Ahmed Nâmıkî Câmî hazretleri buyuruyorlar ki; Allahü teala meleklerine hitap ediyor ki; Ben şu kullarımı hiç sevmiyorum. Melekler diyor ki; Ya Rabbi biz ne yapalım? Allahü teala buyuruyor ki; Gidin onlara bol sıhhat verin, bol para verin, ne isterlerse verin. Yeter ki Allah demesinler. Çünkü hiçbir derdi, üzüntüsü olmadığı için Allah demek ihtiyacı duymaz. Allahü teala buyuruyor ki; Ama ben şu kullarımı çok seviyorum. Melekler diyor; Biz ne yapalım? Allahü teala buyurur ki; Ona dert verin, üzüntü verin, sıkıntı verin, borç verin, hastalık verin. Ne yaparsa yapsın. Onun Allah demesi, yalvarması benim hoşuma gidiyor. Bırakın inlesin. Ben onun inlemesini seviyorum. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki; Derd-ü bela, kemendi mahbûb-i ilâhidir. Yani insanın başına gelen üzüntü ve sıkıntılar Cenab-ı Hakkın sevgi kemendidir.