Рет қаралды 4,592
#imamali #hzali #islam
Hz. Ali kerremallahu veche, Hicret’ten yaklaşık 22 sene önce milâdî 600 yılında Mekke-i Mükerreme’de doğmuştur. Kaʻbe’nin içinde doğduğu nakledilir.[1]
Hz. Ali’nin (r.a) Ailesi
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in amcasının oğlu, damadı ve dördüncü halifesidir. Babası Ebû Tâlib, annesi Fâtıma binti Esed radıyallahu anha, dedesi Abdulmuttalip’tir. Künyeleri Ebü’l-Hasan ve Ebû Türâb, lâkabı Haydar, ünvanı Emîru’l-Mü’minîn’dir. “el-Murtezâ: Kendisinden râzı olunan, Allah’ın rızâsını kazanmış” ve “Esedü’llahi’l-ğâlib: Allah’ın her zaman gâlip gelen kuvvetli arslanı” gibi lakapları da vardı.
Kerremallahu Vecheh Ne Demek?
Çocukluğunda hiç puta tapmadığı için daha sonraları “كَرَّمَ اللّٰهُ وَجْهَهُ: Kerremallahu vecheh: Allah yüzünü mükerrem kılsın, şereflendirsin!” duâsıyla anılmıştır. Sahabe arasında bu şekilde yâd edilen tek kişidir.
Hz. Ali’nin (r.a) Lakabı Nedir?
Tasavvuf erbâbı, Hz. Ali’ye kerremallahu veche “Şâh-ı Velâyet” ve “Sultânü’l-Evliyâ” lâkaplarını uygun görmüşlerdir.
Abdulmuttalip, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz 8 yaşındayken vefât ettiğinde, Hz. Ali’nin kerremallahu veche annesi Fâtıma Hatun radıyallahu anha, Efendimiz’e sallallahu aleyhi ve sellem mürebbîlik ve annelik yapmıştır. Kendi çocukları aç dururken Peygamberimiz’in sallallahu aleyhi ve sellem karnını doyurur, kendi çocuklarının üstü başı toz toprak içinde dururken, o önce Efendimiz’in saçını başını tarar, gülyağıyla yağlardı.
Rasûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem daha sonraki hayatında bu mübarek hanımı sık sık ziyaret ederdi. Fâtıma Hâtun radıyallahu anha, fazilet sâhibi, sâlih ameller işleyen sâlihâ bir İslâm hanımı idi. Hicrî 4. senede Medine’de vefat etti.
İlk Müslüman Erkek
Hz. Ali radıyallahu anh, Ebû Tâlib’in en küçük oğludur. Mekke’de baş gösteren kıtlık üzerine Rasûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, amcasının yükünü hafifletmek için Hz. Ali’yi radıyallahu anh himayesine aldı ve yetiştirdi. Böylece Ali radıyallahu anh, Beytullâh’ta doğmuş, Beytü Rasûlillâh’ta yetişmiş oldu. 10 yaşlarındayken İslâm ile şereflendi. Hz. Hatice’den radıyallahu anha sonra İslâm’a girmiş, “çocuklardan ilk Müslüman olan kişi” vasfını kazanmıştır.
Hz. Ali radıyallahu anh, Mekke ve Medîne devirlerinde her an Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in yanında oldu. Hicret esnâsında Efendimiz’in sallallahu aleyhi ve sellem yatağında uyuyarak müşrikleri oyaladı ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’e zaman kazandırdı. Allah Rasûlü’nün sallallahu aleyhi ve sellem bıraktığı emânetleri sahiplerine teslim ettikten sonra Kuba’da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’e yetişti.
Peygamberimizin Kardeşi
Hicret’in 5. ayında gerçekleştirilen Muâhât/Kardeşlik akdinde Rasûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Hz. Ali’yi radıyallahu anh kendisine kardeş olarak seçti. O bu iltifat ve lutuf karşısında son derece duygulandı ve:
“-Ben Allah’ın kulu, Rasûlullah’ın da kardeşiyim” diyerek sevinç gözyaşları döktü.
Hz. Ali’nin Hz. Fatıma (r.a) ile Evlenmesi
Ali radıyallahu anh, hicrî 2. senenin son ayında Hz. Fâtıma radıyallahu anha ile evlendi. Ona son derece sevgi ve saygı duyardı. Hatta kendi annesi Hz. Fâtıma’ya radıyallahu anha, hanımı Hz. Fâtıma’ya radıyallahu anha hürmet göstermesini ve ona kesinlikle ev dışı hizmetleri gördürmemesini tavsiye ederdi. (İbn-i Abdilber, el-İstîâb, IV, 374)
Allah’ın Arslanı
Hz. Ali radıyallahu anh, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in devamlı yanında bulundu ve bütün cihat hareketlerine katıldı. Uhud’da ve Huneyn’de muhtelif yerlerinden yara aldı. Bedir’de sancaktardı. Aynı zamanda keşif kolunun başındaydı, hâkim noktaları tesbit ederek Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’e bildirdi. Bu mevkîleri işgal ederek Bedir’de mühim bir savaş harekâtını başarıya ulaştırdı. Bedir Gazâsı’nın başlamasından önce, Kureyşliler ile teke tek dövüşen üç kişiden biriydi. Bu dövüşte, hasmı Velid bin Muğire’yi kılıcı ile öldürdüğü gibi zor durumda kalan Hz. Ubeyde’nin radıyallahu anh yardımına koştu ve onun hasmını da öldürdü. 25 yaşlarında bir delikanlı olarak büyük kahramanlıklar gösterdi. Allah Rasûlü’nün sallallahu aleyhi ve sellem arzusu üzerine, Bedir’de yapılan havuzdan bir kırba ile ashâb-ı kirâma su taşıdı. Burada kendisine “Allah’ın Arslanı” lâkabı ile Bedir ganimetlerinden bir kılıç, bir kalkan, bir de deve verildi.
Hz. Ali’nin (r.a) Çocukları
Hicrî 3. sene Ramazan’ının ortasında oğlu Hasan radıyallahu anh doğdu. 4. sene Şaban ayının 5’inde de Hüseyin radıyallahu anh doğdu. Daha sonra Muhassin isminde bir oğlu ile Zeynep ve Ümmü Gülsüm isminde kızları oldu.
Zülfikâr Ne Demek?
Hz. Ali’nin radıyallahu anh “Zülfikâr” ismi verilen meşhur bir kılıcı vardı. Ucu iki çatallı olan bu kılıcı, Uhud’da gösterdiği üstün kahramanlık, cesâret ve fedâkarlık sebebiyle Rasûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hediye etmişti. Münebbih bin Haccâc’a âit olan Zülfikâr, Bedir’de ganimet olarak alınmıştı.