Рет қаралды 38,561
“Kendine yol bulan, sonbaharın nefesini teninde hisseder,
Savurur içindeki hüznü, dallarından düşen bir yaprak misali.”
●
Her eylül, biraz daha hissederiz eksildiğimizi. Günün bitimiyle serinliğin sardığı sokaklarda, taşların üzerinde oturur, düşlerimizin yankısını dinleriz. Gölgesindeyizdir hatıraların, ama çok sürmez bu ziyaret. Bu dünyada hiçbir şey kadar kalıcı değildir. Nihayetinde herkes gider ve biz yine kendimizle baş başa kalırız. Ellerimiz, yapraklar gibi dökülen anılarımızı toplar, yüzümüze süreriz. Serin bir rüzgar esip de başımızı yastığa koyduğumuzda, sabaha ancak gecenin karanlığını takip ederek ulaşabileceğiz...
-'Evvel refîk ba'del-tarîk' derdi eskiler.
Yani önce yoldaş, sonra yol. Nereye gittiğinden çok, kiminle gittiğin; nereye gittiğinden çok neye gittiğin önemlidir çünkü.
Yoldaşın varsa, yol yorsa da güzeldir.
Şair: Cemal Süreya? (Bazı kaynaklarda şair anonim olarak geçmektedir)
Yorum: Furkan Özdemir
Müzik: Yaprak Dökümü
/ hisseyab