"Tengriteg Тengride bolmuş Türk Bilge Kağan" (Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağan) Ben, Tanrı gibi gökte doğmuş Türk Bilge Kağan, bu çağda, tahtıma oturdum. Sözlerimi sonuna kadar dinle, iyi işit! Bütün küçük kardeşlerim, yeğenlerim, oğullarım! Bütün soyum, milletim! Sağdaki Şadapıt Beğler, soldaki Tarkanlar, buyruk beğleri! Otuz Tatar, Dokuz Oğuz Beyleri! Millet! Sözlerimi iyice işitin, sağlamca dinleyin! -Ey Türk milleti! Bu ülkeyi küçük kardeşim Kül Tigin ile öle yite kazandım. Kazanıp, alay milleti ateş, su kılmadım. -Ey Ötüken Ormanının milleti! Kötü kişi gelip birliğini bozmasın, silahlı gelip seni dağıtmasın diye, sana burasını il tuttum. Töreyi kazandırdım. -Ey Türk Milleti! Tatlı sözlere, yumuşak armağanlara kandınız ve birçoklarınız öldü. Yine yanılırsan ve güneydeki Çogay Ormanına, Tögültün Ovasına gidip yerleşirsen, ey Türk milleti, öleceksin! Oralara gittiğiniz zaman Çin'den gelen kötü kişiler aranıza sokulur ve sizi şöyle kandırırlar: "Onlar uzaktakilere kötü, yakındakilere iyi armağanlar verirler". -Bu düşünceleri at kafandan. Bütün boylar ayaklandı. Böylesine kenetlendikten sonra kim Türk'le başa çıkabilir. *_Türk Beğleri, millet, işitin! Üstte gök basamasa, altta yer delinmese, Türk milleti, senin ilini, senin töreni kim bozabilirdi? Ey Türk milleti! Titre ve kendine dön!_* *_BİLGE KAĞAN_*