Рет қаралды 2,162
#charliechaplin #chaplin #robertdowneyjr #silentmovie
Hazırlayan Sunan: Orkan Varan
Video ismi alıntılanmıştır. (Ezhel - Paspartu)
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
türkiyede de en doğru tanım roman bence, kalp kırmaya gerek yok. ailesi ve çevresi gereği, zanaati ve sanatı bilen bir çevrede büyümüştü. ailesel sorunlar hayatından eksik olmadı. geçim sıkıntısıyla büyümüştü. daha 7 yaşındayken işevine gönderildi. ingilterede workhouse olarak, iskoçyada fakirevi olarak anılan bu kurumlar, geçimini sağlayamayan insanlara iş imkanı sağlıyordu. bu kadar küçük yaşta böyle bir mücadele içinde ailesinden bir ayrı bir beraber büyüyordu. önce kurumlar babasının yanına gönderdu. ardından alkolik babasının zorbalıklarından ötürü çocuk esirgeme kurumu benzeri yerlere geri gönderiliyordu. babası 38 yaşında sirozdan ölmüştü. zorluklar içinde, kimsenin beklemediği kariyerine doğru yıllarını geçiriyordu. bir yandan ailesinin bağlantılarıyla küçük yaşta sahne deneyimleri yaşamaya başlamıştı. dansı, komediyi, sahne şovlarını öğreniyordu. 5 yaşından itibaren seyirci onu çok sevmişti. sherlock holmes’u oynamıştı. ergenliğine doğru köklü tiyatroların büyük prodüksiyonlarında yer alıyordu. yeteneği herkes tarafından biliniyor ve takdir ediliyordu.
20li yaşlarının başında oyuncusu olduğu tiyatro, amerikaya turne düzenledi. işler iyi gidiyordu, turneler para kazandırıyordu. amerika turnesinin ikincisi düzenlendiğinde, new york film şirketinden teklif aldı. başta o dönem sinema farklıydı dedik ya. eli mahkum, ilk yıllarında sinema, dönemin bir numaralı eğlence kültürüne, tiyatroya doğrudan bağlantılıydı. metinler tiyatro uygulaması oluyor, çekimler sahneyi andırıyordu. ses de işin içine girmediğinden, aynı tiyatro gibi, fiziksel niteliği ön planda olan filmler yapılıyordu. chaplin de becerileri itibariyle bu projelerin aranan adamı olacaktı. ilk filmi hüsrandı. genç sinemacılara yine buradan selam edelim. ilk filmler, hatta ilk 1-2 sene çektiğiniz filmler hüsrandır, umudunuzu kaybetmeyin. ilk filmde kendini hiç beğenmeyen chaplin, ikinci filmde tanınmak istemiyordu. rezil olacaksam en azından yüzümü saklayayım demişti. bu sebeple, kostümünü büyük beden seçti. yaşlı görünmek ve yüzünü saklamak için bıyık yaptı veya bıraktı bilmiyorum. büyük ayakkabılar giydi ve aynaya dönüp kendine baktı. bu pejmürde görüntü, bir efsanenin doğuşuydu. aynada gördüğü karakter, daha sonra tramp yani serseri, berduş olarak, bizde çok yaygın olan şarlo adıyla anılacak karakterdi. oyunculuğun en zor kısmını yaşıyordu. bir karakter doğuruyordu. rol çıkarmak denilen olay gerçekleşiyordu. yürümeye başladı ve olaylar gelişti.
tabi sıradışı görüntüsü ve hareketleriyle sinema ortamlarında kendini kabul ettirmesi ilk başta mümkün değildi. yönetmenle sorunlar yaşıyor, bu şekilde oynayamazsın gibi telkinlerle karşılaşıyordu. bir yandan meraklı yapısı sayesinde film çekmeyi de az çok öğrenmişti. bir sonraki film için yapımcıya ben yöneticem gibi bir teklifle gitti. yapımcıyı ikna etmek için de şöyle bir teklif sundu. eğer film tutmazsa 1500 dolar tazminat ödeyeceğim. yani bugünün parasıyla 40-50bin dolar arası bir paraya denk geliyor.
caught in the rain, chaplin’in ilk yönetmenlik tecrübesi büyük başarı elde etti. seyircinin ne istediğini biliyordu. bugünkü gibi evinde televizyonu interneti, 5.1 ses sistemi olmayan seyirci eğlenmek için ya kabareye yada sinemaya gidiyordu. hatta o dönemin sinemaları bu programları ardarda sunuyor. birbiriyle yarışıyorlardı. mesela buna örnek prestige filmini filan verebiliriz. yanlış hatırlamıyorsam orada da illüzyonistlerle beraber dansı şovu şarkısı eksik olmuyordu. neyse, başarısı ses getiren chaplin stüdyoyla kısa filmler için anlaşma yapmıştı. haftada 1 kısa film çekiyor, tahmin edeceğiniz üzere set, doğaçlamadan geçilmiyordu.
az önce 1500 dolar tazminatla rest çekti dedik ya. kendi çektiği filmdeki başarısından sonra, başka bir yapımcı kendisine haftalık 1250 dolar teklif etmişti. transfer ücreti olarak da chapline 10bin dolar ödediler. ve chaplin artık kendi ekibini kurmuş, bir çok filmde yanında göreceğini oyuncularla ve teknik ekiple çalışmaya başlamıştı. bunlardan en önemlsi edna purviance’dı. bu ikilli 8 yılda 35 filme imza atmışlardı.
1915 itibariyle, yani 26 yaşındayken dünya çapında bir fenomene dönüşmüştü. oyuncakları aksesuarları satılıyordu. bir yandan şarlonun yer aldığı çizgiromanlar basılıyordu. bu anlamda bir ilk yaşanıyordu. küreselleşme denilen mevzunun, bugün hayatlarımızı hem kolaylaştıran hem de berbat eden mevzunun ilk yıldızı charlie chaplindi. küresel ekonomi ve ticaret, kendi ikonlarına ihtiyaç duyuyordu. bunu en iyi yapabilecek karakterlerden biri de, iletişim kurmak için bir dile ihtiyaç duymayan, bedeniyle herşeyi anlatabilen, sembolleşen görüntüsüyle hafızalara kazınan şarloydu. gazete ve dergiler onu şöyle tanımlıyordu: her ülkenin konuştuğu evrensel bir dilin parçası.