KİM Taehyung ile hayal et "keşke sandığın gibi bir PRENSES olsaydım" BÖLÜM 4

[@bangtankingarmyyy1390]

umarım sevrek beğenerek okursunuz yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum HİKAYE Tae başımda durmuş tuttuğu kupayla bıyık altından gülerken elimdeki bezle halıyı siliyordum. Devasa boku bir şekilde atmıştım ve düşündüğümden daha hızlı bitmişti. Geriye kalan tek şey bokun ardından kalanları temizlemekti. Çok ufak iğreniyordum ama tabi ki bunu taeye göstermeyecektim. Tae: minnacık köpekten çıkana hayret ettim resmen, senin şansınaymış. Sesindeki alaycılığı duymuş iyice tepem atmıştı. Allah’ın cezası köpek sanki sıçmak için içeri girmeyi beklemiş gibiydi. Sinirle nefes vermiş önüme gelen uzun saçlarımı kolumla geriye itmiştim. Tae: hadi çabuk ol kahven soğuyor. Geriye attığım saç tekrar önüme gelince sinirle nefes vermiş kafamı kaldırıp kahverengi gözlere bakmıştım. y/n: tepemde öyle dikilip yorum yapmayı kesersen daha hızlı yapabilirim. Burnundan gülmüş gözlerini yüzümde gezdirmişti. Zaten salık saçlarımla zor olan bu iş bir de şiş kocaman montumla daha zorlaşıyordu. Tae elindeki kupayı bir masaya bıraktığını duymuştum fakat bakma zahmetine girmeyip bezi daha sert halıya sürtmeye başlamıştım. Bunun başıma geleceği belliydi ama bu kadar hızlı olması tepemi attırıyordu. Birden saçımda iki el hissetmiş doğrulmuştum. Tae önüme gelen saçlarımı da nazikçe çekmiş arkadan at kuyruğu yapmıştı. Saç toplamakta nasıl bu kadar yetenekli olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu fakat ellerim heyecandan titremeye başlamıştı. Yakınımdan gelen nefes sesleri iyice heyecanlanmama sebep olurken titrek bir nefes aldım. Tae: o ellerle saçını elleyemezsin diye tahmin ettim. Iğrenirsin şimdi falan. Göz devirmiş hiçbir yorumda bulunmamıştım. Tae benden uzaklaşınca önümdeki işe odaklanmaya çalıştım fakat aklım hala saçımda gezinen ellerindeydi. Sonunda halı temizlenmişti. Sakince ayağa kalkmış koltukta oturan taeye bakmıştım. y/n: ellerimi nerede yıkayabilirim. Gülmüş oturduğu yerden kalkmıştı. Yavaş adımlarla peşinden giderken köpeğe bir bakış atmıştım. y/n: köpeği çıkarsak mı ya? Küçük bir kapıyı açınca açtığı kapıdan girmiş teşekkür etmiştim. Bir karavana göre çok da küçük olmayan banyoda ellerimi ve bezi güzelce yıkadıktan sonra çıkmış taenin yanına ilerlemiştim. Kucağına köpeği almış severken kahvesini yudumluyordu. Iki hafta önce bana taenin karavanında böyle bir manzarayla karşılaşacağımı söyleseler güler duymazdan gelirdim fakat bu an çok gerçekti ve ben hala alışamamıştım. Yanına oturmuş benim için yaptığı kahveyi elime alırken derin bir nefes vermiştim. Kahve çok soğumamıştı, bugünün yorgunluğu sadece bu kahve alabilirdi ve gayet de güzeldi. Tae: o saatte neden dışarıda olduğunu söyleyecek misin? Söylediği şeye karşın hızla ona anlamaz bakmıştım. y/n: söyledim ya uyku tutmadı. Gözlerini devirmiş bakışları bir süre köpekte tuttuktan sonra tekrar göklerime çıkarmıştı. Tae: yemezler y/n. Beni kandırmak o kadar da kolay değil. Bakışlarımı kahveye çevirmiş elimdeki siyah sıvıyı incelemeye başlamıştım. Tae: söylemek istemezsen anlarım sadece artık yalan söylemeyi bırak. Söylediği sözler altında kendimi küçük bir çocuk gibi hissetmiştim. Yaramaz yalancı küçük bir çocuk. Kendi çocukluğumda annem ve babamın ilişkisi yüzünden asla olamadığım o çocuk. Ne diğer yaşıtlarım gibi sevgi görmüş ne de onlar gibi yaramazlıklar yapıp oyun oynamıştım. Çok içime kapanıktım ve hala o günlerin eksikliğini hissediyordum. Keşke bende diğer insanlar gibi gençliğimi yaşayabilseydim ama artık çok geçti. Annem ve onun “aşk” dediği duygular yüzünden kendimi feda etmiştim. Ona olan sevgim bu kadar fazla olmasaydı bunların hiçbirine asla göz yummazdım. Tae: y/n? Iyi misin? Değildim ve ileriki yıllarda da iyi olamayacaktım. Belki hayatta bile olmazdım. Belki bir gece babam beni döverken ayarını kaçırıp beni öldürürdü. y/n: iyiyim sadece anlatmak istemiyorum. Başıyla onaylamış o da benim son birkaç dakikadır yaptığım gibi kahvesine dikmişti gözlerini. Aramıza çok gürültülü olan bu sessizlikte hem çocukluğumu hem de taeyi düşünmüştüm... Ne kadardır orada oturuyoruz bilmiyordum fakat elimdeki kahve kupası soğumuştu. Taeye döndüğümde bana baktığını fark ettim ama gözlerini kaçırmadı. y/n: benim artık gitmem gerek. Başıyla onaylamış benimle birlikte kalkmıştı. y/n: kahve için teşekkürler. Hiçbir şey demeden benimle beraber kapıdan çıkmış soğuk geceye adımlamıştı. Tae: seni evine bırakayım. Bir an aklıma annemler geldi. Ya uyumadılarsa. Ya babam sinirden kudurduysa. Telefonumu da yanıma almamıştım. Başımı hızla iki yana sallayıp reddettim. Tae: saçmalama y/n saat kaç farkında değil misin? y/n: gerek yok evim uzakta değil zaten. Beni dinlememiş yürümeye devam etmişti. Son bir umutla peşinden hızlı adımlarla ona yetişmiş kolunu tutmuştum. Y/n: gerçekten gerek yok tae sen içeri gir. Hışımla bana döndüğünde bir adım gerilemiş gözlerine bakakalmıştım. Ruhumun derinliklerine bakarken kaşlarını çatmış bana bir adım yaklaşmıştı. Tae: söylenmen hiçbir şeyi değiştirmeyecek y/n, seni imkanı yok bu saatte tek başına bırakmam. ister istemez başımla onayladığımda bileğimden tutmuş beni de kendisiyle aynı tempoda yürümeye zorlamıştı. Bir adım arkasından giderken rüzgarda uçuşan saçlarını ve soğuktan kızaran burnunu inceliyordum. Sokak lambası yüzüne vururken bir kez daha ne kadar yakışıklı olduğunu fark ettim. Bir kıskançlık duygusu kalbimi avucuna alıp sıkarken benim ona bu gözle bakamam diğer kızların da ona öyle baktığı anlamına geliyordu. Gözlerimi taeden kaçırıp yola odaklanmış aklımdaki düşüncelerden kurtulmaya çalışmıştım. Ana yola çıktığımızda tae bileğimi bırakmış bu sefer ben önden yürümeye başlamıştım. Bileğimi bıraktığı an içimde oluşan boşluk duygusunu yok sayıp yürümeye devam ettim. TAEDEN Bu gece onu ilk gördüğümde yanlış giden bir şeyler olduğunu anlamıştım. Bana yalan söylemesi bir yana onu eve geçirme teklifimi reddetmesi beni iyice sinirlendirmişti. Içten içe ne yaşadıysa bana anlatmasını istemiştim ama şuan öyle bir hakka sahip değildim. Gecenin başında karşımda durmuş kırmızı gözlerle ve burunla öylece bana bakarken dudaklarına yapışmamak için içten içe savaş vermiştim. Hayatımda daha önce de ilişkilerim olmuştu ama hiçbirinde bu kadar güçlü duygular hissetmemiştim. Y/n hem konuşma hem düşünce tarzıyla beni kendine büyülemişti ve ben buna çok sinir oluyordum. Birden durmasıyla düşüncelerimden kurtulmuş gözlerine bakmıştım. y/n: tekrar teşekkürler Y/NDEN Tae ufak bir gülümseme sunmuştu. Tae: iyi geceler. Bende tıpkı onun yaptığı gibi gülümsemiş arkasını dönmesini izlemiştim. Ön kapıya yürümüş fakat anahtarım olmadığı için taenin gitmesi adına bir dakika kadar beklemiştim. Gittiğinden emin olduktan sonra hızla arka bahçeye ilerlemiş tırmanmam için beni bekleyen sarmaşıklarla göz gezdirmiştim. Bir an ufak bir panikle odamın balkon kapısına baktığımda bıraktığım gibi aralık olduğunu görünce derin bir nefes vermiş sarmaşıkları tırmanmaya başlamıştım... SABAH Dün geceden beri kırmızı olan ellerimi avuşturmuş tekrar önümdeki test kitabına bakmıştım. Kütüphaneye geldiğimden beri yani yaklaşık 10 dakikadır bakışıyorduk ama benim hiçbir şey çözesim yoktu. Birden yanımdaki sandalyenin çekilmesiyle irkilmiş o tarafa bakmıştım fakat görmeyi beklediğim son kişi taeyle göz göze gelince ellerimi hızla bacaklarıma yapıştırmıştım. Tae yanıma oturmuş ardından kulağıma yaklaşmıştı. Tae: ellerin iyi görünmüyor ne oldu? Kaşlarını kaldırarak ve fısıldayarak sorduğu soruya karşı çok umursamaz bir tavır takınmaya çalışmış kalemi elime akmıştım. Gözlerimi test kitabına çevirmiş sanki çözecekmiş gibi masaya yakınlaşmıştım. Y/n: bir şeyim yok gayet iyiyim. Sen neden buradasın? Test kitabına bakarak sorduğum soruya karşı derin nefes aldığını duymuştum fakat hiçbir tepki veremedim ki önümdeki soruyu bile okumayı unutmuştum. Tae: sen ne yalancı bir kızsın böyle Dediğine karşın kendimi savunmak amacıyla hışımla ona dönmüş gözlerimi alışık olduğum bana meydan okuyan gözlerine dikmiştim. y/n: ne demeye çalışıyorsun ellerimde bir şey yok. Diliyle dudaklarını ıslattıktan sonra bana biraz daha yaklaşarak kulağıma fısıldadı. Tae: bana sanki gecenin soğuğunda sarmaşıkları kullanarak ikinci kata tırmanmışsın gibi geldi. Sertçe yutkunup elimin içini okşayan eline baktım. nasıl olmuş?? DEVAM EDECEK