvar dibinde bırakmış halbuki konuştuğu zaman fransız sanırsınız saint - michel’de bir talebe kahvesindeyim yalnız gündüz olduğu halde bütün ışıkları yakmışlar bir cumartesi günü saat dört buçuğa beş var ellerim kırılsa ben senin için bu şiirleri yazmasam dinamit taşırmış gibi gözlerini taşımasam avenue wagram’da bir akşam yeter bana ağustosta yapraklara serilmiş yirmi beş franklık yıldızlar bir mısra yeter geceleyin bir tren gibi pırıl pırıl sen kendine yetmiyorsun hiç kimse sana yetmiyor birini bitirmeden aklın öteki yolculukta dün gece châtelet’de metro’nun yanıbaşında durdum yağmur bilmediğim başka bir gökten yağıyordu yağmur saint-jacques kulesine doğru yağıyordu yanımda olduğun zaman her zamankinden yalnızım şimdi bir nefeste cafe de I’ecluse’ü hatırladım seine kıyısındaki küçük nehir kahvesini kapısında bir gemici feneri asılmış duruyor seine gemicileri her akşam burada toplanırlar onlar için bir takım maceralar düşünürüm seine sanki petrolmüş gibi iştahlı ve obur akıyor dupont’daki kızlar yalnız cıgara içerek yaşıyorlar utrillo’nun bir sokağından seni çektim çıkardım elin yüzün kirlenmiş üstün başın toz içinde sana mardi gras için bir Japon maskesi aldım sen bana kaptan diyorsun herkes bana kaptan diyor sahici bir kaptanmışım gibi tükürüyorum 3. yalın kılıç bir kasım sabahını paris’te yaşadım sokaklarda sonbahar şiirleri salkım salkım faubourg saint - denis’de işte yine pazar kurulmuş beş franga çorba içtiğimiz julien’in kapısı önünde kırmızı ve siyah ve sarı saçlı bir kadın durmuş muzaffer patatesler satıyor üç renkli neşesi içinde camların arkasında ekmekçi kızlar mavi beyaz raflarda uzun uzun herifler gibi tâze ekmekler üstünde bir yağmur yağdırmak hevesi uyanır içinde ben bu mısraları yazarım tout-va-bien kahvesinde concorde’da bütün fiskiyeler birden ayaklanacak eğri bir demir gibi ensende hissedeceksin ebem kuşağını paris’in göklerinden uzanıp bir yıldız kopardım kırmızı bir karanfilmiş gibi yıldızı saçlarına taktım on beş dakika sonra bordeaux’ya bir tren kalkacak garın merdivenlerinde benim için ağlayacaksın ellerim yağmura açılmış sakallarım ıslak ben ki cehennemde bir allah gibi yalnızım st. vincent de paul kilisesi benim otelin arkasına düşer saat kulesi her gece uyur uykumdan uyandırıyor her seferinde seni tekrar bordeaux’ya yolcu ediyorum saadetin ıstırap çekmek olduğunu ben keşfettim çarmıhta bir isa gibi ben ıstırap çektim bir sulfat acılığı sinerse parmaklarına şiirlerimden gözyaşları sinerse eğer küstahça kafiyeli anla ki ölümle hayat arasında zaman gibi mesudum kendimi öldürecek haldeyim seni öldürecek saadetimden dona-maria! bir kahvede isyan halinde bulduğum çekik gözleriyle ermenice küfürler yazıp çizen çocuk sen! bordeaux’ya yorgun bir flâmingo gibi yolladığım geceleri benim için dua etmelisiniz renault’daki grevciler toptan sokağa atıldılar paris’in duvarlarını boydan boya afişler kapladı seni hatırladıkça bir kadeh armagnac içerim armagnac demek yirmi beş damla gözyaşı demekmiş demek her akşam yirmi beş damla gözyaşı içerim senin dağlardan ve sarhoşlardan korktuğunu bilirim ben sarhoş olduğum zaman korkmuyorsun hiç korkmuyorsun gözlüklerim kırılmasın diye sakladığını bilirim kalbim bakır bir mangır gibi boynuma asılmış ondan kurtulmak için sürgünlere gitmeye razıyım nehir gemilerinde muçoluk etmeye ölmeye seni terk etmeye razıyım parasız pulsuz çekip gitmeye kur’andaki bütün belâlara tevrattaki bütün belâlara ibranice öğrenmeye razıyım hapis yatmaya kalbim yüzünden mademki ellerimi parçaladım kalemimi kırdım hayatımı çignedim ağladım mademki en büyük düşmanım kalbim benim kendimin onu inkâr ediyorum kalbimi inkâr ediyorum geceleri benim için dua etmelisiniz üçüncü paralelde eski bir dünya gibi batacağım malgaş halkı birkaç yüzyıl hikâyemi anlatacak 4. cenovaya indiğim sabah seni katiyen göremezdim aklım başımda değildi küfür gibi huzursuzdum herkes beni unutmuştu ben kimseyi unutmamıştım zehra’yı unutmamıştım allahsız gözlerini unutmamıştım sol böğrüme sanki çıplak bir hançer saplamışlardı şimdi benim gözlerim paris’te marivaux sinemasında bir çift kara maça gibi yorgun ve uykusuz ellerim derseniz marsilya’da garsonla hesaplaşıyor martini-cin seksen frank on frank da servis kalbim derseniz onun nerede olduğunu bilmiyorum hiç kimse kalbimin nerede olduğunu bilmiyor nihayet seni terk edip gitti diyebilirsiniz benim acılarım ilâhlar gibi şiirlerimi doğuruyorlar onları karanlıkta bembeyaz gözleriyle görüyorum karanlıkta seni görüyorum dudaklarına ellerimi sürüyorum seni kollarımın arasında tutuyorum ağzından öpüyorum ikimiz birdenbire austerlitz garı’na gidiyoruz austerlitz garı önüne bakıyor bizden utanıyor bir trene binmek rastgele defolup gitmek istiyorum trenin barında alnımı yağmurlu camlara dayamak küstah bir duble birayla karşılıklı oturup ağlamak kalemimde mürekkep kalmıyor insanlar beni görmüyorlar insanlar kendilerini kaybetmişler onlara acıyorum ümitsiz bir akrep gibi ben aynı zamanda mağrurum samaritain’in ışıkları ocağıma düşmüş yalvarıyor bir roman için fevkalâde oldukları düşünülebilir sen bir paket gauloise aldın bir paket mavi gauloise bense on frangımı amerikan bilârdosuna kaptırdım seine kıyısında mırç büyük bir hayal kuruyordu seine kıyısında üçümüz sarhoş bir hayal kuruyorduk mavi bir ışık vardı ben işte onu kaybettim ben gölgemi kaybettim max jacob’un şiirlerini sen avucunda bir lokma rüzgâr tutuyordun bu rüzgâr için şairliğimi hınzırlığımı kaybettim aklımdan sen geçiyorsun bir bulut gibi geçiyorsun dün gece ezberimden çehreni defterime çizdim sen belki hakikaten bir bulut gibi yolcusun marsilya’da bir akşam soğuktan tir tir titredim peter cheyney’in bir kitabını bir kahvede soluksuz bitirdim vapur ertesi gün saat beş’te kalkacaktı ölümüm herkesinkinden başka türlü olacak bunu alahım gibi aşikâr biliyorum kim ne derse desin biliyorum içime gün gibi doğuyor on bir gün aç ve susuz gözlerinin içine bakacağım on ikinci gün jiletle damarlarımı keseceğim
@elif2487
@elif2487 3 жыл бұрын
aldı götürdü beni, Paris'in bilmediğim sokaklarına...
@aykutgursoy9712
@aykutgursoy9712 3 жыл бұрын
Ve sokaklarında canlandı ağaçlar, kaldırım şarkıları eşliylinde, heyfel kızardı utandı, aşıkların ritminde..
@mehmetcelebi7783
@mehmetcelebi7783 3 жыл бұрын
Kendimden kurtulmak için gölgemi koridorda astım...
@FFL-sb2vd
@FFL-sb2vd 8 жыл бұрын
5. hep aynı manzarayı kullanmaktan bıktım usandım bir yumruk vurdum dünden kalma bir şarkıyı dağıttım van gogh bana bakıyordu deli gözleriyle bakıyordu ellerim titriyordu bir dakar yolculuğu kuruyordum güya bir şilebin kıç güvertesinde durmuştum nabızlarım bir deniz fenerinin gözlerinde atıyordu asor adalarında on sekiz mısramı unutmuştum onlar beni terk etmişlerdi yalnız kalmıştım mahvolmuştum sen beni terketmiştin bunu yalnız serdümen biliyordu geceleyin ışıkları söndürüp senden bahsediyorduk seine kitapçılarında villon’un şiirlerini buldum nehir yürek gibi kabarmıştı rüzgâr esiyordu bir hafta her gece villon’dan bir şeyler okudum sen benim şiirlerimi okudukça ağlayacaksın
@azraaybars3711
@azraaybars3711 3 жыл бұрын
Çarmıhta güzel asıldık Atilla İlhan ruhun şad olsun inşaAllah 🤲 emeklerinize sağlık Teşekkürler 🙏
@ahmetkizilkaya6015
@ahmetkizilkaya6015 Жыл бұрын
Dönüp dolaşıp yine buraya geliyoruz
@MehmetYlmaz-oz8kw
@MehmetYlmaz-oz8kw 2 ай бұрын
Keske seni hic görmeseydim su iki gözüm aksalardi dediği yerdeyim.
@muratmurat5128
@muratmurat5128 6 жыл бұрын
Doğum günün kutlu olsun Attila İlhan 16/06/2018
@nebula3292
@nebula3292 7 жыл бұрын
bu geminin yelkenlerine, herifin biri "paris" yazmış lüksemburg garı'nın dirseğindeki çiçekçiyi bileceksin yeşil, muşamba ceketli, sarışın, küskün kızcağız en dokunulmaz kızı, en temiz... fikrimce paris'in pablo'ya sorarsanız bir taksi şoförüyle yatıyor pablo! ah pablo! onunla bir tanışsanız önüne gelene salamanca'dan bir şeyler anlatıyor babasını orada, bir duvar dibinde bırakmış halbuki konuştuğu zaman fransız sanırsınız saint-michel'de bir talebe kahvesindeyim, yalnız gündüz olduğu hâlde bütün ışıkları yakmışlar bir cumartesi günü, saat dört buçuğa beş var ellerim kırılsa, ben senin için bu şiirleri yazmasam dinamit taşırmış gibi gözlerini taşımasam avanue vagram'da bir akşam yeter bana ağustos'ta yapraklara serilmiş yirmi beş franklık yıldızlar bir mısra yeter geceleyin bir tren gibi pırıl pırıl sen, kendine yetmiyorsun, hiç kimse sana yetmiyor birini bitirmeden aklın öteki yolculukta dün gece chatelet'de, metro'nun yanı başında durdum yağmur bilmediğim, başka bir gökten yağıyordu yağmur saint-jacques kulesi'ne doğru yağıyordu yanımda olduğun zaman her zamankinden yalnızım şimdi bir nefeste cafe de l'ecluse'ü hatırladım seine kıyısındaki küçük nehir kahvesini kapısında bir gemici feneri asılmış duruyor seine gemicileri, her akşam burada toplanırlar onlar için birtakım maceralar düşünürüm sine sanki petrolmüş gibi iştahlı ve obur akıyor dupont'daki kızlar yalnız cıgara içerek yaşıyorlar utrillo'nun, bir sokağından seni çektim, çıkardım elin-yüzün kirlenmiş, üstün-başın toz içinde sana, mardi gras için bir japon maskesi aldım sen bana kaptan diyorsun, herkes bana kaptan diyor sahici bir kaptanmışım gibi tükürüyorum.
@nebula3292
@nebula3292 7 жыл бұрын
cenova'ya indiğim zaman seni katiyen göremezdim aklım, başımda değildi küfür gibi huzursuzdum herkes beni unutmuştu, ben kimseyi unutmamıştım zehra'yı unutmamıştım, allah'sız gözlerini unutmamıştım sol böğrüme sanki çıplak bir hançer saplamışlardı şimdi benim gözlerim paris'te marivaux sineması'nda bir çift kara maça gibi yorgun ve uykusuz ellerim derseniz marsilya'da garsonla hesaplaşıyor martini-cin seksen frank, on frank da servis kalbim derseniz onun nerede olduğunu bilmiyorum ağlıyorum, onun nerede olduğunu bilmiyorum hiç kimse kalbimin nerede olduğunu bilmiyor nihayet seni terk edip gitti diyebilirsiniz benim acılarım ilahlar gibi şiirlerimi doğuruyorlar onları, karanlıkta bembeyaz gözleriyle görüyorum karanlıkta seni görüyorum dudaklarına, ellerimi sürüyorum seni kollarımın arasında tutuyorum, ağzından öpüyorum ikimiz birden bire austerlitz garı'na gidiyoruz austerlitz garı önüne bakıyor, bizden utanıyor bir trene binmek ve rastgele defolup gitmek istiyorum trenin barında alnımı yağmurlu camlara dayamak küstah bir duble birayla karşılıklı oturup ağlamak kalemimde mürekkep kalmıyor insanlar beni görmüyorlar insanlar kendilerini kaybetmişler onlara acıyorum ümitsiz bir akrep gibi ben aynı zamanda mağrurum samaritain'in ışıkları, ocağıma düşmüş yalvarıyor bir roman için fevkalade oldukları düşünülebilir sen, bir paket gauloise aldın bir paket mavi gauloise bense on frangımı, amerikan bilardosuna kaptırdım seine kıyısında mırç, büyük bir hayal kuruyordu seine kıyısında üçümüz, sarhoş bir hayal kuruyorduk mavi bir ışık vardı işte ben, onu kaybettim ben gölgemi kaybettim, max jacob'un şiirlerini sen, avucunda bir lokma rüzgâr tutuyordun bu rüzgâr için şairliğimi, hınzırlığımı kaybettim aklımdan sen geçiyorsun, bir bulut gibi geçiyorsun dün gece ezberimden, çehreni defterime çizdim sen belki hakikaten bir bulut gibi yolcusun marsilya'da bir akşam soğuktan tir tir titredim peter cheyney'in bir kitabını, bir kahvede soluksuz bitirdim vapur, ertesi gün saat beşte kalkacaktı ölümüm herkesinkinden başka türlü olacak bunu, allah'ım gibi aşikâr biliyorum kim ne derse desin biliyorum, içime gün gibi doğuyor onbir gün aç ve susuz gözlerinin içine bakacağım onikinci gün jiletle, damarlarımı keseceğim
@abcabc-ow7nx
@abcabc-ow7nx 5 жыл бұрын
6:48 Kendim için...
@rukenbiskin2303
@rukenbiskin2303 7 жыл бұрын
manalı dinlemeye değer
@glutenfreevids
@glutenfreevids 3 жыл бұрын
2021 neydi ki, 2020 olmasın.
@kanki144
@kanki144 7 жыл бұрын
Ben ki cehennemde bir allah gibi yalnızım
@zekiogutcen1509
@zekiogutcen1509 3 жыл бұрын
Boş otobüste ayakta gidiyorum
@nebula3292
@nebula3292 7 жыл бұрын
yalın, kılıç bir kasım sabahını paris'te yaşadım sokaklarda, sonbahar şiirleri salkım salkım faubourg saint denis'de, işte yine pazar kurulmuş beş franga çorba içtiğimiz julien'in kapısı önünde kırmızı ve siyah ve sarı saçlı bir kadın durmuş muzaffer patatesler satıyor üç renkli neşesi içinde camların arkasında ekmekçi kızlar, mavi-beyaz raflarda uzun uzun herifler gibi taze ekmekler üstüne bir yağmur yağdırmak hevesi uyanır içinde ben, bu mısraları yazarım tout ve bien kehvesinde concorde'da, bütün fıskiyeler birden ayaklanacak eğri bir demir gibi ensende hissedeceksin ebemkuşağını paris'in, göklerinden uzanıp bir yıldız kopardım kırmızı bir karanfilmiş gibi yıldızı saçlarına taktım on beş dakika sonra bordeaux'ya bir tren kalkacak garın merdivenlerinde benim için ağlayacaksın ellerim, yağmura açılmış, sakallarım ıslak ben ki cehennemde bir allah gibi yalnızım st vincent de paul kilisesi benim otelin arkasına düşer saat kulesi her gece uyur uykumdan uyandırıyor her seferinde seni, tekrar bordeaux'ya yolcu ediyorum saadetin, ıstırap çekmek olduğunu ben keşfettim çarmıhta bir isa gibi ben ıstırap çektim bir sulfat acılığı sinerse parmaklarına, şiirlerimden gözyaşları, sinerse eğer küstahça kafiyeli anla ki ölümle hayat arasında zaman gibi mesudum kendimi öldürecek haldeyim, seni öldürecek saadetimden dona maria! bir kahvede isyan halinde bulduğum, çekik gözleriyle ermenice küfürler yazıp-çizen çocuk sen! bordeaux'ya yorgun bir flamingo gibi yolladığım geceleri, benim için dua etmelisiniz renault'daki grevciler, toptan sokağa atıldılar paris'in, duvarlarını boydan boya afişler kapladı seni, hatırladıkça bir kadeh armagnac içerim armagnac demek, yirmi beş damla gözyaşı demekmiş demek her akşam yirmi beş damla gözyaşı içerim senin dağlardan ve sarhoşlardan korktuğunu bilirim ben, sarhoş olduğum zaman korkmuyorsun, hiç korkmuyorsun gözlüklerim, kırılmasın diye sakladığını bilirim kalbim, bakır bir mangır gibi boynuma asılmış ondan kurtulmak için sürgünlere gitmeye razıyım nehir gemilerinde miçoluk etmeye, ölmeye seni terk etmeye razıyım, parasız-pulsuz çekip gitmeye kur'an'daki bütün belalara tevrat'taki bütün belalara ibranice öğrenmeye razıyım, hapis yatmaya kalbim yüzünden madem ki ellerimi parçaladım kalemimi kırdım, hayatımı çiğnedim, ağladım madem ki en büyük düşmanım kalbim, benim, kendimim onu inkâr ediyorum, kalbimi inkâr ediyorum geceleri benim için dua etmelisiniz üçüncü paralelde eski bir dünya gibi batacağım malgaş halkı birkaç yüzyıl hikâyemi anlatacak
@azraaybars3711
@azraaybars3711 3 жыл бұрын
🦋🌎🦅🌊A✅Ş✅K✅🦅🌊🌍🦋
5 жыл бұрын
eflâtun gözlerini bir grog kadehinde unuttum.
@fetishistfethy552
@fetishistfethy552 5 жыл бұрын
tam şiirde Atilla İlhan bu kısmı okuduğunda ben de yazınızı okudum. güzel denk geldi. anı daha da değerli kıldığınız için teşekkür ederim.
@davutpekdemir3413
@davutpekdemir3413 7 жыл бұрын
Fon müziği ne?
@mamut5611
@mamut5611 5 жыл бұрын
fon müziği ne bilen var mı ?
@sedefturker6844
@sedefturker6844 3 жыл бұрын
:')
@nurullahozcan4410
@nurullahozcan4410 3 жыл бұрын
Dinamit taşırmış gibi gözlerini taşımasam
@Kit_Carson
@Kit_Carson Жыл бұрын
Sükut bembeyaz buz tutsa bıyıklarımda, mağrur bir totem gibi sussam konuşmasam
@azraaybars3711
@azraaybars3711 3 жыл бұрын
Paris’e hiç gitmedim belki gitmek nasip olur ✅ ‼️ Kimler bizi harcadı acaba gidemedik şu Paris’e ‼️✅ Halbuki ben İstanbul’a ve İzmir’e ve bir çok görmediğimiz şehirlere uzun zamandır gidemediğimiz memleketimizin güzelliklerini görmek için hasretini silmek için gitmek istiyor Hayelde olsa avunuyordum ‼️✅
@kasimyildiz
@kasimyildiz 8 ай бұрын
Müzik şiiri dinlemeyi engelliyor....
@nebula3292
@nebula3292 7 жыл бұрын
eflatun gözlerin olduğunu bilmiyordum geceyarısını yaşamaktan yorgunum ayazın avucunda unutmuştun ellerini önünden geçtiğim halde beni tanımadın ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım şiirlerim külrengi kumrular gibi uçuyorlar bakır çalığı göklere katiyyen tahammülüm yok hele paris’in gökleri aklımı başımdan alıyor bana seni senden evvelki poitiers’li kızı hatırlatıyor ayazın avucunda unutmuştun ellerini karanlığın arkasında kıvılcım gözlü orospular gölgelerine yaslanmış evliya gibi bekliyorlar ışıklar kırmızı yandığı zaman duracaksın ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım soğuk gözlerinde buğulanmıştı ölsen tanıyamazdın hâttâ ricardo bile hani vatansız ricardo burnumun dibinden geçti geçen gün beni tanıyamadı oysa au vieux châtelet’de akşam sabah beraberdik üçümüz viyana kahvesi ve sıcak rom içerdik üstelik o krapfen severdi güzel olurmuş rivayet neden ve nasıl sevdiğini anlayamadım gitti yalnızlıktan da kurtulup yalnız kalmak isterim montmartre metrosu civarında seni gözden kaybettim o zenci yine arkanda mıydı hiç dikkat etmedim ağzında yoksul bir ıslık ıslak bir cıgara gibi sidney bichet’nin caz havalarını çiğneyip tüküren o saklasın varsın seni sevdiğini biliyorum ben yüzünün renginden geliyor bütün üzüntüsü bir gazete aldım ama evde okuyacağım kahvelerden birine girip bir grog ısmarlasam seni öldürmek için çareler tasarlasam sükût bembeyaz buz tutsa bıyıklarımda mağrur bir totem gibi sussam konuşmasam ve türküm kaybolsa sessizliğin hırçın türküsü ve ben unutulsam yazdığım şiirler senin için yazdıklarım herkes için yazdıklarım eski padişahlar gibi unutulsa birer birer ve ben seni unutsam hiç hatırlamasam hiç mi hiç ihanetini hatırlamasam şehvetini hatırlamasam ellerim oldum olasıya seni unutsalar yarı gecenin içinden bir zenci süt beyaz bakıyor rue lafayette’de dünden bugüne geçiyorum eflâtun gözlerini bir grog kadehinde unuttum.
Attila İlhan - Kaptan 1-2-3-4-5 (Kendi sesinden)
17:01
Mehmet Erturk
Рет қаралды 118 М.
ATTİLA İLHAN - İSTANBUL AĞRISI
4:36
gavurizmir
Рет қаралды 160 М.
Looks realistic #tiktok
00:22
Анастасия Тарасова
Рет қаралды 105 МЛН
DEFINITELY NOT HAPPENING ON MY WATCH! 😒
00:12
Laro Benz
Рет қаралды 60 МЛН
Зачем он туда залез?
00:25
Vlad Samokatchik
Рет қаралды 3,2 МЛН
Cemal Süreya - Keşke Yalnız Bunun İçin Sevseydim Seni
6:05
Mustafa Kara
Рет қаралды 3,9 МЛН
Attila İlhan - Maria Missakian
2:09
Asia Müzik
Рет қаралды 1,6 М.
Attila İlhan / Yağmur kaçağı  - Sen beyaz bir kadınsın
5:58
Akın Pamir
Рет қаралды 133 М.
Attila İlhan - Başka Yerde Olmak
2:42
Asia Müzik
Рет қаралды 804
Attila İlhan-Kirli Yüzlü Melekler
3:29
cagdaskanar
Рет қаралды 218 М.
Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak - Yılmaz Erdoğan
4:05
Yılmaz Erdoğan
Рет қаралды 9 МЛН
İlk kayıt
8:54
Romantik Komünist
Рет қаралды 180
Deniz Özceylan - November Rain solo
3:25
Romantik Komünist
Рет қаралды 395
Jaloliddin Ahmadaliyev - Kuydurgi (Official Music Video)
4:49
NevoMusic
Рет қаралды 7 МЛН
Әбдіжаппар Әлқожа - Ұмыт деме
3:58
Әбдіжаппар Әлқожа
Рет қаралды 832 М.
IL’HAN - Pai-pai (lyric video) 2024
3:24
Ilhan Ihsanov
Рет қаралды 577 М.