Cenneti Ateşe Verip Cehennemi Söndüreceğim.... | Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî 16. Bölüm

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve daha fazlasını izlemek için hemen #tabii’ye üye ol! 👉 www.tabii.com
13. yüzyılda; Selçuklu devletinin başkenti Konya’da “Yetmiş iki milletin sırrını bizden dinleyin’” diyen bir büyük İslam alimi, tasavvuf büyüğü ve şair Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin yaşadığı dönemi anlatıyor bu dizi. 750 yıl önce yaşamış olan bir tasavvuf ehlinin bugün hala dilden düşmeyen mısraları, deyişleri, ölümsüz eseri Mesnevi’yi yazdığı dönem ve o dönemin çalkantılı siyasi, toplumsal olayları anlatılıyor.
Asırlar geçse de insanlığın özlemini çektiği hak ve hakikat arayışı, bu arayışın sonunda ulaşılan derin tasavvuf bilgeliği ve özde insanın kendine yolculuğu destansı bir görsel şölenle ekrana yansıtılıyor. Kadrosunda Bülent İnal , Kaan Yıldırım , Ahu Türkpençe, Mehmet Ali Nuroğlu, Mert Turak, Devrim Özkan, Nilay Deniz, Levent Can, Burak Can , Yusuf Çim, Baki Davrak, Burç Kümbetlioğlu, Ushan Çakır, Mert Karabulut, Gizem Aydın, Can Nergis, Turgay Aydın, Haluk Piyes gibi önemli oyuncular yer alıyor.
Yapım: Kale Fi̇lm Aş.
Yapımcı: Keri̇m Ayyildiz
Yönetmen: Can Ulkay
Senarist: Ali̇ Aydin
Tür: Dönem, Manevi̇
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve daha fazlası tabii’de 💚
tabii Sosyal Medya Hesapları:
tabii Resmi Facebook Sayfası: / tabiiresmi
tabii Resmi Twitter Sayfası: / tabiiresmi
tabii Resmi Instagram Sayfası: / tabii
tabii Resmi KZbin Kanalı: / @tabii.resmi
tabii Resmi Tiktok Sayfası: / tabii
#Mevlana #tabii

[@incekaramavielmas]

Paylaştığınız için teşekkürler. ❤Hz Rabia... ❤❤❤❤❤

[@sadiqkhushk7039]

Beautiful and nice series' ❤

[@user-xj4uu9cm1v]

Harika muhteşem çok beğeniyorum ❤

[@cashklac2776]

Manayı anladınmı sır sende saklı kalır yada âyan olur

[@muratatasoy1985]

Hedef sensin ne demiş Niyazi baba o sende iken sen onu gayrıda arama ya HU

[@munawarazeemi7463]

what about the third season of this drama?

[@omerylmaz958]

çok ağır manalar var çok güzel

[@KoreceDersCom]

❤

[@orhankara4761]

3. Sezon ne zaman

[@sebepsizce.-cw5zp]

Yeni bölüm İki haftadır yayınlan miyor neden bilen varmi

[@Nazliiaytekin]

Ben kendi televizyonumdan izleyemiyorum.. Bu haksızlık

[@snnlsmr7]

Özelden yaz link atayim abla

[@Nazliiaytekin]

@@snnlsmr7 tamam. Nasıl yapayım? Telefon numaramı mı yazayım

[@Nazliiaytekin]

@@snnlsmr7 teknoloji ile aram o kadar kötü ki😒

[@Nazliiaytekin]

@@snnlsmr7 bende izlemek istiyorum

[@snnlsmr7]

@@Nazliiaytekin Yardım edebildiğim kadarıyla artık 😬

[@unalcar5716]

Esselamüaleyküm, yahu bu diziyi kim senaryoları ise bir güzel falakaya yatıracaksın, İslam bu mudur canlar, aşk, ta böyle paldır, küldür karakucak mı anlatılır, bre sopalık lar, utanın böyle tebliğ mi edilir, bu dini mübin, bir kerre, ümmeti dediği bu müminler, den kaçı aşık olur, da sen Allah 'ın(c.c) yarattığı bir alemi vede zalim ler için yarattığı bir alemi, güya aşık, mışsın, pöh, bre sopalık, sen kimsin ki, bu tip laflar aşıkta olsan seni aşar, velev ki cenneti istemedin, kendinide nefsin mardiyye makamına aldın, ki senin almanlar olmaz, yani varlığın yoksa, talep etme hakkını nereden buluyorsun, ve ayettlerle sabit, cennetide dolduracağım, cehennemide derken, ne biliyorsun ki insanların niyetinden sana ne be hatun, Peygamber Aleyhisselam, " be insanların içine gelmedim, dışına geldim derken, vede en büyük cihad nefs, le yapılan Ken, bre kadın, sen anandan aşık mı doğdun ki, zırvalıyorsun, hiç günah işlemeseniz, günah işleyen toplum yaratırım, derken, sen kimsin ya, kalp para gibi insan mı istiyorsun, insan bu dünyada neden vardır, İslam ve Asv, efendimiz ehli sünnet vel cemaat, yolu yani sıratı müstakim anlatıyorken, aşık, mış pöh, bir kadın mıdır, bu dinin peygamberi, Ahlak-i Muhammedi bu ümmetin yoludur, Mevlana ve Şems bu değildir, onlar onlar İslamı anlatan birer Ahlak-i Muhammedi yorumcularıdır, insanı, gat eflaha men tezakka, ayetinde mutlak felah buldu tezekki eden, yani arınan, diyen, ( Ala suresi) arınmanın yol gösteren Allah dostlarıdır, Ha yola giren, e selam olsun, ki bu yol, sırati müstakim, dir, yani İslam, dır, dizide buna uygun olmalı idi, bakınız Mahmut Hüdayi, yi izleyin, olay bu, inşaallah, Mevlana yı birde, Emre Konuk ve Mehmet Bozdağ yapsın, da, Gerçek anlamı ile bir dizi görsün.., selam ve dua ile..,

[@osmaneren636]

Bediüzzaman hazretleri demiş ki; "Mecaz ilmin elinden cehlin eline geçince hakikat telakki edilir." Seninki de o hesap. Var git önce mânâ dilini öğren sonra ahkam kes. Mânâ dilini öğrenmeden de sakın Mesnevi Şerif'i yada diğer velilerin tasavvufi eserlerini eline alma, mazallah yoldan çıkarsın.

[@tijentunali9897]

Mevlevi'yi okumanizi tavsiye ederim.

[@unalcar5716]

Ve aleykümüsselam, Mevlevi yi, de, okuruz, Fihi mafih, ide, Mevlana, nın tüm eserlerini, büyük bir hazla okuruz, feyz bereket, ince dokunuşlar, hepsi akaide (ehli sünnetin tabii) uyduğu, ki, Abdükbaki Gölpınarlı, üstadın,baya vakfetmiş, güzel eserleri mevcut, tur. Demem şuki, bir aşık, dendiği zaman ne anlaşılır, yakarım, Yok ederim, mahvederim, gibi, İslam i sevgi, yi özümsemeden, yani Yaratan ın (c.c) yarattığı herbir şeyi, istikamete, engel, gibi görüp, ( sen aşıksan, her kesi kendinden üstün göreceksin, hatırına seveceksin, sevgin yoksa zaten sen aşık olamazsın, aşık olan, da, mahviyyetin tavan yapar, da bu işler öyle kolaycacıkta olmaz, hamdım, pişdim, yandım, dediği gibi, bir ihda süresi vardır, şafaktan enfüse, çokluk tan Tekliğe geçişler, ne imtihanlar vardır, boyacı küpümüdür ki, aşık olmak, damdan düşer gibi aşık mı olunurmuş, nefsini tezkiye etmeden, hiçkimse, yol alamaz, sevdan olmazsa, Ahlaki Muhammed, iye (asv) , sen aşık olamazsın, kendini kandırırsın, Allah (c.c), kul, çizgisini çok iyi özümsemen gerekir selam ve dua ile..,

[@yusufaydinay9854]

Cennetimi yakacağım, cehennemini söndüreceğim lafını çok yanlış anlıyorsunuz. Bakın en mühim ibadetlerden birini ele alalım. Namaz misâl. Bir çoğu namazı Allah'tan korktuğu için kılar. Bir çoğu da sevap kazanmak için kılar. Mesela Mehmet Akif Ersoy'un bir sözü vardır. "Güvenme insanların samimiyetine, Menfaat için gelirler vecde, Cenneti vaad etmeseydi Allah, Ona bile etmezlerdi secde". Siz zahire bakıyorsunuz. Zahire bakana kötü yapıyorsun denmez. Doğrusunu yapıyorsunuz. Zira kul zahirden sorumludur. Ama tasavvuf'un ileri düzeyi yani keşf, seyir ve hal yollarında zahir geçersiz kılınır. Burada akıl da geçersizdir. Burada gönül ile idrak ediliyor bazı şeyler. Hatta mesela Mevlana'ya verilen bu ilim ona farzdır. Sana farz değildir. Çünkü o ilim onun şahsına münhasırdır İyi de sen o mevkiide makamda değilsin ki? O yüzden mevlananın kitaplarını istediğin kadar oku. Belki anlayacaksın ama idrak edemeyeceksin... Çünkü sende o hâl yoktur. İdrak derken neyden bahsediyoruz? Şimdi eline bir bardak suyu al ve yere dök. Sana ne oldu burada deseler:Suyu elimden yere doğru döktüm dersin. Bunu anladın ve bildin ama idrak edemedin. Şimdi o suyu bir fizikçiye ver. O fizikçi sana o suyun yere nasıl döküldüğünü tüm ilmiyle anlatır. Tek tek anlatır. Çünkü idrak etmiştir. Orada onun için bitmiştir. Sen idrak edemedin. Çünkü o fizikçinin ilmine sahip değilsin. O yüzden bunu bildiğin için bundan mesul de değilsin. Bu sana farz mı? Sen de belki marangozcu olacaksın. Sen de o ilimden sorumlusun. Mevlana'ya verilen ilimden sen sorumlu değilsin. Ha... müslüman ilim öğrenmek zorunda mı? 54 farzdan birine göre evet. Ama bu başka bir şey. Sana bunu kimse anlatamaz. Misâl Yunus Emre: "Bir ben var benden içeri" dedi. Şimdi sana bu nedir desek? Belki bir şeyler karalarsın. Ama Yunus Emre der ki: Nitekim ben beni bildim Yakın bil ki Hakkı buldum Korkum onu buluncaydı Şimdi korkudan kurtuldum. Şimdi Yunus Emre'nin şiirini okursun ama idrak edemezsin.Şimdi kalkıp Yunus Emre'ye "Allah'tan korkmuyor" diyebilir misin? Çünkü sen Yunus Emre değilsin. Misâl Halaccı Mansur, ne dedi de idam edildi? "Enel HAK!" dedi. Bu ne demek ! Haşâ "Ben hakkım" demek değil mi? Şimdi zahire göre onun idamı farzdır. Çünkü kendini hak ilân ediyor. Şirk koşuyor. Halaccı Mansur'un idamı doğruydu. Ama onu idam edenlere kızmadı. Çünkü idam edilmesi gerektiğini biliyordu. Çünkü söylediği şeriata göre ŞİRKTİR. Ama onun halindeki kişiye sor bir de şirk mi değil mi? Halacı Mansur orada kendisine hakkın tecelli ettiğini söylemeye çalışıyor. O var ki ben oldum. O istedi ben var oldum. Ondan oldum. O vakit ben ordan geldim. Tekim ama bu teklik senin anladığın teklik değil. Aynı tozun ürünü olmaktır. Lakin ondan oldun diye o olmadın. Ondaki ilim sende olamaz. Aksi takdirde Şeyh Maşuki'nin düştüğü tuzağa düşersin. Sen ondansın ama o değilsin. Bunu bak saana kelimeler ile bile düzgün anlatamıyorum. Çünkü ben bunu idrak edemem. O hal de değilim. Mesela İbn-i Arabi'nin şirrine bak: Kimsin sen? Şüphesiz; sen, sen değilsin. Sen osun. Ama sen, sen olarak değil. O, bir giriş şekli ile sana dahil değildir. Ama, bir çıkış şekli ile de, senden hariç değildir. Keza; sen de onun haricinde değilsin. Bu anlattığım mana ile, senin mevcud olduğunu kasdetmiyorum. Keza sıfatını da. Şunu anlatmak istiyorum: Sen hiç bir zaman var olmadın. Olman da mümkün değil. Her şeyi bir yana at. Hiç bir şeyle olma. Hatta sen, sen olma. Hele nefsinle hiç olma. Onunla, yani, hakla da olma. Hatta, onda da olma. Onunla birlikte de olma. Fakat, şunu da unutma ki, Sen, ne bir fanisin; ne de bir mevcud. Sen osun; o da sen Hadi bana bunu idrak ettiğini söyle? Burada bin kişi anladığını yazsa, bin tanesinin bini bin şekilde söyler sana. İdrak edemezsin. Sen o değilsin. Halacı Mansur şirk koşmadı ama onu idam edenlerde yanlış bir karar vermedi. Halacı Mansur "Enel hak" dediği anda sekir halindeydi. Ona dedirttirildi. Sekir halinden ayıldığında, yanındaki talebeler efendim böyle bir şey dediniz dediğinde o: "Bir daha dersem kellemi kesin" dedi. Çünkü o da biliyordu ki bu şeriatta şirktir. Ama hakikatte dediğini idrak edemezsin. Lakin o ilim ona aittir. Sen bundan mesul değilsin. Ha sahip olamaz mısın buna benzer ilme? Olursun ama şartları vardır. . Yüce Allah buyurur ki: "Ben malı mülkü rızkı dilediğime veririm, dilediğiminkini daraltırım, dilediğiminkini genişletirim. İlmi dileyene veririm." Lakin bu dilemek "Allah'ım ben de böyle olmak istiyorum" dercesine değil. Sıddık olman lazım. Mücadele etmen lazım. Tasavvuf bu yollardan biridir işte. Bunu sen idrak edemiyorsun. Bu yüzden şeriata göre konuşuyorsun. Bak senin de söylediğin yanlış değil. Doğrudur. Eğer ki Halacı Mansur'un idamına karar vermeselerdi, o öldüğünde onun dediğini söyleyecek şartlatanlara karşı savunmasız kalacaklardı. Onları idam etmeye kalkıştıklarında " Halacı mansur'da böyle demişti ama onu idam etmediniz" diyeceklerdi. İşte o zaman nizam bozulur. Adalet ortadan kalkar. HaLacı Mansur bu yolda sınandı ve kelleyi verdi. Allah rahmet eylesin. İşte tüm bunlara binaen cennetini yakmak ve cehennemini söndürmek konusunu sen idrak edemezsin. BU dizinin senaristi de idrak edemez. O rolü oynayan oyuncu da idrak edemez. O hal ile hallenmediniz çünkü. Ama zahire göre cennetimi yakarım demek çok iddaalı ve yanlış bir cümle. Yani sorun şu. Senin dediğinde de hiçbir sorun yok. Lakin işte sen o ilme sahip değilsin. Sen bundan mesul değilsin. Namaz konsuna geri dönelim. Biri namazını cennete girmek için kılar , diğeri cehenneme gitmemek için korkudan kalır. Ama biri var ki: Sadece rabbinin huzuruna çıkmak için yanıp tutuşarak kılar. İşte o adam Huşû ile kılar. Sen ben kılamayız öyle. Çünkü o halde değiliz. Bununla iligli misâl Merhum Turgut Özal'ın anlattığı bir hikaye vardır. Cumhurbaşkanıyken sorarlar merhum Özal’a: Şeriat nedir, tarikat nedir, hakikat nedir? - Ya hu, beni mi buldunuz bunu soracak?.. Madem sordunuz, öyleyse şöyle bir örnekle açıklayayım, der: Beyazıt caminin şadırvanında yan yana oturmuş abdest alan üç adam düşünün… Ve bahçeye aniden giren ızbandut gibi bir zorba, çok güçlü, eli kolu kuvvetli bir adam, keyfi olarak üçüne de (enselerine) sert birer tokat attı… Birinci kişi, tokadı yiyince abdeste ara verip kalktı, hayırlısıyla yediği tokat şiddetinde bir tokatla cevap verdi. Bu Şeriattır. Hakkını istedi ve aldı. İkincisi, tokadı yiyince şöyle bir tebessümle dönüp baktı. Bakmasındaki maksat şu: Cenab-ı Hak bana bir tokat göndermiş. Acaba postacı kim? Getiren kim? Merak etti, ona baktı. Bu tarikattır. Üçüncüsü, dönüp bakmadı bile: Kiminle gönderirse gönderir. O’nun bileceği iştir, dedi. Bu da hakikattir. Soran kişinin yüzündeki tereddütün gitmediği gören Özal, bak der, başka bir açıdan izah edeyim: Şeriatta bu senindir bu benimdir… Tarikatta hem senindir hem benim… Hakikatte ne senindir ne benim... ---- Yani diyeceğim son olarak şudur.Sen şeriatta takılı kalmışsın. Kötü mü değil tabiiki. Ama işte daha fazlasını isteyen müminler de var. O yüzden "İDRAK EDEMİYORSUN". Ben de edemem. Buradaki kimse edemez. Dünyadaki kimse de edemez. Çünkü idrak eden, benlikten geçmiştir. O, kimse değildir. Aşıklar der ki: Ölen hayvandır. Aşık olan ölmez. Bu lafta çok büyük ders vardır.

[@unalcar5716]

Esselamüaleyküm, hayırlı bayramlar sevgili canlar cümlenize merhabalar, sevgili mümin kardeşim, tenezzül buyurmuştur bu fakirin yorumunu okumuş sun, teşekkür ederim, bu meseleler, bir çorba değildir, İslam insanlığa, elest, te verdiği and, la, yüzleştiği, ve Allah 'ın (c.c), kader dediğimiz muhteşem bir ilahi takdirin, biz insan olarak, koskaca evrende, ve esmasını sergilediği ve anlayana sessiz söz olarak konuştuğu bir alemde, ( herkes kazancına bağlı bir rehin dir, müddessir:38,ayeti ile bu mekanda bulunuyorsun.) İslam, bir din olmanın yanında, subhan olan, Yaratıcı mızın kendisini, tanıt beni kullarıms, diye, sevgili Habibi ni (asv) lütfen ve tenezzülen kısa bir zaman aralığında gönderdiği, felah, a kavuşturduğu, bir insanlık yoludur, Kur'an buna, sırati müstakim, der, tariki mustakim demez, şimdi, tevhid ve kelimeyi şehadet ki ( neyi şehadet, neye şahidsin, Allah 'tan (c.c) başka bir ilah olmadığına, şahidliğin tüm mesuliyetiyle şahidlik yapıyorsun, görmedin ki neyin şahidliği, sen kimsin hitabı kul, u perişan eder, ve eşhedü enne Muhammed' en abd, uhu veresuluhu, gelir seni bu perişanlıktan biiznillah kurtarır yarabbi, sevgili Habibin var onun hatırına Alemleri yarattın, bizleri de, o, nun sırrından maya kattın, ben bir noktayım, bir hiç, im, o bir yol çizdi rahmetin ile sıratı müstakim dedin, Ahlak-i Muhammedi yolu, ben bir işte o çizgi hesabına varım bir nokta olarak, ( yoksa, ben yok enim, boyum, yüksekliği var dersem, gerçekte, y o k, umdur. Esfele safilin, kardeş, talib olana, dert edinene bu Cihad yolu kapalı değildir, gücün, dermanın, azmin, ihlasın, sıdkın, nereye kadar gitmek istiyorsan git, bu gidiş hiç kimseye kapalı değildir, yeterli sen çuvalı içeriden kapatma, birde, namazla ilgili yazında vede akıl, ile ilgili, bazı tesbit lerinde, birde sanki, İslam ayrı, şeriat ayrı, tarikat ayrı, tasavvuf ayrı, aşık, özel, o o makamda onu dedi, ona göre tamam, sana göre, değil gibi tesbit lerin var, bu ifadeler her ne kadar, okunan bu babta yazılı kitablarımızda, vede menkibe gibi gelmiş, zevatların, ifadelerine geçsede, olay anlayana gizli değil, yol açık ve net, kim nerede duracak, ne konuşacak ne anlaşılacak hepsi net, İslam da, herşey belli, yol, da, o yolun önderide, bunu sallamaya, pullamaya gerek yok, Ben dininizi tamamladım diyor, bitti, (ne tasavvuf, u, ne tarikat, ı,) Yol, sıratı müstakim, bitti, önderin, Peygamber, in (asv), bitti, ne yapacaksan, nereye gideceksen, ne olmak istiyorsan, vede nerede kalmak yada gitmek istiyorsan buyur git, tutan yok, bu savaş, senin nefs, in ile olan kişisel savaşındır, önce bir kendini tanı, ben kimim de, kardeş, hicri 1400 küsür sene geçmiş, bu topraklarda, Bu yolu dert edinen nice büyük lerimi gelmiş, hep ümmeti Muhammed, in evlatlarına, hemde insanlığa hep bu İslamı yorumlamış, bir asr-ı saadet tarzını sofra olarak sunmuş lar, hep manevi olarak Peygamber yolunu izinle, kimi, aşk, yolunu, kimi, ibadet, kimi sevgi, kimi insanlık, kimi, zikr, in çeşidini bu sıratı müstakim e götürmek için kullanmış, insanı, iyi insan yapmak için, hiçbiri şeriat tan taviz asla vermemiş, kademe kademe, ilkokul, orta okul, lise, üniversite, lisans, doktora, gidiyor, nefs, in küfür perdeleri inceldikce imanı da yakin olmaya başlamış, inceldikce, emmare den, levvameye, mütmainneye, mülhimeye, radiyyeye, mardiyyeye, safiyeye , yani nefs, inde ben, e ait hiçbirşey kalmayınca işte Aşık olmak bu, burada Allah (c.c) bu saf olan, ayine olan gönle tecelli edince, o halla ı Mansur, un dediği, olay bu, ama aşık dedin, yakarım, yok, kaldırırım, lafı, ben, i ifade eder, hala elimden gelse, der, aşıksın, sen yoksun ki neyi talep ediyorsun, Peygamber (asv) efendimiz dememiş böyle bir söz, sen kimsin, derler adama, bu aşık, ın halt yemesidir, birde akıl, ı bu kadar basit görme, o bu yolun feneridir, o varsa haya edeb olur, iman da bu ikisi olursa olur, sohbet bitmez kardeş, kusurumuza bakmayasın, ben sohbet aşığıyım, kal sağlıcakla, kendine iyi bak selam ve dua ile..,