Рет қаралды 416,882
Bu hikaye muhteşem ses sahip iki kardeşin nasıl birbirine düşman olduklarını, bir adamın iki kardeşin kalbine nasıl girip aralarını açtığını, aynı adamdan çocukları olan bu iki kardeşin fırtınalı bir şekilde devam eden 50 yıllık küslük hikayesini anlatır... Yani anlatsam film olur diyeceğimiz türden bir hikaye bu... Yuvası yıkılan Neşe Karaböcek ve eniştesiyle evlenip Haketmediği halde enişte ayartan olarak adlandırılan gülden karaböcek... Bu hikayenin en başına gidip olayların en sakin olduğu yıllardan iki kardeşin bıcır bıcır takıldığı zamanlardan başlayalım... Asıl adı Neşecan Göktürk olan Neşe Karaböcek, 1 Nisan 1947 de İstanbul Yeşilköy'de üç katlı ahşap cumbalı bir evde doğar. Sırasıyla Tezcan, Saniye Gülden (Gülden Karaböcek) ve Gülcan adında üç kız kardeşi, Taner adında bir ağabeyi vardır. Çocukluğu Ankara ve İstanbul'da geçer. Daha sonra ezeli düşman olacağı kardeşi güldense 1953 yılında doğar... Neşe daha 3 4 yaşlarındayken annesinin yönlendirmesiyle tiyatro ve müzikle tanışır. Tiyatrodaki ilk rolü şarkı söyleyen kuştur. henüz 3 buçuk yaşındadır.Sonra Mümtaz Zeki Taşkın'ın yazdığı iki oyunda başrol oynar: "Yıldız Ece" ve "Kara Böcek". Mümtaz Bey'in hep ''Böcek'' diye sevdiği ve bu nedenle de adına bu oyunu yazdığı Neşecan, sonraları hep Neşe Karaböcek olarak anılacaktır. Diğer oyunlardan kat kat fazla oynanan Kara Böcek, Neşecan'ın o küçücük haliyle Cumhurbaşkanı İsmet İnönüile de tanışmasına vesile olacaktır. Daha sonra Devlet Operası'na alınır. Soprano olarak yetiştirilir. Carmen, La Bohem operalarında, Peter İlyiç Çaykovski'nin Kuğu Gölü'nde yaşını aşan görevler alır. Muhsin Ertuğrul'la Büyükbaba ve Torunu oyununu birlikte oynarlar. Bu arada bir de Halkevi'nde de halk tiyatrosu eğitimi alır. Ve bütün bunlar o henüz ilkokula başlamadan gerçekleşir.Nihayet ilkokula başlar! Altı yaşında, ikinci sınıftan. Ama aynı zamanda tiyatroda, operada rol alır; bale eğitimine devam eder, bir de üstüne gazinolarda ''solist'' olur. Yedi yaşındayken, semaverden çay içilip fındık fıstık yenilen Ankara Cebeci Dörtyol Aile Bahçesi'nde sahnede bulur kendini. Ablasıyla birlikte, Karaböcekler olarak türküler söylerler, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses'ten önce! Ama Neşecan tek başına ''Bakmıyor Çeşmi Siyah'', ''Aheste Çek Kürekleri'' ve inanmayacaksınız ''Makber''i icra etmektedir. Bahçe dolar taşar, Ankara çalkalanır. O ise bebeklerle hiç oynamayan, evcilik oynayan kızları ''Allah Allah, yapma şeylerle oynuyorlar'' diye garipseyen bir çocuktur o zaman. Eh sonunda bir tercih yapacaktır; ne de olsa yedi yaşına gelmiştir! Tabii ailesinin etkisiyle tercihi sahneden yana olur. Operayı bırakır ama, okul, konservatuvar ve sahne devam eder. Bu arada Fahri Kopuz'dan, Türk müziği, nota ve solfej dersleri alır. Bir bakarsınız, plakçılar kapıda. Yedi yaşında ilk plağını da doldurur: Bir Arap şarkısı Alloma ve Tintin Tini Mini Hanım. Kardeşi güldende onun gibi minicikken başlar müziği henüz 5 yaşındayken bağlama eğitimleri alır. Belki oyunculuk konusunda ablası neşe kadar yetenekli değildi ancak müzik konusunda en az onun kadar iyiydi belki de daha fazlasıydı. Türk halk müziğine çok meraklıydı gülden bu yüzden türk halk müziğinin ünlü isimlerinden yaşar aydaştan ilk ciddi ve uzun soluklu eğitimini alır. Ama ondaki yeteneği ilk keşfeden isimle orhan gencebay olur. Bağlamaya çok meraklı olan güldeni ses sanatçılığına yönlendirir. #neşekaraböcek #güldenkaraböcek #yeşilçam