Рет қаралды 2,295
Yazar Aydın Çubukçu, hazırlayıp sunduğu “Renkli Resimli Felsefe, Tarih, Politika Söyleşileri” dizisinde bu kez “Aşk, müzik ve devrim” temaları ekseninde Marc Chagall’ı (1887-1985) anlattı.
Yahudi bir ailenin dokuz çocuğunun en büyüğü olan, Marc Chagall, Beyaz Rusya’da Vitebesk yakınlarındaki Liozno’da 1887’de dünyaya geldi. Londra’nın Stamford Hill semtinde yaşayan Ortadoks Yahudilerle aynı kültürden gelen sanatçının sorunlu doğumu, ezilen ve ötelenen köyündeki yaşamı sanatını etkilemiştir. 1906’da, ünlü bir yerel ressam olan Yehuda Pen’in yanında resme başlayan sanatçı St. Petersburg’un Yahudi sakinlerinin şehirde özel izinle kalabildikleri bu dönemde ressam olarak çok zor günler geçirmiştir. Chagall ezilen Yahudilerin hak ve özgürlüklerini kazanacağına inanarak 1917 devrimi destekleyen, sorunların anlatan resimler üretmiştir.
Sesleri ve duyguları farklı renklerle ifade etmeye çalışan Chagall çizimlerinde duyguları ağır basar. Chagall bu durumu “Kalbimden gelerek yarattığım hemen her şey başarılı olur, aklımdan gelenlerin ise neredeyse hiçbiri” sözleri ile açıklar. Chagall’ın renklerle sesler arasında ilişki kurmaya çalışmıştır. Sovyet Kültür Bakanlığı, Chagall’a doğduğu köyde Modern Sanatlar Müzesi ve Sanat Okulu’nu kurma görevi vermiştir. Paris’e kültür elçisi olarak da atanan Chagall, sonraki yıllarda da, İspanya ve ABD’deki yaşamında resmin yanı sıra seramik, heykel, cam boyama, taş baskı ve grafik üzerine de çalışır. Chagall’ın en tanınmış resimleri, büyük aşkını anlatan mutluluk resimleridir. Chagall, 28 Mart 1985’te, 97 yaşında iken Fransa’da, Saint-Paul de Vence’de ölmüş ve oradaki bir mezarlıkta gömülmüştür.