Рет қаралды 4,917
#breakingbad #bryancranston #aaronpaul #western
Bu bölümde efsane dizi Breaking Bad ve Neo-Western ilişkisini irdeliyoruz.
Hazırlayan Sunan: Orkan Varan
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
evet bugün nasıl tuttu tarzı bir içerik ile daha karşınızdayım. çoğunuz izlemişsinizdir. izlemenyenlere de tavsiye edelim. breaking bad’i anlatacağız bugün. nasıl oldu da olağanüstü bir başarıya ulaştı bunu anlamaya çalışacağım. ve yine kendimce farklı bir perspektiften konuyu irdeleyeceğim. sizleri de bu anlama araştırma serüvenine davet ediyorum. hazırsanız başlayalım.
breaking bad’i 2 kez bitirdim ve ikisinde de büyük keyif aldım. öncelikle işin teknik kısmını bir kenara bırakıp ben neden sevdim onu paylaşmak isterim. hem de kısaca dizimizi bi hatırlayalım. sıradan bir okulun sıradan bir kimya öğretmeni bir anda mafyaya dönüşüyor. arkadaşlar bu yükseliş, yani tırnak içinde yükseliş, gangster türünün en büyük numaralarından biri. mesela mafia diye bir oyun vardı hatırlarsanız. orada sıradan bir taksi şoförü olarak oyuna başlıyorsunuz ve bir anda mafyanın adamı olup para ve prestije ulaşıyorsunuz. evinde bilgisayar başında oturan, onun öncesin bütün hafta işyerinde canı çıkan, okulda zorbalığa uğrayan sıradan insan için bu büyük bi hayal. bilgisayarın size açtığı monitörün penceresinden başka bir aleme geçiş yapıyorsunuz. bu konuyla ilgili de bir sürü simülasyon teorisi var. bunların son örnekleri de black mirror. yani o siyah aynanın dünyasından alternatif bir dünyaya geçiyorsunuz. orada beğeniler güzeller yakışıklılar, zenginler havada uçuşuyor. breaking badin ve birçok filmin dizinin kullandığı tekniklerden biri de buydu. friends bölümünde creator yani yaratıcı yazarın ne demek olduğuna kısaca değinmiştim. breaking bad’in atası annesi babası da vince gilligan. yazarımız scarface’i yani dehlizlerden saraylara yükselen tony montana’nın hikayesinin türevi birşeyler yazmak istemişti. bu bağlamda scarface ve yine dizideki gibi sıradan bir öğretmenin hikayesini anlatan bir kitabı model aldı. kendi söylemleri de bu yönde. televizyonda yapılabilecek şeylerin inanılmaz noktalara varabileceğinin farkındaydı. ve geleneksel televizyonculuğun kalıplarının yıkılabileceğini böylelikle manyak işler yapılabileceğini biliyordu. önünde sopranos gibi six feet under gibi örnekler vardı. sopranos’un bölümünü yaptık biliyorsunuz. vince gilligan da breaking badden önce x-files’ın yapım ekibinde yer almıştı. ve breaking bad başrolleri de yine bu projeden toplamaydı. eğer herkesin seveceği bir antikahraman yaratabilirse buradan büyük yürüyeceğinnin farkındaydı.
ve walter white böylece ortaya çıktı. şimdi işin teknik kısmına da geldik. breaking bad neo-western yani yeni vahşi batı türünün örneklerinden biri olarak gösteriliyor arkadaşlar. antikahramanları ben de çok keyifle izlerim. fakat anti kahraman’ın şöyle arızalı bir tarafı da var. düşünsenize uyuşturucu üreten bir öğretmeni milyonlarca insana sevdirdiler. korkunç bişey ya. bir uyuşturucu tipini dünyaya tanıttılar. bu açıdan eleştirilecek, karşı durulacak bir sürü tarafı var. tabi ben bunu desteklemiyorum, karşıyım. ama şu an konuştuğumuz şey başka birşey. dizideki karakter de günahlarının bedelini ödeyecek elbet. bu konuya da ayrıca birgün değiniriz. çünkü sinemanın böyle büyük bir sistemi bir yapısı var. toplum tarafından hoşgörülmeyen şeyler yapan kişiler, yazarlar yönetmenler tarafından hep cezalandırılır.
peki konudan sapmayalım. antikahraman dedik, neowestern dedik. arkadaşlar western yapısını da kısaca hatırlayalım. bizim vahşi batı olarka bildiğimiz western filmlerde ismiyle müsemma adalet yönünden vahşi bir ortam vardı. beyaz amerikalı kowboy da bu ortamlarda adaleti sağlıyordu. hatta tarantino siyahi kovboyu django ile bu kalıpları ters yüz etmişti. eski filmlerde kovboylar iyi ve kötü ayrımında çoğunlukla iyi tarafı temsil ediyordu. refah getirecek, kanunları uygulayacak veya ortaya koyacak kişiler yine kovboylardı. şimdi, neo western de bu kostümü giyip, bu klasik yapıyı bozarak yeni bir yapı ortayya çıkardı. yine breaking bad üzerinden gidelim. vahşi batı mekanları var mı var. yine adalet, hırs intikam kavramları önde mi önde. ama walter white toplum tarafından dışlanmış bir karakterdi. kovboyların tersine, baş karakterimiz kanun kaçağıydı. ama mevzu yine aynıydı. adaleti sağlamaya çalışıyordu. daha doğrusu kendi adaletini. yıllarca itilen kakılan, ortakları tarafından kazıklanan, gündelik hayatında hor görülen bu öğretmen, sistemi hacklemek istiyordu. mesela bir başka neo western, brokeback mountain, toplum tarafından dışlanan kovboy karakterleri izliyorduk. aynı walter white gibi kendilerini suçlu hissediyorlardı. kovboylar gibi kendilerinden emin ve suçla ilişkisi olmayan tipler değillerdi. her iki türde de soğuk kanlı katiller vardı. çöllerin derinliklerinde kanunsuzluk kol geziyordu. ve ikisi de kovboy filmleri gibi olmayan bir tarih peşinde değildi. günümüzde geçiyorlardı.