- Nasıl olsun istemiştin? - Beni anlarlar sanmıştım. - Seni anladıklarında ne olacaktı? - Yalnız olmadığımı anlayacaktım. - Ama sen istedin böylesini. - Yani?
@mustafa_mnk5 жыл бұрын
mutfaktaydım seslerle birlikte geldiler. Perdeler yere kadar ama sadece güneşlikler çekili. Tüller yıkanıyor gri bi hava .içeriden tahta sesleri geliyor bir şeyleri çakıyor bense ellerimi suya batırıp çıkarıyorum. Bir Şey yapıyormuş gibi durmalıyım, durmalıyız. Mutfakda bir şey yapar gibi duruyorum o ise tahta çakar gibi duruyor. Bizler bir şey yapar gibi durmaları ne iyi beceriyoruz. Sonra günler geçiyor. O hep aynı odada bir şey çakar gibi ben mutfakda hep bir şey yıkar gibi…Cuma geçiyor cumartesi oluyor,cuma geçip cumartesi oluyor Birbirimizin yanına sokulmuyoruz bile.. Kimsenin aklına gelmeyen şeylerin kendi aklımızdan geçtiğine inanıyoruz ikimizde. Dünyanın sunağından birkaç saçma sebeple yararlanamamış iki insan yani kendi seçimleriydi aslında. Dünya bir kenarda dursunda bu tarafda yenisini yaratayım diyenlerden en az ikimiz… sonra bir gece yarısı çıka geldiler seslerle birlikte.. mutfaktaydım perdeler yere kadar ama sadece güneşlikler çekili. Tahta sesleri geliyor arasından onun sesi. ben böyle olsun istememiştim. Tahtalara vuruyor ne zaman sinirlense tahtalara vuruyor. Ben bir şeye vurmuyorum bir şeyi yere çakmıyorum, iliştirmiyorum, katmıyorum kendimi bile yani en azından artık. Önceden sesler bana ulaşmadan önce çok denedim. Kendimi bir yerlere katmayı denedim. Bakkalda ekmek kuyruğuna girmiş insanları katmayı, Sevişen insanlar arasına katmayı, bir tek dolmuşlarda birbirine para uzatan insanların arasına, anne ve baba olarak okullara gelen insanların arasına , Her Türlü hırsı yaşatmayı şart edinen insanların arasına yani karşılıklı olsa gerek yapamadık. Günler sonra ağzını açıyorum tahta seslerinin arasında, nasıl olsun istemiştin beni anlarlar sanmıştım. Seni anladıklarında ne olacaktı yalnız olmadığımı anlayacaktım. Ama sen istedin böylesini.Yani yani bu kendini sevme biçimin, farklılığın ve nalaşılmazlığın ile seviyordum kendini. Onlar seni anlamadıkça daha farklı hissedecekdin daha karmaşık bu seni basit bir varlık olan insandan ayıracaktı. yine de böyle olsun istememiştim. Çünkü yalnızlığın takdir görmedi. Tahtaya vuruyor biliyorum herkesin eli farklı işler için yaratılmıştı. Yıllardır onaları bir biçime sokmaya çalıştım. Oldukları haliyle dünyada tutanamaycağını bilen ben sahipleri yıllarca ellerimi farklı biçimlere sokmaya çalıştım. Kitaplar okudum, şarkılar dinledim filmler izledim ama şuraya vardık yine hiçbiri hayatın gerçekliğini ve sertliğini vermiyor yani o elleri alıp buraya koyduğumda değişmiyor gerçek. Yadırgıyor yadırgıyorum. Sanki sadece yadırgamak için gelmişim aralarına yani bunca çaba ve kendini hayata hazırlama isteği gerçek bir insanın çıka gelip seni bir yolunu bulup aldatmasıyla son buluyor. Herkesin eli farklı şeyler için yaratıldı. Yani neresine varsak dünyanın uzakdan göründüğü gibi değilmiş diycez neresine varsak mı -evet -ama dünyanın 7 sene önce bir salı akşamıydı. Saat sekizi çeyrek geçiyordu. her zaman olanlardan farklı hiç birşey olmamıştı. Tüm gün işteydim belgelerin arasında onaylıyordum. Okumakdan nefret ettiğim saatlerde oldu yani onaylıyordu. parmaklarıma siyah mühür bulaşıyordu.ellerime bakıyordum onaylıyordu. Bunlar benim hayata dahil olma çabalarımmış gibi devam etti tam yedi sene daha, ellerimi kullandım.Hayatta en çok ellerimi kullandım. Sonra anladım. Dünyanın neresine varırsan var aynı. Bundan olacak ki sonradan yaratılmışlara inandım hep. Ben o her şeyin arasına kendimi kattığım zamanlarda insanların korkunç hesaplarına, politikaya, dünyanın saçmalıklarına, kötülükleri, insanların bitmez tükenmez hırslarına ve türlü yalanlarına. kendimi bunların arasına kattığım zamanlarda çıkardım biçimimi yani kendimi anlamanın yolu onları görmemden geçti yine de beni anlarlar sanmıştım Tek başınalığından duyduğum gururla ayakta kalıyorsun. yani kendinin tahammül sınırlarına, farklılığına ve insanların uğradığı her türlü haksızlığa, dünyayı kimi zaman karşına alıp izlemene dayanman bundan yani tekbaşınalığından duyduğun gururla yalnız kalıyorsun.
@gramofoncicegi13903 жыл бұрын
Bulamamıştım teşekkürler:)
@bukulyildi2 жыл бұрын
şiir o kadar etkileyici ki. defalarca üst üste dinledim. anlatımına bayıldım. ve seslendirme yine harika. (✿◠‿◠)
@mucahitmusashi2 жыл бұрын
Bu şiir beni çok başka yerlere götürüyor. Elbette seslendirmeniz sayesinde. Tıpkı bir rüya gibi anlatması güç bana hissettirdiklerini.
@yusufcangunay43129 жыл бұрын
çok etkileyiciydi Agzina Yuregine saglik
@mekanatac23652 жыл бұрын
Uyumak için biraz uyku için . Teşekkürler sesine bugün buna sarılıp yatacağım. 😔
4 жыл бұрын
Bizler bir şey yapıyor gibi durmaları ne iyi beceriyoruz
@muratkaragoz28638 жыл бұрын
Acıları çıkarsak hayattan, ne güzel bir şey olurdu değil mi yaşamak? Düşünsenize, ölüm yok, yani yaşlanmıyorsun. Hep genç, hep taze, koklanmaya her zaman hazır bir çiçek. Çürümüyorsun, su bile gerekmiyor, belki güneş bile yok! O kadar da değil, su olsun, güneş de. Ama bu kadar da bağımlı olmasın kimse. Sonra para olmasın. Satacak, alacak, tükenecek bir şey lazım değil. Menfaat olmasın, hırs olmasın, başkasını kıracak bir duygu eksilsin yaşamdan. Kederi silelim, hep gülünsün tuhaf ama masum hallere. Şaşkınlık olsun ama kıskançlık olmasın. Sonra paylaşmak olsun çalmak olmasın. Çalmak dedim ya, hırsızlık manasında değil. Hayallerimiz olsun, çalmasınlar. Beklentilerimiz olmasın ama. Beklenilmeyen şeyler gerçekleşsin, adına sürpriz denilmesin. Çocuklar hep çocuk kalsın, onların neşesi huzur versin. Oyunlar hiç bitmesin, çığlıklar neşe için atılsın hep. Taciz olmasın, tecavüz, şiddet. Belki de "O" zevk denilen sapkın duyguyu koparmalı insandan. Sabaha karşı cinayet olmasın. Gecenin bir yarısı vahşet, akşam üzeri dehşet. Diye diye ne çok şey sıralanır ama bunlar mümkün değil. Ne demiş Şair Behçet; Yaralı ve yayan yürümektedir yaşam.. Yol şarkısı söylemeden varılamıyor menzile. Sabır ha yüreğim, sen sen ol, tüm acılara sabret. Acı olmadan ölüme bile ulaşılmıyor. Murat Karagöz- Olmasın, Ama Olacak
@celalerdem4 жыл бұрын
şahane anlatım👍
@berivandal1484 жыл бұрын
Aşırı güzel 💔
@baransuer9 жыл бұрын
Sevdiğim en değerli insan... Bekliyorum seni... İşte buradayım...
@neslihanhaspolat45386 жыл бұрын
İşte burdayım...
@onurcetintas98393 жыл бұрын
her zaman olanlardan farklı birşey olmamıştı...
@morcografya Жыл бұрын
Bu şiirin birinci ve ikinci bölümü de var mı? Muazzam bir seslendirme ve muazzam bir şiir
@vugar_mammadov7 жыл бұрын
insanin icini rahatladir bu ses
@burakyurtoglu60756 жыл бұрын
Harika..Sözleri bulamadım :(
@emresezer70504 жыл бұрын
🙏
@tanercark66657 жыл бұрын
çok iyi ses ve şiir
@rapsycaco7 жыл бұрын
Bu şiirin tüm sözlerini neden hiç bir yerde bulamıyorum :(
@tugay_official Жыл бұрын
Konuşuyorum konuştuğum kendim duymuyor sesimi
@muradgozlov5222 Жыл бұрын
Hep ağlıyorum bir pazartesi sabahına, Gıcırdıyor odamın parkeleri. Perdeler kan içinde. Bir palyaço dans ediyor en içten haliyle. Güldürmeye çalışıyorlar beni karınçalar Ağlarım pazartesi sabahlarına hep Katil kim? Bir su bardağı kırılıyor Bense korkuyorum her sesten. Galiba bir şizofreniyim Duygum yok Lal, Kör, Sağırım. Ellerimi perdeye siliyorum. Yerde yatan ceset kim? Bilemiyorum. Yanı başında oturmuş dizlerimi kucaklıyorum. Bana benziyor galiba Gülüyorum,koca bir kahkaha çıkıyor ağzımdan. Elim kan Evet,evet bayım.Bu ceset benim cesetim. Katil de benim sanırsam. Sem,galiba ben öldürdüm bu pislik adamı. Aynaya bakıyorum o,an Kan sürüyorum suratıma Bastırıyorum komik hissimi Ciddenliyimi ortaya koyurum cesetimin yanı başında. Kapat gözlerini diyor bana birileri Görüyorum dans ediyor bir palyaço. Psikolojim tuzla buz. Gözlerimi kapatıyorum dizlerimi sıkı sıkı bükerek karnıma Ağlıyorum her iki pislik adamın haline Kanlı bir pazartesi keyfi bu sem Kan ve küf kokan kaçıncı pazartesi Ve ben ağlıyorum pazartesi sabahlarına...
@mehmetaktas9456 жыл бұрын
Aradan yıllar geçmiş ama yine sorayım fon müziğin adı ne ?
@emnstudios14205 жыл бұрын
10 ay geçmiş ama cevap vereyim kzbin.info/www/bejne/rpKVop6al9lnbLM