Рет қаралды 3,232
İsfahan'a gittiğimde aklımda iki şey vardı: İlki, o meşhur Nakş-ı Cihan Meydanı'nı görmekti. İkincisi ise İsfahan'a gidenlerin gitmeye değer bulmadığı Sultan Melikşah'ın ve tarihimizin büyük veziri Nizamü'lmülk'ün mezarını bulmaktı. Türbeyi güç bela bulduk, keza türbedârı da. Türbedâr Hamid ağabey Farsça konuştu, Mehrdad ağabey Türkçeye çevirdi ve aramızda muhteşem bir sohbet başladı. Kitaplarda, makalelerde okuduğumuz ve yalnızca hayal ettiğimiz karakterler birden bire gözümüzün önünde canlanıverdi. İşte bu anı ölümsüz hale getirmem lazım deyip ben de kameranın karşısına geçtim...Sürç-i lisan ettiysem affola.