Рет қаралды 603,140
2016 yılında Hollanda Milli takımının başındaki görevinden ayrılıp Türkiye Voleybol Milli Takımı baş antrenörü olan Giovanni Guidetti, filenin sultanları için tarihinin en büyük başarılarını getiren isim olacaktır.
Bu süreçte tarihte 2. kez olimpiyat vizesi alan Türkiye kadın voleybol takımı, bu süreçte avrupa şampiyonalarında 2. ve 3.’lükler alır. Aynı dönemde tecrübeli isimlerin bir bir milli takımla ilişkisi kesilirken Hande Baladın, Zehra Güneş ve Ebrar Karakurt gibi genç isimler ilk kez milli olmuş, ay yıldızlı formayla tanışmıştır.
Guidetti dönemi pek çok başarısızlık ve hayal kırıklığı ile de doludur. Turnuvalarda karşımıza her Sırbistan geldiğinde yenilmek kaderimiz olmuştur. Bunun yanında Güney Kore ve ABD’ye karşı da çeyrek ve yarı final elenmeleri yaşarız. Başımızda Guidetti gibi bir hoca varken gün gelir herkesi dize getiririz düşünceleri ve ona olan güveni kıran kişi, yine Guidetti olur.
“Herkes bizim Ferrari olduğumuzu sanıyor ama biz çok iyi bir Mercedes’iz. Ve Mercedes ne kadar iyi olursa olsun, Ferrari’yi geçemez” sözleriyle adeta yenilgiyi, 2. planda kalmayı ve hiçbir zaman şampiyon olamamayı adeta kabullenmiştir. Voleybol tarihimizde, daha büyük bir isim gelemez düşüncelerinin yanında söylenen bu sözler, mağlubiyeti kaderi olarak görüp kabul eden ve asla baş kaldırmayan bir adamın sözleridir.
Görevinden ayrılır. Şimdi yapılması gereken; Türkiye milli takımının başına yenilgiyi kabullenmeyen, başarıyı hedefleyen ve bir gün orada olacağı hayalini yaşayarak nefes alan bir antrenör getirmektir. Ve aranan kan adeta bir nokta atışıyla bulunur. Guidetti’nin yazdığı tarihi alaşağı edip, gümüşlerin, bronzların hükümdarlığını yıkıp altın madalyalarla, kupalarla zirveyi süsleyen, Danielle Santarelli.
Voleybolu oynarken başarısız bir oyuncu. Ama oynatırken dünyanın en başarılı antrenörlerinden biri. Kariyerinde sürekli yukarı adım atan, en doğru kararları en doğru yerde vermesiyle ünlü, kazanmak için canını dişine takan bir adam. Guidettinin Ferrari-Mercedes benzetmesine, şu cevabı veriyor: “Ben, efsane antrenörlerle karşılaşırım. Önce ellerini sıkar, sonra onları yenmeye çalışırım.”