umarım severek beğenerek okursunuz yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum HİKAYE Karavanın merdivenlerinde oturmuş elimdeki çayı yudumluyordum. Yine evden kaçmış ve taenin yanına gelmiştim. Son 1 aydır alışkanlık haline gelmişti ve artık sarmaşıkları tırmanmakta o kadar zorlanmıyordum. Taenin yanında kendimi diğer her yerden daha güvende ve mutlu hissediyordum. Babamı ve annemi onun yanına geldiğimde tamamen unutuyor ve kendim olabiliyordum. Karavanın kapısı açılmış ve taede benim yanıma oturmuştu. Elindeki küçük battaniyeyi omuzlarıma sarmış kendi bardağından bir yudum almıştı. Sokak lambasının ışığı yüzüne vuruyor ne kadar yakışıklı olduğunu hatırlatıyordu. Bakışlarımı gökyüzüne çevirmiş çok da belli olmayan yıldızları izlemeye başlamıştım. Burnum soğuktan buz gibi olmuştu ve parmak uçlarımı hissetmiyordum fakat bu huzura her şey değerdi. Tae eliyle boşta kalan elimi tutmuş büyük avucunun içine hapsetmişti. Tae: hasta olacaksın y/n Derin bir nefes vermiş bakışlarımı gözlerine kilitlemiştim. y/n: sende hasta olacaksın. Dudaklarını alnıma bastırıp aşık olduğum gülümsemesini sunmuştu. Tae: ben her kış burada kalıyorum alıştım artık ama sen benden daha narinsin. Burnumdan gülmüş göz devirmiştim. Beni fazla hafife alıyordu. y/n: ben mi narinim? Tae: evet sen narinsin. Başını başıma yaslanmış tuttuğu elimi sıkarak konuşmuştu. Her gece ondan ayrılmak o adamın olduğu eve dönmek işkence gibiydi. Taeye çok alışmıştım ve bana ilaç oluyordu. Bu bir ayda babamla çok kez kavga etmiştik ve ben o iğrenç gecelerde taenin omuzunda ağlamıştım. Hala ona bir şey anlatmamakta kararlıydım fakat en azından artık ağlayacak bir omuz vardı, En azından hayatımda tae vardı. Tamamen içten gelen duygularla taenin yanağına hafif bir öpücük kondurmuştum. Kaşlarını çatmış bende biraz uzaklaşmış yüzümü incelemeye başlamıştı. Tae: hanımefendi benden mi hoşlanıyorsunuz? Kıkırdamış keyifle çayımdan bir yudum almıştım. y/n: çok yakışıklısınız galiba biraz hoşlanıyorum. Iki parmağımın arasında ufak bir boşluk bırakarak yüzüne tutmuştum. Parlayan gözlerini önce parmaklarıma ardından gözlerime çıkarmış tek kaşını kaldırarak sormuştu. Tae: birazcık?? Göz devirmiştim ama kocaman gülümsememe engel olamıyordum. y/n: evet çok az Tae: hmm Başını sallayarak dudaklarını kulağıma yaklaştırmıştı. Önümdeki yola bakıyordum fakat bütün hücrelerimle dikkatimi ona vermiştim. Tae: bende sizden çok az ama çok az hoşlanıyor olabilirim. Tek kaşımı kaldırmış yavaşça yüzümü yüzüne çevirmiştim. Dudaklarım dudaklarına değmek için resmen yanıyorlardı. Soğuk havayı yavaşça içime çekmiş dudaklarımızın arasındaki kısa mesafeyi de kapatmıştım. Sıcak dudaklarını dudaklarıma değdirmiş bir süre öyle beklemiştim. Tae ellerini yanaklarıma götürmüş beni daha derin öpmeye başlamıştı. Beni böyle öpmesi çok hoşuma gidiyordu. Dudaklarımı şiddetle öpüyor aynı zamanda başparmağıyla yanağımı okşuyordu. Zihnim tamamen karanlığa gömülmüş sadece taenin sıcak dudaklarına odaklanmıştım. Içtiği şekerli çayın tadını almış daha çok öpesim gelmişti. Soğuktan buz gibi olan elimi sıcak ensesine götürmüştüm. Irkilmesiyle kendimi tutamamış dudaklarımızın arasına bir kıkırdama bırakmıştım. Yavaşça dudaklarımızı ayırmış bir süre nefesini solumuştum. Tae burnundan gülmüş ensesindeki elimi tutup kendi cebine koymuştu. Tae: bunu yapmak zorunda mıydın ki? Başımı olumsuz anlamda sallamış ama gülümsememi tutamamıştım. y/n: gerçekten böyle olmasını istememiştim. Kocaman gülümseyerek kurduğum cümleye karşı yüzünü buruşturmuş bakışlarını yola çevirmişti. Tae: nedense hiç inanasım gelmedi. Elim cebinde ısınırken aklıma artık eve gitmem gerektiği gelmiş hüzünle bir nefes vermiştim. Başımı taenin omuzuna yaslarken bende bakışlarımı onun gibi yola çevirmiştim. y/n: artık gitmem lazım. Tae cebindeki elimi daha da sıkmış saçıma öpücük kondurmuştu. Tae: biraz daha kal y/n: saat çoktan gece yarısını geçmiştir. Tae: pff gidelim o zaman. Elimdeki artık boşalan kupayı ve omuzlarımdaki battaniyeyi taeye uzatmış karavana bırakmasını beklemiştim. Havalar gittikçe soğuyordu ancak benim için hiç sorun yoktu. Kışı oldum olası daha çok sevmişimdir. Tae karavandan çıkmış tekrar eliyle elimi kavramış yanağıma kokulu bir öpücük kondurmuştu. Hayatımda belki ilk defa bu kadar sevildiğimi hissediyordum. Annemi sadece ben sevmiştim fakat anladığım kadarıyla o beni hiç sevmemişti. Şimdi ne onu ne de babamı düşünme zamanıydı. Yanımda sessizce yürüyen taeye biraz daha yaklaşmıştım. Tae: iyi misin? y/n: sayende çok iyiyim. Tae alnımdan öpmüş ardından dudaklarını yanağıma bastırmıştı. Tae: benden sakladığın bir şeyler olduğunu biliyorum. Ne kadar hoşuma gitmese de buna bir süre daha göz yumacağım ama çok fazla dayanabileceğimi sanmıyorum. Bütün vücudumun gerildiğini hissediyordum. Taenin bir gün sorgulayacağının bende farkındaydım fakat düşünmek istediğim son şeydi. Ne zamana kadar kaçabilirim bilmiyordum. Artık her annem yüzünden üzülsem taenin omuzunda ağlamamam gerekiyordu. Biraz daha duygularımı saklarsam belki unuturdu. y/n: senden sakladığım bir şey yok deyip yalan söylemeyeceğim ama lütfen sorgulama tae. Bu her şeyi daha da zorlaştırır. Sinirle nefes aldığını duymuştum fakat görmezden geldim. Öylece yanında adımalarken konunun değişmesini çok istiyordum fakat söyleyecek bir şeyim yoktu... Sonunda evimin önüne gelmiştik. Taeye dönmüş boynuna sarılmıştım. Sigarayla karışık kokusu burnuma dolarken hafifçe gülümsemiş kulağının arkasına öpücük kondurmuştum. Tae irkilmiş hızlıca iç çekmişti. Iki büklüm olmasını izlerken kıkırdamıştım. Kulağının arkasında tiki olduğunu 1 hafta önce öğrenmiştim ve ona bulaşmak çok hoşuma gidiyordu. Tae: y/n! Bu gidişle sana sarılamayacağım! Kocaman gülmüş hala daha toparlanmaya çalışırken yanağına kocaman bir öpücük kondurmuştum. y/n: özür dilerim sevgilim bir daha olmaz. Tae göz devirmiş sinirle nefes vermişti. Tae: bunu ilk duyuşum değil son üç seferdir aynı şeyi söylüyorsun. Kıkırdayarak eve doğru adımlamıştım. y/n: git artık hadi. Tae: dikkatli ol o sarmaşıklardan düşersen hoş olmaz. y/n: alıştım artık. Her ayrılışımızda aynı şeyi söylüyordu. Bana karşı bu kadar ilgili olması çok hoşuma gidiyordu. Saçma sapan bir sırıtışla sessizce sarmaşıkları tırmanmış aralık bıraktığım balkon kapısından odama girmiştim. Sıcacık odam bütün vücudumu gevşetirken karanlıkta adımlamış ışığı açmıştım. Arkamı döndüğümde o lanet suratla karşılaşmayı hiç beklemiyordum. Odamın köşesindeki koltuğa oturmuş kıpkırmızı gözlerini gözlerine dikmişti. Bütün vücudum birden gerilmiş öylece olduğum yerde kalmıştım. ALTTA
@bangtankingarmyyy139011 ай бұрын
DEVAMII B: vay vay vay... benim küçük kızım büyümüş geceleri evden kaçıp erkelerle takılıp sürtüklük yapmaya başlamış. Sakin ses tonunu koruyarak oturduğu yerden kalkmış tehditkar adımlarla yanıma yaklaşmıştı. B: benim kızım! BAK BENİM KIZIM DİYORUM!! GECELENİN KÖRÜNDE SOKAKALARDA ERKEKLERİ ÖPÜP KOKLAŞIP GEZİYORMUŞ!! Birden saçımı tutmuş beni hışımla odamdan çıkarmıştım. Acıyla inliyordum fakat o ellerden kurtulamıyordum. Beni merdivenin başına getirmiş iğrenç nefesini kulağıma vererek konuşmuştu. B: sen ne ara bu kadar görgüsüz ahlaksız bir kız oldun! Sonlara doğru sesini yükseltmiş ben hala ellerinden kurtulmak için çırpınırken beni merdivenlere atmıştı. Kollarımla kendimi durdurmaya çalışıyordum fakat bir işe yaramıyordu. Vücudum her yere çarptığında nefesim kesiliyor gözlerim acıyla kapanıyordu. Merdiven bitmiş yerde yuvarlanmıştım. O adamın sinirle soluyarak merdivenlerden inişini yarı kapalı gözlerle izlemiş vücudumun acısıyla kıvranmaya devam etmiştim. Yanıma geldiğinden eğilmiş yüzüme şiddetle bağırmıştı. B: SENİ ÖYLE BİR DÖVECEĞİM Kİ ÖLMEK İÇİN YALVARACAKSIN! DUYDUN MU BENİ?! Gözlerimi açamıyordum B: DUYDUN MU DEDİM?!! Tükürerek suratıma daha fazla bağırmış karnıma bir tekme savurmuştu. Acıyla inlemiş yüzümü buruşturmuştum. Ayağını kafama koymuş suratımı yere bastırmaya başlamıştı. Kafam patlayacakmış orada öylece ölecekmiş gibi hissediyordum. Ne ağzımı açabiliyor ne nefes alabiliyordum. Bir süre sonra ayağını kafamdan kaldırmış beni sırtüstü yatar hale getirmişti. B: şimdi sana hayatın boyunca unutamayacağın bir ders verirdim fakat o iğrenç bedenine dokunmak istemiyorum! Kim bilir kaç adamla yattın OROSPU!! Gözlerimden yaşlar akıyordu fakat ne gözlerimi ne de ağzımı açabiliyordum. Vücudumdaki acı o kadar fazlaydı ki hiçbir şey düşünemiyordum. Sırtıma attığı tekmeyle yuvarlanmış hiçbir şey duyamaz olmuştum. Kulağım çınlıyor bedenime attığı tekmelerle savruluyordum fakat artık acı hissedemez olmuştum. Bilincim kapanırken bile hala yumruklar, tekmeler savurduğunu biliyordum... TAEDEN Suratımda kocaman bir gülümsemeyle y/n ye el sallamış arkamı dönmüştüm. Sokağı dönmeden önce sarmaşıkları çıktığını odasına girdiğini görmüş derin bir nefesle arkamı dönmüştüm. Kendimi uzun zamandır bu kadar mutlu hissetmemiştim. y/n sayesinde hayatımdaki en güzel ayı geçirmiştim. Kendimi onun yanında çok huzurlu hissediyor dudaklarına doyamıyordum. Okulda o kadar yakın olamıyorduk fakat her gece aksatamadan karavana geliyordu. Havalar soğuyor mantıklı tarafım artık gelmemesini isterken kalbim her gece onu görmek için çırpınıyordu. Karavan parkını görmemle girişten küçük köpeğin bana doğru koştuğunu görmüştüm. y/n nin karavandan köpeğin bokunu temizlemesi her aklıma geldiğinde gülmekten kendimi alamıyordum. Bu zamana kadar sadece kız kardeşime yakındım, arkadaşlarıma bile hep mesafe koyar onlar şakalaşırken sessizce onları izlerdim. Fakat y/n ye kendimi ilk tanışmamızdan beri çok yakın hissediyordum. Gülümsemesi gözümün önüne gelmiş burnumdan gülerek küçük köpeği kucağıma almıştım. Tae: ne güzel bir gece öyle değil mi? Bana katılmıyormuş gibi kafasını başka yöne çevirmiş derin bir nefes vermişti. Karavanın önüne gelmiş köpeği kapının önüne bırakmıştım. Tae: kusura bakma seni sadece y/n buradayken içeri alabilirim, malum. Kendime gelmiş hızla karavanın içine girmiştim. Iyice delirdin tae köpekle konuşmak ne alaka toparlan azcık. Tek kişilik yatağıma uzanmış derin bir nefes vermiştim. Bu gece gerçekten çok güzeldi. nasıl olmuş??? DEVAM EDECEK