Hocamızın sakinliği ve güler yüzlü oluşu öğrenirken huzur veriyor. Allah razı olsun
@sz2vg4 жыл бұрын
Allah razı olsun hocam
@sevaldalgal80655 жыл бұрын
Allah razı olsun...
@bunyamin.tas273 жыл бұрын
E's-Selâmu Aleyküm Ve Rahmetullâhi Ve Berakêtuh Allâh Azze Ve Celle Sizden Ebeden Râzı Olsun Hocam
@ruyetihilal41215 жыл бұрын
Allah razı olsun
@aysegul63973 жыл бұрын
Allah razı olsun hocam çok güzel dersler.cok.istifade ediyoruz
@sifasultan36583 жыл бұрын
Allah razi olsun hocam 🌷
@daisyy.00463 жыл бұрын
26. Ders -İbadet Fıkhına Giriş: Taharet ve Çeşitleri; Sular- -ilimle meşgul olan kardeşlerimize söylüyorum; ibadet fıkhını bilmeyen, hoca değildir. ne bilirse bilsin, hoca değildir. hocalıktan öte her mü'minin büyük bir bölümünü bilmek zorunda olduğu bir konudur. öğrenmesi de iç içe olmadığı hayat kadar zor değildir. ibadetle iç içeyiz. kapalı değil, yaşadığımız mezvular olduğu için bunu daha iyi anlayacağız. eğer hayatın içerisindeki ticareti, vekaleti, kefareti, cinayeti, suç hukukunu islam'ın hukukuna göre yaşasaydık; inanın, okumadan bile yarı yarıya onun hakkında bilgi birikimimiz olacaktı ve üzerine eklemek çok daha kolay olacaktı. bugün fıkhî bilgi eksikliğimizin çoğu, islam'ın hukukunun hayat içerisinde yaşamayışındandır. cenabı allah, allah'ın ahkâmının bütünüyle yaşandığı günleri görmeyi nasib etsin. amin. ayeti kerimede " مْ ِّن اَلَ يَأ ۪ذي َن ْ ِّلل وا َٓ َمنُ ُهْم َش َع ا اَ ْن ٰ تَ ْخ وبُ ُ ِّل ِّذ ل ِّ نَ َز َل ِّم َن َو َم هللاِّ ا ْكِّر قُ َح ق ْ ال يَكُونُوا ۪ذي َن َو َل َكال ُ۫وتُوا ا ِّكتَا َب ُ ِّهُم فَ َط ال ِّم ْن قَبْ ُل ا َل ْ َعلَيْ َمدُ ْم َس ا ْت ْلَ ُه فَقَ وبُ ُ َك۪ثي ر ل َو ْ قُ anılınca simi ın'allah فَا ِّسقُ / ِّمنْ و َن ُهم mü'minlerin gönüllerinin sevgiyle ürpereceği, haşyetle dolacağı, hak olan kur'anı hayatlarına yansıtarak, ahkâmını yaşayarak, imanlarına iman katacakları an gelmedi mi?" bu ayet indikten abdullah ibni mes'ud, abdullah ibni abbas, "birkaç yıl geçti ki rabbimiz bizi ikaz etti." diyorlar. ama allah için gevşememişti. bu ikaz bize. çünkü ayetin devamında, "araya uzun zaman dilimi girdi. kalpler katılaştı" diyor. ayetin mealini tekrar vereyim; iman edenler için kalplerinin allah sevgisiyle ürpereceği ve hûşû duyacağı an gelmedi mi? inen hakkı hayata aktaracakları, imanlarına iman katacakları o an gelmedi mi? araya uzun zaman dilimi gelecek, onların da kalpleri katılaşacak mı? biliniz ki sizden önce kendilerine kitap verilenler ve kalpleri katılaşan o insanların çoğu fasık idi. bir nevi siz de mi öyle olacaksınız, diyor. bizler gevşedik. bu yüzden bilgi zayıflamaları oldu, ibadet konusunda da bilgi zayıflamaları oldu. bunu derhal toplamamız lazım.
@daisyy.00463 жыл бұрын
-ibadet kelimesi; itaat etmek, taatta bulunmak, kulluk etmek manasındadır. عبد kelimesi, ibadet etti manasındadır. çok defa iki mana birden kastedilir. bazen ibadet, bazen kulluk manasında bulunuyor. mesela, fariha suresinde, yalnız sana kulluk ederiz de doğru, yalnız sana ibadet ederiz de doğru. ikisi birden daha doğru. birinin diğerinden daha ön planda olduğu yerler var. döşeli yollara da 'tarîk muabbede' uyumlu hale getirilmiş, boyun büken yol anlamında. şeri şerifte ibadet; allah rızası için yapılmasında sevap olan amellerin bu niyetle yapılmasıdır. namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacc etmek gibi. üseyid ibni hudeyr radıyallahu anh var. rasulullah aleyhisselam medine'ye gelmeden, musab ibni umeyr radıyallahu anh'ın gayretiyle müslüman olmuş bir insan. kur'an'ı kerim tilavetiyle, ona olan olan düşkünlüğü ve sevgisiyle tanınıyor. bir gün avluda, sıcaktan uyku tutmamış, gecenin sessizliğinde dolu dolu kur'an okuyor. kur'an'ı kerim okurken, yanındaki atı şahlanmaya başlıyor. hayvanın bu hareketliliği giderek artınca, kur'anı kerim okumayı durduruyor. at biraz sonra sakinleşiyor ve tekrar kur'an okuöasına devam ediyor. hayvan yeniden hareketleniyor ve kur'an'ı kerim'i durduruyor. hayvanın bağını ipini kontrol ediyor ama bu sırada gözüne farklı bir şey takılıyor. gökyüzüne doğru şeffaf bir ışık huzmesi durmadam yükseliyor. hayranlık içerisinde onu seyrediyor. daha sonra rasulullah aleyhisselam'a o gece olanları anlatmıştır. rasulullah aleyhisselam, "üseyid, keşke okumaya devam etseydin. seni dinleyen meleklerdi." diyor. o da "ya rasulullah, atım onların varlığıyla çok hareketlendi. yahya'yı (oğlu) çiğneyecek diye korktum." diyor. bu bir taattır. yapılan her hayırlı ve güzel iş taattır. ama hepsi ibadet değildir. dolayısıyla bütün ibadetler, taatın içindedir. taat, ibadetten daha geniş manalıdır. ُت َو َما " .gayesidir kulluğun; ibadet- ِّج َخل ن َقْ ْ َس ال ancak cinleri ve insanları, benِّ ليَعْبُدُو ِّن / اِّ ل َوا ْلِّنْ bana ibadet etsinler diye yarattım." buyurıyor rabbimiz. ergenlik çağına giren bir müslümanın üzerine ibadet, ruhunu teslim edinceye kadar farzdır. ayette, " ِّ فَ ـ ْح بِّ َح ْمِّد َسب ِّ َك ِّم َن َوكُ ْن َرب َر ى ب َك َو الس ا ِّج ا ْعبُ ْد ۪دي َن تِّيَ َك َحته يَأ يَ۪قي ُن ْ ْ / الَ rabbini ham ile tesbih et, secde edenlerden ol. rabbine ibadet et. kesin olan şey sana gelinceye kadar." yani ölüm gelip kapını çalıncaya kadar. bir taraftan ruhumuzu teslim edinceye kadar ibadetle sorumluyuz, öbür taraftan kul, takâtinin üzerindeki bir şeyle sorumlu değildir. ebu hanife rahimehullah'a göre; bir insanın başıyla ima edecek durumu ve takati varsa, namazla sorumludur. imam şafii rahimehullah'a göre; gözüyle dahi ima edecek durumdaysa ibadetle sorumludur. ruh teslim oluncaya kadar ibadetle sorumluyuz. unvanı, rütbesi ne olursa olsun, biz ibadetle mesul değiliz demek saçmalıktır. ergenlik çağına girinfe ve aklî demgesi yerindeyse demiştik. ancak alışkanlık kazanmaları ve öğrenmeleri, ibadet şuuruna ermeleri için, temyiz çağına gelmiş çocuklar 7 yaşından itibaren, namaz ve oruç gibi bedeni ibadetlere alıştırılırlar. ve yaptıkları ibadetler geçerlidir. yapmadıklarından sorumlu değillerdir ama yaptıkları kazanç sağlar. bu devre, alışkanlık ve kazanç devresidir. biliyorsunuz rasulullah aleyhisselam bir haccı vardır. mekke 8. yılda fethedildi. rasulullah aleyhisselam da aceleyle ebu bekir radıyallahu anh'ı bir grupla farz olan haccı yapmaya gönderdi. kendisi de ardından hacc etti. ve sonra göç etti. veda haccı onun ilk ve son haccıdır. Bu hac sırasında bir kadıncağız, rasulullah aleyhisselam'a yakınlık gösterildiğini görünce, bu kim diye soruyor. söylüyorlar ve yanındaki küçük çocukla beraber efendimiz aleyhisselam'ın yanına varıyor. çocuğu kaldırıyor, "bu çocuk için hacc var mıdır?" diye soruyor. "evet, senin için de ecir vardır." buyuruyor rasulullah. çocuğun ibadet etmesine vesile olan anne babalar da bunun için ecir alırlar. -ibadetler yalnızca allah için yapılır. karşılığı da yalnızca allah'tan beklenir. kullar için, anne babalar için, birilerşni memnun etmek için değildir. bunu en kesin açıklayan َو ن اِّي ا َك نَعْبُدُ اِّي ا َك " ,biri ayetlerden عيَ۪ستَ ْن " ۚ ُۚ ayrıca bütün ibadetler, niyetlerle değer kazanır. َما " النِّ ي ِّة ْع َم إ ا ُل ِّن بِّ / األَ ameller, niyetlere göredir. ibadetlerşn devamlılığı ve istikrarlı oluşu asıldır. "allah katında amellerin en sevimli olanı, az da olsa devamlı olanıdır." hadisini biliyorsunuz. bir öğün yiyip bununla 10 gün idare edemezsiniz. ibadet de böyledir. ruhun gıdasıdır ve buna zaman dilimleri içerisinde ihtiyaç vardır. insanın iamanını güçlendirir ve direnç kazandırır. dışarıdaki manevi musibetlere karşı kesinlikle bizi korur. haliye ibadetlerimiz devamlı ve dengeli olacak. mü'min, hayatta dengeli olmalı, rabbinin üzerindeki hakkını ve o'na olan kulluk görevlerini unutmamalı ve ihmal etmemelidir. bu ibadetlere esasen kulun ihtiyacı vardır ve bu ihtiuaç basite alınamayacak kadar çoktur. ibadet, iman sıhhatini ve direncini arttırır, insanın bu yöndeki şevkini tazeler.
@daisyy.00463 жыл бұрын
onların ne etleri allah'a ulaşır ne de kanları. o’na ulaşacak olan sadece sizin takvânızdır. işte Allah onları sizin istifadenize verdi ki size doğru yolu göstermesinden ötürü o’nu tâzimle anasınız. iyilik yolunu tutanları müjdele!" ibadet, kul için lüzümludur ve mü'min, hayatı dengeli yaşamalıdır. selman radıyallahu anh ile ebu'd derda radıyallahu anh, medine'de kardeş ilan edilmişlerdir. diğerlerine göre daha sonra kardeş ilan edilmişlerdir. çünkü selman radıyallahu anh, kölelikten kurtulmak için çalışmıştır. efendisiyle mükâtebe anlaşması yapmıştır. mükâtebe anlaşması; ben bedelim neyse bunu çalışıp ödeyeyim, sen de beni serbest bırak' anlaşmasıdır. rasulıllah aleyhisselam da yardım etmiş ve kölelikten kurtulmuştur. ebu'd derda ise varlıklı bir insandır. ama mahallesinin hemen hemen en son müslğman oluluşudur. birinin islamiyeti gecikmiş, diğeri ise kölelikten kurtulması geçtir. rasulıllah aleyhisselam ikisini kardeş ilan etmiştir. kardeş ilan edilenlerin yapıları, tavırları birbirlerine çok benziyor. kardeşçe duyguları hep devam etmiştir. çoğu zaman bakıyoruz, iki kardeş aynı cihadda şehşd düşüyorlar. mağan ibni adiyy ile zeyd ibni hattab (ömer radıyallahu anh'ın ağabeyi) gibi. ikisi de yemame'de şehîd düşmüşlerdir. mağan ibni adiyy'le ilgili; rasulıllah aleyhisselam'ın vefatı, sahabeyi gerçekten gönülden yaralamıştır. bu devrenin içerisinde kabına sığmayıp söz söyleyenler var. bir tanesi, "keşke o aleyhisselam'dan önce ben ölseydim." diyor. rasulullah aleyhisselam'dan sknra fitnelerin hedefi olur muyuz, içimizdeki duygular kayıp mı olur, diyor. bunun korkusunu taşıyorum. adiyy karşılık veriyor. "ben allah rasûlü'den sonra yaşamak istiyorum. rabbim şahid olsun, o aleyhisselam'ın bıraktığı dava gönlümüzde hiç değişmeyecek. rasulullah aleyhisselam'dan sonra da rabbim bu davaya gönülden bağlılığımızı görecek. ve bunun ispatı için ömrümün devamını arzu ediyorum." diyor. ve yemame savaşına kadar yaşıyor. sonrasında ruhunu teslim ediyor. selman radıyallahu anh ve ebu'd derda radıyallahu anh, son derece olgun ve bilgili insanlar. sonralarda 'bu ümmetin hakîmleri, hikmet sahipleri' diye adlandırılan insanlardır. selman radıyallahu anh mecusiliği, hrisitiyanları, yahudiliği çok yakından tanıyan insanlardır. onlara göre islam'ı görmüş, islam'a gönül bağlamış ve islam'ı künhüyle, derinliğiyle kavramış bir insandır. ebu'd derda geç müslğman olduğu için, kendisinden öncekilerin birçok hadis bildiklerini, ayet bildiklerini, islam uğruna nice fadakarlık ettiklerini görünce, dünyadan neredeyse kopmuş, tüm ömrünü ibadete, kur'an tilavetine ve oruca vermiştir. işlerini de ihmal etmiştir. selamn radıyallahu anh, ebu'd derda radıyallahu anh'ı ziyarete geliyor. hanımını bahçeyi çalı süpürgeyle süpürürken görüyor. ebu'd derda da hanımı da varlıklı ailelerden veya varlıklı kimselerdendir. selman radıyallahu anh ona, "kardeşimin bir sıkıntısı mı var?" diye soruyor. ümmü'd derda, sorunun sebebini anlıyor, "kardeşinin dünyayla ilgisi kalmadı." diyor. ebu'd derda ile sohbet ediyorlar. sonra yemek hazırlanıyor. ebu'd derda yemeği selman'ın önüne koyuyor. "sen neden sofraya gelmiyorsun?" diye soruyor. "ben akşam yiyeceğim, oruçluyum." diyor. selman radıyallahu anh, "hayır, sen bu yemeğe el uzatmadan ben el uzatmam." diyor. böylece ebu'd derda yemeğe iştirak etmek zorunda kalıyor. akşam oluyor, selaçman radıyallahu anh'ın yatağını hazırlıyor. kendisi yatma niyetli görünmüyor. selman radıyallahu anh, "ebu'd derda, yatağını buraya getireceksin. ben senin yattığını göreceğim." diyor. "ben biraz iabdet etmek istiyorum." diyor. "hayır, yatacaksın." cevabını alıyor. yatıyor. bir müddet zaman geçiyor. ebu'd derda radıyallahu anh, selman radıhallahu anh'ı uyuttuğunı sanıyor. yavaşça yataktan kalkıyor. selman radıyallahu anh tetikte tabii, yat uyu diyor. ebu' derda mecbur yatıyor. bir daha buna teşebbüs ettiyse de yine selman radıyallahu anh, yat ebu'd derda diyor. sahur vakti geldiğinde selman radıyallahu anh onu uayndırıyor. beraber abdest alıyorlar. tehecvüd namazı kılıyorlar. ve gecenin serinliğinde iki dost konuşuyorlar. "bak ebu'd derda. rabbimizin üzerimizde sonsuz hakkı var. bu hakkı unutamayız. cenabı allah bize bir beden teslim etmiş. bu bedenin sıhhatini unutamayız. ailemizin üzerimizdeki hakkını unutamayız. ya ebu'd derda... her hak sahibine hakkını ver." diyor. bir başka rivayette dostlarının, bir başkasında gözlerinin hakkını ver diyor. birlikte sabah namazını kılıyorlar. selman radıyallahu anh evine giderken, ebu'd derda radıyallahu anh rasulullah aleyhisselam'ın yanına gidiyor ve hadiseyi anlatıyor. "sadaka selman, selman doğru söylüyor. her hak sahibine hakkını ver." diyor. böylece selman radıyallahu anh'ın sözleri hadisleşmiş oluyor. bu aynı zamanda islam'ın yaşanış şeklinin özetlenmesidir.
@daisyy.00463 жыл бұрын
-islam'ın hukuku, ibadetle başlar. ibadet, taharetle başlar. taharete giriş yapacağız. taharet, temizlik demek. her nevi temizliğin genel adıdır. islam'ın ikinci emri neydi? " آََي َها ey örtüsüne bürünen! kalk ve uyar. rabbinin büyüklüğünü dile getir. elbiseni temiz tut. her türlü pislikten uzak dur." elbiseni temiz tut, dış dünya temizliğinin örneğidir. insana en yakın dış, kendi elbisesidir. " َز َج ْر ُّوالَ جر ُه ْاَف " ۚ ۚbu kelimenin üzerine kitap yazılabilir. nedir? allah rızasına uymayan, cahiliyenin zihniyeti sayılan, bütğn duygu ve davranışların genel adıdır. kelimesi, cahiliyyeye uygun, iblisin hoşuna gidecek, bütün duygu düşünce ve zihniyetlerin genel adıdır. cenabı allah hepimize, allah rızasına uymayan, cahiliyyeden sayılan bütün dıygu, düşünce ve zihniyetlerden uzaklaş. فهجر kelimesi, hicret et demek. tamamen terk et, arana ciddi bir mesafe koy demek. bıraltan daha tesirlidir. dolayısıyla bu, gönül, zihniyet, beyin temizliğinin emridir. sonra örnekler de ْمنُ ْن َو َل " .sunuyor تَ رِّ ُكثَ / ْستَ ْت yaptığın iyilikleri çok görerek başa kalkanlardan olma." mürüvvet sahibi insan zaten iyiliği takdir eder. onu ek kelimelerle süslemeye, söyleye söyleye kıymetini düşünmeye gerek yoktur. ne diyor devamında? " كِّ َ َرب َوِّل rabbin فَا ْصبِّ ْر/ için sabret." bunun iyi anlaşıldığını ne yazık ki düşünmüyorum. bir iş yapıyorsan yılma, devam et, sebat et demektir. şevk kırıklıklarını kabul etme, hayea devam et demektir. hepsi iç içedir. eğer sen cahiliyye zihniyetinden koparsan, allah yolun sülûk edersen, gönlünü ve dış dünyanı temiz tutarsan; şeytan boş dırmayacaktır, şeytanın uşakları da boş durmayacaktır. eza gelecktir. senin nezih yaşantını kabullenmeyenler, kendileri bataklığın içinde olanlar, seni de bataklığın içine çekmek isteyeceklerdir. rasulullah aleyhisselam namazda iken başına işkembe konmadı mı, taif'te taşlanmadı mı, kendisine inanan insanlar işkence altında kıvrandırılmadı mı, gözünüm önünde katiller cereyan etmedi mi? bütün bunlara karşı sabredeceksin, diyor. bütün bunlara karşı kendi yolundan ve istikametinden kopmamak son derece değerli bir vazifedir, bunu yerine getireceksin diyor. َو ى َع ِّهْدنََٓا " ;var emri temizlik başka bir- ibrahim ve ismail'den ahid aldık; beytullah'ımı gelip tavaf edenler, içerde bulunanlar, itikaf edenler için, allah için rükuya ve secdeye gidenler için temiz tutun diye." içten ve dıştan temizlik. نِّ ا ُمتَ َط ِّ ه۪ري َن َو الت يُ ِّح ُّب هللا يُ ِّح ُّب وا۪بي َن َ ْ / ال allah çokça tevbe edenleri ve temizliğe riayet edenleri sever." buyuruyor. rabbimizin sevdiği insanlardan olmak istiyorsak, bu konuda gayretli olmalıyız. -fıkıh ilminde taharet denilince daha çok dış temizlik anlaşılır. çünkü bizim gördüğümüz ve hükmedebildiğimiz, dış dünyadır. biz gördüğümğz kadarkna hükmederiz. fıkıh, zahire göre hükmeder. iç dünya çok önemlidir ama o dünya bizim hükmedebileceğimiz bir dünya değildir. o dünyayı rabbimiz bizden daha iyi bilir şüphesiz. belli bir noktada haddimizi mutlaka bilmemiz gerekir. bunun dışında; bizim söz söyleme hakkımız, amellere göredir, dışa tezahür eden şeylerle ilgilidir. rasulullah aleyhisselam; "mescide gidip gelmeyi alışkanlık haline getirenlerin imanına şahidlik edin." diyor. ya rab, biz böyle gördük deriz. tekrar edelim; fıkıh ilminde taharet denince daha çok dış temizlik anlaşılır. beden temizliği, elbide temizliği, mekan temizliği, bu anlayışın merkezinde yer alır. ancak manevi temizlik diyeceğimiz iç temizliğin kıymeti inkar edilemez. gönüz temizliği, zihin temizliği ve berraklığı, islam'ın ana hedeflerindendir ama bizşm buna her zaman gücümüz yetmez. şu ayeti kerşmeler, bu temizliği haber veriyor; " حَ قَ ْد لَ فْ felah, insan eren temizliğine gönül تَ َزك / َم ى أ ن َ ِّ ا ْسم ۪ه َو َ ذَ َكَر " .bulmuştur َر ى ب ه صلَ / َف rabbinin adını anıp namaz kılan insan kurtuluşa ermiştir. " ل َاَق هللاُ ِّم َن ۪قي َن اِّن يَتَقَب ُل َما ُمت ْ / ال allah, ibadeti takva ehli olandan kabul eder. -ilim ehli, fıkıhta yer alan tahareti ikiye ayırır. 1) necasetten taharet (hakiki temizlik) 2) hadesten taharet (hükmî temizlik) -beden, elbise ve ibadet edilecek mekandaki görünür görünmez pisliklerin yok edilmesi, hakiki temizliktir. yok etmeyi nasıl başarırsanız başarın, bu temizliktir. abdest ve gusüldeki temizlik farklıdır, necasetin temizliği farklıdır. portakal suyuyla abdesy alamazsınız ama portakal suyuyla bir necaseti yok etmeyi başarabiliyorsanız, bu temizliktir. hükmî temizlik ise; cünüplük ve abdestsizlik hali gibi, hükmen pis sayılan şeylerin taharetidir. pislik denilince de şeri şerifin pis saydığı şeyleri kast ediyoruz. her kir sayılan şey, bu manada pis veya necis demek değildir. toz, kömür kiri, yağ kiri gibi şeyler bu manada necis veya pis sayılmazlar.
@daisyy.00463 жыл бұрын
Sular: -temizliğin şüphesiz ana maddesi sudur. allah suya verdiği bu hassayı hiçbir maddeye vermemiş. dünya kadar deterjan kullansan da temizliğin efendisi sudur. -fıkıh ilminde de başka alanlarda da sular, birkaç açıdan bakarak değerlendirilmiş ve adlandırılmıştır. bınların fıkıhta yerine göre öenmi vardır. a) tabii özelliğe sahip olup olmama açısından sular: ikiye ayrılırlar. 1) mutlak sular; su deyince aklımıza vişne suyu gelmez. o şeffaf ve normal yapısıyla olan su gelir. yaratılış halini koruyan, içerisine mahiyetini değiştirecek başka maddeler karışmamış sulardır. mutlak suyun üç vasfı ve iki tabiatı vardır. vasıfları; rengi, kokusu ve tadı. tabiatı; inceliği ve akıcılık kabiliyeti. ikisi birbirini tamamlar. civa da akar ama çok yoğundur. 2) mukayyed sular: tabii özellikte olmayan sulara denir. sonradan katılan maddeyle de tabii özellikte olmamasıyla da böyle olabilir. mesela üzümün suyu tabii değildir ama sonradan içerisine bir şey katılmamıştor. mesela gül suyu, portakal suyu, domates suyu vs. vs. b) kaynakları açısından mutlak sular: 1) yağmur suyu 2) kar ve dolu suyu 3) pınar, çeşme suyu 4) dere, nehir suyu 5) kuyu suyu 6) göl suyu 7) deniz suyu c) akıp akmama açısında sular: 1) durgun (akmayan) sular 2) akan sular d) demiz ve temizleyici olup olmama açısında sular: -burada durduk devam edeceğiz. (bintuafife)
@yenihesap38264 жыл бұрын
33:22 kendi yürüyenlerini almaya başladık artık hocam :))
@serifeisik35073 жыл бұрын
Bismillahirrahmanirrahim. Ilmihal dersi 26. Gün ♡ 4 Ekim 2021 / 27 safer 1443 22.07
@hasanartirir-engelmeyer40166 жыл бұрын
Allah razi olsun Hocam. istirhamim ayet numaralarini veya hangi süreye ait oldugunu verirseniz cok memnun olurum. Sealm ve Dua ile.