Hakikat ne kadar zaîf ise de ölmez sûret gibi mahvolmaz Belki teşahhuslarda sûretlerde seyr ü sefer eder Hakikat büyür inkişaf eder gittikçe genişlenir Kışır ve sûret ise eskileşir inceleşir parçalanır Sâbit ve büyümüş hakikatin kàmetine yakışmak için daha güzel olarak tazeleşir Sözler, 29. Söz, Said Nursi
@senaytas79462 жыл бұрын
Dücane Hocam, kızımı uyuttuktan sonra izleyebiliyorum sizi. Benim nefes aldığım anlarım bu anlar. Çok teşekkür ederim hocam. Allahtan aklınıza yüreğinize sağlık diliyorum.
@Yolcu- Жыл бұрын
Kavram düşünseldir. Buradan hareketle: Düşüncenin gözü yoktur, bakmaz ama görür; duyular ise bakar ama görmez, aklı yoktur. Bir deneme de ben yapayım:)
@ismetsenererol6472 жыл бұрын
Nasıl teşekkür edebiliriz bilemiyorum. Hocam iyiki varsınız.
@niluferdirik1628 Жыл бұрын
“Sofie’nin dünyası” diye bir kitap var; felsefeye başlangıç kitabıdır denir hep. Yalnız erken yaşlarda okunmasını tavsiye ederim, geç okuyunca çocuksu geliyor insana.
@mujdecar29842 жыл бұрын
Çok teşekkür ederim, Hocam çok güzeldi
@ilkaykayaant59552 жыл бұрын
Yine günümü güzelleştirdiniz ❤👏❤👏
@belginruzgar61302 жыл бұрын
İnsan ne değildir? 1. çocuk 2. kadın 3. köle 4. deli 5. vahşi 6. barbar 2019 tweetlerinde hoca bir zamanlar 9 tane insan olmayan saymış.(tweet kullanmıyorum ama google aramada buldum.) “bir zamanlar “insan” ne değildi? 1. çocuk 2. kadın 3. köle 4. deli 5. vahşi 6. barbar 7. hayvan 8. melek 9. tanrı çünkü insan öncelikle bir “yetişkin erkek özgür akıllı toplumsal uygar canlı” olarak görülüyordu, bu yüzden ne melekti, ne de tanrı.”
@erdincgulegdim26682 жыл бұрын
Hayat her şey olabilir ama en başta hep ilginçtir. Açıkçası 10günlük bir hastalığın ardından daha yeni yeni kendimi toparlıyorum. Hasta insan önce hastalığı defetmek istiyor ve hayatta kalmak ve anlaşılacağı üzere aslında hayatta kalmak çokda matah bir şey değil. Bu işin ustası tartışmasız ecco homo gibi dünyanın bana göre en mütevazi biyografisini yazmış ve hastayken sağlığa sağlıklıyken hastalığına düşüncelerine temposuna yalnızlığına bakmaya cüret etmiş nitçedir. Açıkçası ben felsefeyi bilgiden ve meraktan önce cüretle cesaretle başlatıyorum. Burda saklı olan tavırdır. Ne olursa olsun en derine ulaşmaya çabalamak işin doğrusu hoş bir şey değildir. Acı verici olabildiği gibi yüksek bir tahammül gücüde gerektirir. Demekki felsefe kendinede tahammül edebilmeyi ve en çokda kendine düşüncelerine gerektiğinde acımasız olmayı zorlar. Yine dücane hocanın tespitide bu hususta ilham vericidir her insan en derinlerde bir yerde aslında nerden gelip nereye gideceğini bilir ama buna tahammül edemez. Peki ben edebiliyormuyum. Eğer edebilseydim zaten bunları yazmazdım. Aslında hepimiz birbirimize benzeriz bir yönüyle ve okuduklarımızdan duyduklarımızdan öğrendiklerimizden ve deneyimlerimizden benlik oluşturduğumuz gibi süreklide kendimize yontmaya meyilliyizdir. Bu bağlamda gurdjefin olağanüstü insan tanımlamasında susmak birinci sıradadır. Demekki ben olağanüstü bir insan değilim. Ama bu psikolojide yanıltıcı olabilir çünkü böyle kendimi sıradanlaştırarak ve samimi bir itirafın ardına saklanmış yüksek egoyuda gizleme çabası olabilir. Arayıcı doğası gereği tek bir hatta ilerleyemez çünkü tek hatta kesintiler olmadan asla arayış başlamaz ve bu arayışın bizatihi kendisi bile bir müddet sonra alışkanlığa dönüşmeninde ötesinde can sıkıcı ezberane tekerlemelere yüksek tahammülsüzlüklere huysuz sinirli ve kendini tanımaz hallerede sokabilir insanı. En tehlikeliside tiksinti duymaya başlamaktır. Yaşamın kendisinede alışılmış artık hiç bir şey keyif vermez olmuş bir türlü hep o anlatılan korkusuzluğa kaygısızlığa tamlığa ulaşılamamıştır çünkü. Ama daha alt düzeyden insanlarla karşılaşıldığında işte maharet burda açığa çıkmaya başlar. Çünkü çok uzun yıllar düşünce düşünce emek emek yaşam yaşam travma travma isyan isyan kokuyla görüşle yalnızlıkla örülmüş ama kendine faydası olmayan bir şeyler başkalarına doğru aktığında olanca görkemiyle açığa çıkmaya başlar.Ama içte yinede bir yetersizlik duygusu yarım kalmışlık eşlik eder kişiye. Kulağı yeni seslere sözlere hep açıktı ama artık heyecanlandırmaz olmuştur onu hiç bir şey. İçinde değil ama dışındaki duyduklarına karşı şiddetli bir karşı çıkışıda engelliyemez böylelikle çünkü kendi içindede ciddi çatışmalar akıntılar ve ters akıntılar mevcuttur. Tahammül edemez dışarıdan duyduğu samimiyetsiz bir netliğe. Evet yaşam en başta ilginçse en sondada ilginç olacaktır. Ve kim hazır bu son ilginçliğin aslında kimsenin umurunda olmayacağına ve unutulacağına ve yine sadece başına gelenin bilebileceği belkide hakikate en yakın deneyim olacağına. Evet dır-dir ekleriyle ne güzel vakitler geçirmiştim bende oysaki şimdi artk imlasız yaşamak istiyorum noktasız virgülsüz ve belki şansıma birde bir lütuf gerçekleşirse evet susmaktır son dileğim.
@hbayramsoy2 жыл бұрын
🙏🏻
@barsyigit41082 жыл бұрын
Harika bir ders, adeta 101 dersi gibiydi. Edebiyata, sanata, dinlere insan zihninin hangi seviyelerde ihtiyaç duyduğuna dair derin bir kazı yapılmış. Bunları bilmeksizin insanlığın bu ürünleri ile nasıl irtibat kurulabilir bilmiyorum doğrusu. Fakat aklıma bir şey takıldı. Sanatın önemi imgesel düzeyde olanı ussal ile birleştirmeye çalışmaktan doğan yaratma süreciyse ve felsefe gerektiğinde imgelemi de karşısına alıyorsa, bu durumda felsefe sadece dine karşı değil aynı zamanda hem edebiyata hem de sanata da mı karşıdır? Buradaki karşıtlığı pek idrak edemiyorum.
@Keepupit2 жыл бұрын
Hocam agziniza saglik
@serdart69412 жыл бұрын
Teşekkürler Hocam
@ekmelkaya95652 жыл бұрын
Hakikat ya da hakikat bilgisi aranmaz belki farkına varılabilir onun. Aranan bir şey doğal olarak dışsallıkta olan veya zahiri kabul edilen bir şeydir, bu da sizi her an birlikte olup ama farkına varamadığımız “hakikat” dan , bu hazineyi açığa çıkarmaktan perdeler… Uzun sözün kısası aranacak, bulunacak bir şey yoktur. Aksine, her daim birlikte olduğunuzun farkında olamama hali söz konusudur. Hikmet sahibi olmak İçin her an, her şeyi dışa dönük değil içe dönük yaşamanız gerekir ki içinizdeki gizli hazinenin farkına varabilesiniz……
@yavuzselimustaoglu28392 жыл бұрын
Hocanın video başında bahsettiği Ataköy konuşmalarının temiz kaydını bulabilen var mı acaba?
@mselmansezgin2 жыл бұрын
Ataköyde miydi bilmiyorum ama "şaşakalmak" konusunu işlediği şu konuşması vardı. kzbin.info/www/bejne/onbHlqFsg52nb7c Yayınların arasında da 1 hafta var.
@buketalkan24442 жыл бұрын
Flozof olarak bilinen insanların hepsi varlıgı birliğe getirmiş ve kavramların dünyasında özgürce ysşayabilmiş midir. Bu soru tikellerin dünyasına merak salmış olsada bu konuşmayı dinlerken zihnimi kurcaladı. Platon Aristo Farabi İbn Rüşt Sipinoza Descartes Kant Hegel Heideger Sartre Russel Bu isimleri flozof yapan hangi ortak yönleridir.
@ogzhnbl2 жыл бұрын
Duran emmi aklıma geldi.
@cembehram2042 жыл бұрын
49:00 ile 50:00 sürelerinde bahsettiğiniz cahil ile gafil arasındaki farkı , cahil : karşısındakini bilmeyen gafil: kendini bilmeyen olarak tanımladınız, eğer Cahil karşısındakini bilmemek ise aynı zamanda kendini de bilmemek gafil olma durumu olmaz mı ? Ya da cahil olma durumu karşısındaki şeylerin bilgisine sahip olmamak mı?
@yaprakpamir4342 жыл бұрын
Hocam anlamaya çalışırken beynim, tabiri caizse su kaynattı. Bundan memnun olmam ise ayrı bir çelişki 🥴🥴🥴
@mehmetaliyavuz50232 жыл бұрын
zihnimizde taşıdıklarımızın tasarımlar, imgeler, kavramlar bunların dış dünyaya uygun olmadığı hakikat aradığımız hakikat bu. zihnin oluşumuyla başlayan ben ayrınımını kapatmaktır.