Burada değinilmemiş bir nokta var bence. Her gün saatlerini dur kalk trafiğinde geçirmek istemeyenler ya da toplu taşımada güvenlik riskiyle koyun gibi işe gidip gelenlerin karşısında kim var? Korunaklı ve konforlu ortamlarda takılan ve çoğu da ulaşımda emniyet şeridi iltimaslı patronlar var. Personel servisi şirketi sahibi ile restoran zincirleri sahibi ve tekstil şirketi sahibi zat-ı muhteremler kendi aralarında şöyle sohbet ediyor olabilirler mi? : "Ya bu evden çalışma başımıza bela oldu, karlarımız düştükçe düştü. Ben sana personel servisi hizmeti satamıyorum, senin lokantana gelen giden kalmadı, millet evde oturmaktan kıyafet almıyor. Bu işe beraberce bir son versek mi?" Verimlilik filan hikaye. Bütün çalışanlar çok iyi biliyor ki evden daha çok çalışıyorlar. Açık ofisteki gürültü patırdıda kimsenin doğru dürüst bir şey yaptığı yok. Ama insan çalıştırmayı ve performans değerlendirmeyi bilmeyen "yöneticiler" geniş odalarında, "ulan ben buraya geldim ama bunlar kesin evde yatıyordur." kuruntusuyla performans değerlendirme yapabilecek kadar da "süper yönetici".