Rahetli dedem, gençliğinde Muzur Çayı'nda balık tutmaya gidermiş. Yine bir gün balık tutarken balıkların semah döndüklerini görmüş. O an tövbe edip, bi daha balık tutmaya gitmemiş. Ortanca dayım da sık sık balık tutmaya giderdi. Biz çardakta dedemin yanında otururken, dayım oltasını alıp balık tutmaya gittiğinde, dedem dayıma birkaç kez: "Hasan, balık tutmaya bu kadar sık gitme, onlar da canlı, onların da yaşamaya hakları var, yazıktır, balık tutmaya sık gidersen onların ahını alırsın!" demişti. Dayım balık tutmaya sık giderdi, çok da balık tutardı ama tuttuğu balıkların hepsini komşulara dağıtırdı. Özellikle yaşlı nenelerin ve dedelerin olduğu evlere daha fazla verirdi. Dedem tövbeli olduğu için, bizim eve hiç balık getirmezdi. Dayım, evlendi, eşi ve çocuklarıyla istanbul'a göç etti. Dayımlardan sonra biz de Îstanbul'a geldik. Bir süre sonra dedemin vefat haberini aldık. Yine bir süre sonra, bir pazar sabahı biz ailece kahvaltı yaparken ev telefonu çaldı, Telefona abim baktı. Abim telefonla görüştükten sonra kapattı. Bize dönüp: Adli tıptan aradıklarını, Haliç'i temizlerlerken bir erkek cesedinin bulunduğunu, üzerinde kimlik olmadığını, cüzdanında bir miktar para,abimin cep telefonunun numarasının ve bizim evin telefon numarasının yazılı olduğu bir kağıt çıktığını, bu yüzden cesedin teşhisi için çağırıldığını söyledi. Abim hemen gitti. Saatler sonra abim eve geldi. Abimin gözleri kızarmış, çok ağladığı belliydi. Yüzünde çok büyük bir acı, çok büyük bir hüzün vardı. Annem, abime : " O kişi tanıdığın biri mi?" diye tam soracaken, abim annemin boynuna sarılıp ağlayarak: "Anneee! Dayım suda boğulmuş!" dedi.😔😥 Yıllar geçti aradan. Rahmetli Hasan dayım, her aklıma geldiğinde; acaba çocukluğumda dedemin dediği gibi, dayım balıkların ahını mı aldı?🤔 diye düşünürüm. Bir yerde okumuştum. Her insan birgün çok zengin olabilirmiş. Her insan birgün çok yüksek mevkilere, çok yüksek makamlara da gelebilirmiş ama, her insan, iyi insan olamazmış. Dedem bu dünyada yaşarken, iyi bir insan olarak yaşayıp, ölürken de iyi bir insan olarak öldüğü için, Allah dedeme, oğlu Hasan'ın suda boğulduğu günü göstermedi, dedeme evladı Hasan'ın acısını yaşatmadı o hayattayken. Allah'ın adaleti dedikleri ilahi adalet, dedem için budur belki de.😔 Not: Dayım kimliğini o sıralar kaybetmişti, tuşlu cep telefonları yeni yeni kullanılmaya başlamıştı, dayımın cep telefonu yoktu.
@muratduygulu85254 ай бұрын
dayınızın balıkların ahını aldığını sanmıyorum ama arkasında kalanlara acı bir hikaye bırakmış..
@bugdaytanesi19884 ай бұрын
@@muratduygulu8525 Allah hiçkimseye anne, baba, kardeş acısı .....vs vs hiçbir acıyı yaşatmasın! Dünyada tükenmez murat var imiş Ne alanı gördüm ne murat gördüm adlı Aşık Veysel'in bir eserinde dediği gibi: .......... Var mıdır dünyada gelip de kalan, gülüp baştan başa muradın alan? Muradı maksudu hepisi yalan Ölümü dünyada hakikat gördüm. Nuşveran'i adil nerede tahtı? Süleyman mührünü kime bıraktı? Resul-ü Ekrem'in kanunu Hak'tı. Her ömrün sonunda bir feryat gördüm. ........ Evet biliyoruz ki dünya yalan, ölüm hakikat. Müslüman olsun veya olmasın farketmeksizin, Allah bize bu dünyada yaşarken iyi bir insan olarak yaşayıp ve ölürken de iyi bir insan olarak ölmeyi nasip etsin inşallah!👐 Ve inşallah annemden, kardeşlerimden ve yeğenlerimden önce ben ölürüm inşallah!👐 ALLAH ALLAH!(Amiiiiiiiiiin!)👐
@muratduygulu85254 ай бұрын
Allah sıralı ölüm nasip etsin..
@HalimeSaglam-vj7ty4 ай бұрын
Okudum çok etkilendim yazıyı Allah rahmet eylesin.