Büyük Tâcım Dede - Nefesler

Sultân Sinamillü (سنامللو) ocağı evlâdlarından merhûm Büyük Tâcım Dede’nin dilinden birkaç nefes:
Kays-veş sahrâlara düşdüm çok efgân eyledim
Leylâ-veş beytü’l-hazande hûnu giryân eyledim
Câme-yi sabrım tutub çâk-i giribân eyledim
Soyunup abdâl olub kendim üryân eyledim
Kendimi ‘aşkın yolunda şöyle kurbân eyledim
Gerdân-ı mecrûhumu kesdim kızıl kan eyledim
Cânıma evvel benim sûz-ı Hüseyn'den düşdü nâr
Âteş-i hicrânına sabr itmege tâkat mi var
Gitdi elden çâresiz esb-i inân-ı ihtiyâr
İl ne derse ko disün sevdim Hüseyn’i kâr zarar
Kendimi ‘aşkın yolunda şöyle kurbân eyledim
Gerdân-ı mecrûhumu kesdim kızıl kan eyledim
Tîr-i ‘aşkın merhem ettim derd-i bî-dermânıma
Kılmadı tağlar tahammül itdigim efgânıma
Bir nişâne eyledim Şâh-ı Şehin sultânıma
Rûz-i mahşerde gelüp baksun benim gerdânıma
Kendimi ‘aşkın yolunda şöyle kurbân eyledim
Gerdân-ı mecrûhumu kesdim kızıl kan eyledim
Kendimi âdem sanurdum hayvan-ı nâtık benim
Her ne cevr etse mihnete lâyık benim
Hayra dâir bir amel yok fâcir ü fâsık benim
Liki ikrârında kizbi olmayan sâdık benim
Kendimi ‘aşkın yolunda şöyle kurbân eyledim
Gerdân-ı mecrûhumu kesdim kızıl kan eyledim
Rahm kıl yâ Rabbenâ Dertli pür isyânına
Rahmeten lil âlemin ismi düşübtür şânına
Baş açık yüzüm kara nice varam dîvânına
Enbiyâ vü evliyâ muhtac senin ihsânına
Kendimi ‘aşkın yolunda şöyle kurbân eyledim
Gerdân-ı mecrûhumu kesdim kızıl kan eyledim
Güfte: Âşık Dertli
Medet hey Allah'ım medet
Gel derdime dermân eyle
Yetiş yâ Âl-i Muhammed
Gel derdime dermân eyle
Hasan Hüseyin ‘aşkına
Yardım eyle sen düşküne
İmâm Zeynel'in ‘aşkına
Gel derdime dermân eyle
İmâm Bâkır'ın katına
Ca’fer'in ilm-i zâtına
Mûsâ Rızâ hürmetine
Gel derdime dermân eyle
Şâh Takî vü ba-Nakî
İmâm Hasanü’l-Askerî
Af eyle günahkârları
Gel derdime dermân eyle
Gel Hakk’tan dileğin dile
Mehdî sâhib zamân gele
Dedemoğlu secde kıla
Gel derdime dermân eyle
Güfte: Şâh Abbas-ı Sâlis (Dedemoğlu)
Bu ne şems-i hidâyettir suâl olmaz Hûda senden
Bu ne cevr ü sehâvettir dü aleme a’taf senden
Bî-çâre âciz ümmetler nice günah nice minnetler
Yarın umar şefâatler Muhammed Mustafâ senden
Cihânın feth-i bâb eyler dilin yahşi sevâb eyler
Gökde güneş hicâb eyler Aliyye’l-Murtezâ senden
Zihi kuvvet zihi kudret aceb sırr mı aceb hikmet
Kamuya bahş olan kısmet Hasan Hulk-i Rızâ senden
Muktedirdir yazar fermân şehîde Kerbelâ meydân
Şehîdler fırkası yeksân Hüseyn-i Kerbelâ senden
Mevalî zümresi cânlar gözü yaş bağrı büryânlar
Urundu nûr tâcı anlar Ali Zeynü’l-Abâ senden
Muhammed Bakır’a erkim, tarîk-i Ca’fer’i sürkim
İrâdeyi Kazım’a verkim ola hoşnut Rızâ senden
Muhammed Takî geldi münevver muttakî geldi
Âlemin rev-Nakî geldi her aydınlık ziyâ senden
Çerâğ-ı Hasan el-Askerî Muhammed Mehdî serveri
Gerek dünyâ gerek mahşeri sefâ senden cefâ senden
Muhabbet olsun dillerde gezer aşkı olsun gönüllerde
Meşrebi kutlu demlerde verir kalbe cilâ senden
İşim Sâlih hatâ vü noksân penâhımdır Sultân Sinan
Yoluna cânım kurbân kabûl etmek bahâ senden
Güfte: Sâlih (?)
Hak Muhammed ‘Alî geldi dilime
Mürvet günâhıma kalma yâ ‘Alî
Küllî günâhımı aldım elime
Mürvet günâhıma kalma yâ ‘Alî
Hatîce Fâtıma mihr-i mahabbet
Yine senden olur kuluna rahmet
İmâm Hasan Hüseyn’den mürvet
Mürvet günâhıma kalma yâ ‘Alî
İmâm Zeynü’l-Âbidîne varalım
İmâmların dîvânına duralım
Doksan bin erlere yüzler sürelim
Mürvet günâhıma kalma yâ ‘Alî
İmâm Bâkır imâmların serveri
İmâm Ca’fer'dir dîdemin nûru
Dilerim çektirme ah ile zârı
Mürvet günâhıma kalma yâ ‘Alî
Mûsî-i Kâzım ile İmâm Rızâ
Umarım inâyet edesin bize
Günâhım çok benim diyeyim size
Mürvet günâhıma kalma yâ ‘Alî
İmâm Takî İmâm Nakî'dir virdim
Onlara sığındım dayandım durdum
Hasane’l-Asker'e yüzümü sürdüm
Mürvet günâhıma kalma ya ‘Alî
Pîr Sultân'ım tamâm oldu sözümüz
Muhammed Mehdî'ye var niyâzımız
On iki İmâma bağlı özümüz
Mürvet günâhıma kalma yâ ‘Alî
Güfte: Pîr Sultân
Salât ve selâm fahr-i kâinat Muhammed Mustafâ ve mâsum âlinin üzerine olsun.

[@ahmedal-khalaf6715]

very good