Allah Teala sizden ebeden razı olsun hocam Amin 🤲🏻
@ayyuzlukoncuy930819 күн бұрын
İlminize yüreğinize sağlık hocam muhteşem feiz veren muazzam sohbet ilminiz daim olsun inşallah🌹🌹🌹🤲🤲🤲
@Nefsz17 күн бұрын
🙂
@KazımPınar-u7c17 күн бұрын
Ne ilmi ya karı kız anlatıyor ya
@ayyuzlukoncuy930817 күн бұрын
@@KazımPınar-u7c sohbetin içereiği kadınlar bundan ötürü hanımlardan bahsediyor hocamız 😀
@SOLOTÜRK343415 күн бұрын
@@KazımPınar-u7c ADAM AYET ANLATIYOR PUTÇU SEN NE ANLATIYORSUN
@engincakar03619 күн бұрын
ALLÂHÜMME SALLİ ALÂ SEYYİDİNA MUHAMMED ❤
@guluzarkaran77519 күн бұрын
Hocam ben de çay🫖içip seni izliyorum ⚘️Rabbım tesirini artırsın inşallah 🤲⚘️
@konulmehtieva746518 күн бұрын
Allah razi olsun sizden hocam ne gozel anlatdiniz bir anliq ozumu cennetde hiss eledim, Allah razi olsun , ❤Cok keyfli sizi dinlemek kocmla beraber hep izliyoruz sizi,,,,,Bir daha Allah razi olsun sizden hocam,,,,Sayqilar
@gulsumates689419 күн бұрын
Allah razı olsun hem dünya da hem de ahirette sizden ve ailenizden Rabbim razı olsun hocam 🤲
@BeyhanOruc-rh1tt19 күн бұрын
LA HAVLE VELA KUVVETE ILLA BILLAHIL ALEYYÜL AZIM
@wonde11114 күн бұрын
10:02
@handanserhanoglu704419 күн бұрын
AllAH Sizden Razi Olsun Bizlerdende Amin
@serdarozen571318 күн бұрын
Allah sağlık versin bizi sohbetlerden istifade etmeyi nasip etsin inşallah sağol hocam
@ZaurHesenzade200219 күн бұрын
Allah razı olsun🤲❤️
@selamibilir55819 күн бұрын
Allah razı olsun hocam hayırlı akşamlar dilerim
@haticel317719 күн бұрын
Allah razı olsun hocam 🤲 RABBİM sayılarınızı artırsın AMİİİNN 🤲
@sevil912218 күн бұрын
Ayy ağzınıza sağlık hocam Allah razı olsun Ne güzel sohbet idi Allah'a emanet olunuz
@SOLOTÜRK343419 күн бұрын
27. O “ashâb-ı yemîn” ki, ne uğurlu ne mutlu insanlardır o “ashâb-ı yemin!” 28. Onlar dikensiz, dalbastı kirazlar, 29. Dolgun salkımlı muzlar, 30. Uzayıp yayılmış gölgeler, 31. Çağlayarak akan sular, 32. Bol bol meyveler arasında yaşarlar. 33. Ki o nimetler ne eksilip tükenir, ne de onlardan esirgenir. 34. Kabartılmış yüksek döşekler üzerine eşleriyle birlikte yaslanırlar. 35. Şüphesiz biz cennet kadınlarını yepyeni bir yaratılışla yarattık. 36. Onları dâimî bâkireler kıldık. 37. Eşlerine karşı sevgi dolu, âşık ve hep aynı yaşta. 38. Bütün bunlar, “ashâb-ı yemîn” içindir. 39. Onların birçoğu öncekilerdendir; 40. Birçoğu da sonrakilerden! Ashâb-ı yemîn denilen uğurlu, bahtlı mü’minlere verilecek nimetler de şöyle sıralanır: ❂ اَلسِّدْرُ (sidr), Arabistan kirazı, مَخْضُودٌ (mahdûd), dikenleri silinmiş, düzeltilmiş veya meyvesinin çokluğundan dolayı dalları basıp eğilmiş demektir. Buna göre cennetliklere hem dikenleri silinmiş, hem de dalları kirazlarla aşağıya eğilmiş Arabistan kirazı ikram edilecektir. Bunun yanında baştan aşağı meyve istifli muzlar vardır. ❂ Uzanmış, yayılmış, güneşin ortadan kaldıramadığı gölgeler; yüksekten durmadan dökülen akarsular, çağlayanlar; hiçbir zaman kesilmeyen, tükenmeyen, almak isteyenlere engel olunmayan, hiçbir şekilde yenmesi yasaklanmayan her türlüsünden bol bol meyveler. ❂ Eşlerine çok düşkün, aşk ve muhabbetle bağlı, hoşgörülü, iyi huylu, hep bir yaşta bâkire cennet hanımları. Burada bahsedilen hanımlar, iman ve sâlih amelleri dolayısıyla cenneti hak etmiş kadınlardır. Bu kadınlar, dünyada ne kadar yaşlanmış olursa olsunlar Allah onları gençleştirecek; cennete genç, güzel ve bâkire olarak gireceklerdir. Eğer kocaları cenneti hak etmiş mü’minler ise cennette onlarla birlikte olacaklardır. Şayet mü’min değillerse, bu mü’mine kadınları cenneti hak etmiş başka mü’min erkeklerle evlendirecektir. Nitekim Ümmü Seleme (r.a.) bu kadınların kim olduğunu sorunca Resûlullah (s.a.s.): “Bunlar dünya hayatında oldukça yaşlı, saçları ağarmış, gözleri aydınlıkta bile iyi seçemeyen, gözleri çapaklı kadınlardır. Allah Teâlâ yaşlı hallerinden sonra onları olgunlukları itibariyle aynı zamanda doğmuş ve birbirlerine yaşıt kadınlar olarak yaratacaktır” buyurmuştur. (Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, VI, 119) Ashâb-ı şimâle gelince:
@ayseeegckusu483419 күн бұрын
Hocam nasıl geçti zaman anlamadık sohbetlerinizden hiç sıkılmıyorum Allah razı olsun
@MustafaHn_462719 күн бұрын
Cenab-ı Allah sizlerden razı olsun inşallah...
@aplesor705819 күн бұрын
ALLAHU EKBER
@akturkfutboltr955719 күн бұрын
Allah senden razı olsun hocam 🤲🥀
@eminekucukaltay73888 күн бұрын
Bir kadın olarak çok heyecanlandım rabbim bizleride cennet ehli eylesin amin inşallah
@nurtenhrnden369019 күн бұрын
Amin hocam inşallah
@fatihdag19 күн бұрын
Hocam sevgiler saygılar denizli'den selam 🇹🇷🇹🇷🇹🇷😎
@belginbozkurt327018 күн бұрын
Hocam hergün ve gece izliyoruz sizi
@Fira-dw2ib19 күн бұрын
HasbunaAllahu ve nimel Vekil❤
@fatihdag19 күн бұрын
Hocam iyi akşamlar diliyorum 🇹🇷🇹🇷🇹🇷😎
@SelmaKocoglu-st1cy18 күн бұрын
Allah'ım kalbimde ruhumda iki dünyamda seni n aşkın olsun Sana gerçek manada kul Hazreti Muhammed Mustafa sallallâhu aleyhi vesellem efendi me ümmet olmayı nasip eyle❤ yavrularımızla cennetine nasip eyle âmin inşallah kerem hocam Allâh razı olsun inşallah sizden ne dileğiniz varsa kabul olsun
@kemalcelik437519 күн бұрын
Rabbim sayınızı arttırsın.amin😊❤
@MEKANSERDAROV19 күн бұрын
ALLAH razi olsun hocam sizden ❤🤲🏻
@KaderGenç-l4k17 күн бұрын
Rabbim razi olsun hocam dinlemeye doyamadim
@aysedamlaardasimsekler50519 күн бұрын
Allah razı olsun hocam
@SOLOTÜRK343419 күн бұрын
Vâkıa Sûresi Tefsiri (Ömer Çelik) 1. O kaçınılmaz ve önlenemez kıyâmet koptuğu zaman; اَلْوَاقِعَةُ (vâkıa), meydana gelmesi kaçınılmaz olan hâdise, olay demek olup, kıyâmetin isimlerinden biridir. Onun yakın zamanda mutlaka kopacağını belirtir. Belki kopmadan önce onu yalanlayanlar olabilir. Fakat vuku bulduktan sonra artık hiç kimsenin onu yalanlama imkânı kalmayacaktır. Kıyâmetin iki önemli vasfı vardır: Alçaltıcı ve yükseltici olması. Buna göre: ❂ Kıyâmet kâinatın düzenini bozacak, dünyanın altını üstüne getirecek, yüksek dağları yerle bir edecek, alçak yerleri yükseltecektir. Nitekim 4-6. âyetler bu mânayı teyid etmektedir. ❂ Kıyâmetin bu vasfı insanlar için de geçerlidir. Çünkü o, inkârcıları cehennemin aşağı derekelerine düşürecek, müminleri ise cennetin yukarı derecelerine yükseltecektir. Yine bu müthiş olay, dünyada büyüklenen nice insanları, toplumları alçaltacak, rezil rüsvâ edecek; horlanan veya tevazu gösteren nicelerini de yüceltecektir. Kıyâmet günü insanlar üç zümreye ayrılır: 2. Artık onun kopmasını yalanlayabilecek hiçbir kimse kalmayacaktır. 3. O, kimini alçaltır, kimini yüceltir. 4. Yer şiddetli bir sarsılışla sarsıldığı, 5. Dağlar parçalanıp darmadağın edildiği, 6. Uçuşan toz zerreleri hâline geldiği zaman… اَلْوَاقِعَةُ (vâkıa), meydana gelmesi kaçınılmaz olan hâdise, olay demek olup, kıyâmetin isimlerinden biridir. Onun yakın zamanda mutlaka kopacağını belirtir. Belki kopmadan önce onu yalanlayanlar olabilir. Fakat vuku bulduktan sonra artık hiç kimsenin onu yalanlama imkânı kalmayacaktır. Kıyâmetin iki önemli vasfı vardır: Alçaltıcı ve yükseltici olması. Buna göre: ❂ Kıyâmet kâinatın düzenini bozacak, dünyanın altını üstüne getirecek, yüksek dağları yerle bir edecek, alçak yerleri yükseltecektir. Nitekim 4-6. âyetler bu mânayı teyid etmektedir. ❂ Kıyâmetin bu vasfı insanlar için de geçerlidir. Çünkü o, inkârcıları cehennemin aşağı derekelerine düşürecek, müminleri ise cennetin yukarı derecelerine yükseltecektir. Yine bu müthiş olay, dünyada büyüklenen nice insanları, toplumları alçaltacak, rezil rüsvâ edecek; horlanan veya tevazu gösteren nicelerini de yüceltecektir. Kıyâmet günü insanlar üç zümreye ayrılır: 7. Sizler de üç zümreye ayrılırsınız: 8. O “ashâb-ı meymene” ki, ne uğurlu ne mutlu insanlardır o “ashâb-ı meymene!” 9. O “ashâb-ı meş’eme” ki, ne uğursuz ne bedbaht kimselerdir o “ashâb-ı meş’eme!” 10. Üçüncü zümre “sâbikûn”; dünyada hayırlı işlerde öne geçenlerdir ki, onlar âhirette mükâfatda da öne geçeceklerdir. Mahşer günü insanlar şu üç zümreye ayrılacaklardır: Birincisi; ashâb-ı meymene: اَلْمَيْمَنَةُ (meymene); sağ kol, sağ taraf yahut meymenet, uğur ve bereket mânalarına gelir. Sağ taraf, meclislerde daha ziyâde saygı ve hürmet mevkii olduğu için, “ashâb-ı meymene” hürmet makamında bulunan yüksek şeref sahipleri demektir. Bu gibi kimseler hayırlı ve faydalı kimseler olmaları sebebiyle “meymenetli” diye de nitelendirilir. Bu zümreden sûrenin 27, 38, 90, 91. âyetlerinde “ashâb-ı yemîn” olarak bahsedilir. Bunlar uğurlu, bahtlı ve iyi kimseler olup, mahşer günü amel defterleri kendilerine sağ taraftan verilecektir. İkincisi; ashâb-ı meş’eme: اَلْمَشْـَٔمَةُ (meş’eme); sol kol, sol taraf yahut meymenetin zıddı olarak şeâmet, uğursuzluk, bereketsizlik demektir. Buna göre “ashâb-ı meş’eme” de sol tarafta, alçak yerde bulunan değersiz yahut hem kendilerine hem de yakınlarına uğursuzluğu dokunan kimselerdir. Her iki mânaya da işaret edilmek üzere bu vasıfları iki kez tekrar edilmiştir. Bunlardan sûrenin 41. âyetinde “ashâb-ı şimâl”, 51 ve 92. âyetlerde “yoldan çıkmış yalancılar, inkârcılar” olarak bahsedilir. Bunlar uğursuz, bedbaht ve kötü kimseler olup, mahşer günü amel defterleri sol taraflarından verilecektir. Üçüncüsü; اَلسَّابِقُونَ (sâbikûn): Yarışı kazanıp ileri geçenler, öncüler, önde olanlar demektir. Bunlar Allah Teâlâ’ya kullukta, iman ve itaatte, sâlih amellerde ve hayır yarışlarında en öne geçenlerdir. Peygamberler, Habib-i Neccâr, Hz. Mûsâ’ya iman eden sihirbazlar, Ashâb-ı Kehf, muhacir ve ensardan sâbikûn-ı evvelin bu zümreye misal teşkil eder. Şu âyet-i kerîmede bu üç zümre hülâsa edilir: “Sonra o kitaba kullarımızdan seçtiklerimizi mirasçı yaptık. Onlardan kimi vardır, kendi kendine zulmeder. Kimi vardır, dengelidir, orta yolu tutar. Kimi de vardır, Allah’ın izniyle her türlü hayırlı işlerde önde koşar. İşte en büyük lutuf budur.” (Fâtır 35/32) Günah işleyip nefsine zulmedenler “ashâb-ı meş’eme”, muktesit olarak vasıflandırılan orta yolu tutmuş itidal sahibi mü’minler “ashâb-ı meymene”, Allah’ın izniyle hayırlarda önde gidenler ise “sâbikûn” yani en yüksek mânevî sıfatlara ve ahlâkî meziyetlere erişmiş mü’minlerdir. Şimdi bu üç zümrenin âhiretteki halleri ve yaptıklarına denk bir şekilde ebedî mükafat veya cezadan nasipleri haber veriliyor. Öncelikle mukarrabûn grubunun gönülleri mest edecek, akıllara durgunluk verecek sonsuz güzellikteki halleri ve nail olacakları nimetleri canlı tablolar halinde resmediliyor: 11. İşte bunlar “mukarrabûn”; Allah’a en yakın kullardır.
@vakkuc275418 күн бұрын
Allah CC razı olsun hocam 🤲🏻
@hanifeozdemir30525 күн бұрын
Allah C.C. razı olsun sizden Hocam. Amin 🤲🏻🌄☝️🕌🕋
@YapayZekaAi419 күн бұрын
Allahım inşallah cennete giderim amin 🙏
@salyhâlym17 күн бұрын
Hocam dersi çok iyi anlatdiniz keyfle izledim. Allah razi olsun hepinizden.
@oktay.dumandag2316 күн бұрын
Allah razı olsun değerli hocam 🤲🤲
@nagihanpece47438 күн бұрын
Allah razı olsun,beğenerek takip ediyorum,tv den seyrediyorum genellikle, ordan yorum yapamıyorum. Eşinize de çok slm kerem hocam.
@BLackShephaRd18 күн бұрын
En Sevdiğim Sohbet 😍😘 Hurilerle ilgili Sohbette bekliyorum Hocam 🤗
@cennetmehmet893011 күн бұрын
Allah sizden razı olsun hocam ❤❤❤❤❤
@SOLOTÜRK343419 күн бұрын
77. Şüphesiz o, çok değerli, pek şerefli bir Kur’an’dır. 78. Onun aslı çok iyi korunmuş bir kitaptadır. 79. Tertemiz olanlardan başkası ona dokunamaz. 80. O, Âlemlerin Rabbi tarafından parça parça indirilmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in bir vasfı olarak كَر۪يمٌ (kerîm) şu mânaları ifade eder: Çok şerefli, yüce ve övgüye değer, Faydalı ve feyizli. Çünkü o, dünya ve âhirete ait pek çok mühim bilgilerin esaslarını ihtiva etmektedir. Gayet güzel, hoş, tekrîm ve ihtirama layık. Allah Teâlâ katında mükerrem; değerli, şerefli. Kur’ân-ı Kerîm, Kitâb-ı Meknûn’dadır. اَلْمَكْنُونُ (meknûn), “korunmuş, saklanmış” demektir. Bu kitap’tan maksat Levh-i Mahfûz’dur. İşte Kur’an, hiç kimse el değmesin, zayi edilmesin, kirletilmesin, lekelenmesin ve muhafaza edilsin diye böyle bir kitapta saklanmaktadır. Dünyada Kur’ân-ı Kerîm’in yazıldığı Mushaf-ı şerifler de, aslına uygun tarzda böyle mahfuz tutulmalıdır. Bununla birlikte, “Tertemiz olanlardan başkası ona dokunamaz” (Vâkıa 56/79) âyet-i kerîmesi iki önemli hususu dikkatlerimize sunmaktadır. Birincisi; Kur’ân-ı Kerîm’in Levh-i Mahfuz’da bulunuşu ve oradan melekler tarafından alınıp Peygamberimiz (s.a.s.)’e indirilişi safhalarında cinlerin ve şeytanların onunla hiçbir teması, müdahalesi ve ilgisi olmamıştır. Sadece vazifeli melekler onu alıp en emin yollarla Resûlullah (s.a.s.)’in kalbine indirmişlerdir. Melekler için اَلْمُطَهَّرُونَ (mutahharûn) ifadesinin kullanılmasının sebebi ise, Cenâb-ı Hakk’ın onları her türlü kötülükten arınmış varlıklar kılmış olmasıdır. Bu izaha göre âyet-i kerîme, “Kur’ân-ı Kerîm’i Muhammed’e Allah değil de, cinler ve şeytanlar getiriyorlar” diye iddiada bulunan kâfirlere bir cevaptır. Nitekim bu hususta başka bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Bu Kur’an’ı şeytanlar indirmemiştir. Bu onların yapabileceği bir iş değildir; isteseler de buna güçleri yetmez. Çünkü onlar vahyi dinlemekten tamâmen menedilmişlerdir.” (Şuarâ 26/210-212) İkincisi; Kur’ân-ı Kerîm Resûlullah (s.a.s.)’e indirilmiş, binlerce hafızlar tarafından ezberlenmiş, mushaflara yazılmış ve bir harfi bile bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. O, Allah kelâmıdır ve mü’minler için çok şerefli ve yüce bir kitaptır. Dolayısıyla âyet-i kerîme, Mushaf-ı Şerif’lere, Kur’an âyetlerinin yazıldığı sayfalara dokunmakla alakalı da bir düzenleme yapmaktadır. “Taharetsiz kirli eller ona dokunmasın, ancak maddi ve manevî pislikten taharetle temizlenmiş, imanlı ve abdestli kimseler dokunsun” buyurmaktadır. Dolayısıyla Hanefi mezhebi bu âyet-i kerîme ve ilgili hadis-i şeriflerden hareketle, “cünüp olanın ezber ya da yüzünden asla Kur’ân-ı Kerîm okuyamayacağı ve abdestsiz olanın da ezberden Kur’an okuması caiz olmakla birlikte Mushaf-ı Şerif’e dokunamayacağı” hükmünü çıkarmıştır. Kur’an bu kadar yüksek bir değere sahip olmakla birlikte:
@yaseminyasemin685210 күн бұрын
Allah sizden razı olsun inşallah hocam
@turgayyilmaz707916 күн бұрын
🇹🇷👍🇹🇷 canını yerim hocam Allah razı olsun.
@mehmettekke75196 күн бұрын
Super
@fadimama77978 күн бұрын
Rabbim razı olsun
@serkanmeric400118 күн бұрын
Allah (c.c) razı olsun Sayın Hocam
@zerrincakr144917 күн бұрын
Allah'ım CC razi olsun can hocam🤲🏻🤲🏻🤲🏻
@ravzagulu3 күн бұрын
"❣İnsan, hayatının değerini bilmelidir ve yaşadığı her ânı; ganîmet bilerek vefat etmişlerin pişmanlığını düşünmelidir. Vefat etmiş kişiler; iki rekât Namaz kılacak kadar veya bir kere Kelime-i Tevhid okuyacak kadar süre için Dünya'ya geri gönderilmek için temennî etmektedirler. Vefat edenlerin temennî ettiği Hayat Fırsatı, şu anda yaşayan kişilerde olduğuna göre; pişmanlık günleri gelmeden İnsan Allah'û Teâlâ'ya, İyi Kulluk etmek için gayret göstermelidir...🌸" ~📚Ebû'l Leys Semerkandî'den Sohbetler 🌹✨
@HavaHava-p2m17 күн бұрын
ALLAH.razı.olsun. hocam
@SiyahPapatya190514 күн бұрын
50 dakika çok az. El parmaklarımı geçmeyecek kadar dınledığım ehlı sünnet hocalarımdan bırısın. Rabbim ılminizi artırsın, bızlerede anlamayı devam anlatmayı nasıp etsın.
@nigarcoskun484917 күн бұрын
Allah ebeden razi olsun hocam
@JeremHydyrowa13 күн бұрын
Allah razi olsun sizden ebeden hocam
@Mustafa-13gzm13 күн бұрын
Kerem hocam Allah razı olsun
@BSXY3919 күн бұрын
ALLAH razı olsun hocam.qpüp
@arzuatvur227814 күн бұрын
Allah sizden razi olsun
@KorayU.19 күн бұрын
Hocam, odunluk var biraz kabul ama aksi değilim.😅 Her işi istişare eder, kolay olanı öneririm. İslam ve ulusal çıkarlarımız için olan kararlarda ketumum, taviz vermemeye çalışırım. Şimdi de bir yılbaşı imtihanıdır yaklaşıyor... Hayırlısı... Allah razı olsun. 🤲
@BereketAhmet17 күн бұрын
Hocam sizi takkesiz görmeye alışık değiliz sizi takke ile görmek istiyoruz❤❤
@osmankus19 күн бұрын
❤
@Yağmur-k6x19 күн бұрын
Allah
@dracurra17 күн бұрын
cennette erkekler güzel temiz olsun yeter kadınlar her zaman güzel
@maralkosem65536 күн бұрын
Guleceyim yokdu hocam😂😂 vallahi bende oyleyim islatmayi birak banyoyu batirma ayaklarin sulu cikma yani banyo yapdi gun temizlemekden gece yarisina geliyo ayy iki kadinim herseye karisiyom canim cenem benim bu arada seni cok svyrm hocam allah razi olsun elhamdülillah
@SOLOTÜRK343419 күн бұрын
63. Toprağa ektiğiniz tohumu hiç düşünmez misiniz? 64. Acaba o ekinleri yeşertip büyüten siz misiniz; yoksa onu yetiştiren biz miyiz? 65. Dileseydik hepsini daha olgunlaşmadan kurumuş çerçöp hâline getirirdik de şaşırıp kalırdınız: 66. “Eyvâh, emeklerimiz boşa gitti, çok zarara uğradık.” 67. “Bundan da öte, biz her türlü rızıktan büsbütün mahrum kaldık!” diye feryat ederdiniz. İkinci delil, toprağa ektiğimiz ve hayatımızın devamı için son derece ehemmiyet arz eden tohumlardır. Onları çatlatan, filizlendirip toprak üstüne çıkaran, büyütüp geliştiren, yetiştiren bizler değil, şüphesiz Allah’tır. Nasıl ki o cansız tohumları adeta kabre benzeyen topraktaki yerlerinden canlandırıp çıkartıyorsa, aynı şekilde ölmüş insanlara ruh üfleyip yattıkları kabirlerden mahşer yerine öylece çıkaracaktır. Diğer taraftan o yetişmiş, tarlaları doldurmuş ekinleri Cenâb-ı Hak bir afet gönderip kurutsa, çer çöp haline getirecek olsa, buna da kimsenin engel olması mümkün değildir. Nitekim dünyamızda bunun misallerini devamlı müşahede etmek mümkündür. Böyle bir durum karşısında insanın yapacağı, sonsuz bir acizlik ve çaresizlik içinde, “eyvah masraflarımız, emeklerimiz boşa gitti, mahvolduk, perişan olduk, borçlar altında ezildik. Hayır hayır, bilakis biz bütünüyle mahrum kaldık” şeklinde geveleyip, yakınıp, mızıklayıp durmaktır. Çünkü başka bir şeye gücü yetecek hali yoktur. Bu da Allah’ın yüce kudretini ve ölüleri diriltmek dâhil istediği her şeyi yapabileceğini gösteren büyük bir delildir. Bir diğer kudret tecellisi ise sudur: 68. İçtiğiniz suyu hiç düşünmez misiniz? 69. Onu bulutlardan siz mi indiriyorsunuz; yoksa onu indiren biz miyiz? 70. Dileseydik onu içilmesi mümkün olmayan tuzlu, acı bir su yapardık. Öyleyse şükretmeniz gerekmez mi? Üçüncü delil hayatımızın temel ihtiyaçlarından biri olan sudur. Onu bulutlardan indiren biz değil, elbette Allah Teâlâ’dır. Suyun oluşumunda bizim hiçbir müdâhale ve yardımımız yoktur. Ondaki tasarruf da bütünüyle Cenâb-ı Hakk’a aittir. O halde onu içmemiz için en uygun özelliklerde yaratan Rabbimiz, dilese onu tuzlu ve acı yapabilir ve bizi bu büyük nimetten mahrum bırakabilir. Bu nimetlere nankörlük değil, şükretmek lazım gelir. Peki, ya ateş:
@SOLOTÜRK343419 күн бұрын
57. Sizi yoktan yaratan biziz. Böyle iken, hâlâ yeniden diriliş gerçeğini tasdik etmeyecek misiniz? 58. Rahimlere akıttığınız meniyi hiç düşünmez misiniz? 59. Onu mükemmel bir insan olarak siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? 60. Aranızda ölümü şaşmaz bir plan çerçevesinde takdir eden biziz. Engel olabilecek hiçbir güç yoktur sizi öldürmemize. 61. Öldürüp de, yerinize benzeriniz başka nesiller getirmemize ve bilmediğiniz bir âlemde ve şekilde sizi yeni bir yaratılışla ortaya çıkarmamıza. 62. Aslında siz ilk yaratılışın Allah’ın kudretiyle gerçekleştiğini pekâla biliyorsunuz. O halde bunun üzerinde düşünüp ikinci yaratalışın da mümkün ve kaçınılmaz olduğunu kabullenmeniz gerekmez mi? Buradan itibaren 74. âyete kadar, Allah Teâlâ’nın sonsuz kudretinin ve ölüleri diriltip âhiret hayatını var etmeye kadir olduğunun açık delilleri serdedilir. İnsanlardan, özellikle ilâhî kudret ve âhiret hakkında şüphesi olanlardan bu deliller üzerinde düşünmeleri, akıl yormaları ve böylece hakikati idrak etmeleri istenir: Birinci delil, insanın bizzat kendi yaratılışı, ölümü, bir neslin gidip yerine yeni bir neslin gelmesi ve bunun mütemadiyen böyle sürüp gitmesi ve âhirette mâhiyetini şu an tam bilemeyeceğimiz bambaşka bir yaratılışla yeniden yaratılacak olmasıdır. Allah Teâlâ’nın bizi ilk kez yoktan yaratıp, şu an sahip olduğumuz varlığımızı bize lütfetmesi, bundan itibaren de öldürmek, yeniden diriltmek, hesaba çekmek, cennet veya cehenneme sokmak gibi bizimle alakalı vaatlerini yerine getirebileceğinin açık bir göstergesidir. Şu anki durumumuza kadar Allah Teâlâ’nın bizim üzerimizdeki nesep, cinsiyet, boy bos, renk, genetik özellikler vb. sayısız tasarruflarına kimsenin müdâhale edemediği gibi, bundan sonra da bizimle alakalı dünyevî ya da uhrevî tasarruflarına kimse mani olamayacaktır. O (c.c.), istediği ve irade buyurduğu her şeyi yapacaktır. Çünkü, “O’dur, dilediği her şeyi dilediği gibi yapan.” (Burûc 85/16) Aynı şekilde tohumun topraktaki macerası da ne dikkat çekici bir hâdisedir:
@medreseli8 күн бұрын
İlk defa baş açık görüyorum...sizi.. Çok şaşırdım
@srflaktlrsridi19 күн бұрын
Mən də hər kəsi söymək də döymək də istəyirəm,söz azadlıği ,hərəkət azadlığı deyə bir sey var😂😂😂həqiqətən butun gunu nəfsimlə və şeytanla cihad edirəm
@aydncavldak987215 күн бұрын
Cennet te herkes 33 yaşında ne güzel.
@catsswww8 күн бұрын
ilkler unutulmaz olmasin ikinci evliligim ve ilki hic hos hatirlamiyorum esiminde eski esini hoş görsün istemem
@svg_url16 күн бұрын
Bir an önce bitsin Allahım, benim ömrüm uzunsa yaşamak isteyene ver... Allahın gücüne gitmesin işine karışır gibi.
@muerzybk59132 күн бұрын
neden ki ne gibi skintin var bil ki bu dünyada nekadar sknti dert cekersen ahirette karsiligi daha fazla olur.
@huseyinarslan06185 күн бұрын
Niyet ettim Allahım senin rızan için recebin yarı namazını kılmaya tekbir subhaneke euzu besmele fatiha 20 ihlas 3felak 3 nas rüku secdeler 2.rekat besmele fatiha 20 ihlas 3felak 3 nas rüku secdeler tahiyyatlar selamlar 2 rekat bitti bu şekil 14 rekat kılınacak Namaz bittikten sonra 10 tane salavat 30 tane subhanellahi vebihamdihi velâ ilâhe illallâhu vellâhüekber denilecek
@ddinc23576 күн бұрын
Orda nezaman geldin bey hocam
@Octopus1905-h7u12 күн бұрын
Hocam iyisin hoşsun da City örnegi biraz zorlama olmus. Son 6 yilda 5 kere şampiyon olmuş bir takimdan bahsediyoruz. Mo Salah'in daha gecen hafta noel agaciyla paylastigi instagram fotosuna bakmanizi öneririm
@semseddinongul853519 күн бұрын
Selamün aleyküm hocam eşlerden biri cennete biri cehennem de olursa evlilik nasıl olacak
@popinatothiisforu544919 күн бұрын
Cehennemdeki es suliyetinde cennete gidebilcek ama asıl cehennemde yanicak diye hatirliyorum
@ibokral16516 күн бұрын
❤❤❤❤❤❤
@omerergin667416 күн бұрын
❤
@selcukyilmaz488419 күн бұрын
Eğer Cennete girersem Benim karıda orada olursa ALLAHIM ne olur benden uzak tut bunu diycem .
@osmantaner123318 күн бұрын
😂😂😂😂😂😂😂
@NeclaKubay18 күн бұрын
💯✅🤲☝️
@elifaslan696918 күн бұрын
Hocam güzel anlattınız ama sanki Hüseyin cevikten alintisiniz bana öyle geldi
@esener320618 күн бұрын
🌻🌻🌻
@dilekozdemir78672 күн бұрын
Helal rızık germenin stresi mi😂 amma Hüsnüzamma amma Hüsnüzan!!!
@AynurDemir-i3n10 күн бұрын
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲
@DjanalShenol16 күн бұрын
😮
@SOLOTÜRK343419 күн бұрын
75. Yıldızların düştüğü yerlere ve peyderpey inen Kur’an’ın her bir bölümüne yemin ederim. اَلنُّجُومُ (nucûm), yıldız mânasındaki اَلنَّجْمُ (necm) kelimesinin çoğulu olup “yıldızlar” demektir. مَوَاقِعُ (mevâkı) ise “bulunulan yer, doğuş yeri, batış yeri, düşüş yeri, menzil” gibi anlamlara gelen “mevkı” kelimesinin çoğuludur. Kur’ân-ı Kerîm’in peyderpey inen her parçasına da “necm” ve “nücûm” denilmektedir. Buna göre buradaki yemini iki türlü yorumlamak mümkündür: › Allah Teâlâ yıldızların doğdukları ve battıkları yerlere, gökteki mevzi, menzil ve yörüngelerine, kayıp düştükleri yerlere veya kıyâmet günü döküldükleri sıra düşecekleri mevkilere yemin etmekte, bu yeminin gerçekten pek büyük bir yemin olduğunu bildirmekte, peşinden de yeminin cevabı olarak Kur’an’ın çok şerefli bir kitap olduğunu ve korunduğunu haber vermektedir. Yıldızlar ve yıldızların doğup battıkları yerler ile Kur’an’ın Kerîm ve onun âyetlerinin indirilişi arasında şöyle bir irtibat kurulabilir: Yıldızlar âleminde nasıl ince ve dakîk ölçüler üzerine kurulmuş son derece sağlam, düzenli ve birbiriyle irtibatlı bir nizam varsa, Kur’ân-ı Kerîm de aynı şekilde hem lafız hem de mâna cihetiyle sağlam, düzenli ve birbiriyle irtibatlı eşsiz bir nizama sahiptir. Çünkü kâinattaki bu yıldızlar sistemini yaratan da, Kur’ân-ı Kerîm’i inzâl eden de aynı zattır. Yıldızlar, aslında birbirlerine sıkıca bağlı bir sistem içinde oldukları halde, gökte nasıl yayılmışlarsa ve zâhirde sanki hiçbir bağlantıları yokmuş gibi görünüyorlarsa, Kur’ân-ı Kerîm’in ayetleri ve konuları, zâhiren dağınık gibi görünse de, aynı şekilde birbirlerine bağlı, uyum ve âhenk içindedir. Bir hayat nizamını öğreten bu kitaptaki nizam, sağlam bir akîdeye dayalı ahlâk, ibâdet, muamelât, medeniyet, iktisat, siyaset, adâlet, barış ve savaş kanunlarını, kısaca hayatın tüm yönlerini şumûlüne almaktadır. Bu hayat nizamının el kitabı mâhiyetindeki bu kitapta emredilen tüm talimatlar birbiriyle son derece uyum içinde olmalarına rağmen ayrı mahal ve mevkilerde indirilmiştir. Ayrıca bu yıldızlar nizamı insanların müdâhalesinden bağımsız olup, nasıl kendisinde hiç bir değişiklik yapılamazsa, Kur’ân-ı Kerîm de aynı şekilde sapasağlam ve dosdoğru bir yol gösterici olup, hiç kimsenin onda bir değişiklik yapma imkânı bulunmamaktadır. › Allah Teâlâ burada Kur’ân-ı Kerîm’in nâzil olan her parçasına, onun nâzil olduğu yere yemin etmiş de olabilir. Buna göre “nucûmün mevkileri”nden maksat; Peygamberin ve hafızların kalpleri, yazıldıkları sahifeler, ayetlerin ifade ettiği mânalar, yahut âyetlerin nüzûlüne sebep olan hadiseler ve hükümlerdir. Bu yeminle Kur’an’ın şerefini ve yüceliğini bildiren cevabı arasındaki irtibat zaten açıktır. Devam eden âyetlerde Kur’an’ın şerefi ve bir kısım özellikleri şöyle haber verilir: 76. Eğer bilirseniz bu gerçekten pek büyük bir yemindir, اَلنُّجُومُ (nucûm), yıldız mânasındaki اَلنَّجْمُ (necm) kelimesinin çoğulu olup “yıldızlar” demektir. مَوَاقِعُ (mevâkı) ise “bulunulan yer, doğuş yeri, batış yeri, düşüş yeri, menzil” gibi anlamlara gelen “mevkı” kelimesinin çoğuludur. Kur’ân-ı Kerîm’in peyderpey inen her parçasına da “necm” ve “nücûm” denilmektedir. Buna göre buradaki yemini iki türlü yorumlamak mümkündür: › Allah Teâlâ yıldızların doğdukları ve battıkları yerlere, gökteki mevzi, menzil ve yörüngelerine, kayıp düştükleri yerlere veya kıyâmet günü döküldükleri sıra düşecekleri mevkilere yemin etmekte, bu yeminin gerçekten pek büyük bir yemin olduğunu bildirmekte, peşinden de yeminin cevabı olarak Kur’an’ın çok şerefli bir kitap olduğunu ve korunduğunu haber vermektedir. Yıldızlar ve yıldızların doğup battıkları yerler ile Kur’an’ın Kerîm ve onun âyetlerinin indirilişi arasında şöyle bir irtibat kurulabilir: Yıldızlar âleminde nasıl ince ve dakîk ölçüler üzerine kurulmuş son derece sağlam, düzenli ve birbiriyle irtibatlı bir nizam varsa, Kur’ân-ı Kerîm de aynı şekilde hem lafız hem de mâna cihetiyle sağlam, düzenli ve birbiriyle irtibatlı eşsiz bir nizama sahiptir. Çünkü kâinattaki bu yıldızlar sistemini yaratan da, Kur’ân-ı Kerîm’i inzâl eden de aynı zattır. Yıldızlar, aslında birbirlerine sıkıca bağlı bir sistem içinde oldukları halde, gökte nasıl yayılmışlarsa ve zâhirde sanki hiçbir bağlantıları yokmuş gibi görünüyorlarsa, Kur’ân-ı Kerîm’in ayetleri ve konuları, zâhiren dağınık gibi görünse de, aynı şekilde birbirlerine bağlı, uyum ve âhenk içindedir. Bir hayat nizamını öğreten bu kitaptaki nizam, sağlam bir akîdeye dayalı ahlâk, ibâdet, muamelât, medeniyet, iktisat, siyaset, adâlet, barış ve savaş kanunlarını, kısaca hayatın tüm yönlerini şumûlüne almaktadır. Bu hayat nizamının el kitabı mâhiyetindeki bu kitapta emredilen tüm talimatlar birbiriyle son derece uyum içinde olmalarına rağmen ayrı mahal ve mevkilerde indirilmiştir. Ayrıca bu yıldızlar nizamı insanların müdâhalesinden bağımsız olup, nasıl kendisinde hiç bir değişiklik yapılamazsa, Kur’ân-ı Kerîm de aynı şekilde sapasağlam ve dosdoğru bir yol gösterici olup, hiç kimsenin onda bir değişiklik yapma imkânı bulunmamaktadır. › Allah Teâlâ burada Kur’ân-ı Kerîm’in nâzil olan her parçasına, onun nâzil olduğu yere yemin etmiş de olabilir. Buna göre “nucûmün mevkileri”nden maksat; Peygamberin ve hafızların kalpleri, yazıldıkları sahifeler, ayetlerin ifade ettiği mânalar, yahut âyetlerin nüzûlüne sebep olan hadiseler ve hükümlerdir. Bu yeminle Kur’an’ın şerefini ve yüceliğini bildiren cevabı arasındaki irtibat zaten açıktır. Devam eden âyetlerde Kur’an’ın şerefi ve bir kısım özellikleri şöyle haber verilir:
@emineguner219319 күн бұрын
😂😂😂😂bende soyeldin vala
@meryem71218 күн бұрын
Hayır o genelde fakir çocuğu tarafından zengin çocuğuna yapılır ne ilkokulda ne ortaokulda ne lisede ne üniversitede ben zengin çocuğun fakir çocuğu zorbaladığını görmedim ama fakir çocuğununun zengin çocuğuna musallat olmaya çalıştığını dersi kaynattığını har çeşit sorun çıkardığını gördüm.
@ozgurpamukcu861916 күн бұрын
Neden sadece bıyık acaba
@ÖmerFarukKaçmaz-m1l18 күн бұрын
Bilmediğim için soruyorum cennette hurilerden bahsediyoruz erkekler için cenneti hakkedersek tomurcuk memeli kadınlardan bahsediyor bakire kadınlardan bahsediyor cenneti hakkedersek böyle teşviklerden bahsediyor şimdi sorarım kadınlara peki bir ödül yokmu allah bir tek erkeklerimi bu ödülü verecek hakkedenlere peki cenneti hakkeden kadın istediği erkeği seçebilecekmi onlarada temiz eşler varmı hoca niye bir tek erkekler üzerinden örnek veriyor
@CigdemTemur-ro5tl14 күн бұрын
Bu soruyu bir beyefendi olarak sormanız beni şaşırttı genelde hanımlar sorardı ve bende onlara açıklama yapardım cevabı uzun ben şöyle açıklayacağım izninizle Cennete erkeklere de kadınlara da ne isterse var kadına istediği erkek erkeğe istediği kadın 3 ise 3 5 ise 5 kim ne isterse sadece erkekleri en celbedicek şey kadın olduğu için erkeklere verilecek nimetlerde zikredilir kadın+cennet nimetleri Kadınlara ise onları en çok celbedicek şey zikrediliyor takı+güzel evler+bitmeyen ve her seferinde artan bir güzellik+cennet nimetleri Tabi bir kadın ve erkek bunlara ilgi duymayabilir ama bunlar çok azdır bunlara da ne isterse vardır sadece kuran her özel ilgi alanına sahip insana parantez açsa idi 1000000 sayfalık bir kıtap olurdu ve ezberlenip korunamazdı tahrif olabilirdi maalesef ki Ayrıca kadın haya abidesidir Kuran'da kadınlara Allah sana da erkek var deseydi o kadın haya ederdi ve sıkıntıya düşerdi ayrıca kadın İslam'da bir prenses sayıldığı için bir prensesin yanında sana da erkek varmış haaa diye laçka muhabbetler hiç uygun düşmezdi YANİ KISACA HERKESE HERŞEY VAR
@ÖmerFarukKaçmaz-m1l13 күн бұрын
@CigdemTemur-ro5tl öncelikle üşenmeyip de verdiğiniz bu uzunca cevap için Teşekkür ederim ikinci ise ben tatmin olmadım cevabınıza yaratıcı eğer adil olmak zorunda ise ve biz bu kitaba inanıyorsak bu kitaba göre hareket edeceksek içindeki her bir sözü cümleye inanmamız lazım aklımıza en ufak bir soru işareti olmaması lazım hani demişsiniz ya kadın Haya ederdi sıkıntıya düşerdi vs Erkekleri cezbeden bir ayet var ise Kur'an da Kadınlarıda cezbeden bir ayet olması gerekir ben hiç Kadınlar sizlerede güzellik var ev var takı var araba var bir ayet görmedim duymadım sizin belirttiğinize göre veyahut hani geçtim onu neden bir cinselliği ilgilendiren bir ayet var cinsellik olmak zorunda mı veya belirtilmesi zorunda mı hani Cennet aklımıza sığmayacak bir yer ya oradaki güzellikler vs olsa da olmasa da yaratıcının sıfatına aykırı varsa her iki cinsede belirtmesi lazım herkese herşey varsa herkes bilmesi lazım erkeğe gelince ayet var kadına gelince yok ben ikna olmadım laçka muhabbet ile alakası yok erkeğe nasıl bildiriyorsa kısa ve öz Kadına da bildirmesi cezbetmesi gerekir bu arada Müslümanım sadece sorguluyorum
@hilalsen639513 күн бұрын
@@CigdemTemur-ro5tl ee ben birden fazla erkek istiyorum. Digerleri beni baglamiyo. Istiyorum belki verilcek mi yani? Çünkü erkeklere sorsan kadin bunu istemez diyolar. İstiyoruz belki abi size mi sorcaz
@ÖmerFarukKaçmaz-m1l13 күн бұрын
@CigdemTemur-ro5tl konu zaten başında laçkalaşmış cinsellikten bahsederek ve sadece erkeği cezbederek teşvik ederek
@muerzybk59132 күн бұрын
@@CigdemTemur-ro5tl Rabbimiz 1000000 sayfalik bir kuran olsa Rabbimiz onu korur du.
@sirinakkan197519 күн бұрын
😂🌹🌹🌹🌹🌹
@sonsuzbilgi624716 күн бұрын
Kadınlar 18 yaşında erkekler 33 değil mi sevgili hocam
@GazanferPeçe17 күн бұрын
Sevgili kardeşim videodaki uslıbunuzu ve vucut dilinizi tekrar tekrar izlemeni rica ediyorum sence bir gariplik veyahut anormal bir durum varmı lütfen irdele
@murattanta247117 күн бұрын
Vakia 36yi da guzel ve objektif bir sekilde oku ki, fantazi yapmasin bizim millet! Birde taha 118-122. Yani hz Ademin imtihani hakkinda. Belki yanlis fetvalarindan donersin... Cennette iliski konusu...
@gulsumkanber50377 күн бұрын
Banyo nun paspaslarini ıslatma demek istemiş 😂yok yere bosanmislar gerçekten
@Diyilmaz255617 күн бұрын
Bende bir bayanim.inanin banyoyu hic kurulamam.kendi kurur gider
@HaydarAlkilinc-wl9sn16 күн бұрын
Sanarsiniz gitti gördü.. adı üzerinde inaniyorsunuz. Bu bilmek be gercekle alakası yok. Fantazi kurma tatlı😂
@SOLOTÜRK343415 күн бұрын
1. "Muhakkak ki kişi (cennette) bir ayda, yani bir ay miktarı kadar zamanda bin huri ile evlenir ve bunlardan her biri ile dünyadaki ömrü kadar aşk hayatı yaşar." (İmam Şa'rânî, Ölüm-Kıyâmet-Ahiret, s. 355, Hadîs No: 645) 2. “Sabah veya akşam Allah yolunda (hizmet ve cihatta) atılan bir adım, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Sizden birinin yay veya okunun dünyada işgal ettiği yer kadar cennetteki bir yeri, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Cennet ehlinin kadınlarından biri dünyada görünecek olsa, nuruyla yeryüzünü ve onda bulunan her şeyi aydınlatırdı. Onun başındaki örtü, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır." (Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 17; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/141, 264; Beğavî, Şerhu’s-Sünnet, nr. 2616; Ebû Yâ’lâ, el-Müsned, nr. 3775; Beyhakî, el-Ba’s ve’n-Nüşûr, nr. 372) 3. “Sanki onlar yakut ve mercan gibidirler.”(Rahman, 55/58) âyetinin tefsirinde Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu: “Hurilerin sahibi olan kişi onlardan birinin peçesini kaldırıp baktığında yüzünün aynadan daha parlak olduğunu görür. Üzerindeki incilerden en küçüğü doğu ile batı arasını aydınlatacak kadar güzeldir. Üzerinde yetmiş kat elbise bulunur. Fakat bu elbiselerin ardından bakıldığında (şeffaflığından) baldırlarının ilikleri dahi görünür.” (Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 7/712; Hâkim, el-Müstedrek, 2/475; Beyhakî, el-Ba’s ve’n-Nüşûr,nr. 375. Ayrıca bk. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/75; İbn Hıbbân, es-Sahîh, nr. 2631) 4. “Mirac’a çıkarıldığım gece cennette Beydâh diye (cennette bir nehrin adı) adlandırılan bir yere gittim. Orada kırmızı yakutlardan, yeşil mücevherlerden ve incilerden yapılma çadırlar bulunmaktaydı. Oradan, 'Ey Allah’ın Peygamberi hoş geldin safa getirdin!' diye seslenenler oldu. Ben, 'Ey Cebrâil! Bu sesler de neyin nesiydi?' diye sordum. Cebrâil, 'Onlar çadırlar (otağlar) içinde sahipleri için tahsis edilmiş hurilerdir. Rablerinden seni selâmlamak için izin istediler, O da izin verdi.' dedi. Sonra cennet hurileri şöyle demeye başladılar: “Bizler (hazırlandığımız kimselerden) razıyız ve ebedîyen kızmayız. Bizler burada ebedîyiz, hiçbir zaman ayrılıp gitmeyiz.” Peygamberimiz (asm) bunları anlattıktan sonra, “Otağlar (çadırlar) içinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır.” âyetini okudu. (Beyhakî, el-Ba’s ve’n-Nüşûr, nr. 376; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 7/718; Zebîdî, İthâf, 14/602) 5. “Cennet ehlinden her bir adam beş yüz huri, dört bin bakire ve sekiz bin dul kadın ile evlenir. Onlardan her biriyle dünyadaki ömrü kadar beraber olur.” (Beyhakî, el-Ba’s ve’n-Nüşûr, nr. 414; Münzirî, et-Terğîb ve’t-Terhîb, nr. 5523)
@HaydarAlkilinc-wl9sn15 күн бұрын
@SOLOTÜRK3434 bunlar ı yazan insan degilmi? Siz sadece inanniyorsunuz bu vaad lere. Oysa insan olan anlar ki bunlar sadece arap lara savasmaları icin uydurulmuş vaad ler. Arap erkekleri ancak kadın vaadlerle savas a ikna edebilirsiniz. Iyi düsünüp iyi arastirip din nedir kim ne demis kim kendini peygamber im diye idda etmis arastırmak da yarar var.
@HaydarAlkilinc-wl9sn15 күн бұрын
@SOLOTÜRK3434 hic akla mantık a uyuyyormu? Cennet var desek yok efendim daha simdi yok sonra kurulacak. Yok desek nerde ne yi görmüs? Bu hikayeleri birakin da gerceklerle yasayin. Bu efsaneler le deyil.
@SOLOTÜRK343415 күн бұрын
@@HaydarAlkilinc-wl9sn ne hikayesi münAMfık kardeşim he hikaye olan ne imamı şafii mi nin dedikleri mi yoksa ayet mi yoksa hadis mi bunları inkar zaten seni dinden çıkarır
@SOLOTÜRK343415 күн бұрын
@@HaydarAlkilinc-wl9sn “Sizden birinizin savaş atını harekete geçirmek için kullanacağı kamçının cennette işgal edeceği yer dünyadan ve dünya üstündeki her şeyden değerlidir.”(Buhârî, Bedü’l-halk, 8), “Cennet halkından bir kadın yeryüzünde görünecek olsa, her tarafı aydınlatır ve güzel kokuyla doldurur. Cennet kadınının baş örtüsü bile dünyadan ve oradaki her şeyden daha değerlidir.”(Buhârî, Cihâd, 6)