Рет қаралды 460,401
Hz. Hûd Peygamber
Âd Kavmi: İremliler
Tûfandan sonra yeryüzünde yeni bir hayat başlamıştı. İnsanlar yine eskisi gibi çoğalmış, dünya tûfan öncesi halini almıştı. Arap yarımadasının çeşitli bölgelerine dağılan âileler, gittikleri yerlerde yeni şehirler, binâlar, bağlar, bahçeler kuruyorlardı.
Bu esnada Hazret-i Nûh’un torunlarından Âd isimli bir zât, âilesiyle gelip Yemen’in güneyine yerleşmişti. Âd’ın nesli, zamanla burada çoğalarak büyük bir kavim olmuşlardı. Âd kavminin yerleştiği yer, etrafı kum tepeleri ile çevrili bir vâdi idi. Suları bol, yağışı fazla, toprağı bereketliydi.
Âd kavmi çalışıp çabalayarak vâdiyi Cennet’ten bir köşe haline getirmişlerdi. Belki de dünyanın en güzel şehrini orada kurmuşlardı. Mermer sütunlar üzerinde muhteşem binalar, saraylar yükseliyordu. Şehrin her tarafında parklar, havuzlar, bahçeler, geniş geniş yollar vardı. Bu şirin kente, İrem ismini vermişlerdi.
İrem’de yaşayan insanlar, uzun boylu, iri yapılı, güçlü kuvvetli kimselerdi. Bu fizikî güçlerine maddî zenginlikleri de ilâve olunca, artık yeryüzünde onlardan daha üstün bir topluluk yok denebilirdi.
Sahip oldukları bu güç, kuvvet, zenginlik, onlar için büyük bir nimetti. Allah’a bol bol hamd ve şükretmeleri gerekiyordu. Ancak bu güç ve kuvvet, Âd kavmini şükre değil, kibre düşürmüştü. Kendilerini beğeniyorlar, civârda yaşayan diğer insanları küçük görüyorlardı. Zenginlik başlarını döndürmüştü.
Mânevî ve ahlâkî değerlerden uzaklaşmış insanların elinde kuvvetin zulme âlet yapılması kaçınılmazdır. İşte Âd kavmi de kuvvet ve zenginliklerine dayanarak, çevredeki insanları ve komşu şehirleri baskıları altına almışlardı.