Bir Aikido eğitmeni olarak, uğraştığımız savaş sanatının günümüzdeki karşılığının en çok egoyu yok etmek, bir anlamda da şahsi testosteron miktarını dizginlemeyi öğrenmek olduğunu söyleyebilirim. Ancak malesef ki Aikido çalışanlar arasında - bir müsabakası olmamasına karşın - gizli bir rekabet, bir yarış söz konusu. Bunda mevcut tekniklerin gerçekte çok etkili hatta kökeni itibarıyla ölümcül bile olmasının katkısı var tabi. İnsan da yapısı gereği güce sahip olup, onu kullanmayı öğrendikçe egosu şişiyor. (Amaç bunun tam tersine ulaşmak olsa dahi) Ben daha iyi yapıyorum, o teknik öyle olmaz, gizli söylemlerden birkaçı. Halbu ki işin kökeninden gelen (genelde) Japon hocalarla tanıştığımızda, tekniklerinin etkililiği ve gücü arttıkça kişilerin mütevazilik seviyelerinin de arttığını görüyoruz. Uzun lafın kısası, daha önceki yazılarından da dem vurarak, biyolojik gerçeklerin yanında fiillerimizi etkileyen, kültür ve toplumsal genetiklerin de işin hamuruna katkısı olduğunu düşünüyorum.
@mr.x24194 жыл бұрын
Seni daha yeni keşfettim. Düşünce mantığınla ve bilginle beni baya etkiledin. Her gün bir podcastini dinliyorum, bağımlılık yaptı :D
@FularszEntellik5 жыл бұрын
Mobilden de tıklanabilen bölümler (diğer detaylar açıklamada): (00:40) Teknede testosteron bombası. (04:38) "Testosteron: Sex, Güç ve Kazanma Hırsı". www.amazon.com/Testosterone-Sex-Power-Will-Win/dp/B00XI3ZC1I (05:19) "Testosteron Rex". www.theguardian.com/books/2017/jan/18/testosterone-rex-review-cordelia-fine (05:45) Hormonların Tren Problemi'ne etkisi. (07:10) "Virility Paradox" ve empati. www.amazon.com/Virility-Paradox-Influence-Testosterone-Bodies/dp/1944648569 (08:40) Testosteronun ölçütleri. (09:43) Olimpiyatlarda yarışan trans atletler. (12:12) Şiddet ve Statü İlişkisi. (14:35) Ultimatom Oyunu. (17:00) Japon Rugby takımı ve statü farkındalığı. www.nature.com/articles/s41598-017-05603-7 (19:40) Poligami ve grubun istikrarı. (21:52) Seri ve esnek monogami. (23:22) Evliliğin kutsanması. (24:10) Cinsel yolla bulaşan hastalıklar. (25:05) Savaş ve koruma yolu. (26:25) Infanticide (bebek cinayeti) ve monogami. (28:45) Testis boyutu ve rekabet. (30:45) ÖZET. (31:47) Spor ve savaş simülasyonu. Orijinal Çizim: Mehdi Puder. Patreon destek (bonus içerikli): www.patreon.com/imTolstoyevski
@AyberkKole5 жыл бұрын
Linkler patlamış hocam. Çok uzun oldukları için kopyaladığınız sistem araya bir yere "..." koymuş sanırım, 404 veriyorlar.
@Busburakim5 жыл бұрын
teşekkürler! dakikalarımızı şenlendirip, beynimizi işe yarayan şeylerle dolduruyorsunuz!
@oneinca5 жыл бұрын
Olum cumhurbaşkanıyla mı konuşuyorsun bu üslup ne ahahah
@Busburakim5 жыл бұрын
Cahit O'Quinn Üslupta farklı olarak ne gördüğünü anlayamadım açıkcası. Üslubumun da cumhurbaşkanı veya herhangi bir makam için değişeceğini düşünmüyorum.
@oneinca5 жыл бұрын
@@Busburakim Peki ! Eşitlikçi fikirlerini de tasvip ediyor, takdirle karşılıyorum. Beyninizi her zaman işe yarar şeylerle doldurmanızı tavsiye ediyor, neşeli dakikalı geceler diliyorum!
@Busburakim5 жыл бұрын
Cahit O'Quinn :) Teşekkürler.
@berkecefe5 жыл бұрын
spotify'dan podcastleri indirip otobüste giderken veya yolda yürürken dinliyorum sizi ve bu artık bir alışkanlık haline geldi, umarım bu tür yayınlara devam edersiniz. sırf devam edebilesiniz diye patreon'a bağış yığmak isterdi gönül fakat elimizde değil üstat kusura bakma, fularsızlıkla kalın!
@emrebulut7455 жыл бұрын
Podcast'ler gayet başarılı ilerliyor immu tol, podcast -türkçe kaynağı sıkıntısı çeken ve bundan yakınanlar arasındayım zamanla bu kültürün ülkemizde de oturacağına inanıyorum. Devam. Ooh müritler de artıyor gelsin kitaptan paralar.. selametle.
@batuozk15 жыл бұрын
Haksızlığa ve buna karşı vurdumduymaz bir tepkiye karşı sıkıntımız, hakkımızı savunurken verdiğimiz tepkilerin, başkalarına karşı haksızlık olduğunu görmezden geliyoruz (trafiğin ortasında arabasından inen, topluluk içinde başkasına bağıran, sinemada tartışan vb). Hatta sanki bunu özellikle başkalarının hakkına girerek yapıyoruz ya da bunu nedenliyoruz gibi.. Öyle, bi yere varmayacaktım, lafı geçince aklıma geldi :D
@zelalipekesen18725 жыл бұрын
Merhaba yeni podcast bekliyorum :)
@arduh3 жыл бұрын
bana göre en iyi seri buydu tabii ki ufak bir tık farkla.
@nadikavcar67595 жыл бұрын
Eskiden savaş niteliğindeki sporları kazananlar şan şöhret ve doğrudan veya dolaylı olarak kadınlarla ödüllendiriliyordu. E şimdi de benzer bir durum söz konusu :)
@omeromer44634 жыл бұрын
Video erkek ve şiddet 3 olmasına rağmen video içerisindeki görüntüde erkek ve şiddet 2 yazıyor.
@okancoban29234 жыл бұрын
Sporun (özellikle takım sporlarının) testosteron üzerindeki etkisini tam anlayamadım ;(
@tugcehilal25364 жыл бұрын
Bu kime diklenmeyeceğini bilerek basamakları çok hızlı tırmanan kişiler baya narsist özellik gösteriyor gibi. Narsisizm ve testesteron arasındaki ilişki nasıl acaba?
@jankatyasba27024 жыл бұрын
Endokrinoloji mevzusu sizi aşmış hocam
@akyuvar81214 жыл бұрын
Bunun ismi var. kayıkçı kavgası .
5 жыл бұрын
31:47 spor müsabakalarının testosteron'u artırdığını sanıyordum, var olanı tüketiyormuş.
@enesmalikkismir91274 жыл бұрын
Arttırıyor zaten.
@fikrimyok76304 жыл бұрын
A ClockWork Orange
@Sotistee5 жыл бұрын
sagolasin kral.
@mavimeth53854 жыл бұрын
High iq
@drakhakami38284 жыл бұрын
Sen git bunları ekşideki skepticoya anlat
@muhammedkaangokcek87164 жыл бұрын
Öncelikle güzel, kafa açıcı bir podcast'ti, eline sağlık fakat bazı konulara değinmem gerektiğini düşündüm. "Testesteron azaldığında empati yükselir ve mantıklı karar verme kabiliyeti artar." anlamına gelen bir bölüm var. ÖNCELİKLE, duygusal empati ve bilişsel empati çok fazla karıştırılan iki kavramdır. Duygusal empati kadınlarda baskın olarak bulunan, yani östrojenle doğrudan ilişkilendirebileceğimiz bir kavramdır. "Karşısındakinin duygularını anlama ve aynen onun gibi hissedebilme" anlamına gelir, dikkat edersen dişilerin problemleri olduğunda onu anlatarak ve karşısındaki diğer dişinin de onu anladığını düşünerek kendini rahatlatmaya çalışır ama mesela biraz cahil bir erkeğe derdini anlattığında erkek hemen çözüm üretmeye çalışır; bu ERKEK ve dişi beyinlerinin farklılığından kaynaklanır. Buradan anlayacağın üzere duygusal empatinin devlet yönetme, karar verme üzerinde hiçbir olumlu etkisi yoktur zîra eğer olsaydı; bugüne kadar devlet-imparatorluk yöneticilerinin EZiCi çoğunluğunun dişi olmasını beklemeliydik :) Peki bilişsel empati nedir? Karşıdakinin önceden düşündüklerini, şu an düşünüyor olduklarını ve gelecekte düşüneceklerini çözümleme ve anlayabilme yeteneği, bir nevi psikanaliz, soğuk okuma. Yani bireyin doğru karar vermesini, devlet yönetmesini, çağ açıp kapatmasını kolaylaştıracak ve bu yolda çok fazla işine yarayacak yegâne şey :) Birilerinin hissettiklerini anlamak ve aynen hissetmek doğru düşünmeyi çok çok zor hale getireceği gibi, bilişsel empati dediğimiz şeyin yanında da büyük bir "gürültü" oluşturarak, bilişsel empatiyi de baltalayacaktır; östrojenin işleri ne kadar zora soktuğunu histeri vakalarından da görebileceğimiz gibi, testesteronun mantıklı karar verme mekanizmasına zarar vermek bir yana ne kadar yararlı olduğunu anlamak için tarihe göz atmak da fazlasıyla yeterli :) 2. mevzu ise "testesteronu fazla olanlar kızları kapıyor olsaydı şu an hepimiz Mike Tyson olmalıydık" temalı bölüm. Testesteronu yüksek olan erkekler, mesela ben, erkeğin "bozulmamış" çok eşli doğasına daha yakın ve yatkındır. Günümüzde aşk adıyla bize pazarlanan şey koca bir yalan. Aşk doğrudan dopaminle alakalı bir delilik, hastalık sürecidir ve biter. Yani bir nevi "sıkılma oyunu". Erkek döller, sıkılır ve gider başkasını döller. Dişi ise 9 ay boyunca o çocuğu taşımak ve sonrasında da hayatını onun bakımına ve büyütülmesine adamak zorundadır; yani dişiler tek, erkekler çok eşlidir. En azından modern toplum tarafından değiştirilmeye başlamadan önce böyleydi, doğrusu; doğaya uygun olanı bu, gerisi tamamen toplumsal manipülasyon. Bu GERÇEK erkekler, adam gibi adamlar, ben, çok eşli yapımıza uygun olarak takılıp geçmeye ve bağlanmamaya yatkınız, bundan dolayı da dişilere çekici geliyoruz ve dişinin cinsel pazar değerinin en yüksek olduğu yaşlar olan 18-24 yaşları arasında bize çekim duyuyorlar ve bizim gibi ADAMlarla takılıyorlar. Başarabilirlerse sonrasında da işi evliliğe götürmeye çalışıyorlar ama yer mi anadolu çocuğu? :) Dişi 27 yaşına gelip de yaşlanmaya, cinsel pazar değerinin düşmeye başladığını hissettiği "AN"da bu testis abidesi adamı kafeslemeye çalışıyor ve %110 ihtimalle bunu başaramıyor. Sonra "değerim giderek düşüyor, duvara toslamak üzereyim; sağlayıcı bir erkek, bir ATM, testesteronu düşük bir adam bulayım da bari; genlerimi devam ettireyim" diyor. Testesteronu düşük "erkeğimizin" de hayatında eline dişi eli değmediği için kendisine ilgi gösteren ilk kızla evlilik hayalleri kuruyor, kız da buna niyetli olunca zaten direk evleniyorlar. Testesteronu yüksek ADAM eğlencesine bakıyor, belki yanlışlıkla birini hamile bırakıyor; ama onun için soyunu devam ettirmek bir "problem" değil, o eğlencesine bakıyor ve belki de çoğu bu yüzden genlerini gelecek nesle bile aktaramıyor. Ama testesteronsuz sözde "erkek" zamanında ADAMIN eğlenip bıraktığı dişiyle evlenip gelecek nesle mitokondrisini aktarmayı başarıyor. İşte bu yüzden toplumumuz bugün testesteronsuz, feminist, sözde erkeklerle dolup taşıyor. Umarım bazı taşları yerine oturtabilmişimdir, sevgiler. :)
@asddfgirdem24364 жыл бұрын
dediklerin ilgimi çekti kaynaklarını atabilir misin? ama yönetim konusunda kadın ve erkeği karşılaştırman mantıksız geldi çünkü çoğu ülkede kadınların yönetmesine izin verilmiyordu (hatta ev dışında başka bir şeyle ilgilenen kadınlara cehennem hayatı yaşatılıyordu.) Örneğin 7. henry sırf erkek varisi olmadığı için ingiltere'nin mezhebini değiştirmek zorunda kaldı. buna rağmen tarihte ve günümüzde bir şekilde yöneticiliğe geçip harika yöneten kadınlar var örneğin 1. elizabeth hala ingiltere'nin en iyi monarkı sayılır, tomris hatun o da oldukça başarılıydı, jeanne d'arc bir ülke yönetmese de orduyu harika bir şekilde yönetip fransa'nın hayatını kurtarmıştı. günümüzde de angela merkel mesela almanya'yı nasıl kurtartığını oldukça iyi bir yönetici olduğunu biliyoruz.