📌EŞREFOĞLU HAMAMI / BEDESTEN /TAŞ KÖPRÜ /EFLATUNPINAR / DEMİRLİ MESCİD✔️

  Рет қаралды 196

Senem Güler

Senem Güler

Күн бұрын

Beyşehir Tarihi
Geçmiş asırlarda Beyşehir Gölünün de içinde olduğu bölge Pisidya adıyla anilırdı. Pisidya’da Karallia olarak bilinen bir şehir adıydı. Ramsay bu konuyu şöyle değerlendirir; “Biri gölün güneydoğusunda, Trogitis gölü’ne akan suyun ağzında, diğeri güneybatısında olmak üzere ihtimal iki şehir bulunuyordu. Bu ikincisinin Parlais olma ihtimali daha kuvvetli olduğu için birincisini Karallia olarak kabul etmeniz lazım geliyor.” Yine Ramsay’a göre Karallia Bizanslılar zamanında Skleros adını almıştır.
Daha sonra harap olan Karallia, Viranşehir adını almıştır. Onüçüncü yüzyılın ilk yarısında, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad devrinde, muhtemelen 1240’tan biraz önce çoğunluğunu Üçoklar’ın oluşturduğu Türkmenler tarafından yeniden kurulmuştur. Eşrefoğulları’nın hakim olduğu dönemden itibaren Viranşehir’in adı Süleymanşehir olmuştur.
Beyliğin merkezi olmasından dolayı geçen zamanla beraber beyin şehri olarak anılır. Bundan dolayıda Beyşehir adını alır. Beyşehir adının bir de efsanevi hikayesi vardır. Buna göre; Trogitis’de bulunan Seydi Harun Veli şimdi kendi adıyla anılan camiyi yaptırmaktadır. Eşrefoğlu Mehmet Bey de ona malzeme yardımında bulunur. Sonrasında gelişen olaylar onları dost yapar. Eşrefoğlu, Trogitis’e Seydişehir adını verirken Seyyid Harun Veli de Süleymanşehir’e Beyşehir adını vermiştir. Görüldüğü gibi Beyşehir’in akıp giden zaman içinde aldığı adları incelerken tarihinin kilometre taşları da hemen belirmektedir.
Muhtemelen Beyşehir ve çevresinin tarihi M.Ö 7000’li yıllara kadar uzanmaktadır. Yapılan araştırmalar Beyşehir’in daha o dönemde önemli bir yerleşim alanı olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır. M.Ö 5700-M.Ö 5300 arasına tarihlenen Erbaba Höyüğü kalıntıları bunun en somut göstergesidir. Kıstıfan Köyü yakınlarındaki höyükteki kazılarda Kanadalı bilim adamları Jacgues ve Louisse Alpes Bordaz çifti tarafından yapılmıştır. (1968-1975).
Erbaba Höyüğü ile ilgili olarak yapılan değerlendirme şöyledir: “Beyşehir’in 10 km kuzeybatısında deniz düzeyinden 1130 m yüksekliğindeki doğal bir tepenin üstünde, günümüzden yaklaşık 7500 yıl öncesine tarihlenen R.Solecki’nin yörede yüzey araştırması yaparken bulduğu höyük, Jacques ve Luiesse Alpes Bordaz başkanlığındaki bir ekipçe kazılmaktadır. Yaklaşık 80 m çapındaki Erbaba’da dört kat saptanmıştır. En alttaki 4. kattan pek fazla bir şey çıkmamış en çok buluntu 3. katta ele geçmiştir.”
1. 2. ve 3. katlardaki yapıların temellerinde büyük taş bloklar kullanılmıştır. Duvarlar ise, çamur harçla örülmüş kireçtaşı bloklarla yapılmıştır. Duvar kalınlığı 60 cm’den fazladır. 3. kattaki bazı duvarlar kırmızı renkli sıvayla kaplanmıştır. Birbiriyle yakın diziler halindeki dikdörtgen planlı evler kuzeydoğuya bakmakta, içeriye damdan girilmektedir. Evlerin batısında bölme duvarları vardır. döşemeleri sıkıştırılmış topraktan yapılmıştır. Erbaba’da taş alet yapımı oldukça gelişmiştir. Bunların arasında çakmak taşı yada doğal camdan yapılmış yongalar, kazıyıcılar, orakdilgiler, çentikli ve dişli dilgiler sarp kenarlı dilgiler, uç ve yuvarlak kazıyıcılar, delici ve kalemler çoğunluktadır. Ok ucu az bulunmuştur. Öğütme taşları oldukça çoktur. Vurgu taşarlı, tokmaklar, perdah aletleri, ufak küreler, cilalı taştan küçük yassı baltalar ve renkli taş boncuklar öbür taş buluntularıdır. Ayrıca kemik ve boynuzdan bizler, gözlü iğneler, çuvaldızlar, mablaklar, kaşıklar, saplar ve pişmiş topraktan heykelcikler ele geçmiştir. Erbaba çanak çöleği ‘deniz kabuklu’ ve ‘ince taşcıklı’ olmak üzere iki gruba ayrılır. Üst katlardan çıkan ‘deniz kabuklu’ çanak çömlek kırmızı, kahve yada sarımsı kurşuni renkte kaba hamurdan yapılmış olup, iyi açkılanmıştır ve tek renklidir. Bunların çoğu dar ağızlı çömlekler yada kenarları dik, dipleri düz, kulpları yarım ay biçiminde kaplardır. İnce taşçıklı çanak çömlek daha çok alt katlarda ele geçmiştir. Hamurlar kaba, donuk siyah yada kahverenkli bu kapların yüzeyleri açkılıdır. Biçimleri üst katlarda görülenlerle aynıdır. Yalnız kulpları düşey ve deliktir. Çok sayıda hayvan kemiğinden Erbaba’da koyun, keçi ve sığırın evcilleştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Erbaba evcil keçi ve koyun kemiklerinin kesinlikle birbirinden ayrılabildiği bir buluntu yeri olarak çok büyük önem taşır.
---------------------------
►🎬ABONE OL:bit.ly/38JWUse
---------------------------
👉 TAKİP ET 👈
►🎬KZbin: bit.ly/3bSOiRQ
►📸 Instagram : / senemguleerrr
►📘Facebook : / senem.guler.7
#konya #beyşehir #eşrefoğlu

Пікірлер: 7
@ilhankesik1732
@ilhankesik1732 3 ай бұрын
Hocanın heyecanı ve enerjisi müthiş tebrikler.
3 ай бұрын
Çok teşekkür ediyorum Ilhan bey aynen öyle 👋
@mustafaeryaman1765
@mustafaeryaman1765 3 ай бұрын
Tebrikler Senem Hanım, Harika bir tanıtım çalışması olmuş. Bizleri bilgilendiren hoalarımıza da sonsuz teşekkürler.
3 ай бұрын
👋👋👋Teşekkürler hocam begenmenize çok sevindim selamlar
@merkadnl7820
@merkadnl7820 3 ай бұрын
Önceki bölümde 2. Bölümün yapılacağı söylenmemişti. Süper! Şimdi tamam olmuş. Muhabbetle izledik.
3 ай бұрын
Diger bölümüde öneriyorum dehlizler ve bedestenler alakali güzel bilgiler verdik selamla çok teşekkürler😇
@babuslarcetesi0680
@babuslarcetesi0680 3 ай бұрын
Emrah Safa Gürkan Anlatıyor: Cumhuriyet İnkilâpları
32:52
Koç Holding
Рет қаралды 12 М.
Nurse's Mission: Bringing Joy to Young Lives #shorts
00:17
Fabiosa Stories
Рет қаралды 17 МЛН
У ГОРДЕЯ ПОЖАР в ОФИСЕ!
01:01
Дима Гордей
Рет қаралды 7 МЛН
هذه الحلوى قد تقتلني 😱🍬
00:22
Cool Tool SHORTS Arabic
Рет қаралды 95 МЛН
Felsefe - Din Çatışması - 1+1=1 | 19.04.2022
1:46:33
BloombergHT
Рет қаралды 464 М.
📌TUZHİSAR SULTAN HANI /KAYSERİ ✔️
30:59
Senem Güler
Рет қаралды 736
İstanbul Tarihinden Rengârenk Hikâyeler- Reşad Ekrem Koçu
1:50:15