Dil elden gidiyor mu? - Reyhan Çınar - @istanbulturkcesi_

  Рет қаралды 1,697

İstanbul Türkçesi

3 ай бұрын

Malum dil, canlı bir varlıktır. Sürekli değişir, başka dil ve kültürlerle temas ettikçe onlarla kelime alışverişinde bulunur, yıllar içinde kelimelerin imlâ ve söyleyişlerinde farklılıklar ortaya çıkar. Bu durum, kaçınılmazdır.
Türkçeye sevdalı pek çok insan, dilimizin yozlaşmasından, fakirleşmesinden, bilhassa gençlerin bozuk lisanından yakınır, hatta bunun milletimizin geleceği için dehşet verici bir durum olduğunu düşünerek ıztırap çeker yakınır. Zaman zaman hissî davranıp, millî bir insiyakla benim de bu hale büründüğüm oluyor. Ama sonra sakinleşip kendime şu telkinde bulunuyorum: Türkçe binlerce yıldır ne değişimler, dönüşümler yaşamış, ne bâdireler atlatmış
ve varlığını sürdürmeyi başarmış. Bizden önceki nesiller de şu an bizim hayranlıkla andığımız kendi dönemlerinde kullanılan dili beğenmeyip eleştirmişler. O zaman Türkçemizi kaybediyoruz, dilimiz fakirleşiyor, bozuluyor diye karamsarlığa kapılmaya, çok da endişelenmeye gerek yok. Yeryüzünde birbiriyle konuşacak Türkler oldukça, Türkçe de varlığını sürdürecektir.
Evet, Türkçemizin ilelebet varlığını sürdüreceğinden şüphemiz yok. Bu millet var oldukça Türkçe de var olacaktır. Dünya döndükçe Türkçe konuşulacak, insanlar bir şekilde ana dilleriyle meramlarını anlatacaklardır. Mesele sadece bu dilin konuşulması, varlığını sürdürmesi ve bir iletişim vasıtası olarak Türkçenin kullanılmasıysa kaygılanmaya lüzum yok.
Bugün eş dostla, konu komşuyla, çarşıdaki esnafla anlaşabilecek kadar herkes Türkçe konuşabiliyor. Hatta bunun için üç beş kelime, birkaç el kol hareketi ve mimikler dahi bize yeter. Ancak iletişim kurmanın, derdini anlatmanın ötesinde estetik ve zarafet gibi mefhumları önemsiyorsak işte mesele orada başlıyor.
Sosyal hayat içinde insanlarla anlaşabilmenin ötesinde güzel ve akıcı bir dil kullanmak, meramını en güzel ifadelerle anlatabilmek, zengin bir kelime dağarcığıyla, monotonluktan kurtulmuş bir Türkçeyle konuşabilmek için bu alanda biraz özen ve çaba gerekiyor.
Yahya Kemal’in;
“Baktım, konuşurken daha bir kerre güzeldin
İstanbul’u duydum daha bir kerre sesinde.” mısralarındaki gibi natıkası güzel olan insan, konuştukça daha da güzelleşir. Zira güzellik bir bütündür. Karşımızda dünyanın en güzel insanı da olsa biraz tanıdıktan sonra hâli, tavrı, konuşması, söyledikleri güzel değilse bu kimsenin fizikî güzelliğinin de yavaş yavaş etkisini kaybettiğine şahit oluruz. Buna mukabil sesin
tınısıyla, dildeki özen ve zarafetle, sözdeki anlam, üslûptaki nezâketle güzelliğin katmerlendiğine de şahit oluruz. Bu vasıflara sahip biri güzellik kavramını bütün mevcudiyetiyle taşır, sözleri ve davranışlarıyla etrafında bir hayranlık hissi uyandırır. Yüksek bir ruha yakışan da bunu hedeflemek değil midir?
Yüksek ruhların meramını anlatmaktan öte, onu en zarif, en hoş, en güzel şekilde anlatabilmek, özenle seçilmiş sözlerle konuşmak ve yazmak gibi vasıfları vardır. Ham ruhlular gibi gelişigüzel, kaba ve kısır bir lisan kâmil bir ruha yakışmaz.
Reyhan Çınar Kimdir? İstanbul Türkçesi nedir?
Reyhan Çınar, yirmi yıldır resmî ve özel programlarda sunuculuk yapmakta; belgesel, eğitim ve sanat videoları seslendirmektedir. TRT'de yapımcı, sunucu; diksiyon, hitabet ve edebiyat hocasıdır.
İstanbul Türkçesi, 2022 yılında Reyhan Çınar tarafından kurulan bir sosyal girişimdir. Türkiye Türkçesinde ölçünlü dilde esas kabul edilen İstanbul ağzına atfen böyle bir isim seçilmiştir. Diksiyon eğitimleri verir, seminer/atölyelerde yer alır ve içerik üretir.
Kurumsal ve bireysel diksiyon eğitimlerimiz ile ilgili bilgi almak için: iletisim@istanbulturkcesi.net
Websitesi: istanbulturkcesi.net
Instagram: istanbulturkcesi
Linkedin: www.linkedin.com/company/istanbulturkcesi

Пікірлер: 14
@Birol1ol
@Birol1ol 3 ай бұрын
Evet , natıkası güzel olan insan konuştukça daha da güzelleşiyor. ❤
@irfancinar5262
@irfancinar5262 2 ай бұрын
Tebrik ederim kardeşim. Allah ömrünü uzun ve bereketli kılsın inşallah.
@yasarcanl2508
@yasarcanl2508 2 ай бұрын
Tebrikler
@uguryuxel
@uguryuxel 3 ай бұрын
Efendim, ben de bu konuda çok hassastım. Beni bu hastalıktan Marcus Aurelius kurtardı. Kendileri imlaya odaklanmanın kabalık olduğunu öğütlüyor. Devasa bir coğrafyaya hükmeden filozof imparatorun kaç tür lehçe ve şive ile muhatap olduğunu düşününce, gideceğimiz son noktanın bu olduğuna kanaat getirdim. Bazen bir nefes, bir iç çekiş veya bir bakış anlamaya yetiyor.
@hakandemircan3969
@hakandemircan3969 3 ай бұрын
Ben de Turkçe ile ilgili ciddi bir yeise düşmüştüm ki size rastladım. Siz bana umut verdiniz, sizi buralarda gorunce benden baska derdi dilimiz olanlar varmis diyorum. İyi ki varsınız. Konusmanız nehrin akışı gibi huzur verici.
@istanbulturkcesi_
@istanbulturkcesi_ 3 ай бұрын
Ye’se kapılmak yok Hakan Bey. Bizim gibi ıztırap çeken nice insan var ama ümitsiz bir sessizliğe kapılmış vaziyetteler. Her birimiz elimizden ne geliyorsa yapıp millî kültür ve sanatımızı hele ki Türkçemizi hakkıyla yeni nesillere sevdirmekle mükellefiz. Hürmetlerimle…
@emin4155
@emin4155 3 ай бұрын
Hocam terapi gibi diksiyonun var
@alimuhittingurkan5511
@alimuhittingurkan5511 3 ай бұрын
Bir dilin zenginliği ne demektir? Türkçe zengin bir dil mi?
@hadiuluengin7137
@hadiuluengin7137 3 ай бұрын
En önce tebrikler. Hele hele “İstanbul Türkçesi” başlığını seçtiğiniz için daha çok tebrikler. Herhalde Çemişgezek veya Yozgat Türkçesini seçecek değildiniz.Ama heyhat ki şu şehr-I Stambul’da artık o tür lehçeler hakimiyet kurdu ve kurmaya devam ediyor. Daha berbatı, Türkçe inanılmaz bir hızla fakirleşiyor. Benim bildiğim hiçbir lisanda olmadığı ölçüde İğdiş ve hadım ediliyor. Yani düşünce melekesi kısırlaştırılıyor. Nüansları ifade eden eski kelimeler (ki sanki Türkçe değilmiş gibi onlara Osmanlıca etiketi yapıştırılıyor) gündemden düşüyor ve kayboluyor. Yeni uydurulan néologizmler tutmuyor veya sırıtıyor. Oysa kelimeler olmadan düşünceleri öğrenmenin, öğretmenin ve ifade etmenin mümkün olamayacağını siz benden daha iyi bilirsiniz. O tür sözcükler olmadan da beyin tembelleşiyor ve tedricen felç oluyor ! Yahut 0rwel’ in 1984’ündeki novlang tasallutuna boyun eğiliyor. Bilhassa felsefi, hukuki, sosyal ve insani lügatin eski dönemde Arabî ve Farsî kökenden (ki aslında onlar da Antik Helenceden biraz deforme edilerek alınmıştır) inmesi ,sanki “laikliğe” zarar verecekmiş gibi, TDK ve yarı - münevverler tarafından Nazım Hıkmet’in deyimiyle “çağataycalaştırılıyor”. Bunu bir athe olmama rağmen söylüyorum, bugün dahi hiçbir Batı dili yoktur ki çok geniş anlamdaki klisenin ve ilahiyatın lisanından kendini soyutlamış olsun. Ama tabii ki ele avuca sığmayan bir yumurcak olan dil hiç durmadan değişecek. Tamam da, en basitinden örnek verirsek, bütün sıfat takılarını eklesek bile “koku” kelimesi asla ne “rayiha” sözcüğünün karşılığı olabilecek, ne de akşam vakti sulanan bir eski Erenköy’ü bahçesini çağrıştıracak. Tekrar tebrikler. 0:03 0:03
@istanbulturkcesi_
@istanbulturkcesi_ 3 ай бұрын
Ne güzel îzâh etmişsiniz. İşte insanlarımıza bunu anlatmakta, meselenin künhünü göstermekte çok zorlanıyorum ama pes etmeyeceğim. Şevkimi arttıran cümleleriniz için müteşekkirim. Bir gün sohbet etme dileğiyle, sevgi ve saygılarımla…
@mehmetdervisgonuler462
@mehmetdervisgonuler462 3 ай бұрын
Fevkalade
1🥺🎉 #thankyou
00:29
はじめしゃちょー(hajime)
Рет қаралды 22 МЛН
CAN YOU HELP ME? (ROAD TO 100 MLN!) #shorts
00:26
PANDA BOI
Рет қаралды 35 МЛН
Be kind🤝
00:22
ISSEI / いっせい
Рет қаралды 13 МЛН
Кәріс тіріма өзі ?  | Synyptas 3 | 8 серия
24:47
kak budto
Рет қаралды 1,7 МЛН
1🥺🎉 #thankyou
00:29
はじめしゃちょー(hajime)
Рет қаралды 22 МЛН