DELİ. Ne zaman anlayacaksın değerimi diyerek söze başlar kadın ve sonra ekler; sana bakınca hissettiklerimi, her sesini duyduğumda kalbimin çarpıntısını, bana 'seni seviyorum' diyince içimdeki çocuğun heyecanını ne zaman anlayacaksın, ne zaman duyacaksın beni her kırdıgında her gece attığım sessiz çığlıkları... Beni duyman, fark etmen için illa birinin kollarında, yanında görmen mi gerekiyor ? Her şeyi geçtim soğuk toprağı kucaklayarak yıldızları izlemem mi gerek!.Bu sözlerinden sonra yorulduğunu fark etti. Pencerenin kenarındaki sandalyeye oturarak dışarıya baktı, mevsim kış, hava -20 dereceydi, aklına çok önceden söylediği bir söz geldi, beyninin en derinlerinden.'' Dışardaki dondurucu soğuk yeter mi, yüreğimdeki seni, sevgini dondurmaya?'' bu düşünceden sonra gözleri doldu, eskiye olan özlemi artmıştı belliki, üstelik daha şimdiden.. İşte yine ağlamıştı tutamamıştı kendini. Dışarıya baktı herkeste farklı bir telaş herkes bir yere yetişme peşinde, çoğu ise ölüme... Belkide bu bir kaçıştı, telaş adını verdikleri.. Yaşananlardan, yaşanacaklardan belkide hiç yaşanamayacaklardan kaçıyorlardı, ne tuhaf... '' Nasıl olurda milyarlarca insan varken yüreğime sadece onu istiyorum, hiç mi sevmedi? '' diyebildi sadece, ağlamaya devam ederken, nefes alamadığını hissetti.Boğazındaki düğüm yine canını almaya gelmiş gibiydi ağır adımlarla odasına gitti. Yavaş bi o kadar da bıkkın hareketlerle yatağına uzandı.Gözlerini dikti tavana, okuduğu intihar mektubundaki bu söz halini açıklar gibiydi, '' Tanrım, kollarını açarmısın? sarılacak kimsem kalmadı, kollarına geliyorum..'' Gözünü kapattı yanağından birer birer süzülürken yaşlar.Üstelik gözün kapalıyken bile dolabildiğini ona sevdiği öğretmişti; aşkı, sevgiyi, sevmeyi öğrettiği gibi acıyıda, ağlamayıda çok güzel öğretmişti. Yoruldum diyebildi sadece, ve gözlerini ağır ağır kapattı bir daha açmamak üzere...