Dünden Bugüne - 5 - Osmanlılar ve İngiltere

  Рет қаралды 9,239

Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci

Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci

10 жыл бұрын

Пікірлер: 30
@deryaengin_tr
@deryaengin_tr 3 жыл бұрын
Çok şükür ki Siz varsınız hocam..Allah razı olsun. 🌹💕
@muratonat8395
@muratonat8395 3 жыл бұрын
Allah razı olsun hocam. Öyle akıcı ve doyurucu bilgiler vermeye devem ediyorsunuz ki gerçekten hiç bitmesin istiyor insan...
@Ykonuşmalan
@Ykonuşmalan 2 жыл бұрын
Sizi dinlerken zaman nasıl da hızlı geçiyor .ne büyük mutluluk veriyor öğrenmek. Emeğinize sağlık iyiki varsınız.
@Sanliordu
@Sanliordu Жыл бұрын
🌹🌹🌹
@bulentdemir800
@bulentdemir800 4 жыл бұрын
Teşekkürler büyük üstad. Keşke kıymetin yeteri kadar bilinebilse
@lutfiakman6595
@lutfiakman6595 3 жыл бұрын
kıymetli ganimetler ortada fazla olmazlar büyük hazineler gizli olur zahmete girip onu çıkarmaya çalışanda definecilerdir . Ekrem Hocamda nadide bir hazinedir kıymetinin keşfedilmemesi ortada dolanan afedersiniz medya şebekleri gibi kanal kanal gezenlerden olmadığı için olsa gerektir Hocamız çok meşhur değildir gidipte beni televizyona çıkarın diyecek değil Ekrem Hocamın şöhret olmayı afat bildiğinden kendi halinde KZbin kanalından , Tgrt , Türkiye Gazetesinde icraatlerini sürdürüyor
@hukukcu2443
@hukukcu2443 3 жыл бұрын
Yine bilgi dolu bir program,teşekkürler hocam.
@aliosmaner4529
@aliosmaner4529 4 жыл бұрын
Ağzınıza sağlık hocam
@ismailtoprakci9593
@ismailtoprakci9593 3 жыл бұрын
Hocam. O katib'in melodisi'nin hikayesi çok güzeldi cidden. 🙂
@ismailtoprakci9593
@ismailtoprakci9593 3 жыл бұрын
Hocam MUAZZAMSINIZ. Oxford history of England'ı okuduğunuz anlaşılıyor. Hocam, The comprehensive history of Iran'ı da okudunuz'mu? Tavsiye edermisiniz.
@malinindukkan8195
@malinindukkan8195 2 жыл бұрын
Ağzınıza sağlık sn hocam
@alisarikaya6327
@alisarikaya6327 Жыл бұрын
BULGARLAR Bulgar adı; bulamak, kızdırmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek, can sıkmak anlamlarına gelen “bulgamak” (bulamak) sözünden gelir. Eski Türk dilinde bu kökten türeyen “bulgak” ve “bulgaş” sözleri de, 'düşman gelmesi yüzünden halk arasına düşen karışıklık' anlamına gelir. Bu açıdan Bulgar adı; bulandıran, öfkelendiren, karışıklık yaratan gibi anlamlar içerir. Bulgar adı etnik bir ad değil, kendilerine verdikleri bir sandır. Bulgar Kağanlığı 632 yılında Beş Oğurları, Altı Oğurları ve Suvarları birleştirerek bir bayrak altında toplayan Kubrat tarafından Karadeniz'in kuzeyinde kuruldu. [Kubrat ya da Kubarat; Türk dilinde kaba, kubat/kobut, ve şişkin/kabarık anlamlarına gelen “kuba” sözünden gelir ve iri yarı demektir.]. Bugün yanlış olarak Bulgarlara “Dulo Boyu” gibi adlar takılıyor. Dulo, tuğluk (tuğlu) sözünden Mandarin dili içinde bozulmuştur. Her Türk boyu gibi, Bulgar birliğini oluşturan boylar da tuğluydu. Tuğ, eski Türk dilinde bayrak, sancak anlamlarına gelir. Kubrat Han'ın 665 yılında ölmesinden sonra, 628 yılında yine aynı bölgede kurulmuş olan Hazar Kağanlığı'nın baskısı sonucunda Bulgar Kağanlığı 668 yılında yıkıldı ve ardından Bulgarlar bölündü. Kubrat'ın büyük oğlu Batbayan [Batu Bayan] ata yurdunda kaldı. Batu Bayan, kendine bağlı olan Beş Oğurlar ile Suvarların bir bölmüyle birlikte, Hazar Kağanlığı'nın egemenliğini kabul ederek kuzeye göç etti ve İdil bölgesine, Kazan çevresine yerleşti. İdil Bugarları, Hazar Kağanlığı'nın zayıfladığı sırada, 965 yılında bağımsızlığını kazanarak bir hanlık kurdu. 1236 yılında Cengiz Han'ın Tatar istilasına kadar İdil ve Kama ırmaklarının birleştiği bölgede devlet kurmuş olan İdil Bulgarları, 922’de İslamiyet’i resmen kabul etti. Günümüzün Kazan Tatarları, Beş Oğurlarla Eski Tatarların karışımından ortaya çıkmıştır. Suvarlar da (gelecekteki Çuvaşlar) bu hanlık içindeydi. Günümüzün Çuvaş Türkleri, Batbayan'la birlikte İdil çevresine yerleşmiş olan Suvarların ardıllarıdır. Çuvaş adı, Suvar sözünden ş-r ses dönüşümüyle evrilmiştir; Suvar > Suvaş > Çuvaş. Suvarlar, antik çağdaki Subarların ardıllarıdır. Sümerce “subar”, gövde demektir. Bu halk daha sonra kuzeye göçererek Batı Sibirya'ya yayıldı. Sibirya adı, Subar adından gelir. Başgırtlar, İdil Bulgarlarının doğu koludur. Başgırt adı, Beş Oğur adından bozulmuştur. Beşogur olarak söylenen bu ad, Eski Türk dilindeki -t çoğul ekiyle Beşogurt biçimini almış, buradan da ses uyumuyla, Başgırt biçimine dönüşmüştür. Başgırtlar, Suvarlarla karışmamış olan Beş Oğurlardır. Kazan Tatarları gibi günümüzün Başgırtları da, Beş Oğurlarla Eski Tatarların karışımından ortaya çıkmıştır. Kaşgarlı Mahmut'un Divan-ı Lugat it-Türk adlı eserinde sözünü ettiği Bulgarlar, Başgırtlar ve Suvarlar bunlardır. Suvarlar daha sonraki yüzyıllarda Rusların baskısıyla Beş Oğurların bir kısmıyla birlikte Hristiyanlığı kabul etti. Bunlar günümüzdeki Çuvaşlar ve Hristiyan Tatarlardır. Kubrat Han'ın küçük oğlu Asparuh [Aşbarık: beslenmiş, semiz], kendine bağlı olan Altı Oğurlar ile Suvarların bir bölümüyle birlikte Dinyeper’i ve Dinyester’i geçerek Tuna Havzası'na yerleşti. Bulgar Hanlığı, bölgede kendilerinden daha kalabalık olan Doğu Gut (“Ostrogot”) Türklerini de egemenliği altına aldı. Gut Türklerinin kendi boy beylerini desteklemelerine izin veren hanlık, karşılığında onlardan vergi ve orduya askerler aldı. Bulgar hanı Boris [Bars] önce 865’te, daha sonra ise kesin olarak 870’te Hıristiyanlığı kabul etti. Türklerin 870'te Hristiyanlığı benimsemeye başlamasından sonraki yüzyıllar içinde, Kiril ve Methodyos kardeşlerin Türkçe ile Doğu Roma dili olan Romeyka karışımından oluşturduğu kilise dili Slavca, giderek Bulgar Hanlığı'nın resmi dili haline geldi. Böylece Tuna Bulgarları, zamanla Slavca konuşan bir Türk halkı haline geldi. Turan Tarihine Giriş / Resmî Tarihin Eleştirisi
@alisarikaya6327
@alisarikaya6327 Жыл бұрын
1) Slav sözü, Kuzey Avrupalı köleleri tanımlamak için kullanılmıştır. Bugün tüm Avrupa dillerinde 'köle' anlamında kullanılır. Ancak bu sözün asıl anlamı, 'köle satan' demektir. Köle ticaretiyle uğraşan kuzey Avrupalı bu halka takılmış olan bir addır. 'Slav' sözü “Latince” diye anılan Batı Roma dilindeki Sclavus ve “Eski Yunanca” diye anılan Doğu Roma dilindeki Sklabos sözünden gelir. Roma dilinde 6. yüzyılda Ortaçağ Latincesi döneminde ortaya çıkmış olan bu söz, Arapçaya da Sakaliba olarak geçmiştir. Karadeniz bozkırlarında yaşayan ve köle ticaretiyle uğraşan Türkler, Romalılar tarafından Sklavus/Sklabos olarak adlandırılmıştır. Çünkü bu topraklar Sakların ve diğer etnik Türklerin eski topraklarıdır. Anlaşılacağı gibi Sclavus/Sklabus sözü, Sak'lı/Saka'lı sözünden dönüşmüştür. Saklar (Sakalar/İskitler) eski bir Türk halkıdır ve yaşamış oldukları yer, bugünkü Rusya ve Ukrayna topraklarıdır. Slavlar, 6. yüzyılda bu topraklarda ortaya çıkan ve Türklerin ardıllarından olan bir halktır. Ancak Slav etnosu, Türklerle Ugorların karışımından ortaya çıkmıştır. Slav dili de temelde Türk dili ile Ugor dilinin karışımından oluşmuştur. Bu dile Latinceden de etkileşim olmuş ve Avrupa'da en geç oluşan bu halkın Doğu Avrupa ve Balkanlar'a yayılmasıyla, değişik Slav dilleri ortaya çıkmıştır. Aslında Saklar o dönemde Karadeniz bozkırlarından çoktan göç etmiştir. Karadeniz bozkırlarında Kimmerleri yerinden eden Saklar, Herodot'un da yazdığı gibi doğudan gelmişlerdir ve Orta Asya'daki Oxus, Andronovo ve Afanesyevo erken Türk kültürlerinin ardılıdır. Sak İmparatorluğu'nun alanı Avrupa'nın doğusu Kırım ve Karadeniz Bozkırları ile Orta Asya'da, Tanrı Dağları ve Fergana Vadisi'ni de içine alan bölgedir. Bu geniş coğrafyada M.Ö. 8. yüzyıl ile M.Ö. 3. yüzyıl arasında güçlü bir İmparatorluk kurmuş olan Saklar için Bizans kaynaklarında Skythai, Asur kaynaklarında Aşguzai ve Çin kaynaklarında Sa adları kullanılmıştır. Kimmerlerin ardılları olan Sarmatların, Sakları yenerek Karadeniz bozkırlarını yeniden ele geçirmeleri üzerine Sak İmparatorluğu dağılmıştır. MÖ 5. yüzyılda yaşamış olan Herodot'a göre Kimmerler, MÖ 8. yüzyılda Kafkasya'nın ve Karadeniz'in kuzeyinde, yani bugünkü Ukrayna ve Rusya'da yaşamış olan bir halktı. Asur kayıtları Kimmer ülkesinin Kafkasya'ya kadar uzandığını göstermektedir. Herodot tarihine göre Kimmerler, Saklar (İskitler) tarafından Karadeniz bozkırlarından kovulmuştur. Karadeniz bozkırlarında kalan Kimmerler ise MÖ 3. yüzyıldan sonra kendilerini Saruma (Sarmat) olarak adlandırmışlardır. Herodot'a göre Kimmerler, Trakların (Türüklerin/Türklerin) yakın akrabalarıdır ve bu iki halk Karadeniz'in kuzeyinde yaşarken MÖ 8. yüzyılda doğudan gelen istilacılar tarafından yerlerinden edilmiştir. Aslında tek bir halk olan Kimmerler/Traklar çok eski çağlardan, beri İdil Irmağı'ndan Karadeniz’in kuzeyine ve Balkanlara doğru uzanan geniş bir alanda yaşamışlardır. MÖ 8. yüzyıldaki Sak (İskit) istilasından sonra Kimmererin büyük bir kısmı Doğu Avrupa'ya yayılmış ve Trak adıyla anılmaya başlanmışlardır. Kimmer/Trak uygarlığı Bug-Dniester (MÖ 5000), Samara (MÖ 4000), Kvalynsk (MÖ 4000), Sredny Stog (MÖ 4000), Dnieper-Donets (MÖ 4000), Usatovo (MÖ 3000), Maikop-Dereivka (MÖ 3000) ve Yamna (MÖ 3000) gibi erken Türk kültürlerinin ardılıdır. Avrupalı tarihçiler, Karadeniz bozkırlarında Sakların yerini alan Sarmatların da “Hint-Avrupa” kökenli bir halk olduklarını ve bir İran dili konuştuklarını iddia ederler. Ancak bu iddialarını kanıtlayan herhangi bir belge yoktur. Sarmatlar, Kimmerlerin ardıllarıdır. Yaklaşık 500 yıl Sak egemenliğinde yaşayan Kimmerler, MÖ 3. yüzyılda Saklara baş kaldırarak Karadeniz bozkırlarına yeniden egemen olmuşlardır. Sarmatlar MS 3. yüzyılda, Asya Hun İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra küçük bir bölümü buraya göçen Asya Hunları ile birleşerek Got istilasını sona erdirmiş ve Avrupa Hun İmparatorluğu'nu kurmuşlardır. Sarmatlara yenildikten sonra Orta Asya'ya çekilmeyen Sak boylarının bir bölümü ise Alanlardır ve daha sonra Kafkasya'ya yerleşmişlerdir. Romalı Tarihçi Tacitus (56-117) Avrupadaki Hunlardan Hunnoi olarak söz eder. 91 yılında Hunların Karadeniz'in kuzeyi ile Hazar Denizi arasında yaşadıklarını belirtir. İskenderiyeli coğrafyacı ve tarihçi Ptolemy de (90-168) Chunnoi olarak adlandırdığı Hunların Roxolani (bugünkü Romanya'nın güneyi) ile Karadeniz'in kuzeyinden Kafkasya'ya kadar olan bölgede yaşadıklarını söyler. Anlaşılacağı gibi Saklar bölgeyi çoktan terkettikleri halde adları yaşamış ve bölgede yaşayan Türkler, Romalılar tarafından Saklar olarak da adlandırılmıştır. Slavların bir etnos olarak ortaya çıkmaları ise Avarlar dönemine rastlar. Orta Asya'da Türüklere (“Göktürklere”) yenildikten sonra Karadeniz bozkırlarına göçen Asya Hunlarının ardılları olan Avarların küçük bir kesimi, buradaki Türük boylarıyla birleşerek 562 yılında Bayan Han önderliğinde Orta Avrupa'dan İdil'e, Balkanlar'dan Baltık'a kadar olan bölgede Avrupa Avar İmparatorluğu'nu kurmuşlardır (558-805).
@mustafagirit8459
@mustafagirit8459 4 жыл бұрын
Cansın hocam
@alisarikaya6327
@alisarikaya6327 Жыл бұрын
Romalıların Germania olarak adlandırdıkları bölge, Roma ülkesinin kuzeyi olan Orta ve Kuzey Avrupa bölgesidir. O dönemde Germanya bölgesinde yaşayan boylar, en batıdaki Sak (İskit) boyları olan Türklerdi ve bu bölgede yüzyıllardır yaşıyorlardı. Germanya'da kendi aralarında birlik kuramayan çok sayıda Türk boyu yaşıyordu. Bunlardan en önemlileri şunlardı: 1. Roma kaynaklarında Alamanni olarak geçen bu ad, Eski Türkçe ala olan, karışık renkli olan anlamına gelen ALAMAN sözünden dönüşmüştür. 2. Roma kaynaklarında Angli olarak geçen bu ad, Eski Türkçe tüm / bütün anlamına gelen ANGIL sözünden dönüşmüştür. 3. Roma kaynaklarında Axones ya da Saxones olarak geçen bu ad, Eski Türkçe akan, akın eden anlamına gelen AKAN sözünden dönüşmüştür. 4. Roma kaynaklarında Baiuvari olarak geçen bu ad, Eski Türkçe varlığı olan, zenginliği olan anlamına gelen BAYU VAR sözlerinden dönüşmüştür. 5. Roma kaynaklarında Burgundi ya da Burgundiones olarak geçen bu ad, Eski Türkçe korkutmak demek olan BURKUNT ve korkutan demek olan BURKUNTAN sözlerinden dönüşmüştür. 6. Roma kaynaklarında Buri olarak geçen bu ad, Eski Türkçe buran, büren, büzen anlamına gelen BÜR sözünden dönüşmüştür. 7. Roma kaynaklarına Chaedini olarak geçen bu ad, Eski Türkçe kayın, sert ve kayın ağacı demek olan KADING sözünden dönüşmüştür. 8. Roma kaynaklarında Cherusci olarak geçen bu ad, Eski Türkçe kavgacı, savaşçı demek olan KERİŞÇİ sözünden dönüşmüştür. 9. Roma kaynaklarında Dani olarak geçen bu ad, Eski Türkçe uzun, geniş ve gövde anlamlarına gelen TAN (ten) sözünden dönüşmüştür. 10. Roma kaynaklarında Franci olarak geçen bu ad, Eski Türkçe bora / fırtına anlamına gelen BURANG sözünden dönüşmüştür. 11. Roma kaynaklarında Frisi olarak geçen bu ad, Eski Türkçe birleşik demek olan BİRİŞ sözünden dönüşmüştür. 12. Roma kaynaklarında Gepidae olarak geçen bu ad, Eski Türkçe geniş, şişkin, büyük anlamlarına gelen KEPİT sözünden dönüşmüştür. 13. Roma kaynaklarında Rugi olarak geçen bu ad, Eski Türkçe soy, tohum anlamlarına gelen URUG sözünden dönüşmüştür. 14. Roma kaynaklarında Suione olarak geçen bu ad, atan, fırlatan, akan (akın eden) anlamlarına gelen Eski Türkçe SUYAN sözünden dönüşmüştür. 15. Roma kaynaklarında Thuringi olarak geçen bu ad, Eski Türkçe kavgacı demek olan TURING sözünden dönüşmüştür. 16. Roma kaynaklarında Vandili olarak geçen bu ad, Eski Türkçe, kalın sopa anlamına gelen BANDAL sözünden dönüşmüştür. 17. Roma kaynaklarında Vinnili olarak geçen bu ad, Eski Türkçe binlerce demek olan MİNGLİG (binlik / binli) sözünden dönüşmüştür. 18. Roma kaynaklarında Suebi olarak geçen bu ad, Eski Türkçe uzun ve sivri nesne anlamına gelen SUBI sözünden dönüşmüştür.
@ferruherylmaz3109
@ferruherylmaz3109 3 жыл бұрын
Son cümlelerde vurucu bir ifade var aslında. İng. ve Mustafa Kemal ilişkisi, hoca zaten ara ara bu konuda değiniyor. Hocam bu arada meşhur "nehirde iki balık kavga etse..." sözünü söylerdiniz sandım 😇
3 жыл бұрын
Ordan bir Ingiliz geçmiştir
@osmanacun9291
@osmanacun9291 Жыл бұрын
Rıza nur'un nasıl anlamalıyız hatıratı ne derece itimad edilir sizce kıymetli hocam
Жыл бұрын
Her hatırat gibi Sitemde cevabı vardır
@Asdgbbm
@Asdgbbm 4 жыл бұрын
Adamlar sömürmenin hakkını vermiş iliğine kadar çekmiş.:)
@alisarikaya6327
@alisarikaya6327 Жыл бұрын
2) Türk ve Ugor boylarının karışımından oluşan Slavlar, Avarlar döneminde aktif olarak tarih sahnesine çıkmışlardır. Bu dönemde doğu Avrupa ve Balkanlar'a yayılmışlar, ilk siyasi örgütlenmelerini kurmuşlardır. Etnik yapılarındaki değişimler de bu dönemde ortaya çıkmıştır. Örneğin Doğu Slavları (Ruslar, Ukraynalılar ve Beyaz Ruslar), İsveç Vikingleri olan Varyagların bölgeye yerleşerek Salvlarla karışmaları sonucu 9. yüzyılda etnik dönüşümlerini tamamlamışlardır. Varyaglar, İskandinavya'daki ilk krallıkları kurmuş olan Avrupa Hun komutanlarının soyundan gelmişlerdir. 9. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Ruslar, Özi (Dinyeper) Irmağı üzerinden Karadeniz'e inen büyük ticaret yolunu ele geçirerek, bu bölgedeki Hazar egemenliğine son vermişler ve dağınık bir halde yaşayan Slav boylarını toplayarak Rus devletini kurmuşlardır. Doğu ve Güney Savları ise, Avarlar, Bulgarlar, Peçenekler, Kıpçaklar gibi Türk boylarının ilk Slavlarla karışımıyla ortaya çıkmıştır. 803-804 yıllarında Bulgar kağanı Kurum, Tuna bölgesindeki tüm Avar topraklarını ele geçirmiş ve bu tarihten sonra Avarların bir kısmı Macarlarla karışmış, bir kısmı da Slavlarla karışarak Hırvat halkını oluşturmuşlardır. 632 yılında Kubrat Han, Bulgar Kağanlığı'nı kurmuştur. Kubrat Han'ın 665 yılında ölmesiyle Hazarların baskısı sonucunda Büyük Bulgar Hanlığı 681 yılında yıkılmış ve Bulgarlar bölünmüştür. Kubrat'ın büyük oğlu Batbayan, Bulgarlarla aynı halk olan Hazarlara katılmış, Halkın büyük bir kısmı ise kuzeye göç edip İdil Bulgarları Devleti'ni kurmuştur. Kubrat'ın küçük oğlu Asparuh'un yönetiminde güneybatıya yerleşen bölüm ise 678 yılında Tuna Bulgarları Devleti'ni kurarak Bugünkü Bulgaristan'ın temelini atmıştır. Bir Oğuz boyu olan Peçenekler 10. yüzyılda Karadaniz'in kuzeyinden batıya yönelmişler ve Karadeniz'in kuzeyi ile Balkanlarda 11. yüzyılın sonlarına kadar önemli bir güç olmuşlardır. 915 yılında ise, Özi-Kubat bölgesinde yaklaşık 150 yıl (916-1065) hanlık olarak örgütlenmişlerdir. Bizansın, Balkanlar'a gelmiş olan Kumanlarla anlaşması sonucu, Meriç kıyısında Kumanlarla savaşa tutuşan Peçenekler ağır bir yenilgi almışlardır. Bu olaydan sonra Peçeneklerin bir kısmı Bizans Devleti'nin isteğiyle Selçuklular’a karşı Anadolu’ya yerleşmiştir. Peçeneklerin diğer bir bölümü ise Macaristan’a çekilerek Macarlarla karışmış, bir kısmı da Balkanlar'a yerleşerek bir süre daha varlıklarını sürdürmüş ve daha sonra Slavlarla karışarak Boşnak halkını oluşturmuştur. İlk Boşnak beyliği 1250 yılında Macaristan'a bağlı olarak kurulmuş, 1377'de bağımsız bir kırallığa dönüşmüştür. Bu kırallık Daha sonra Hırvatları ve Sırpları da kapsayan bir kırallık haline gelmiş, 1463 yılında da Osmanlı egemenliğine girmiştir. 1219 yılında Sırp Kilisesi'nin kurulmasıyla birlikte etnik bir kimlik olarak ortaya çıkan Sırpların tarihi ise, Boşnaklar ve Hırvatlarla iç içe geçmiştir. Avrupa Hun Kağanlığı'nın doğrudan ardılı olan ve 469-1048 yılları arasında varlığını sürdürmüş olan Hazar Devleti, Türk Kağanlığı döneminde kağanlığıın batı kolunu oluşturmuş, Türk Kağanlığı dağıldıktan sonra da, kendi başına bir kağanlık haline gelmiştir. Hazar Kağanlığı, bir Oğuz/Türkmen kağanlığıdır. Tarihte “Hazar” adlı bir Türk boyu hiç bir zaman var olmamıştır. Özetle, Hazar Kağanlığı'nın toprakları, Türkmenlerin tarihi topraklarıdır. O zaman en kalabalık olan Türk boyu Oğuzlardır. Bugün de öyledir. Oğuzlar, Türklerdir; kendilerini Türk ya da Türkmen (Türk olan) olarak adlandırmışlardır. Kaşgarlı Mahmud'a göre Türkmenler gerçekte yirmi dört boydur, bunlardan yirmi ikisi kendilerini Oğuz olarak adlandırır, öteki iki boy da Kıpçaklar ve Halaçlardır. 11. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Kıpçaklar (öteki adıyla Kumanlar) ise, Oğuzların bölgeyi terketmelerinden sonra Karadeniz bozkırlarında kalan Türkmenlerdir. Daha önce Oğuz bozkırı diye bilinen Karadeniz bozkırları, daha sonra Kıpçak bozkırı olarak anılmaya başlanmış ve Kıpçaklar, 13. yüzyılın sonlarına dek, Karadeniz bozkırlarının belirleyici bir gücü olmuştur. Kıpçakların bu varlığı, 11. yüzyılda Rus beyliklerine karşı kazandıkları bir dizi yengişten (zaferden) sonra, Balkanlar'a dek sürmüştür. Balkanlar'a göçen Kıpçak kolunun bir kesimi, daha sonra Hristiyanlığı kabul ederek Gagavuzları; bir kesimi de Avarlar ve Slavlarla karışarak Hırvat ve Sırpları oluşturmuştur. Bir kısmı da Macarlara katılmıştır. Kıpçakların Karadeniz bozkırlarında kalanlarından bir bölümü, daha sonraki yüzyıllarda öteki Türk boylarıyla karışarak Kazak, Tatar ve Bulgarlar gibi halkların atalarından biri olmuştur. Günümüzün Slav Kazakları olan Kozaklar (Ukraynalılar) ise, Kıpçakların Karadeniz bozkırlarında kalan doğrudan ardıllarıdır. Kaynak: Erman, Arif Cengiz. Türklerin Gerçek Tarihi / Türk Dili ve Tarhi Üzerine Tezler. Urzeni Yayınları. 2019 Erman, Arif Cengiz. Türk Dilinin Köken Sözlüğü. Urzeni Yayınları. 2019
@tsoktaykarakol2014
@tsoktaykarakol2014 4 жыл бұрын
HOCAM ALLAH RAZI OLSUN YALNIZ BİR ŞEY DİKKATİMİ ÇEKTİ ''DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIR.'' POLİTİKASI SULTAN 2. MAHMUD'A AİT DEĞİL MİYDİ SAYGILARIMLA
4 жыл бұрын
Onun zamanında Mısır isyanına karşı Rusya'dan yardım istenmesi için söylenmiş ise de her zaman kullanılabilecek bir tabirdir
@tsoktaykarakol2014
@tsoktaykarakol2014 4 жыл бұрын
@ HOCAM KAVALALI MEHMED ALİ PAŞA HAİN MİDİR DEĞİL MİDİR BİR MALUMAT VEREBİLİR MİSİNİZ
4 жыл бұрын
Iyilikleri kötülüklerinden fazla
@tsoktaykarakol2014
@tsoktaykarakol2014 4 жыл бұрын
@ HOCAM BU KONU HAKKINDA BENCE GENİŞ ÇAPLI BİR VİDEO YAPSANIZ DAHA İYİ OLUR AMA KUSURUMA BAKMAYIN BELKİ HADDİMİ AŞIYORUM FRANSIZ DESTEĞİ İLE OSMANLI DEVLETİNİ ORTADAN KALDIRMAYA ÇALIŞMAK İHANET DEĞİLDE NEDİR SAYGILARIMLA
@ferdaay-bz1py
@ferdaay-bz1py Ай бұрын
🌹🌹🌹
Tüm Yönleriyle Viking Tarihi / Detaylı Belgesel
2:01:22
Kronik Tarih
Рет қаралды 346 М.
마시멜로우로 체감되는 요즘 물가
00:20
진영민yeongmin
Рет қаралды 30 МЛН
When You Get Ran Over By A Car...
00:15
Jojo Sim
Рет қаралды 34 МЛН
WHAT’S THAT?
00:27
Natan por Aí
Рет қаралды 12 МЛН
Cool Items! New Gadgets, Smart Appliances 🌟 By 123 GO! House
00:18
123 GO! HOUSE
Рет қаралды 16 МЛН
Eski Türklerin Dini ve İslâmiyet
40:52
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
Рет қаралды 4,9 М.
LEONARDO DA VINCI - Tarihteki en meraklı insan (Biyografi Serisi #9)
1:46:24
Osmanlılarda Mektepler
47:54
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
Рет қаралды 4,9 М.
Dünden Bugüne - 8 - Yavuz Sultan Selim
44:29
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
Рет қаралды 13 М.
Dönmeler (Sabataycılar)
46:30
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
Рет қаралды 25 М.
Musul ve Kerkük
1:17:44
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
Рет қаралды 8 М.
Sultan Abdülhamid'in Tahttan İndirilişi
44:32
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
Рет қаралды 10 М.
Mısır Mitolojisi Tek Part
2:04:47
Shockvoice
Рет қаралды 761 М.
Dünden Bugüne - 18 - Kardeş Katli Meselesi
45:33
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
Рет қаралды 10 М.
Dr. Erman Gören ile Homeros ve İlyada - II KTS# 347
1:00:47
Kültür Tarihi
Рет қаралды 2 М.
마시멜로우로 체감되는 요즘 물가
00:20
진영민yeongmin
Рет қаралды 30 МЛН